Tarsus'ta sel: Ekili araziler sular altında kaldı
Mersin’in Tarsus ilçesinde aşırı yağışlardan dolayı binlerce dönüm tarla su altında kaldı.
Mersin'in Tarsus ilçesinde Ağzıdelik, Baharlı, Çatalça, Çağbaşı, Yaramış, Çiçekli, Çöplü ve Kefeli mahallelerinde ekili tarım arazileri su altında kaldı. Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, aşırı yağışlar sonucu ürünleri sular altında kalan mahalleleri ziyaret etti.
Avcı, 8 mahallede aşırı yağış sonucu tahmini olarak 15-17 bin dönüm arazideki ekili ürünlerin sular altında kaldığını belirterek, yağışların bu şekilde devam etmesi durumunda zararın daha da büyüyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.
Mersin’in Tarsus ilçesinde aşırı yağışlardan dolayı binlerce dönüm tarla su altında kaldı.
Mersin'in Tarsus ilçesinde Ağzıdelik, Baharlı, Çatalça, Çağbaşı, Yaramış, Çiçekli, Çöplü ve Kefeli mahallelerinde ekili tarım arazileri su altında kaldı. Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, aşırı yağışlar sonucu ürünleri sular altında kalan mahalleleri ziyaret etti.
Avcı, 8 mahallede aşırı yağış sonucu tahmini olarak 15-17 bin dönüm arazideki ekili ürünlerin sular altında kaldığını belirterek, yağışların bu şekilde devam etmesi durumunda zararın daha da büyüyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.
TMSF: Şirketlerde atanmış 274 kayyım var
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, 'FETÖ' sebebiyle kayyımlık yaptıkları şirket sayısının 829, bu şirketlerin aktif büyüklüklerinin 59.6 milyar lira, özkaynak büyüklüğünün de 23.9 milyar lira olduğunu söyledi.
Şirketlerin milletin emaneti olduğunu belirten Gülal, “Şirketlerde 41 bin 270 kişi çalışıyor. Tedarikçileri de dahil ettiğinizde 70-80 bin kişiye tekabül ediyor. Bu şirketlerde irtifa kaybı istemiyoruz. Temel politikamız büyüsün, katma değer, istihdam yaratmaya devam etsin” diye konuştu.
- https://bit.ly/2QBjFXg
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal, 'FETÖ' sebebiyle kayyımlık yaptıkları şirket sayısının 829, bu şirketlerin aktif büyüklüklerinin 59.6 milyar lira, özkaynak büyüklüğünün de 23.9 milyar lira olduğunu söyledi.
Şirketlerin milletin emaneti olduğunu belirten Gülal, “Şirketlerde 41 bin 270 kişi çalışıyor. Tedarikçileri de dahil ettiğinizde 70-80 bin kişiye tekabül ediyor. Bu şirketlerde irtifa kaybı istemiyoruz. Temel politikamız büyüsün, katma değer, istihdam yaratmaya devam etsin” diye konuştu.
- https://bit.ly/2QBjFXg
Akademi Dergisi
Kaçacaklar Türkiye'ye yapılan her kötülüğün ve ihanetin merkezindeki ailelerden gizli Yahudi ve Mason KOÇ ailesi, kaçmayı düşünüyor. Gizli Yahudi ve Mason Ali Koç, Türkiye'de işler biraz daha karışırsa, Ankebut Operasyonu biraz daha bu başarı ile devam…
Ülker, bir şirketini daha sattı
Ülker, paylarının tamamına sahip olduğu İstanbul Gıda'yı 77 milyon liraya Mustafa Yaşar Serdengeçti'ye sattı
Ülker Bisküvi Sanayi (ULKER), yüzde 100 düzeyinde sahibi olduğu İstanbul Gıda Dış Ticaret AŞ'nin, toplam 20.250.000 adet hissesinin 20.249.999 adedini 77.000.000 Türk lirası (yetmiş yedi milyon) bedel ile Mustafa Yaşar Serdengeçti'ye devretmeye karar verdi.
Ülker Bisküvi Sanayi AŞ tarafından KAP'a yapılan açıklamada, yurt dışındaki yatırım ve satış teşkilatlarını yaygınlaştırmak, daha çok bu ülke merkezlerindeki işlerin gelişimine odaklanmak ve verimlilik sağlamak adına söz konusu kararın alındığı belirtildi.
Ülker, paylarının tamamına sahip olduğu İstanbul Gıda'yı 77 milyon liraya Mustafa Yaşar Serdengeçti'ye sattı
Ülker Bisküvi Sanayi (ULKER), yüzde 100 düzeyinde sahibi olduğu İstanbul Gıda Dış Ticaret AŞ'nin, toplam 20.250.000 adet hissesinin 20.249.999 adedini 77.000.000 Türk lirası (yetmiş yedi milyon) bedel ile Mustafa Yaşar Serdengeçti'ye devretmeye karar verdi.
Ülker Bisküvi Sanayi AŞ tarafından KAP'a yapılan açıklamada, yurt dışındaki yatırım ve satış teşkilatlarını yaygınlaştırmak, daha çok bu ülke merkezlerindeki işlerin gelişimine odaklanmak ve verimlilik sağlamak adına söz konusu kararın alındığı belirtildi.
CIA'in MANPAD'ların kullanımını kısıtlamak için yeni bir teknoloji geliştirdiği iddiası
Hollandalı araştırmacı jos Wetzels, ABD Merkez İstihbarat Ajansı’nın (CIA) müttefiklere verilen uçaksavar füzelerinin kullanımını kısıtlamak için yeni bir teknoloji geliştirdiğini iddia etti.
Bu adımla, ABD’nin güçlü silahları daha sık yaymanın güvenli olacağı konusunda ikna edilebileceği belirtiliyor.
Wetzels, Almanya’nın Leipzig kentinde düzenlenen bir siber güvenlik konferansında verdiği demeçte yeni teknolojinin, MANPAD (Elle Taşınabilir Hava Savunma Sistemi) yani omuzda taşınan ve omuzdan atılan, kısa menzilli, ısıya duyarlı ve kafasında ısı arayıcı bir başlık olan uçaksavar füzelerde kullanılmak üzere geliştirildiğini belirtti.
Hollandalı araştırmacı jos Wetzels, ABD Merkez İstihbarat Ajansı’nın (CIA) müttefiklere verilen uçaksavar füzelerinin kullanımını kısıtlamak için yeni bir teknoloji geliştirdiğini iddia etti.
Bu adımla, ABD’nin güçlü silahları daha sık yaymanın güvenli olacağı konusunda ikna edilebileceği belirtiliyor.
Wetzels, Almanya’nın Leipzig kentinde düzenlenen bir siber güvenlik konferansında verdiği demeçte yeni teknolojinin, MANPAD (Elle Taşınabilir Hava Savunma Sistemi) yani omuzda taşınan ve omuzdan atılan, kısa menzilli, ısıya duyarlı ve kafasında ısı arayıcı bir başlık olan uçaksavar füzelerde kullanılmak üzere geliştirildiğini belirtti.
'CIA, sistemi MANPAD'larda kullanmak için tasarladı'
Sistemin ilk olarak 2017'te WikiLeaks tarafından yayınlanan bir dizi CIA belgesinde ortaya çıktığını, ancak yanlış etiketlenen dosyaların şimdiye kadar kamuoyunun dikkatini çekmediğini söyleyen Hollandalı araştırmacı, aynı zamanda CIA’in Coğrafi Sınırlama (Geo-Fencing) olarak adlandırılan teknikle, füzelerin kullanımını ‘belirli bir zamana ve belirli bir yere’ göre kısıtlayabildiğini açıkladı.
Savaş alanından ayrıldıklarında devre dışı bırakılan silahların ilgi çekici olabileceğine değinen araştırmacı, ABD’nin müttefiklerine verilen taşınabilir füzelerin savaşları kazanmada yardımcı olduğunu fakat çoğu zaman satıldığını ya da aşırılık yanlılarının eline geçtiğini söylüyor.
Örneğin, ABD yapımı Stinger, Afgan-Rus savaşında düşürdüğü çok sayıda Rus helikopteri ve uçağı ile tanınmıştı. Ancak ABD yetkilileri o zamandan bu yana Afgan güçlere yardım etmesi için verdikleri füzeleri bölgeden temizlemek için milyarlarca dolar harcadı.
Sistemin ilk olarak 2017'te WikiLeaks tarafından yayınlanan bir dizi CIA belgesinde ortaya çıktığını, ancak yanlış etiketlenen dosyaların şimdiye kadar kamuoyunun dikkatini çekmediğini söyleyen Hollandalı araştırmacı, aynı zamanda CIA’in Coğrafi Sınırlama (Geo-Fencing) olarak adlandırılan teknikle, füzelerin kullanımını ‘belirli bir zamana ve belirli bir yere’ göre kısıtlayabildiğini açıkladı.
Savaş alanından ayrıldıklarında devre dışı bırakılan silahların ilgi çekici olabileceğine değinen araştırmacı, ABD’nin müttefiklerine verilen taşınabilir füzelerin savaşları kazanmada yardımcı olduğunu fakat çoğu zaman satıldığını ya da aşırılık yanlılarının eline geçtiğini söylüyor.
Örneğin, ABD yapımı Stinger, Afgan-Rus savaşında düşürdüğü çok sayıda Rus helikopteri ve uçağı ile tanınmıştı. Ancak ABD yetkilileri o zamandan bu yana Afgan güçlere yardım etmesi için verdikleri füzeleri bölgeden temizlemek için milyarlarca dolar harcadı.
CIA'in teknolojisini nerede konuşlandırıldığının belli olmadığını söyleyen Hollandalı araştırmacı Wetzels, ancak belgelerin meta verilerindeki belirgin gelişme döneminin, MANPAD’ların Suriye'deki isyancılara dağıtılmasıyla ilgili basında çıkan haberlere denk geldiğini söylüyor.
Araştırmacıya göre Coğrafi Sınırlama (Geo-Fencing) ise füzelerin Suriye savaş alanı dışında bir yerde kullanılmamasını sağlamanın yolu olarak görülebilir.
Araştırmacıya göre Coğrafi Sınırlama (Geo-Fencing) ise füzelerin Suriye savaş alanı dışında bir yerde kullanılmamasını sağlamanın yolu olarak görülebilir.
Nissan'ın eski CEO'su Ghosn ev hapsinden Lübnan'a kaçtı
Finansal yolsuzluk iddiaları nedeniyle Japonya’da ev hapsinde tutulan Nissan'ın eski CEO'su Carlos Ghosn Japonya'dan kaçarak Lübnan'a gitti. Ghosn yaptığı açıklama, "Adaletten değil, adaletsizlik ve siyasi zulümden kaçtım" dedi.
Gelirini düşük göstermek ve maddi usulsüzlük yapmak suçlamalarıyla hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Japonya’da ev hapsinde tutulan Nissan'ın eski Başkanı Carlos Ghosn'un, seyahat yasağına rağmen Japonya'yı terk ederek Lübnan'a gittiği bildirildi. Japonya kamuoyunda şok etkisi oluşturan habere göre, Ghosn dün akşam saatlerinde Lübnan'a gitmek üzere ülkeden ayrıldı. Fransa ve Lübnan vatandaşı olan 65 yaşındaki Ghosn'un çocukluğunun büyük bölümünü geçirdiği Lübnan'a, sahip olduğu büyük kamuoyu desteği nedeniyle sığınmış olabileceği tahmin ediliyor.
Türkiye üzerinden gitti iddiası
Ghosn’un kaçtığına dair iddialar Japon kamuoyunda şok etkisine neden olurken, hakkındaki deniz aşırı seyahat yasağını da içeren denetim tedbirlerine rağmen Ghosn'un ülkeyi nasıl terk ettiği belirsizliğini koruyor. Japonya'da yeni yıl tatili olması nedeniyle resmi kaynaklardan henüz bir açıklama gelmezken, Lübnan basınına göre Ghosn, şu an eşi Carole Ghosn ile birlikte Lübnan'da silahlı muhafızlar tarafından korunan bir evde bulunuyor. Ghosn'un Lübnan'a özel bir jet ile Türkiye üzerinden gittiği iddia ediliyor. Japon kamu yayıncısı NHK'nin Lübnan'daki güvenlik kaynaklarına dayandırdığı habere göre ise Ghosn olduğu tahmin edilen bir kişinin özel bir jet ile Beyrut'a inerek farklı bir isim ile ülkeye giriş yaptığı ifade ediliyor.
Finansal yolsuzluk iddiaları nedeniyle Japonya’da ev hapsinde tutulan Nissan'ın eski CEO'su Carlos Ghosn Japonya'dan kaçarak Lübnan'a gitti. Ghosn yaptığı açıklama, "Adaletten değil, adaletsizlik ve siyasi zulümden kaçtım" dedi.
Gelirini düşük göstermek ve maddi usulsüzlük yapmak suçlamalarıyla hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Japonya’da ev hapsinde tutulan Nissan'ın eski Başkanı Carlos Ghosn'un, seyahat yasağına rağmen Japonya'yı terk ederek Lübnan'a gittiği bildirildi. Japonya kamuoyunda şok etkisi oluşturan habere göre, Ghosn dün akşam saatlerinde Lübnan'a gitmek üzere ülkeden ayrıldı. Fransa ve Lübnan vatandaşı olan 65 yaşındaki Ghosn'un çocukluğunun büyük bölümünü geçirdiği Lübnan'a, sahip olduğu büyük kamuoyu desteği nedeniyle sığınmış olabileceği tahmin ediliyor.
Türkiye üzerinden gitti iddiası
Ghosn’un kaçtığına dair iddialar Japon kamuoyunda şok etkisine neden olurken, hakkındaki deniz aşırı seyahat yasağını da içeren denetim tedbirlerine rağmen Ghosn'un ülkeyi nasıl terk ettiği belirsizliğini koruyor. Japonya'da yeni yıl tatili olması nedeniyle resmi kaynaklardan henüz bir açıklama gelmezken, Lübnan basınına göre Ghosn, şu an eşi Carole Ghosn ile birlikte Lübnan'da silahlı muhafızlar tarafından korunan bir evde bulunuyor. Ghosn'un Lübnan'a özel bir jet ile Türkiye üzerinden gittiği iddia ediliyor. Japon kamu yayıncısı NHK'nin Lübnan'daki güvenlik kaynaklarına dayandırdığı habere göre ise Ghosn olduğu tahmin edilen bir kişinin özel bir jet ile Beyrut'a inerek farklı bir isim ile ülkeye giriş yaptığı ifade ediliyor.
Yılbaşı ve Noel Baba neyimiz olur?
"O haçlı seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır"
https://goo.gl/xsFf7r
"O haçlı seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır"
https://goo.gl/xsFf7r
Akademi Dergisi
Çorlu'da 8 Temmuz'da 25 kişinin öldüğü, 340 kişinin yaralandığı tren faciasının kamera görüntüleri ortaya çıktı: “Ağır ihmal var. Göçük tren geçerken değil, önceden meydana gelmiş." Görüntülerde çukura düşme anında makinist Halil Altınkaya oturduğu koltuktan…
Sayıştay'dan 2018 TCDD raporu;
🖇️Bazı hatlarda Avrupa Tren Kontrol Seviyesi’ne göre sinyalizasyon sıfır
🖇️Yılda bir yapılması gereken iç denetim yapılmamış
🖇️72 milyon lira zarar etti
🖇️Bütçesi 2.8 milyar TL öngörülmesine karşın 3 milyar TL harcadı.
🖇️Bazı hatlarda Avrupa Tren Kontrol Seviyesi’ne göre sinyalizasyon sıfır
🖇️Yılda bir yapılması gereken iç denetim yapılmamış
🖇️72 milyon lira zarar etti
🖇️Bütçesi 2.8 milyar TL öngörülmesine karşın 3 milyar TL harcadı.
Elektrikli otomobilde yeni buluş: Mobil şarj robotları
Volkswagen, elektrikli otomobil sahiplerinin şarj istasyonu arayışını sona erdirebilecek bir gelişmeye imza attı.
Alman otomotiv firması, bu görevi sürücüler yerine üstlenebilecek mobil şarj robotunu tanıttı. Robotun sürücülerin boş şarj istasyonu aramaksızın herhangi bir alana park edebilmesini sağlayacağı ve tüm elektrikli araçlarda kullanılabileceği kaydedildi.
Robotun tüm şarj işlemini kendisinin yaptığını açıklayan firma, otomobillerin insan etkileşimi olmadan şarj edilebileceğini ifade etti. Buna göre minik robot, önce arabanın şarj yuvasının kapağını açıyor, sonra da yanında getirdiği enerji depolama cihazını otomobile bağlıyor. Şarj işlemi gerçekleştikte sonra da cihazı araçtan ayırıyor ve istasyona geri götürüyor.
Volkswagen, elektrikli otomobil sahiplerinin şarj istasyonu arayışını sona erdirebilecek bir gelişmeye imza attı.
Alman otomotiv firması, bu görevi sürücüler yerine üstlenebilecek mobil şarj robotunu tanıttı. Robotun sürücülerin boş şarj istasyonu aramaksızın herhangi bir alana park edebilmesini sağlayacağı ve tüm elektrikli araçlarda kullanılabileceği kaydedildi.
Robotun tüm şarj işlemini kendisinin yaptığını açıklayan firma, otomobillerin insan etkileşimi olmadan şarj edilebileceğini ifade etti. Buna göre minik robot, önce arabanın şarj yuvasının kapağını açıyor, sonra da yanında getirdiği enerji depolama cihazını otomobile bağlıyor. Şarj işlemi gerçekleştikte sonra da cihazı araçtan ayırıyor ve istasyona geri götürüyor.
Akademi Dergisi
Kaç tekrarla anlattım, 2016'da Halep'i Suriye ordusu bu insanlıktan çıkmışlardan kurtardı. CIA uzantılarından, Nusra'dan, sözde İslami terör örgütlerinden kurtardı. Bu, anlaşma ile oldu. Halep'te sıkışan Nusra teröristlerinin anlaşma ile çıkması için Erdoğan…
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nden Libya iddiası:
"Türkiye, 1600 Suriyeli savaşçıyı Libya'ya göndermek üzere Afrin'de eğitiyor"
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Milli Suriye Ordusu çatısı altındaki farklı birliklere bağlı 1600 kadar paralı askerin Libya'ya gönderilmek üzere Türkiye'ye ait eğitim kamplarında hazırlandığını iddia etti.
SOHR, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu'na (SMO) bağlı Süleyman Şah, Sultan Murat ve Mutasım Tümenleri'nden 1600 askerin Libya'da Halife Hafter güçlerine karşı savaşmak üzere Afrin'deki Türk eğitim kamplarında beklediklerini savundu.
İngiltere merkezli gözlemevi, daha önce 300 kadar militanın Trablus'a ulaştığını iddia etmişti.
Reuters haber ajansı da ismini vermek istemeyen iki üst düzey Türk yetkilisi ve iki üst düzey güvenlik yetkilisine dayandırdığı haberinde Suriye'de savaşan birliklerin Libya'ya gönderilmesi konusunda yönünde bir görüş ortaya çıktığını duyurmuş ancak gönderilecek Suriyeli savaşçı sayısının belli olmadığını belirtmişti.
Kaynak: EuroNews
"Türkiye, 1600 Suriyeli savaşçıyı Libya'ya göndermek üzere Afrin'de eğitiyor"
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Milli Suriye Ordusu çatısı altındaki farklı birliklere bağlı 1600 kadar paralı askerin Libya'ya gönderilmek üzere Türkiye'ye ait eğitim kamplarında hazırlandığını iddia etti.
SOHR, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu'na (SMO) bağlı Süleyman Şah, Sultan Murat ve Mutasım Tümenleri'nden 1600 askerin Libya'da Halife Hafter güçlerine karşı savaşmak üzere Afrin'deki Türk eğitim kamplarında beklediklerini savundu.
İngiltere merkezli gözlemevi, daha önce 300 kadar militanın Trablus'a ulaştığını iddia etmişti.
Reuters haber ajansı da ismini vermek istemeyen iki üst düzey Türk yetkilisi ve iki üst düzey güvenlik yetkilisine dayandırdığı haberinde Suriye'de savaşan birliklerin Libya'ya gönderilmesi konusunda yönünde bir görüş ortaya çıktığını duyurmuş ancak gönderilecek Suriyeli savaşçı sayısının belli olmadığını belirtmişti.
Kaynak: EuroNews
Akademi Dergisi
"Fabrikaları atıp satıp yediler, millet ortada kaldı" Ankara'da Kanal İstanbul projesine itiraz için dilekçe veren yaşlı bir kadın, "Gençlerimiz işsiz millet hep aç." diyerek tepki gösterdi.
İmamoğlu, Kanal İstanbul'un ÇED raporuna itiraz dilekçesi verdi: Üç rapor okudum, uykularım kaçtı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin ÇED raporuna itiraz dilekçesini Beşiktaş'taki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne verdi. İmamoğlu, 3 bilim adamının raporunu okuduğunu ve uykularının kaçtığını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna itiraz dilekçesi verdi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Kanal İstanbul’a neden karşı çıktığını anlattı.
"Bir bilim adamınının tarifi şu, siz yeraltı su kaynaklarını kurutuyorsunuz. Istıranca’lardan gelen suyun İstanbul’a yer altı akışını yok ediyorsunuz. Bu yapmak istediğiniz ada yarınlarda yerleşime uygun olmayan kurak bir alana dönüşme riskine sahip. Bunları ben değil, bilim adamları söylüyor. Altı sene önce yazılmış. Bir siyasi tartışma değildir bu."
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin ÇED raporuna itiraz dilekçesini Beşiktaş'taki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne verdi. İmamoğlu, 3 bilim adamının raporunu okuduğunu ve uykularının kaçtığını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna itiraz dilekçesi verdi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Kanal İstanbul’a neden karşı çıktığını anlattı.
"Bir bilim adamınının tarifi şu, siz yeraltı su kaynaklarını kurutuyorsunuz. Istıranca’lardan gelen suyun İstanbul’a yer altı akışını yok ediyorsunuz. Bu yapmak istediğiniz ada yarınlarda yerleşime uygun olmayan kurak bir alana dönüşme riskine sahip. Bunları ben değil, bilim adamları söylüyor. Altı sene önce yazılmış. Bir siyasi tartışma değildir bu."
Zaharova: ABD 'Vahşi Batı' zamanlarının protokol normlarına döndü
Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, Washington’ın dış politikada ‘Vahşi Batı” zamanlarının protokol normlarına döndüğünü söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Washington’a yaptığı ziyaretin ardından ABD yönetiminin yayınladığı fotoğrafı Sputnik’e değerlendiren Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, "Burada, şu anki Amerikan gerçekliğinin anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Hem Dışişleri Bakanlığı’nda hem de Beyaz Saray’da protokol inceliğinin gerektirdiği her şeyden yoksun kalma durumu var. Buna böyle diyelim. Bana öyle geliyor ki, birçok şey orta öğretim dönemlerinde sıkça okuduğumuz ‘Vahşi Batı’ zamanlarına geri dönüyor. Bugün, kuralların, geleneklerin, formalitelerin hakim olduğu geleneksel alanın prensip olarak ABD'de nasıl tamamen ikincil bir plana gittiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, Washington’ın dış politikada ‘Vahşi Batı” zamanlarının protokol normlarına döndüğünü söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Washington’a yaptığı ziyaretin ardından ABD yönetiminin yayınladığı fotoğrafı Sputnik’e değerlendiren Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, "Burada, şu anki Amerikan gerçekliğinin anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Hem Dışişleri Bakanlığı’nda hem de Beyaz Saray’da protokol inceliğinin gerektirdiği her şeyden yoksun kalma durumu var. Buna böyle diyelim. Bana öyle geliyor ki, birçok şey orta öğretim dönemlerinde sıkça okuduğumuz ‘Vahşi Batı’ zamanlarına geri dönüyor. Bugün, kuralların, geleneklerin, formalitelerin hakim olduğu geleneksel alanın prensip olarak ABD'de nasıl tamamen ikincil bir plana gittiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
'AKP'den peyderpey kopmalar olacak'
AKP'den peyderpey kopmaların süreceğini belirten Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, iktidar partisinin dağılmaya mahkum olduğunu kaydetti.
Türkiye siyasetini büyük değişikliklerin beklediğine işaret eden İslam, AKP’nin yeni kurulan partilerden oldukça huzursuz olduğunu kaydetti. AKP olağanüstü dönem partisi oluğunu hatırlatan İslam, şunları ifade etti: “28 Şubat’ın olağanüstü şartları içerisinde bir anlamda dizayn edilmiş, kendi seçmenini ve kendi kadrolarını menfaat birliği üzerinden bir arada tutmaya yönelik, yani bir ideal üzerinden tutma değil de menfaat üzerinden bir arada tutmaya yönelik bir partidir. İktidarı kaybettikleri anda rant dağıtımının başından alınacakları için dağılmaya mahkum partilerdir. Onun için AKP’ye Makyavelist bir parti diyoruz, yani iktidarda kalmak için elinden gelen her şeyi yapan bir parti. İki şey olabilir, ya kendini toplayabilir kendi kodlarına dönebilir ya da peyderpey kopmalarla bu itirazlar yükselir.”
AKP'den peyderpey kopmaların süreceğini belirten Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, iktidar partisinin dağılmaya mahkum olduğunu kaydetti.
Türkiye siyasetini büyük değişikliklerin beklediğine işaret eden İslam, AKP’nin yeni kurulan partilerden oldukça huzursuz olduğunu kaydetti. AKP olağanüstü dönem partisi oluğunu hatırlatan İslam, şunları ifade etti: “28 Şubat’ın olağanüstü şartları içerisinde bir anlamda dizayn edilmiş, kendi seçmenini ve kendi kadrolarını menfaat birliği üzerinden bir arada tutmaya yönelik, yani bir ideal üzerinden tutma değil de menfaat üzerinden bir arada tutmaya yönelik bir partidir. İktidarı kaybettikleri anda rant dağıtımının başından alınacakları için dağılmaya mahkum partilerdir. Onun için AKP’ye Makyavelist bir parti diyoruz, yani iktidarda kalmak için elinden gelen her şeyi yapan bir parti. İki şey olabilir, ya kendini toplayabilir kendi kodlarına dönebilir ya da peyderpey kopmalarla bu itirazlar yükselir.”
"AKP kaybetti"
AKPKK’nin 31 Mart yerel seçimlerinde çok önemli illeri kaybettiğini hatırlatan İslam, “Şimdi Türkiye ekonomisinin yüzde 70’nin döndüğü illeri muhalefete kaptırdı. Son İstanbul seçimlerini iptal ettiler, millet onlara 800 bin farkı gösterdi. Bunlar muhalefet adına, Türkiye’de ki demokrasiyi sahiplenme adına, parlamentoyu ve seçmenin ağırlığı sahiplenme adına önemli adımlar" diye belirtti. HDP'li 32 belediyeye atanan kayyumlarla iktidarın farklı bir taktiği devreye koyduğunu ifade eden İslam, "Belediye meclisinden birini başkan olarak seçmesi gerekirken bunu da yapmıyor kayyum atıyor. Yani başkanı görevden almakla hukukun gerekliliklerini yerine getirmiyor" diye konuştu.
AKPKK’nin 31 Mart yerel seçimlerinde çok önemli illeri kaybettiğini hatırlatan İslam, “Şimdi Türkiye ekonomisinin yüzde 70’nin döndüğü illeri muhalefete kaptırdı. Son İstanbul seçimlerini iptal ettiler, millet onlara 800 bin farkı gösterdi. Bunlar muhalefet adına, Türkiye’de ki demokrasiyi sahiplenme adına, parlamentoyu ve seçmenin ağırlığı sahiplenme adına önemli adımlar" diye belirtti. HDP'li 32 belediyeye atanan kayyumlarla iktidarın farklı bir taktiği devreye koyduğunu ifade eden İslam, "Belediye meclisinden birini başkan olarak seçmesi gerekirken bunu da yapmıyor kayyum atıyor. Yani başkanı görevden almakla hukukun gerekliliklerini yerine getirmiyor" diye konuştu.
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği binasına saldırı
ABD’nin Hizbullah Tugayları’na yönelik saldırısını protesto eden binlerce kişi ABD’nin Bağdat’taki Büyükelçiliği önünde gösteri düzenledi. Göstericilerin Büyükelçilik binasının kapısını kırarak içeri girdiği bildirildi.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta hükümet binalarının bulunduğu Yeşil Bölge'de toplanan binlerce Şii gösterici, Hizbullah Tugaylarına yönelik saldırıyı protesto için ABD Büyükelçiliği binasına yürüdü. Burada ABD bayraklarını ateşe vererek büyükelçilik binasının pencerelerini kıran göstericiler, "ABD'ye ölüm" sloganı attı. Haber ajansı AP, göstericilerin binanın kapısını kırarak, içeri girdiğini, binadan silah sesleri geldiğini duyurdu.
ABD’nin Hizbullah Tugayları’na yönelik saldırısını protesto eden binlerce kişi ABD’nin Bağdat’taki Büyükelçiliği önünde gösteri düzenledi. Göstericilerin Büyükelçilik binasının kapısını kırarak içeri girdiği bildirildi.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta hükümet binalarının bulunduğu Yeşil Bölge'de toplanan binlerce Şii gösterici, Hizbullah Tugaylarına yönelik saldırıyı protesto için ABD Büyükelçiliği binasına yürüdü. Burada ABD bayraklarını ateşe vererek büyükelçilik binasının pencerelerini kıran göstericiler, "ABD'ye ölüm" sloganı attı. Haber ajansı AP, göstericilerin binanın kapısını kırarak, içeri girdiğini, binadan silah sesleri geldiğini duyurdu.
Akademi Dergisi
Bütün kurumların içini boşaltıyorlar. Çaykur'dan sonra TRT soygunu TRT, 92 milyon lira zararda TRT, 2 yıldır faaliyet raporlarını kamuoyuyla paylaşmamasına rağmen, Sözcü'nün haberine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yayınladığı Kamu İşletmeleri Raporu'nda…
Sayıştay zararını zamlarla kapatmaya çalışan ÇayKur'u uyardı.
2018 yılındaki 657 milyon 86 bin TL zararı tüketicinin sırtına yıkarak çaya üç ayda toplam yüzde 32,5 zam yapan ÇAYKUR’un çay stoklarının şiştiği öğrenildi. Sayıştay’ın ÇAYKUR’un hesaplarında yaptığı incelemede, kurumun 2018 yılı sonu itibarıyla 109 bin 225 ton çay stoku bulunduğu belirlendi. Satılmayan çayların ekonomik değer kaybına yol açacağı uyarısında bulunan denetçiler, şişen stokların kurumun dönem zararının daha büyük ölçüde artmasına yol açacağı uyarısında bulundu.
ÇAYKUR’un, üretim maliyetlerini düşürecek çalışmalarda zafiyeti olduğu da Sayıştay’ın denetimlerine takıldı. 2018 yılında, çay yapraklarının yüzde 18,57’sinin fabrikalar arası aktarıldığını belirleyen denetçiler, bu durumun maliyetin artmasına neden olduğunu belirtti.