Mâlik bin Dînâr buyurdular:
“Geçmiş ümmetlerin hiçbirinde livâta işitilmedi. Ancak bu çirkin fiil Lût kavmi arasında görüldü. Onlara da bu fiili şeytan öğretmişti. Ve insanlar, yaratılış-larına zıd olan bu fiili işleyince, ilâhî gazab ve azâba sürüklendiler. Allâh Teâlâ, insana şehveti neslin çoğalması için vermiştir. Onu, veriliş gâye ve hikmetinin dışında kullanarak gâfilâne hareket etmek, insanın cehâlet ve azgınlığındandır. Bu da, insanlık şeref ve haysiyetini ayaklar altına alarak hayvanlardan da aşağı bir seviyeye düşmektir.”
“Lût kavminin işini (livâta) yapan mel’ûndur (lânetlenmiştir).” Hadis-i Şerif
(Tirmizî, Hudûd, 24/1456)
“Geçmiş ümmetlerin hiçbirinde livâta işitilmedi. Ancak bu çirkin fiil Lût kavmi arasında görüldü. Onlara da bu fiili şeytan öğretmişti. Ve insanlar, yaratılış-larına zıd olan bu fiili işleyince, ilâhî gazab ve azâba sürüklendiler. Allâh Teâlâ, insana şehveti neslin çoğalması için vermiştir. Onu, veriliş gâye ve hikmetinin dışında kullanarak gâfilâne hareket etmek, insanın cehâlet ve azgınlığındandır. Bu da, insanlık şeref ve haysiyetini ayaklar altına alarak hayvanlardan da aşağı bir seviyeye düşmektir.”
“Lût kavminin işini (livâta) yapan mel’ûndur (lânetlenmiştir).” Hadis-i Şerif
(Tirmizî, Hudûd, 24/1456)
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
CHPKK'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu: "Yakınımdır, akrabamdır devri bitti. Herkesin evladı bizim evladımız. Kendi akrabalarıma söylediğim şey: 'Benim kurumumun etrafında gezmeyin bile.'"
Saray’ın ödeneği 845 milyon liradan 1.6 milyar liraya çıktı
Yerel seçimlerin ardından belediyelerdeki israf tartışmaları güncelliğini korurken, Erdoğan'ın yaptığı harcamalar da 2 katına çıktı.
Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki toplam 762.7 milyar liralık başlangıç ödeneği aşılarak, yıl sonunda 830.8 milyar liralık harcamaya ulaşıldı. Geçen yıl dernek, vakıf ve birliklere 818 milyon lira aktarıldı.
Hane halkına transferler başlangıç ödeneğini aşarak, 51.8 milyar liraya yükseldi. Cumhurbaşkanlığı’nın başlangıç ödeneği 845.3 milyon liraydı. Yıl sonu gerçekleşmesi ise 1.6 milyar lira oldu.
Diyanet de 7.7 milyar lira ödenek ayrılmış olmasına karşın 8.3 milyar liralık harcama yaptı. Devletin Kamu Özel işbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında verdiği borç üstlenim taahhüdü 15.4 milyar dolara çıktı.
Yerel seçimlerin ardından belediyelerdeki israf tartışmaları güncelliğini korurken, Erdoğan'ın yaptığı harcamalar da 2 katına çıktı.
Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki toplam 762.7 milyar liralık başlangıç ödeneği aşılarak, yıl sonunda 830.8 milyar liralık harcamaya ulaşıldı. Geçen yıl dernek, vakıf ve birliklere 818 milyon lira aktarıldı.
Hane halkına transferler başlangıç ödeneğini aşarak, 51.8 milyar liraya yükseldi. Cumhurbaşkanlığı’nın başlangıç ödeneği 845.3 milyon liraydı. Yıl sonu gerçekleşmesi ise 1.6 milyar lira oldu.
Diyanet de 7.7 milyar lira ödenek ayrılmış olmasına karşın 8.3 milyar liralık harcama yaptı. Devletin Kamu Özel işbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında verdiği borç üstlenim taahhüdü 15.4 milyar dolara çıktı.
'Gluten sektörü ekmekle oynuyor'
Ekmek üzerinden son birkaç yıldır devam eden tartışmalar sürerken, 'Ekmekle ilgili Bilimsel Gerçekler' başlıklı panelde bir araya gelen bilim insanları ekmeğin olumsuz gösterilerek bir algı yaratılmaya çalışıldığı görüşünde birleşti.
Ekmeğin zararlı olduğuna ilişkin tartışmalar devam ederken, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından geçen hafta 'Ekmekle ilgili Bilimsel Gerçekler' başlıklı bir panel düzenledi.
"Eğer buğday unundan üretilen ürünler çok zararlı olsa bu insanların yaşaması da mümkün olmaz. Almanya'da yaşam ortalaması 80 civarında. İnsanlar uzun ömürlü, 11 yıl boyunca Almanya'da yaşadım ve belirli bir oranda ekmek tükettiklerine bizzat şahit oldum. Kepeği alınmamış ekmekler zengin çinko içerirler. Her gıdada az veya çok katkı maddesi bulunuyor. Önemli olan tahıl üretimi yaptığınız arazilerde ağır metal veya radyoaktif madde bulunmamasıdır. Ekmek ve buğday konusunda uzman olmayan kişilerin konuşmaları yanlış algılara neden oluyor."
Ekmek üzerinden son birkaç yıldır devam eden tartışmalar sürerken, 'Ekmekle ilgili Bilimsel Gerçekler' başlıklı panelde bir araya gelen bilim insanları ekmeğin olumsuz gösterilerek bir algı yaratılmaya çalışıldığı görüşünde birleşti.
Ekmeğin zararlı olduğuna ilişkin tartışmalar devam ederken, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından geçen hafta 'Ekmekle ilgili Bilimsel Gerçekler' başlıklı bir panel düzenledi.
"Eğer buğday unundan üretilen ürünler çok zararlı olsa bu insanların yaşaması da mümkün olmaz. Almanya'da yaşam ortalaması 80 civarında. İnsanlar uzun ömürlü, 11 yıl boyunca Almanya'da yaşadım ve belirli bir oranda ekmek tükettiklerine bizzat şahit oldum. Kepeği alınmamış ekmekler zengin çinko içerirler. Her gıdada az veya çok katkı maddesi bulunuyor. Önemli olan tahıl üretimi yaptığınız arazilerde ağır metal veya radyoaktif madde bulunmamasıdır. Ekmek ve buğday konusunda uzman olmayan kişilerin konuşmaları yanlış algılara neden oluyor."
Glutensiz diyet sektörünün, kâr amacıyla çölyak tanısı konulmayan kişilere besin değeri düşük glutensiz diyete teşvik ettiğini belirten İç Hastalıkları ve Gastroentereloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş ise, “Ortaya çıkan şikâyetlerin çok büyük çoğunluğu glutenden değil, 'fruktan' denilen bir karbonhidrattan ileri geliyor. Gluten tahıllarda bulunan bitkisel bir protein. Ekmek, bulgur pilavı, makarna ve unlu mamullerin içeriğinde bulunuyor. Çölyak hastalığı ve buğday alerjisi olanların dışında, gluten hassasiyeti olanlar glutensiz diyet pazarı tarafından suistimal ediliyor. ABD'de glutensiz gıda pazarı son 2 yılda yüzde 136 oranında büyüdü ve 2017 cirosu 15 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Gluten pazarının yüzde 36'sı ABD, yüzde 19'u Avustralya ve yüzde 9'u Fransa'nın elinde. Karteller halk sağlığını tehdit ediyor" dedi.
Çölyak hastalığının yanı sıra gluten hassasiyetinin de son dönemlerde çok konuşulduğunun altını çizen Bektaş, “Bu kişilerde kesin teşhis ve tanı yöntemi yok. Bu durum huzursuz bağırsak sendromuyla örtüşen şişkinlik, gaz, hazımsızlık, anksiyete gibi sindirim sisteminde değişik bulgularla seyreder ama çok da sık rastlanmayan bir fenomendir. Gluten hassasiyeti kişinin kendisi tarafından konulan bir teşhis olduğu için bunun bir gastroenterelog tarafından teyit edilmesi gerekmektedir. Hastada belki bir çölyak hastalığı ya da bir buğday alerjisi olabilir. Eğer bu durum yoksa o zaman hasta muayene edilir ve ona göre diyeti ayarlanır. Çoğu kez de bunlar glutene karşı değil, huzursuz bağırsak sendromu olup, soğan, sarımsak ve diğer bazı gıdalara karşı hassasiyeti olan kişiler çıkabiliyor" değerlendirmesinde bulundu.