Balık avlama piramiti ve balık besleme piramiti hususunda çok iyi geri dönüşler alıyorum. Ben bu projeyi, bunca siyasi yoğunluğun ve zihin/beden yorgunluğunun içinde, yeterince vakit bile ayıramayarak hızlıca anlattım geçtim.

Bu proje, anlattığım kadarıyla sınırlı kalmaz. Çok daha farklı bakış açılarıyla bu projede "eş zamanlı fayda" kısımları artırılabilir. İşletme zahmeti ve giderleri zaten çok düşük ama daha da düşürülebilir.

Belki de her şeyden önce bu projeye girmek gerekiyor. Hatta Türkiye tam bir hukuk devletine hala dönüşmemişse bile bu projeye girmek gerekiyor. Çünkü sağlam kafalar sağlam vücutlarda bulunuyor. İnsanları ıslah edecek isek, onların iyi beslenmelerini sağlamalıyız. Bunda acele de etmeliyiz.

Bu projede, tepe bakışıyla aracın tam merkezinde, orta noktasında, en üst kattan zemin kata kadar kesintisiz çalışacak asansör sistemi bulunacak. Bu asansör sistemi sayesinde, her kattan balıkları otomatik olarak avlamak mümkün olur.

O merkezdeki asansör sistemi aynı zamanda aracın en merkezden desteklenmesi için yapılmış bir sağlam çelik örgü sistemi olacak. Gayet geniş çapta asansör/ler olacak. Asansör kabinleri de zaten yeterince geniş olur ve katlar da zaten yüksek olacak.

Asansör kabinlerinde, çelik tel örgülü olan ve katı/solid yüzey/duvar kaplaması olmayan sistem kullanılır. Bu şartlardaki kabinler, hedef kata inince iki ya da dört yanda büyük kapakları açarlar. Kabinlerin/kafeslerin içinde balıkların duramadan üzerine hücum edeceği yemlerden bolca olur. Bir grup balık, kabindeki yeme hücum ettiğinde kafes kapakları otomatik kapatılır. Kabin, en üstteki balık işleme katlarına kaldırılır. Tek seferde tek kabinde bile bir ton ya da daha fazla balık avlanabilir.

İstenirse bu merkez konumdaki asansör sisteminde, birbirinden bağımsız ve yan yana dört, sekiz hatta onaltı adet asansör hattı bulunabilir. Hepsi aynı anda farklı farklı katlardan balık avlamak için kullanılabilir.

Bu çeşit asansör kabinlerinde aydınlatma lambaları da bulunur. Balıkların hemen tepki verdiği ve sevdiği sıvılar da kullanılır. Hem ışık, hem katı yem hem de sıvı yem onların yığınlar halinde kabinlere dolmasını sağlar.

Bütün kata dağılmış olan balık sürülerinin, aracın merkez konumundaki asansör tarafına yaklaşmaları için, balıkları rahatsız edip kaçıran ses sinyalleri yayan cihazlar, aracın en dış yanlarına takılabilir. Diyelim ki eksi 25. kattaki balıkların merkez konumdaki asansör sistemine yaklaşmaları isteniyor. O katın dört bir yanındaki onlarca ses yayıcı cihaz çalıştırılır ve o kattaki bütün balıklar merkezdeki asansör sistemine doğru toplanırlar.

Balık besleme piramitinde çok fazla kat olacak. Eksi birkaç kattan sonra, daha aşağı katlar istenmeyen seviyede karanlıkta kalabilirler. Bunun da düşünülmesi gerekiyor. Araç zaten kendi ihtiyacının binlerce katı elektrik gücünü kesintisiz olarak ve yok denebilecek kadar düşük maliyetle üretiyor. O halde katların tavanlarına aydınlatma grupları da döşenebilir. Gün ışığı veren ve enerji sarfiyatı düşük, verimi yüksek olan küçük LED lambalar tercih edilebilir.

Sadece gerçek Türkler hariç...

Belediye başkanlığı yapan siyasetçilerin, cumhurbaşkanlığına aday olmaları, demokratik sistem içinde son seviyede meşru değil midir? Söz konusu faaliyet kanunlara aykırı mıdır?

Bohçalı kimi, neyi temsil etmektedir, kimler için ve ne maksatla konuşmaktadır? Kendisini devlet üstü, kanun üstü gören tavırlarının arka planında hangi Türk düşmanları vardır?

Demokratik cumhuriyet rejimi ile idare edildiği iddia edilen ülkemizde, hangi kendini bilmez hadsiz ya da hangi tasmalı piyon çıkıp böyle sözler söyleyebilir.

Kim olduğu, gerçek kimliği hatta hainliği ve teröristliği artık sokakta top koşturan çocuklar tarafından bile bilinen Bohçalı'nın bu sözleri, Türkiye'de şu anda demokratik cumhuriyet rejiminin uygulanmadığının bir başka delilidir. Hatta şu anda devlet sisteminin kanun tanımaz çeteciklerin, mafyacıkların elinde olduğunun bir başka delilidir. Hukuk tanıyan herhangi bir kişi, Bohçalı'nın şu söylediklerini söyleyebilir mi?

Zaten dürüst karakterli bütün araştırmacılar biliyorlar ki Türkiye'de hiçbir zaman demokratik cumhuriyet rejimi uygulanmadı. Bir dakikalığına bile... Bir tek seçim ve halk oylaması bile demokrasiye uygun, hilesiz ve halkın tercihlerinin belirlendiği şekilde yapılmadı.

Son haftalarda TBMM kürsüsünde tekrarla teröristliğini, hainliğini bağıran Bohçalı'nın şimdi şu son sözlerine de basın ve medyadan gerekli tepkilerin yükselmemesi, Türkiye'de hür ve meşru basın ve medya gücünün de bulunmadığının, Türkiye'nin üstü örtülü bir işgal altında tutulduğunun ayrıca tezahürüdür ve ispatıdır.

Milletçe bir gerçek kurtuluş savaşı başlatmamız ve devletimizi bu gibi casuslardan, hainlerden, teröristlerden temizlememiz gerektiği, bu vesileyle bir kez daha herkesçe görülmüştür.

Şu anda devlet sistemimizin hukuka bağlılığı yok, hainlere, casuslara, çetelere bağlılığı var ve Türkiye'de yaşayan hiçkimsenin can, mal ve ırz emniyeti de yok. Hatta yenidoğan bebeklerin bile can emniyeti yok. Narinlerin de yok. Sinan Ateş'lerin de yok.

Lufthansa'nın Boeing uçağında türbülans sonucu 5 kişi yaralandı

Lufthansa'nın LH511 Buenos Aires-Frankfurt seferini yapan D-ABYP tescilli Boeing 747-8 uçağı türbülansa girdi. Yaşanan türbülans sonucu 5 yolcu yaralandı.

- Selamun aleyküm hocam
Times Meydanı’ndayım.
Ekranlara Trump’ı yansıtıyorlar. Kırmızı renkte, büyük puntolarla ‘He Dead’ yazıyor.

Tarkan’ın ayin görüntüleri ortaya çıkıyor. Linç ediliyor.

Putin’in elinde içki var. Stresli ama neşeli görünmeye çalışıyor. Bir iki yudum alıyor. Boğuluyor .

Sağlık skandalları bitmek bilmiyor

Bursa'da doğumdan 5 gün sonra özel hastanede verilen mama nedeniyle kalbi duran bebek, yüzde 99 engelli oldu.

Sellerden sonra yangınlar başladı

Dün gece İspanya'nın Kanarya Adaları'nın La Palma kentinde büyük bir orman yangını çıktı.

İmamyan'ın laneti İstanbul'un üzerine çöktü

Metrobüs seferlerinde yaşanan aksama nedeniyle Söğütlüçeşme ile Altunizade duraklarında metrelerce sıra oluştu.

M-5 Üsküdar-Samandıra Metro durağındaki yoğunluktan dolayı işlerine geç kalan vatandaşlar, görevlilere tepki gösterdi.

AB mi?
Hadi oradan, AB ne?

Asıl, AB, Türkiye yolundan şaşmasın.

Bu gibi sahneleri yeni görüyorum. Ben Kurtlar Vadisi'nin son bölümlerine doğru diziden sıkılmıştım. Hususiyle de Polat Alemdar'ın Mehmet Karahanlı'ya yakın olmaya başladığı, Karahanlı'nın eşinin oyuna girmeye başladığı, uzun uzun sıkıcı sahnelerin çekildiği bölümleri izleyemedim. Zaten Karahanlı'nın eşini oynayan Çingene kadının iğrenç enerjisi beni yerden yere sermişti, o gösteriliyorken gözümü başka yere çeviriyordum. Polat'ın kız kardeşine dair sahneler de çok itici, sıkıcıydı. Dizi artık Kurtlar Vadisi olmaktan çıkmıştı. Ayrıca böyle baron olması, konsey üyeleriyle konuşması sahnelerini de pek izlemedim. Hala izlemedim.

Ayrıca bilinmeli ki Polat Alemdar karakteriyle temsil edilen Türkiye'nin yeni lideri, hiçbir masonik, satanist, büyücü, hain, peşkeşçi, kara paracı konseye girmeyecek. O konseyi, içine girmeden dağıtacak.

Kurtlar Vadisi dizisinde, geçmişle gelecek sentezlenirken ve bir de oyuncular grup grup diziden ayrılıyorken, senaryo durugörü verilerinin dışına sık sık çıkmış.

Polat o konseye girmeden önce, ABD'ye açıkça uşaklık ve casusluk yapan bir konsey var dizide... Ayrıca uyuşturucu ve silah kaçakçılığı da dahil olmak üzere türlü kara para işleri yapan, basın ve medyayı kontrol altında tutarak halkı aldatan, cinayetler işleten, fuhuş yaptıran bir konsey bu... Polat konseye girince konseyi düzenlediği, kurallarını değiştirdiği gösterildi mi dizide?

Her yer çöktü, her şey çöktü, dünya çöktü, neyi gizlemeye çalışıyorsunuz?

Yapmak istediğiniz şey, yapılabilecek bir şey değil.

"Önce üç işaret, sonra kıyamet."

O kıyamet de gerçek kıyamet değil, Mehdi'nin küresel resetlemesi demek. Dünya genelinde masonları, yahudileri, çingeneleri, kara paracılığı, satanistliği yok etmesi demek.

Biliyor musunuz?
Emin misiniz?

Bu gazetedeki askeri darbe de gerçek manasına gelmiyor. Subaylar yatırımcılar demek. Daha önce de açıkça yazdım ama hala kaçıranlar çok, Ankara çetesini devirmemde yatırımcıların büyük payı olacak.