Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.7K photos
25.8K videos
370 files
7.58K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
17 Aralık yolsuzluk operasyonu ile birlikte Tayyip'in o havası birden kayboldu, neye uğradığını şaşırdı. Operasyonun son anlarında, kendisini ve çetesini tamamen bitirmemeleri için Şeytan'ın Konseyi'ne yalvardı. ABD devlet sistemi ellerinde oyuncak olmuş ve Obama bile kendi piyonları olan Şeytan'ın Konseyi de Tayyip'i bitirmek yerine, bir müddet daha kullanmak yolunu tercih etti.
İşte bundan sonrasında, her türlü insanlık dışı kara para işinde çok yüksek tecrübeye ulaşmış ve bu insanlık dışı işlerde devlet gücümüzü bile kullanmalarına imkan sağlamış AKPKK projelerini ve Tayyip'i hemen harcamak yerine, itaate döndürmek, kara para işlerine hız kesmeden devam etmek yolunu tuttular. Bunun için, Tayyip'in ve AKPKK'nin ülkenin başında kalması şarttı ama AKPKK'nin ve Tayyip'in ülkenin başında kalması için de bozulan imajlarının yeniden düzeltilmesi şarttı.
Şeytan'ın Konseyi'nin de talimatı, oluru ve destekleri ile Tayyip'in haklı, mazlum, kahraman göründüğü, Tayyip'i ayara çekmekte kullandıkları FETÖ'nün hain, suçlu, darbeci, katliamcı, dış mihraklara çalışan bir suç örgütü göründüğü orta oyunları oynanmaya başladı. AKPKK ve FETÖ isimli iki kukla teşkilatın üst isimlerinin bilgisi dahilinde, danışıklı dövüşmeler yaşandı. Sonra, planları gereği bu oyunlarda da iyice ileri gittiler ve ilerleyen süreçte 15 Temmuz darbe tiyatrosunu sergilediler.
Zaten Fethullah Gülen de Şeytan'ın Konseyi'nin emrinde olup gizli Ermeni ve gizli Yahudi karışık bir soydan gelen ama Hıristiyan yanı ağır basan bir basit piyondan başka bir şey değildi. İki piyonlarını arka plandan anlaştırdılar, barıştırdılar ama bu Türk milleti ve dünya insanlığı orta oyunlarını izlemeye, seyirci kalmaya devam etti. Bu süreçte Tayyip ile Gülen defalarca gizlice telefon görüşmesi bile yaptı.

Hep beraberce sergiledikleri kanlı darbe tiyatrosu vesilesi ile öncelikli olarak Tayyip'in elinin ve imajının, eskiden olduğu gibi güçlenmesini istediler. Aynı anda devlet sistemi içindeki gerçek Müslüman ve vatansever kişilerin topluca temizlenmesini de istediler. Bu öylesine haince bir plandı ki mensubu bulunduğum Süleymanlılar cemaatinin devlet kademelerindeki ve ordudaki mensupları bile ilerleyen süreçte topluca yerlerinden edilecek ve hatta cemaatimiz dağıtılıp yok edilecekti. Yazmıştım, bu planlarında kullandıkları Mustafa Koç'u öldürmüş ve o kadar ileri gitmelerine izin vermemiştik.
Bunların, AKPKK üzerinden Türkiye'yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapmak istemesinin sebebi, İslam'ın ve Müslümanların önünü gerçekten açmak değil, BOP projesi kapsamında Ortadoğu ülkelerinin üstü örtülü işgalinde "İslam Cumhuriyeti Türkiye" kartını ve "Halife Erdoğan" kartını kullanmaktı. Ortadoğu işgalini askeri güçle yapamıyorlar ve bu yolla işgal üzerinde çok kafa yoruyorlardı. Böyle bir plan, henüz AKPKK resmen kurulmamışken bile vardı.

Bu planlarının, Türkiye'nin İslami bir devlet görüntüsüne büründürülmesi ve Türkiye üzerinden çok sayıda Ortadoğu ülkesinin BOP çerçevesinde işgal edilmesi planlarının uygulanması sırasında, istemedikleri çok yüksek sayıda sıkıntı oldu. İçimizdeki İsrail'i oluşturan klikler bile bu plana tam itaat etmedi. İçimizdeki İsrail'in içinde çatışmalar çıktı. Bu iç çatışmalar çok sayıda tartışmalı hadisenin yaşanmasını sağladı. Bunları on senedir anlatıyorum. Lakin istemedikleri ve sıkıntı gördükleri bir gelişme de cemaat içindeki yüksek sayıda insanın, gerçekten dindarlaşmasıydı.
Gülen cemaati ya da nam-ı diğer FETÖ içinde yer alsalar ve bu cemaatin hatta Said-i Nursi'nin bile baştan itibaren bir Yahudi-Haçlı tuzağı olduğunu bilmeseler de gerçekten dindar bir hayat yaşamaya, ilim öğrenmeye, vatan, devlet, millet, ümmet, insanlık, gelecek nesiller için güzel şeyler yapmaya başlayanlar vardı. Sayıları da iyice artıyordu ve oyundan düşürülmeliydiler. CIA, MOSSAD, MI6, MİT, AKPKK, FETÖ işbirliği ile gerçekleştirilen kanlı 15 Temmuz tiyatrosunun bir hedefi de bu Müslüman/vatansever temizliği idi. Bunca masum tesettürlü ev hanımınına bu kadar acımasızca muamele edip başörtülerini bile indirerek erkek personelin kameralardan izlediği ceza evlerinde tutmaları, daha türlü işkenceler yapmaları ama Ayşe öğretmen gibi terör sevicilerini tahliye etmeleri ve hatta kahramanlaştırmaları hep bu yüzden... Bunlar ne Türkler, ne Müslümanlar. Bunlar danışıklı dövüşte kullanılan hain piyonlar.

İşte Reyhanlı saldırısı, geniş çerçeveden bakılınca böyle dengelerin içinde yapılmış bir "gözdağı" saldırısıydı.
Reyhanlı saldırısını yapanlar, CIA ve MOSSAD'a da bağlı olsalar da aslında Rahip Brunson'ın uluslar arası terör şebekesinin adamlarıydı. Zaten Rahip Brunson'ın terör şebekesiyle CIA, MOSSAD, MİT ve daha birkaç devletin gizli servisi hep iç içe, el ele...
Reyhanlı katliamında Esad'ın ya da Suriye istihbarat teşkilatı el Muhaberat'ın hiç dahli olmadı. Onlar bu katliamın hiçbir kısmına karışmadılar ama planlar gereği suç üstlerine yıkılmak istendi. Reyhanlı katliamının bu kısmında da türlü alçaklıklar sergilendi. Yoğun bir basın/medya ihaneti ile bütün Türk milleti kandırılmak istendi.
Esad ve el Muhaberat yok ama aksine olarak İsrail var, ABD var, Barack Obama var, Netenyahu var. Netenyahu ile bir mecliste sürekli bir araya gelip İsrail'in meselelerini ve dünyadaki diğer meseleleri değerlendiren ve bunlar üzerine sürekli insanlık dışı kararlar alan, dünyadaki bütün insanlık dışı işlerin arkasında olan 13'ler Meclisi üyesi Sanhedrin hahamları var. Baştan da ifade ettiğim gibi böylesine büyük bir vahşetin arkasında uluslar arası bir organizasyon var. Bu organizasyonda Rahip Brunson ve terör ağı, içimizdeki İsrail'in çok sayıda adamı, Türkiye'deki çok sayıdaki basın ve medya mensubu gizli Ermeni ve gizli Hristiyan, MİT ve gizli Ermeni Hakan Fidan, İsrail ve Netenyahu, MOSSAD, CIA, Barack Obama, Şeytan'ın Konseyi, 13'ler konseyi ve daha fazlası var. Bu katliamın yapılacağını, öncesinden Obama da biliyordu, Netenyahu da biliyordu, Hakan Fidan da biliyordu, Koç'lar da biliyordu ve ilgili herkese haber verilmişti. Bunların hiçbiri mani olmadı hatta üstlerine düşen ne varsa yaptılar.
Ölü sayısı kesinleştirilemedi ama o gün Reyhanlı'da, iki ayrı bomba patlamasında toplamda çok yaklaşık olarak 197 kişi feci şekilde öldü.

Bu katliamın yapılacağından MİT'in de haberi vardı. Hakan Fidan'a CIA üzerinden bilgi geçilmişti, o da üstüne düşenleri yaptı. MİT de bu katliamların yapılmasına yardımcı oldu. MİT, sadece bu katliamın önünü açmak ve mani olmamakla kalmadı, sahadaki personelini de kullandırdı. Gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan Hakan Fidan'ın emri ile ilçe genelindeki 73 MOBESE kamerasının tamamına yakını, o sabah, saldırıdan birkaç saat önce devre dışı bırakıldı. Kayıt yapmaya devam eden az sayıdaki MOBESE kameralarının kayıtları ise sonradan MİT tarafından silindi.
İlk patlama bombalı araçla yapılmadı. Bir el Nusra teröristini kullandılar ve yüksek miktarda TNT dolu bir sırt çantasını orada bırakıp kendisi uzaklaştı. Zaman ayarlı bu bomba, ayarlanan vakit geldiğinde patladı ve çok büyük bir yıkıcı tesiri oldu. Bu Nusra teröristini kontrolünde tutanlar, kullananlar CIA ve MOSSAD personeliydi. Sonra bu teröristi kendileri öldürüp ortadan kaldırdılar.Öldürenler MOSSAD personeliydi.
İkinci patlamada bombalı araç kullanıldı. Araçta bir Nusra teröristi vardı ve kendini de öldürdü. Zihin kontrolünde değildi, inandırılmış, kandırılmış biriydi. Bu gerçeklere rağmen basında/medyada aksine bilgilendirmeler yapıldı. İnsanlıktan çıkmış ve bütün insanlığın başına bela olmuş bu uluslar arası suç, terör, vahşet organizasyonu, bu işin basın/medya kısmını da boş bırakmadı. Bu kısımda da Türk görünen yüzlerce gizli kimlikli basın/medya mensubunu kullandılar. Suçu Suriye'nin ve Esad'ın üzerine yıkabilmek için her şeytanlığı yaptılar.
Gizli Hıristiyan cemaatinin mensupları olan Abdullah Gül ile Ahmet Davuotğlu'nun da Reyhanlı katliamından önceden haberi vardı. O zaman Gül ve Davutoğlu Konseylere itaat halindeyken, Tayyip itaatsizdi. Daha önceki yazılarımda anlatmıştım, sonradan dengeler değişti, işler tersine döndü. Gül ile Davutoğlu Ankebut Ağı'na ve yönetici konseylere sırtını döndü. Tayyip'in itaate dönmesini ve dönse bile konseylerin onu af etmesini hiç beklemiyorlardı. Dönünce ve af edilince, Tayyip'le Gül ve Davutoğlu arasındaki çekişme şiddetlendi.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Netanyahu ve Barack Obama başta olmak üzere, çok sayıda devletin çok sayıda muvazzaf ve emekli/eski devlet lideri ve yetkilileri hakkında "Uluslar arası terör ve katliam suçları" kapsamında uluslar arası soruşturma başlatılmalı ve yargılama yapılmalıdır. Türkiye, ayrıca kendi iç hukukunda yeniden davalar başlatmalı, Reyhanlı'nın karanlık kalmış hiçbir yanını bırakmamalı, meydana çıkacak çok sarsıcı gerçekleri dünya insanlığı ile paylaşmalıdır.

Netenyahu, Obama ve Rahip Brunson ve şimdi Trump, dünyanın en büyük canilerinden, katliamcılarından ve teröristlerindendir. İsrail ve ABD halkının terörist liderlerden ve terör örgütleri tarafından yönetilmekten kurtarılması için gerekiyorsa pek çok devlet müttefik olarak İsrail'e ve ABD'ye askeri müdahaleler yapmalıdır. İsrail'e ve ABD'ye gerçek demokrasiyi götürmek için askeri koalisyon gücü derhal kurulmalıdır.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Şimdi, yıllar önceki bu haberi dikkatle tekrar izleyin. Her şeyi daha iyi anlayacaksınız.

MİT'in haberi var. Herkesin haberi var ama engellenmiyor, meydan veriliyor. Tayyip bunu biliyor, kendisine dönük bir gözdağı olduğunu da biliyor ve dikkat çekici bir yüz ifadesi ve beden dili ile konuşarak sitem ediyor. O sıralar konseye tam itaat halinde olup Reyhanlı saldırısını önceden bilen Cumhurbaşkanı Gül ise Tayyip'in aksine konuşuyor.

Haberde, saldırının aslında Ankara'da yapılacağı ama son anda Reyhanlı'da karar kılındığı bilgisi de geçiliyor.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Kaç kişinin öldüğü, insanların ne hallerde öldüğü, ne kadar büyük acılar yaşandığı, yaralılar, aileler, milletin morali umurunda bile değildi. Reyhanlı'ya gitmedi.

ABD ziyaretini iptal etmedi ya da ertelemedi. Çok çirkin beden dili ve yüz ifadesi, üzerinde hiç eksik olmadı. Bürokratça lisanından konuşarak "Bu saldırı biliniyordu, engellenmedi. Ben bunu meydana çıkartacağım. Beni öyle kolay ezemezsiniz, her şeye rağmen savaşacağım." mesajları verdi.

Verdiği mesajlara uygun adımlar da attı, ta ki 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna kadar...
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Sabetaycı gizli Yahudi vatan haini Berbat Albayrak hala apaçık surette yalanlar söylemeye, aldatmaya, ihanet etmeye devam ediyor. Devletimiz ve milletimiz felakete sürükleniyor.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Çin’de matematik öğretmeni akıllı tahtada geometri dersini anlatıyor...
Kahraman Suriye Ordusu, Suriye'de iki köyü daha teröristlerden temizledi

Suriye’de hükümet yanlısı El Vatan gazetesi, Şam’a bağlı ordu güçlerinin İdlib’in güney sınırındaki iki köyü El Nusra Cephesi’ne bağlı militanlarından arındırdığını yazdı.

Haberde, “Suriye ordusu İdlib eyaletinin güney sınırını geçti ve El Nusra Cephesi’ne bağlı terör yanlılarıyla meydana gelen çatışmaların ardından El Arima ve Midan Gazal köylerinin kontrolünü ele geçirdi” ifadelerine yer verildi.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Seyfettin Alkan hocamızın orucun faziletine dair vaazı