Özbekistan'ın başkenti Taşkent'teki Şeyh Zeynüddin Camii'nde dün gece kılınan teravih namazından...

Trump işbaşı yapınca hemen neler paylaştığıma, yazdığıma baktı.

Sevinecek hali yok, gelişmeler hep aleyhine ve pek yorum yapabileceği şartlar da yok. Bir ara beni kastederek "Bu adamla da arayı bir düzeltemedik. Seviyorum aslında bu adamı" dedi.

Anladığım kadarıyla, sonunda rezil olmak hatta alay konusu olmak varsa da Çin ve İran ile tansiyonun düşüyor olmasına sevinmiş. Pentagon'un kendisini aşarak hamleler yapmasına ve tansiyonu düşürmesine de sevinmiş. "Ben geri çekilmedim ama beni aşan dengeler oluştu" şeklinde bir rol oynayabilir. Son sözü Şeytan'ın Konseyi'ne bırakmış. Bir başına karar alamıyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İngiltere Başbakanı Theresa May’in istifa konuşması ile ilgili esprili bir dille açıklama yaptı ve konuşmanın Oscar’lık olduğunu belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova:

"May'ın konuşması 'Oscarlık' tır. Mayıs'ı bitiren Haziran'dır."

İngiltere Boşbakanı Theresa May 7 Haziran'da görevini bırakacağını açıkladı.

"Bülbül öterken hepimiz büyük bir zevk duyarız ama hiçbirimiz bülbülün neden bahsettiğini, neyi anlattığını bilmeyiz. Merak da etmeyiz. Bildiğimiz sadece şudur: güzel şeyler söylüyor...

İşte biz insanların o güzeli tanıma kabiliyetimiz fıtrıdir/doğuştandır. Öğretilmemiş bir insiyaktır (içgüdüdür) ve bu, ana vatanımızın cennet olmasından (İnsanoğlunun cennetten gelmesinden) ileri gelen bir husustur."

Havai'de, Kilauea Yanardağı'ndaki bir lava deltası çökerek tam iki ay boyunca Pasifik Okyanusu'na dökülüyor. Ortaya ise muhteşem görüntüler çıkıyor.

Bu defa başka...

Amerika'nın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey "Rusya ve Türkiye'nin Suriye'de Amerika'ya karşı kumpas kurmaya çalıştıklarına veya Amerika'nın aleyhine işbirliği yaptıklarına inanmıyoruz." dedi. Bu, S-400 konusunda AKPKK ile ABD'nin danışıklı dövüşü kapsamında söylediği sözlerden biri değildi.

Son günlerde başkalarında da sık görüldüğü gibi James Jefrrey de burada bizi kastetti. Aslında "Hayır, öyle bir şey yok" derken "Evet, vaziyet bizim için kötü, bu iş ciddi. Bunu resmi bir ağızdan duymuş olun ve gereğini yapın" manasına konuşmuş oldu.

İhbardır

THY uçakları uluslar arası uyuşturucu ticaretinde kullanılıyor.

Ankebut Ağı'nın Türkiye sınırları içinde ürettiği çok yüksek miktarda uyuşturucunun bir kısmı İsrail'e gönderiliyor. İsrail üzerinden de başka ülkelere dağıtılıyor.

Uyuşturucunun Türkiye'den İsrail'e taşınması kısmında THY uçakları kullanılıyor. Bu yüzden, sürekli zarar etse de ve bazı seferlerde sadece 3-5 yolcu bulunsa da THY Tel-Aviv'e sık sefer yapıyor. Eleştirilere rağmen bu seferleri iptal etmiyor ya da arasını açmıyor.

THY üst yetkilileri arasında çok sayıda kişi bu kirli işin içinde ve bu seferlerle THY uçakları bazen yasadışı silah ticaretinde nakliye amacı ile de kullanılıyor. Bazen Tel-Aviv'e uçan bu uçaklarda Ankebut Ağı'nın kara paraları da taşınıyor. Bazen de bu uçaklarda tarihi eser kaçırılıyor.

THY yönetim kurulu eski başkanı Hamdi Topçu da bir gizli Rum ve gizli Hıristiyan.

Ankebut Ağı'nın uyuşturucu, silah, fuhuş, organ dahil her türlü kirli işini, sistemini detaylarına kadar bilen beyin takımı kadrosundan biri ve bu işlerin bir kısmının da içinde.

Sadece THY'de değil, pek çok kurum ve kuruluşta sözü geçen bir insan şeytanı. Tayyip ile arası çok iyi. Jeffrey ile ve Koç'larla da arası çok iyi.

THY'nin türlü kirli işlerde kullanılmasında yönetim kurulundayken de şimdilerde de etkili olan önemli adamlardan biri.

Rusya'da 1 Ocak 2020'de yürürlüğe girmesi planlanan düzenlemeye göre 79 meslek kolunda kadınlara çalışma yasağı var. Madencilik, petrol, ağır yük kaldırma vb. sadece yönetici olabilirler. İtfaiyeci ve dalgıç olamazlar.

Tayyip gelişmelerden hiç memnun değil. Konseyin ve Trump'ın kararlarını hiç isabetli bulmadı ve "Şimdi mfs uğraşacak bizimle, uğraş uğraşabilirsen onunla" dedi.

Trump Şeytan'ın Konseyindeki üye arkadaşlarına "Elimden geleni yaptım. Devlet/hükumet sistemi içinde üzerimde çok büyük baskı vardı, o yüzden yakalanan bu rüzgarı kendi başımıza devam ettiremedim. İran'a ve Çin'e karşı hamleleri devam ettiremedim." mealinde konuştu ama bu sözlerine kendi de inanmıyordur. Üzerinde o baskı olmasa bile sahadaki şartlar biz olmadan Çin'e ve İran'a karşı ciddi hamleler yapmasına izin vermiyor.

Sonra iyice değerlendirdiler ve benim baştan dediğime geldiler. "Mfs yine isabetli çıktı, bu şartlarda biz ileri adım atamayız, kendi başımıza Çin'in ve İran'ın hakkından gelemeyiz ve geri adım atıp tansiyonu düşürmek zorundayız. Restleşmelere girmemeliyiz. Mfs'nin dediği gibi rezil de olacağız, bu rüzgar içindeyken attığımız büyük adımlar, kısa sürede bizim aleyhimize dönecek" mealinde konuştular durdular.

Bizim ittifakımızın İdlib'den vazgeçmeyeceğini, öyle ya da böyle İdlib konusunda da zaten kazanan tarafın yine bizim ittifakımız olacağını, boş yere inat ettiklerini, hatalı karar aldıklarını biliyorlar, bunları da konuştular, değerlendirdiler ve kabullendiler ama bu aşamadan sonra bu karardan dönemeyeceklerini kararlaştırdılar.

Aslında yazılması gereken mühim bir husus daha var; çok korktular...

Konseydekiler bazı yayınlarımın tesirinde kaldılar da bu karar karmaşasını yaşadılar.

"Güney Azerbaycan'ı ve Azerbaycan'ı Türkiye'ye dahil edeceğiz. Sınırlarımız Hazar Denizi'ne ulaşacak. Sonra denizden ve karadan Türkmenistan'a, Özebekistan'a ve diğer Türk cumhuriyetlerine bağlanacağız. İstanbul ile Buhara tek devletin iki ayrı şehri olacak. Ondan sonrasında zaten Doğu Türkistan'ın bile dahil olduğu büyük bir Türk devleti kurulacak" dediğimden çok korktular.

Bu güne kadar her şeyi çok ciddi olarak yazdığımı da bildiklerinden, bu yazdıklarımdan çok endişelendirler. İran ve Çin'in hakkından gelmeyi çok istiyorlar ama sonra biz başlarına bela olacağız diye de titriyorlar.

Korkunun ecele faydası yok ve aylardır söylediğim gibi, Türkler geliyor...

Yollara çıkılsın bayrakla tuğla
Kalbimiz çarpıyor vatan aşkıyla

Türkler geliyor!

Dünden bu saate kadar yazdıklarımı tek cümle ile özetlediler 😊

İran sonunda birazcık olsun rahat nefes aldı. Kaç gündür ne yazarsam hemen ardımdan Trump tasdik ediyor, aynı açıklamaları yapıyor ve yazdıklarıma uygun şekilde gemilerini oraya buraya gönderiyor, etkili haber kuruluşlarında haberler yaptırıyor, kararlara imza atıyor, devasa şirketleri de yönlendiriyordu ki şimdi iş tersine döndü.

Acemler, yazdıklarımı her zamanki gibi büyük dikkatle okudular, kendi aralarında değerlendirdiler ve sonra bu açıklamayı yapmayı kararlaştırdılar.

Kendi aralarında değerlendirirlerken "Mfs burada da çok isabetli, çok haklı. Doğru söylüyor. Bu işin sonunda Trump koltuğundan olur hatta Amerika da yıkılır" gibi cümleler de kurdular

Rus donanmasına ait anti-sabotaj gemisi İstanbul Boğazı’ndan geçti

Rus donanmasına ait anti -sabotaj gemisi saat 10.30 sıralarında askeri römorkör ile birlikte Karadeniz'den İstanbul Boğazı'na girdi ve Marmara'ya açıldı.

Rusya’nın Karadeniz filosuna bağlı 841 Borda numaralı anti -sabotaj gemisi saat 10.30 sıralarında Rus askeri römorkörü Rescue SB 739 ile birlikte Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na girdi. 1 saat 15 dakika sonra Arnavutköy Sahil önlerine ulaşan anti -sabotaj gemisini askeri römorkörün çektiği görüldü.

İki Rus gemisine sahil güvenlik botu da boğaz geçişi sırasından eşlik etti. Yaklaşık 1,5 saatte boğaz geçişini tamamlayan gemiler Marmara Denizine açıldı.

Rus tarım ürünleri denetim ajansı Rosselhoznadzor, Türkiye’den gelen 20 ton çilek ve kayısıyı, içinde Kaliforniya çiçek tripsi (frankliniella occidentalis) adlı zararlı böcek türünün bulunması sebebiyle geri gönderdi.

Gerçek sahibi CIA olan Facebook: 2 milyarı aşkın sahte hesap silindi

Facebook'tan yapılan yazılı açıklamada, 2019 yılının ilk çeyreğinde platformdaki yaklaşık 2,2 milyar sahte hesabın silindiği bildirildi.

Son 6 ayda platform üzerinde rahatsız edici sahte hesaplarda ciddi artış yaşandığı ve bunun nedeninin otomatik saldırılar olduğu belirtilen açıklamada, 2018'in ilk çeyreğinde 1,2 milyar hesabın silindiği ve bu yılki rakamın geçen yılı neredeyse ikiye katladığına işaret edildi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: Kimyasal silah kullanıldığına dair emareler yok

AFP haber ajansına konuşan Gözlemevi Başkanı Rami Abdül Rahman, “Bir saldırı olduğuna dair elimizde hiçbir kanıt yok” diyerek Lazkiye’deki dağlık alanda kimyasal silahla saldırı düzenlendiğine dair örgütün belgelediği bir vaka bulunmadığını söyledi.