Muzaffer İstanbul hükumeti:

Evet... Gazze'den başlatılan tiyatronun, bütün engellemelere rağmen Lübnan'a az da olsa sıçratılmış olması karşısında, batı ülkeleri zil takıp oynuyorlar.

Çünkü Süfyan, Bohçalı ve çevrelerindeki azılı Türk düşmanları, İsrail piyonları gibi, pek çok Avrupa ülkesinin başında da benzeri İsrail piyonları var.

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Gazze'de bile bir savaş yok. Hangi yalancı, palavracı ve İsrail casusu devlet yetkilisi çıkıp da Lübnan'da bir "savaş" yaşanmakta olduğunu iddia edebilir?

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Türkiye halkının yüzde doksan dokuz küsuru, sözde sığınmacıların acilen def edilmesini yıllardır yüksek sesle talep ediyorken...

Demokratik cumhuriyet rejimi ile idare edildiğini, insan haklarına saygılı olduğunu iddia eden hangi Avrupa veya Asya ülkesi, hala Türkiye'ye türlü oyunlarla yeni göçlerin gelmesi yolunda mücadele edebilir. Scholz apaçık bir şekilde demokrasinin, insan haklarının, Türkiye'nin ve bölgenin düşmanı.

Scholz'un ve Scholz'un başında bulunduğu Almanya denilen terörist şeyin faaliyette olduğu her gün, Türkiye'de ve bölgede, potansiyel olarak yüz milyonlarca masum/sivil insan can, mal, ırz emniyetsizliği içinde olacak.

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Bu gün, 19 Ekim 2024 günü, Almanya denilen terörist, fitneci, hukuk tanımaz ve siyonist piyonu örgüt, Türkiye devletine düşmanlığını resmen ilan etmiş hatta Türkiye'nin iradesine kafa tutmuş oldu.

Hiç şüphe yok ki bu, açıkça bir savaş ilanı. Milletler arası hukukun açıkça hiçe sayılması...

Dünyadaki bütün taraflar şimdiden bilmeliler ki çok yakında zahir olacak bu kanlı savaşı Türkiye değil, Almanya tarafı başlattı.

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Siyonistlerin Scholz üzerinden teşebbüs ettiği şu küstahlıkların, düşmanlıkların, kötülüklerin bedelini Moskova çetesi de dahil, onlarca çete çok ağır şekilde ödeyecek.

Türkiye, hiçbir siyonist piçin, keyfine göre gelip de nutuk atabileceği, kafa tutabileceği, meydan okuyabileceği bir ülke değil.

Ankara çetesinin devrildiği gün, Almanya ve Rusya ile harbimiz açıkça gözle görünür olacak. Türkiye devleti, bu bölücü, istila edici, terörist, kafa tutucu, kara paracı, İsrail hizmetkarı, Türk milletinin iradesini tanımaz, milletler arası hukuku açıkça ihlal eden tavırların karşılığını askeri sahada da verecek.

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Türkiye içindeki ve dışındaki bütün Türk düşmanı unsurlar bilmeliler ki Ankara çetesi Türk milletinin ayakları altında kalıyorken, Almanya çetesinin yapabileceği hiçbir şey olmayacak.

Almanya çetesinin, bunun aksi yönde verdiği vaatlerin hiçbir fiziki/gerçek karşılığı asla olamayacak.

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Dünyadaki bütün ülkeler, Ankara şehrindeki diplomatik temsilcilerini acilen ve geçici süre için başka şehirlere çıkartmalılar.

Çünkü bu gün Ankara'da, bütün Türk milletinin ve insanlığın gözlerine soka soka bir ülke, düşman ülkelere peşkeş çekiliyor.

Çünkü sahanın tamamını İstanbul hükumeti kontrol edemiyor ve uzun süredir patlama seviyesine gelmiş olan sahadaki birikmiş öfke, patlamak üzere...

Muzaffer İstanbul hükumeti:


Lanet olasıca ABD'den ve İngiltere'den de Scholz küstahlığının hesabını soracağız. Hem de dünya tarihine geçecek kadar sert, acımasız tarzda soracağız.

Bunu yapacağımıza dair, buradan, insanlık önünde ve tarihe geçecek tarzda yemin ediyoruz.

Gök girecek, kızıl çıkacak hatta uzun süre çıkmayıp inletecek.

Filiz! Sen biraz dinlen. Etrafına gelenler de dinlensiler. Belki ama küçük bir ihtimalle, ileride tekrar oyuna girersiniz.

Hem hiç iyi başlayamadınız hem de hiç ilerleyemediniz.

Biz Türkiye'yi ve bölgeyi düze çıkartalım, kurtaralım, projelere de hazır hale getirelim. Senin ülken ve yanına gelen diğer ülkeler ve ülkeler içindeki yatırımcı gruplar hakkında yeniden bir karar veririz o vakit...

Burada bize kafa tutuluyor, rest çekiliyor, ülkemiz elimizden alınmaya çalışılıyor, hem de devasa projelerin yapılacağı topraklar... Siz bu şartlarda bile kenar köşede iseniz, minderde değilseniz, hiç olmasanız da olur.

Her şeyi biz yapacağız ve siz sonra partiye, pasta yemeye mi geleceksiniz?

And içiyoruz...

Gazeteci Bahar Feyzan: (Yenidoğan Çetesi)

“Sağlık Bakanı çıkmış, acayip bir açıklama yapmış. Adamın adını bilen yok, böyle bir Sağlık Bakanı. O kadar ortada yok.

Sistem o kadar yok ki artık. Sistemde boşluk falan değil, sistem yok. Bakan çıkmış, ‘Canice’ diyor. Kardeşim, sen sağlığımızı birilerinin insafına bıraktıysan biz zaten ayvayı yemişiz.

Eğer biz zaten herkesin insafına bırakılacaksak devlet niye orada duruyor?”

Gazeteci Candaş Tolga Işık:

“Özel hastanelerin denetimi il sağlık müdürlüğünde değil mi?

Bebekler katledilirken dönemin il sağlık müdürü şu anki sağlık bakanı değil mi?

Bana lütfen biri anlatsın beyefendi nasıl o koltukta oturabiliyor hâlâ?”

Gazeteci Candaş Tolga Işık:

"Fahrettin Koca susuyor, susamaz. Bir çete 19 hastanede cirit atıp bebek katlederken bakanlık koltuğunda oturan kişi susamaz."

Yeşim Salkım'dan Yenidoğan Çetesi skandalına dair sert sözler geldi:

"Dünya çapında bir skandala imza attık elbirliği ile. Ortada ne muhalefet var ne de bir istifa. Utanmayı geçtim ar kalmamış hiçbirinizde. Şeytan bile sizlerden iyidir."

Kovid-19 döneminde oksijen desteğine bağlanan hastalar için de çeteler ücret aldı mı?

"Hayatımla oynadılar dedi ve hayatını kaybetti."

Bundan sonra "entübe etmek" ibaresini kullanmayın. "Oksijen tüpüne bağlanan" ya da "Oksijen desteğine bağlanan" ya da "Nefes destek cihazına bağlanan" gibi ibareler kullanın. Şu Türkçemizi artık daha da hızlı halde yabancı ve uydurma kelimelerden temizlemeliyiz.

"Soluma destek cihazı" da diyebilirsiniz.

Chicago'da kapıya doğru ilerleyen American Airlines'ın Boeing 787 uçağının sağ motoruna kargo konteyneri çarptı.

Almanya içindeki herkesin dikkatine...

Artık lanetli bir Almanya var.

Dikkat edin, lanet sizin ülkelerinize, gruplarınıza bulaşmasın.