Avustralya kıyılarında kaza yapan yatta 680 milyon dolarlık uyuşturucu ele geçirildi
Polisler kazazedeleri kurtarmak için bölgeye ulaştığında yatta hiç kimseyi bulamadı
Avustralya polisi, Batı Avustralya kıyılarında bir mercan kayalığına çarpan yatta yapılan aramada bir ton uyuşturucu bulunduğunu duyurdu.
Polisin aktardığına göre, Zero adlı 15 metrelik yatın Geraldton şehrinin yaklaşık 60 kilometre batısındaki Abrolhos Adaları'ndaki bir mercan kayalığına çarpmasının ardından yerel bir balıkçı emniyet güçlerine kazayı haber verdi.
Polisler kazazedeleri kurtarmak için bölgeye ulaştığında yatta hiç kimseyi bulamadı.
Yatta yapılan araştırmada, yaklaşık 1 milyar Avustralya doları (680 milyon dolar) değerinde, 40 torbaya paketlenmiş bir tondan fazla uyuşturucu madde bulundu.
Polis, söz konusu şahısların yatta yapılan arama esnasında yakındaki ıssız bir adada saklandığı bilgisini verdi.
Alman haber ajansı DPA'nın haberine göre 51 yaşındaki bir Fransız ile 34 yaşındaki bir İngiliz söz konusu yat ile yasa dışı uyuşturucu madde kaçakçılığı yapmakla suçlandı.
Polisler kazazedeleri kurtarmak için bölgeye ulaştığında yatta hiç kimseyi bulamadı
Avustralya polisi, Batı Avustralya kıyılarında bir mercan kayalığına çarpan yatta yapılan aramada bir ton uyuşturucu bulunduğunu duyurdu.
Polisin aktardığına göre, Zero adlı 15 metrelik yatın Geraldton şehrinin yaklaşık 60 kilometre batısındaki Abrolhos Adaları'ndaki bir mercan kayalığına çarpmasının ardından yerel bir balıkçı emniyet güçlerine kazayı haber verdi.
Polisler kazazedeleri kurtarmak için bölgeye ulaştığında yatta hiç kimseyi bulamadı.
Yatta yapılan araştırmada, yaklaşık 1 milyar Avustralya doları (680 milyon dolar) değerinde, 40 torbaya paketlenmiş bir tondan fazla uyuşturucu madde bulundu.
Polis, söz konusu şahısların yatta yapılan arama esnasında yakındaki ıssız bir adada saklandığı bilgisini verdi.
Alman haber ajansı DPA'nın haberine göre 51 yaşındaki bir Fransız ile 34 yaşındaki bir İngiliz söz konusu yat ile yasa dışı uyuşturucu madde kaçakçılığı yapmakla suçlandı.
Rus askeri gemileri peş peşe Çanakkale Boğazı'ndan geçti
Çanakkale Boğazı'ndan geçen Rus Donanması'na ait 368 borda numaralı 'Vasily Bykov' isimli devriye gemisi, 601 borda numaralı mayın tarama gemisi 'Antonov' ile arama kurtarma römorkörü 'Shakhter' Marmara Denizi'ne doğru yol aldı.
Ege Denizi'nden bugün saat 15.00 sıralarında Çanakkale Boğazı'na giriş yapan Rus Donanması'na ait 368 borda numaralı 'Vasily Bykov' isimli devriye gemisi, 601 borda numaralı mayın tarama gemisi 'Antonov' ile arama kurtarma römorkörü 'Shakhter' peş peşe saat 16.30 sıralarında Çanakkale önlerinde oldu.
Kilitbahir Köyü dağında bulunan 'Dur Yolcu' yazısı ile Kilitbahir Kalesi önünden geçen Rus askeri gemileri, Türk Sahil Güvenlik botu eşliğinde Boğaz'ın manevra yapılması en güç noktası olan Nara Burnu'nu döndükten sonra Marmara Denizi'ne doğru yol aldı.
Çanakkale Boğazı'ndan geçen Rus Donanması'na ait 368 borda numaralı 'Vasily Bykov' isimli devriye gemisi, 601 borda numaralı mayın tarama gemisi 'Antonov' ile arama kurtarma römorkörü 'Shakhter' Marmara Denizi'ne doğru yol aldı.
Ege Denizi'nden bugün saat 15.00 sıralarında Çanakkale Boğazı'na giriş yapan Rus Donanması'na ait 368 borda numaralı 'Vasily Bykov' isimli devriye gemisi, 601 borda numaralı mayın tarama gemisi 'Antonov' ile arama kurtarma römorkörü 'Shakhter' peş peşe saat 16.30 sıralarında Çanakkale önlerinde oldu.
Kilitbahir Köyü dağında bulunan 'Dur Yolcu' yazısı ile Kilitbahir Kalesi önünden geçen Rus askeri gemileri, Türk Sahil Güvenlik botu eşliğinde Boğaz'ın manevra yapılması en güç noktası olan Nara Burnu'nu döndükten sonra Marmara Denizi'ne doğru yol aldı.
Japonya ve Rusya liderlerinden kritik görüşme
Japonya Başbakanı Şinzo Abe ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya'nın Vladivostok kentinde bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede iki liderin, Rusya kontrolünde olan, ancak Japonya'nın da üzerinde hak iddia ettiği Kuril Adaları başta olmak üzere bölgesel konuları ele aldıkları belirtildi.
Görüşmede, söz konusu adalardaki ekonomik faaliyet planlarına ilişkin görüş alışverişinde bulunan Putin ve Abe'nin ayrıca, 2. Dünya Savaşı'nın ardından iki ülke arasında imzalanmayan barış anlaşmasının imzalanması konusunda süren çabaları da değerlendirdikleri öğrenildi. Perşembe günü Vladivostok'ta yapılacak bir uluslararası ekonomik forumda konuşma yapmaları beklenen Putin ve Abe'nin barış anlaşması imzalanması konusunda dünya kamuoyuna mesaj verebilecekleri ifade ediliyor.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya'nın Vladivostok kentinde bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede iki liderin, Rusya kontrolünde olan, ancak Japonya'nın da üzerinde hak iddia ettiği Kuril Adaları başta olmak üzere bölgesel konuları ele aldıkları belirtildi.
Görüşmede, söz konusu adalardaki ekonomik faaliyet planlarına ilişkin görüş alışverişinde bulunan Putin ve Abe'nin ayrıca, 2. Dünya Savaşı'nın ardından iki ülke arasında imzalanmayan barış anlaşmasının imzalanması konusunda süren çabaları da değerlendirdikleri öğrenildi. Perşembe günü Vladivostok'ta yapılacak bir uluslararası ekonomik forumda konuşma yapmaları beklenen Putin ve Abe'nin barış anlaşması imzalanması konusunda dünya kamuoyuna mesaj verebilecekleri ifade ediliyor.
"Buğdaya musallat olan iğrenç kurtlar"
Hadiste Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinden çıkan münafıkların, “buğdaya musallat olan iğrenç kurtlar” gibi oldukları haber verilmiştir. Hz. Mehdi (a.s.) cemaati, “buğday gibi, ilerde açıp serpilecek, gelişip büyüyecek, bereket getirecek, gelecek vadeden bir nimete” benzetilmiştir. Münafıkların da, “buğdayı içten tahrip etmeye çalışan, kurt gibi iğrenç ve habis varlıklar oldukları” haber verilmiştir.
Hadiste, sahibinin buğdayı temizleyeceği ama buğdayın yine kurtlanacağı; sahibi her defasında bu işlemi tekrarladıktan sonra, en sonunda buğdayda hiç kurt kalmayacağı anlatılmıştır. Bu bilgilere göre, buğdaydaki iğrenç ve asalak kurtların ayıklanıp buğdayın pislikten temizlenmesi gibi; Hz. Mehdi (a.s.) cemaati de bir süre sonra münafıklardan temizlenip sonunda tertemiz bir cemaatle vazifesini yapacaktır.
Hadiste Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinden çıkan münafıkların, “buğdaya musallat olan iğrenç kurtlar” gibi oldukları haber verilmiştir. Hz. Mehdi (a.s.) cemaati, “buğday gibi, ilerde açıp serpilecek, gelişip büyüyecek, bereket getirecek, gelecek vadeden bir nimete” benzetilmiştir. Münafıkların da, “buğdayı içten tahrip etmeye çalışan, kurt gibi iğrenç ve habis varlıklar oldukları” haber verilmiştir.
Hadiste, sahibinin buğdayı temizleyeceği ama buğdayın yine kurtlanacağı; sahibi her defasında bu işlemi tekrarladıktan sonra, en sonunda buğdayda hiç kurt kalmayacağı anlatılmıştır. Bu bilgilere göre, buğdaydaki iğrenç ve asalak kurtların ayıklanıp buğdayın pislikten temizlenmesi gibi; Hz. Mehdi (a.s.) cemaati de bir süre sonra münafıklardan temizlenip sonunda tertemiz bir cemaatle vazifesini yapacaktır.
AKPKK yandaşı lanetli İslamcı Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu: "Özür dilerim Ekrem Bey.. AK Parti, sizin attığınız bu yalanları hakediyormuş. Bu kadar pısırık, bu kadar aciz, bu kadar sessiz, bu kadar iftiralara cevap vermeye takati olmayanlar, bu belediyeyi yönetmeye de ehil olamazlar’demek düşüyor."
Sayın Putin: Batı'nın hakimiyeti sona ermek üzeredir
Voladi Wostok'ta düzenlenen 2019-Doğu Ekonomik Forumu'nda konuşan Rusya Devlet Başkanı sayın Putin, Rusya güçlerinin Hürmüz Boğazı'ndaki varlığı hakkında, "Bu bağlamda teknik olarak bir sorunumuz yok, ancak biz bu bölgede gerilimin düşürülmesini istiyoruz." dedi.
Putin, Rusya'nın Çin başta olmak üzere muhtelif ülkelerle Fars Körfezi'nde deniz ulaştırma hattının güvenliği için bir uluslararası örgüt kurmak amacıyla istişare halinde olduklarını vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı ayrıca, Batı'nın egemenliğinin sona ermek üzere olduğunu, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin uygun ve yararlı işbirliği amacıyla G-7'den daha büyük uluslararası gruplarda yer alabileceklerini söyledi.
Putin sözlerinin devamında ABD'nin INF anlaşmasından çekilmesine işaretle nükleer türden olabilecek uzaya füze konuşlandırmayı planlamakta olduğunu, bu girişimin küresel güvenlik düzeni için ciddi sorunlar oluşturabileceğini ifade etti.
Voladi Wostok'ta düzenlenen 2019-Doğu Ekonomik Forumu'nda konuşan Rusya Devlet Başkanı sayın Putin, Rusya güçlerinin Hürmüz Boğazı'ndaki varlığı hakkında, "Bu bağlamda teknik olarak bir sorunumuz yok, ancak biz bu bölgede gerilimin düşürülmesini istiyoruz." dedi.
Putin, Rusya'nın Çin başta olmak üzere muhtelif ülkelerle Fars Körfezi'nde deniz ulaştırma hattının güvenliği için bir uluslararası örgüt kurmak amacıyla istişare halinde olduklarını vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı ayrıca, Batı'nın egemenliğinin sona ermek üzere olduğunu, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin uygun ve yararlı işbirliği amacıyla G-7'den daha büyük uluslararası gruplarda yer alabileceklerini söyledi.
Putin sözlerinin devamında ABD'nin INF anlaşmasından çekilmesine işaretle nükleer türden olabilecek uzaya füze konuşlandırmayı planlamakta olduğunu, bu girişimin küresel güvenlik düzeni için ciddi sorunlar oluşturabileceğini ifade etti.
Lavrov: Çin'i Rusya için bir 'ağabey' olarak nitelendirmek doğru değil, ilişkilerimiz karşılıklı faydaya dayalı
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın yabancı ülkelerle ilişkilerini buyurganlıktan uzak, karşılıklı fayda edinmeye dayalı biçimde kurmaktan yana olduğunu ve Çin’le kurulan ilişkilerin bugüne dek eşi benzeri görülmemiş bir stratejik boyuta ulaştığını belirtti. Lavrov, Çin’i Rusya için 'ağabeyi' olarak adlandırmanın doğru olmadığını ifade etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ikili ilişkileri doğrultusunda Çin’i Rusya için bir ‘ağabey’ olarak nitelendirmenin yanlış olduğunu belirtti.
Rusya’nın diğer ülkelerle buyurganlıktan uzak, karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkiler inşa etmekten yana olduğunu kaydeden Lavrov, bugüne dek eşi benzeri görülmemiş stratejik bir seviyeye ulaşan Çin’le ilişkilerin de bu doğrultuda kurulduğunu vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın yabancı ülkelerle ilişkilerini buyurganlıktan uzak, karşılıklı fayda edinmeye dayalı biçimde kurmaktan yana olduğunu ve Çin’le kurulan ilişkilerin bugüne dek eşi benzeri görülmemiş bir stratejik boyuta ulaştığını belirtti. Lavrov, Çin’i Rusya için 'ağabeyi' olarak adlandırmanın doğru olmadığını ifade etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ikili ilişkileri doğrultusunda Çin’i Rusya için bir ‘ağabey’ olarak nitelendirmenin yanlış olduğunu belirtti.
Rusya’nın diğer ülkelerle buyurganlıktan uzak, karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkiler inşa etmekten yana olduğunu kaydeden Lavrov, bugüne dek eşi benzeri görülmemiş stratejik bir seviyeye ulaşan Çin’le ilişkilerin de bu doğrultuda kurulduğunu vurguladı.
Lavrov, “Çin’le olan ilişkilerimizde çok yönlü ortaklık ve stratejik etkileşim mevcut. Söz konusu ilişkilerin karşılıklı fayda sağlayan yapıları ise yalnızca resmi belge ve anlaşmalarla güçlendirilmekle kalmıyor, aynı zamanda mütemadiyen pratiğe de dökülüyor” açıklamasını yaptı.
Çin’in dışişleri politikasının da aynı prensiplere dayandığını ifade eden Lavrov, dünyanın nükleer güçlerinden yalnızca Rusya ve Çin’in Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ilkelerinin korunmasından yana olduğunu ekledi.
Günümüz Rusya-Çin ilişkileri, resmi olarak kapsamlı bir güvene dayanan adil bir ortaklık ve stratejik etkileşim olarak tanımlanıyor. İki ülke arasındaki siyasi diyalog, oldukça yoğun bir biçimde devam ediyor. Öyle ki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yıl en az beş kez görüştü.
Aynı zamanda nisan ayında Putin, çalışma ziyareti kapsamında Çin’e giderek 2. Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu’na da katıldı. Temmuz ayında ise Cinping Rusya’yı ziyaret etti.
Çin’in dışişleri politikasının da aynı prensiplere dayandığını ifade eden Lavrov, dünyanın nükleer güçlerinden yalnızca Rusya ve Çin’in Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ilkelerinin korunmasından yana olduğunu ekledi.
Günümüz Rusya-Çin ilişkileri, resmi olarak kapsamlı bir güvene dayanan adil bir ortaklık ve stratejik etkileşim olarak tanımlanıyor. İki ülke arasındaki siyasi diyalog, oldukça yoğun bir biçimde devam ediyor. Öyle ki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bu yıl en az beş kez görüştü.
Aynı zamanda nisan ayında Putin, çalışma ziyareti kapsamında Çin’e giderek 2. Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu’na da katıldı. Temmuz ayında ise Cinping Rusya’yı ziyaret etti.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Dorian kasırgası: Bahamalar'da ölü sayısı 30'a çıktı, ABD'nin doğu kıyıları alarmda
Bahamalar'da, Dorian kasırgası nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 30'a yükseldi.
Bahamalar Başbakanı Hubert Minnis, yaptığı açıklamada, kasırga nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 30'a çıktığını bildirdi.
Bölgeyi şu ana kadar vuran en büyük kasırga olarak kayıtlara geçen Dorian Kasırgası, Bahamalar'da büyük hasara neden olurken, binlerce kişi de evsiz kaldı.
Arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği Bahamalar'da ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Bahamalar'da, Dorian kasırgası nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 30'a yükseldi.
Bahamalar Başbakanı Hubert Minnis, yaptığı açıklamada, kasırga nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 30'a çıktığını bildirdi.
Bölgeyi şu ana kadar vuran en büyük kasırga olarak kayıtlara geçen Dorian Kasırgası, Bahamalar'da büyük hasara neden olurken, binlerce kişi de evsiz kaldı.
Arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği Bahamalar'da ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Akademi Dergisi
Yorumsuz...
Soylu'dan ′İstanbul'a kayyım mı atanacak′ sorusuna yanıt: Pazar sabahı açıklayacağım
İçişleri Bakanı kripto yahudi Süleyman Soylu, "İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından verilen talimatla Yenikapı'da sergilenen araçlarla ilgili olarak "Kamu zararı varsa araştırırız" dedi.
Soylu, "İstanbul'a kayyum atanacak mı, pejmürde kelimesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Pazar sabahı açıklayacağım" yanıtını verdi.
İçişleri Bakanı kripto yahudi Süleyman Soylu, "İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından verilen talimatla Yenikapı'da sergilenen araçlarla ilgili olarak "Kamu zararı varsa araştırırız" dedi.
Soylu, "İstanbul'a kayyum atanacak mı, pejmürde kelimesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Pazar sabahı açıklayacağım" yanıtını verdi.
‘Sayın Rusya Devlet Başkanı Putin, 11 Eylül öncesinde Bush’u saldırı olabileceği konusunda uyarmıştı’
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Eylül saldırılarından iki gün önce, saldırı hazırlığı yapıldığına dair ellerinde verilerin olduğu konusunda dönemin ABD Başkanı George Bush’a bilgi verdiği belirtildi.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) eski analisti, Washington merkezli Ulusal Çıkarlar Merkezi Başkan Yardımcısı George Beebe, geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan ‘The Russia Trap: How Our Shadow War with Russia Could Spiral into Catastrophe’ adlı kitabında, Putin’in saldırılardan iki gün önce Bush’u telefonla arayarak Rus istihbaratının Afganistan kaynaklı “terör kampanyasının” belirtilerini tespit ettiği konusunda uyardığını yazdı.
Beebe, Putin’in, 11 Eylül saldırılarından sonra Bush’u arayarak ABD’ye destek veren ilk yabancı lider olduğunu hatırlattı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Eylül saldırılarından iki gün önce, saldırı hazırlığı yapıldığına dair ellerinde verilerin olduğu konusunda dönemin ABD Başkanı George Bush’a bilgi verdiği belirtildi.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) eski analisti, Washington merkezli Ulusal Çıkarlar Merkezi Başkan Yardımcısı George Beebe, geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan ‘The Russia Trap: How Our Shadow War with Russia Could Spiral into Catastrophe’ adlı kitabında, Putin’in saldırılardan iki gün önce Bush’u telefonla arayarak Rus istihbaratının Afganistan kaynaklı “terör kampanyasının” belirtilerini tespit ettiği konusunda uyardığını yazdı.
Beebe, Putin’in, 11 Eylül saldırılarından sonra Bush’u arayarak ABD’ye destek veren ilk yabancı lider olduğunu hatırlattı.
Topkapı Sarayı devredildi
Topkapı Sarayı'nın devredilmesine ilişkin karar sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlandı.
Kararnameye göre Topkapı Sarayı'nın yönetim, restorasyon, tanıtım gibi hizmetleri başta olmak üzere tüm hizmetleri Milli Saraylar İdaresi Başkanlığınca yapılacak.
Karaname ile Topkapı Sarayı'na ilişkin hizmetlerden doğan her türlü borç ve alacaklar da yine Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı yetkisinde olacak.
Topkapı Sarayı'nın devredilmesine ilişkin karar sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlandı.
Kararnameye göre Topkapı Sarayı'nın yönetim, restorasyon, tanıtım gibi hizmetleri başta olmak üzere tüm hizmetleri Milli Saraylar İdaresi Başkanlığınca yapılacak.
Karaname ile Topkapı Sarayı'na ilişkin hizmetlerden doğan her türlü borç ve alacaklar da yine Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı yetkisinde olacak.
Suriyeliler 15 bin şirket kurdu: ‘Yüzde 72'si Türkiye'den ayrılmayı düşünmüyor'
Türkiye'de yaşayan Suriyeliler,15 bin 159 şirketi ya kurdular ya da ortağı olarak yer aldılar. Bu şirketleri kuran Suriyeli patronlar kendi vatandaşlarını da unutmadı ve şirketlerinde 44 bin Suriyeliyi istihdam etti. TEPAV’ın araştırmasına göre, Suriyeli girişimcilerin yüzde 72'si Suriye'deki savaş sona erse bile Türkiye'den ayrılmayı düşünmüyor.
3 milyon 649 bin 750 Suriyeliyi barındıran Türkiye'de Ticaret Bakanlığı'nın son verilerine göre Suriyelilerin ortak veya sahip olduğu 15 bin 159 şirket var.
TEPAV'a göre bu şirketlerde ortalama çalışan sayısı 7.3 kişi olurken, ortalama bir Suriyeli ailenin 6 kişiden oluştuğu göz önüne alındığında, yaklaşık 250 bin Suriyeli bu şirketler sayesinde geçimlerini sağlıyor. Bu da Türkiye'deki Suriyelilerin yaklaşık yüzde 7'sinin sahibi ya da ortağı Suriyeli şirketlerden istihdam anlamında faydalandığını ortaya koyuyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre TEPAV'ın görüştüğü Suriyeli girişimcilerin yüzde 72'si Suriye'deki savaş sona erse bile Türkiye'den ayrılmayı düşünmüyor. Araştırmanın gerçekleştirildiği Suriye sınırında ya da sınıra yakın Gaziantep, Mersin, Hatay, Şanlıurfa, Kilis, Adana, Kahramanmaraş ve Mardin'deki Suriyeli girişimciler 'geçici' olmadıklarını vurguluyor. Suriyelilerin geçici olmadıklarını söylemelerinin altındaki en büyük neden ise iş hayatında yaşanan görece başarı.
Türkiye'de yaşayan Suriyeliler,15 bin 159 şirketi ya kurdular ya da ortağı olarak yer aldılar. Bu şirketleri kuran Suriyeli patronlar kendi vatandaşlarını da unutmadı ve şirketlerinde 44 bin Suriyeliyi istihdam etti. TEPAV’ın araştırmasına göre, Suriyeli girişimcilerin yüzde 72'si Suriye'deki savaş sona erse bile Türkiye'den ayrılmayı düşünmüyor.
3 milyon 649 bin 750 Suriyeliyi barındıran Türkiye'de Ticaret Bakanlığı'nın son verilerine göre Suriyelilerin ortak veya sahip olduğu 15 bin 159 şirket var.
TEPAV'a göre bu şirketlerde ortalama çalışan sayısı 7.3 kişi olurken, ortalama bir Suriyeli ailenin 6 kişiden oluştuğu göz önüne alındığında, yaklaşık 250 bin Suriyeli bu şirketler sayesinde geçimlerini sağlıyor. Bu da Türkiye'deki Suriyelilerin yaklaşık yüzde 7'sinin sahibi ya da ortağı Suriyeli şirketlerden istihdam anlamında faydalandığını ortaya koyuyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre TEPAV'ın görüştüğü Suriyeli girişimcilerin yüzde 72'si Suriye'deki savaş sona erse bile Türkiye'den ayrılmayı düşünmüyor. Araştırmanın gerçekleştirildiği Suriye sınırında ya da sınıra yakın Gaziantep, Mersin, Hatay, Şanlıurfa, Kilis, Adana, Kahramanmaraş ve Mardin'deki Suriyeli girişimciler 'geçici' olmadıklarını vurguluyor. Suriyelilerin geçici olmadıklarını söylemelerinin altındaki en büyük neden ise iş hayatında yaşanan görece başarı.
Fransa'ya Arabistan ve BAE'ye Silah Satışını Durdurulması Çağrısı
17 sivil toplum kuruluşu dün ortak bir açıklama yaparak, Fransa'dan Suudi Arabistan ve BAE'ye silah satışını durdurmasını istediler.
17 STK sözkonusu mektupta, Suudi koalisyonun son sıralarda Zamar vilayetinde bir cezaevine düzenlediği saldırıda 170'den fazla insanın ölümüne yol açtığına işaretle, Suudi koalisyonun Yemenli sivillere karşı Fransız yapımı silahlar kullandığını bildirdi.
Şimdiye kadar uluslararası örgütler ve STK'lar defalarca Fransa, Almanya, ABD ve İngiltere dahil Suudi koalisyonu destekleyen ülkelerden Suudi Arabistan ve BAE'ye silah satışını durdurmalarını istemiştir.
17 sivil toplum kuruluşu dün ortak bir açıklama yaparak, Fransa'dan Suudi Arabistan ve BAE'ye silah satışını durdurmasını istediler.
17 STK sözkonusu mektupta, Suudi koalisyonun son sıralarda Zamar vilayetinde bir cezaevine düzenlediği saldırıda 170'den fazla insanın ölümüne yol açtığına işaretle, Suudi koalisyonun Yemenli sivillere karşı Fransız yapımı silahlar kullandığını bildirdi.
Şimdiye kadar uluslararası örgütler ve STK'lar defalarca Fransa, Almanya, ABD ve İngiltere dahil Suudi koalisyonu destekleyen ülkelerden Suudi Arabistan ve BAE'ye silah satışını durdurmalarını istemiştir.