“Eşim eğitmen diye gönderildiği kamptan çıkamadı”

Zülfikar Ali’nin iddiasına göre kamplarda tutulanlardan biri de eşi. Yaşanan süreçle ilgili şu iddialarda bulunuyor.

"Eşim hukuk mezunu olduğu için 2016’da eğitim verme adı altında farklı şehirlere gönderilmeye başlandı. İlk olarak Urumçi’de bir kampa gönderiliyor ve sekiz ay boyunca burada eğitim vereceksin deniyor, sonra Hotan’da bir kampa sevkediliyor. Oraya gittikten sonra kendisiyle iletişim imkanımız azaldı. Bir keresinde 20 yıl hapse mahkum olan kişilere eğitim verdiğini söylemiş ancak ‘Burada biz de mahkum gibi olduk, girişimiz çıkışımız kolay olmuyor’ demişti. Ticaret yaptığımdan ona zaman zaman para gönderiyordum. Daha önce üç kere neden sana yurtdışından para geliyor diye sorguya alınmıştı. 2016 sonundan itibaren telefonla bile irtibatımız kalmadı."

“Neyle suçlandığını bilmiyorum”

Eşinin tutuklandığını öne süren Zülfikar Ali, iddiasını şu gerekçeye dayandırıyor:

"2016’nın Aralık ayıydı. Daha önce eşimin çok yardımları olan ve onun yanında çalışan bir Çinli çocuk bana telefon açarak eşimin tutuklandığını haber verdi. Suçu neymiş bilmiyorlar. Oradaki ailesi bile tutuklandığından benim söylemem ile haberi oldu. Çocuğuma şimdi onlar bakıyor. Ben ise tutuklanma kaygısıyla Doğu Türkistan’a gidemiyorum. Eşimden üç yıldır haber alamıyorum."

Ticaret için gitti 16 ay hapis kaldı

Halen Türkiye’de olup Doğu Türkistan’da kamp olarak adlandırılan cezaevlerinde kaldığını iddia eden canlı tanıklardan biri de Gülbahar Celilova.

Celilova, Kazakistan vatandaşı bir Uygur. Kazakistan ile Çin arasında 20 yıldır ticaret yaptığını söyleyen Celilova’nın yaşamı 2017 Mayıs ayında ticaret amaçlı olarak Doğu Türkistan’ın Urumçi şehrine yaptığı ziyaret sırasında değişti. O günü şöyle anlatıyor.

"Sii adlı otelde kalıyordum. Sabaha karşın odamı basan güvenlik görevlilerince alınarak bir karakola götürüldüm. Burada sorguya alındım. Sorgumda milliyetim, Türkiye’ye gidip gitmediğim başta olmak üzere bir çok sorular sorularak ‘Sen terörist misin?’ dendi. Bana bir kağıt imzalatmak istediler. Ben anlamadığım bir metni imzalamayacağımı söyleyerek avukat istedim ancak kabul etmediler. Beni Urumçi’de 3 numaralı cezaevine sevk ettiler. Gece 23.00 gibi cezaevinde alındığımda beni içerisinde 20 kadar genç kızın bulunduğu bir koğuşa aldılar. Kızlar tek sıra halinde yatıyordu ve hepsinin ayağında beşer kiloluk ayak kelepçeleri vardı."

“Eğitim adı altında insanları tutukluyorlar”

Doğu Türkistan’daki eğitim adı altında kampların sayısı ve burada kalanların tam sayısı bilinmiyor. Zülfikar Ali’nin kardeşi Azimet Ali, bir şekilde bu kamplardan kurtulan bazısı da Türkiye’ye gelen 30’a yakın kişiyle görüşerek anlatımlarını kayıt altına alıyor.

Kamplarda zorla tutulmak için Uygur olmanın yeterli olduğunu ve bu kamplarda bir şekilde alıkonanların sayısının onbinlerle tabir edilebileceğini öne sürüyor.

"Eğitim adı altında insanları kamplara alıyorlar. 30 kişinin anlatımlarında bir çok benzerlikler var. Bazı ufak tefek farklılıkların nedeni ise şu. Çin hükümeti yurtdışından gelen heyetlere göstermek amacıyla bazı kamplardaki uygulamaları daha yumuşak tutuyor. Kimi yerlerde üç gün izne çıkma hakkı varken diğer yerlerde o da yok. En yaygın tutuklama nedeni ise teröristlik suçlaması. Uygur isen her an bu suçlamayla karşılaşabilirsin."

“Çinli erkekler Uygur kızlarla evlensin diye teşvik ediliyor”

Zülfikar Ali, kamplar ile Uygurların iradesinin kırılmaya çalışıldığını iddia ederek Uygur kızlarının zorla Çinlilerle evlendirildiği iddiasıyla ilgili şunları öne sürüyor:

"Direk kafasına silah dayayıp evleneceksin diye bir uygulama yok tabii ki. Ancak Çin, Doğu Türkistan’daki nüfus dengesini değiştirmek için Çinlilerin buraya yerleşmesini teşvik ediyor. Yerleşen Çinli bekar erkekler özellikle Uygur kızlarıyla evlenirseniz para, ev veririz, çocuklarınız ücretsiz olur diye teşvik ediliyor. Bir Uygur kızı beğenen Çinli bir erkek red kararı alınca bu sefer o bölgedeki yerel yetkilileri aracı gibi devreye sokuyor. Gelen aracılar bu sefer aile üzerine ‘Ret ederseniz kampa gidebilirsiniz’ gibi söylemlerle veya tekliflerle aile üzerine baskı kurup kızlarını evlenmeye razı etmeye çalışıyor."

İran’da CIA ile bağlantılı 8 kişi gözaltına alındı

İran Devlet Radyo Televizyon Kurumu (IRIB), benzine yapılan zam ile ilgili başlayan gösterilerin ardından kolluk kuvvetlerinin CIA ile bağlantısı olduğu belirlenen 8 kişiyi gözaltına aldıklarını bildirdi.

Bakanlığın televizyonda yayınlanan açıklamasında, “Protestolarda bulunan ve istihbarat kurumlarının talimatlarını yerine getiren 6 kişi, ayrıca yurtdışına göndermek amacıyla bilgi toplayan 2 kişi gözaltına alındı” ifadelerine yer verildi.

ABD’den Kuzey Suriye’ye askeri sevkiyat

ABD’nin Kuzey Suriye’ye çok sayıda askeri araçtan oluşan konvoyla silah ve tank sevkiyatı yaptığı bildirildi.
Dün gece geç saatlerde ABD’ye ait silah ve mühimmat konvoyunun Cizir’in Rimelan bölgesine geçtiğini aktardı.

Rimelan, petrol açısından önemli bir bölge olarak biliniyor.

Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) dün, ABD’nin 60 araçlık bir konvoyla Demokratik Suriye Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgelere silah, tank ve mühimmat taşıdığını açıklamıştı.

Ayrıca son iki gün içerisinde ABD’nin Dirbesiyê’de yeni bir askeri üs kurmak için mühimmat sevkiyatı yaptığı belirtildi.

Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik son askeri operasyonlarla birlikte ABD bazı bölgelerden askeri güçlerini geri çekmiş, yerlerini Rus kuvvetleri almıştı.

Daha sonra alınan kararla ABD askerlerinin petrol bölgelerini korumak için sevkiyatta bulunacağı açıklanmıştı.

Sayın Putin :Toplu Güvenlik Antlaşması Devletlerine Ortak Çabalarla Teröre Karşı Mücadele Etmeye Çağrıda Bulundu

Rusya Devlet Başkanı sayın Vladimir Putin Toplu Güvenlik Antlaşması Devletlerine teröre karşı mücadele etme konusunda ortak çabalarda bulunmaya davet yaparken bu konuda ülkenin kazandığı deneyimlerini paylaşmaya hazır bulunduğuna işaret etti.

Toplu Güvenlik Antlaşması Devletlerinin Kırgızistan başkenti Bişkek’te yapılan genişletilmiş toplantıda Rus sputnik haber ajansının aktardığıyla Putin; Uluslararası terörizm ve aşırılıkçılıkla mücadelede ortakları ile etkileşimi güçlendirmeye çalışacaklarını dile getirdi.

CHPKK'li Aygün:
-Tren kazası sorumlularının adalete teslimini istiyoruz...

AKPKK'li Kırkpınar:
-Hergün istismar siyaseti yapıyorlar!
-Hak, hukuk, adalet siyaseti yapıyoruz.
-Bir gün intiharla, bir gün Allah'ın rahmetine kavuşmuş vatandaşlarımızla ilgili.. Kazalar her yerde oluyor...

Hava Kirliliğini Azaltma Çalışmalarında Gelinen Son Nokta Oksijen Üreten Robotik Ağaçlar “BioUrban” (Meksika)

Dünyamızda nüfusun sık ve yoğun olduğu yerlerde araçların, fabrikaların, deodorantların ve daha birçok havayı ve çevreyi kirleten etmenlerin olduğunu sizlerde biliyorsunuz. İnsanların sağlıklı yaşamını kolaylaştıracak birçok buluş ve proje yapıldı. Bunlardan biri de Meksikalı Bilim adamlarının yapmış olduğu “Oksijen Üreten Robotik Ağaçlar”dır. Çoğu yerde olduğu gibi Meksikada da arabalardan çıkan egzoz dumanı, fabrika bacalarından çıkan duman haliyle havayı olumsuz yönde etkilemektedir.

Bio Mitech tarafından geliştirilmiş ve “Yapay Ağaç” olarak bildiğimiz bu ağaçlara “BioUrban” adı verildi. Bu yapay ağaçlar tıpkı doğal ağaçlar gibi kirli havayı içeri çekip, temiz havayı dışarıya vermektedir. Doğal ağaçlarda olduğu gibi hava devir daimini aynı süre içerisinde yapabilmektedir.

AKPKK'nin 'ömür boyu ücretsiz sağlık hizmeti' teklifi: 5 yıl için 107 milyon lira

AKPKK tarafından hazırlanan kanun teklifi ile ömür boyu ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlananların kapsamı genişletilmeye çalışılırken, son 12 yılda 112 milyon lira harcandığı ortaya çıktı. Gelecek 5 yıl için öngörülen rakam ise 107 milyon lira.

- Son 12 yılda 120 milyon lira harcandı

- Gelecek 5 yıl için bütçe teklifinde yer alan rakam 107 milyon lira

Macron: Türkiye bu şartlarda NATO müttefiklerinden dayanışma beklemesin

NATO ile ilgili eleştirilerinde Türkiye'ye dair itirazlar yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu kez "Türkiye hem Suriye operasyonunu oldubittiye getirip hem de NATO müttefiklerinden dayanışma bekleyemez" dedi.

ABD'nin müttefikleriyle görüşmeden Suriye'den çekilme açıklaması yapması, ABD'den yeşil ışık alan Türkiye'nin Avrupalı ortaklarının ikazlarına rağmen Suriye'de operasyon düzenlemesini eleştirirken NATO'nun 'beyin ölümünü' ilan etmiş olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan yeni çıkış geldi.

Macron, Ankara'nın eleştirilerine "Türkiye hem Suriye operasyonunu oldubittiye getirip hem de NATO müttefiklerinden dayanışma bekleyemez" yanıtını verdi.

Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi Arnavutluk'ta 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurdu.

Deprem sebebiyle can ya da mal kaybı olup olmadığı henüz bilinmiyor.

Avrupa'ya uyuşturucu sokarken yakalanan ilk denizaltı limana çekildi: Taşıdığı 3 ton kokainin değeri 100 milyon euro

Latin Amerika'nın narko-denizaltı geleneğinin İspanya'da yakalanan ilk temsilcisinden 100 milyon euro değerinde 3 ton kokain çıktı. Uzmanlara göre uyuşturucu kartelleri bugüne dek yaklaşık 1000 denizaltı inşa etti. 

Amerika kıtasında sık sık yakalanan uyuşturucu taşıyan denizaltıların ilk kez Avrupa kıtasında ele geçirileni nihayet denizden çıkarıldı. 

Haftasonunda İspanya'nın Galiçya bölgesinin açıklarında el konulan 20 metre uzunluğundaki denizaltı üç gün sonra hareket ettirilebildi ve yakındaki bir limana çekildi.

Uyuşturucu kaçakçılarının, bilhassa da Kolombiyalı olanlarının, Meksika ve oradan ABD'ye kokain kaçırmak için denizaltı kullanırken yakalandıkları bilinirken, İspanyol polisinin açıklamasında 'bu uyuşturucu nakil sisteminin Avrupa'da ilk kez tespit edildiğine' vurgu yapıldı.

Meclis tutanaklarında yeni iddialar: Rabia Naz’ın çantasından ‘ölmekten korkma’ notu çıktı

TBMM Rabia Naz’ın Ölümünü Araştırma Komisyonu’na konuşan, olayı başından beri takip edip araştıran polis memuru Ruhi Kalkan’ın tespitleri şöyle:

Kan İzi Bulamadık

Olay yerinde kan izi, herhangi bir trafik kazasıyla ilgili iz, emare, bir çarpma hızı, fren izi, hiçbir şey yok. Sadece yerde, beton zemin üzerinde bir ıslaklık. Her iki yerde de kan izi bulamamak beni çıldırttı. Olay yeri inceleme şubeden S.A. ile görüştüm. O da bana, daha önceden, benzeri bir olayda yani yüksekten düşen bir çocuğun düştüğü yerde de zerre kadar kan izinin olmadığını anlattı.

İki nokta tespit ettik orada; bir, Rabia Naz’ın bulunduğu nokta, yaralı olarak arabaya alındığı nokta, artı, bir de binanın yan tarafında, bahçe içerisinde, 20 santim otların üzerinde bir ezilme. Çocuğun üzerindeki elbiselerde otlara benzer yeşilimsi izler gördüm çıplak gözle. Yine bulunduğu yerde gelir gelmez yüzünde sürtünme gibi çamur izi gördüm.

‘Birkaç tane hap içeceksin’

"Çantanın içerisinde bir şey buldum. Not, kitap değil. El yazısıyla yazılmış bir nottan bahsediyorum. A4 kâğıdına el yazısıyla yazılmış notlar vardı. O notu savcıya da götürdüm. ‘Birkaç tane hap içeceksin. Ölmekten bu kadar mı korkuyorsun? Annem kızar’ gibi cümleler yazılı. Bu çocuk intihar nedir, az çok biliyor.

‘Mavi Balina’ yok
Trafik kazası iddiasıyla sorumlu tutulan eski Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun, “Mavi Balina oynamış olabileceği” iddiasını da araştıran TBMM Komisyonu, polis memuru Kutlay Sevinç’e olayı sordu. Tutanaklara göre Sevinç, “Bilgisayarlarına falan baktık, Mavi Balina ile ilgili herhangi bir sonuç elde edilmedi” diye bilgi verdi.

Kraliçe Elizabeth tahtı bırakıyor

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in 18 ay içinde tahtı oğlu Prens Charles’e bırakmaya hazırlandığı iddia edildi.

İngiliz medyası, Kraliçe II. Elizabeth’in tahtı oğlu Prens Charles’e devretmeye hazırlandığını yazdı. Gazete, 67 yıldır ülkeyi yöneterek en uzun süre tahtta kalan kraliçe unvanını elinde tutan Kraliçe Elizabeth’in 18 ay içinde tahttan ayrılacağını ve yerine oğlu Prens Charles’ın geçeceğini duyurdu. Gazete, ülkede büyük yankı uyandıran haberi kraliyet kaynaklarına dayandırdı. Prens Charles’ın, babası Prens Philip ile Sandringham’da görüştüğünü yazan gazete, Prens Philip ile Prens Charles’ın Kraliçe Elizabeth’in görevden ayrılma sürecini görüştüğünü ifade etti.

DW spikeri gizli Ermeni ve resmi CIA ajanı İbrahim Kalın'ı topa tuttu: "Belki siz de yargılanırsınız. Gülenci bir gazetede çalışıyordunuz, Zaman’da... Türkiye'de devranın dönmesinden endişeli misiniz?"