Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.5K photos
25.6K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Yaşanacak küresel mali tufana mazeret olarak gösterilebilsin diye de uzak doğuda ve orta doğuda acilen bölgesel savaşlar çıkartmak istiyorlar.

Ayrıca, danışıklı savaşlar sırasında, mümkün olabilen her şeyi hızla nakite çevirerek krizleri bastırmak istiyorlar.
Moğollar Çingene miydi?

Moğolların Türklerin diyarlarına yaptığı saldırılar, bir yanıyla da Türkleri Çingeneleştirme faaliyeti miydi?
Forwarded from Ammar
Bu gece tuhaf rüyalar gördüm. Çok karışıktı çok olaylar oldu ve çok gerçekçiydi.
Düz bir alandayız. Bir yere gitmişiz. Doğal bir afetmi vardı. Yağmur sonrası ıslaklık var. Savaş mı işgalmi vardı. MFS abi bir taksiyle gelmiş aracı park etmiş işte buradayım kim o benim ülkemi parçalayacak öyle bir şey demiş. Bizim ülkemizin ne ordusundan ne askerinden ne aracından bir tane kalmamış ortalıkta. Üç beş MFS takipçisi vardı. Yabancı ülke araçları vardı ortalıkta onlarda saldırdıracak güç ve cesaret yoktu.
Tam anlatıp izah edemedim. Çok karışık tuhaf bir rüyaydı.
İsra suresi, 88. ayet:

De ki: "Eğer ins ve cinn bu Kur'an'ın benzerini getirmek için bir araya gelseler ve birbirlerine yardımcı olsalar yine de onun benzerini ortaya koyamazlar."

قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا
الْقُرْاٰنِ لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِه۪ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَه۪يراً

Kul leinictemeatil insu vel cinnu ala en ye'tu bi misli hazel kur'ani la ye'tune bi mislihi ve lev kane ba'duhum li ba'dın zahira.
Adnan Oktar ve hatta Said-i Nursi bile bu kadar saçmalamadı...

📎 Abdülhak Muhaddis Dihlevî, Ahmed Sirhindî (İmam-ı Rabbani)’nin bir mektubundaki (cilt: III, no. 87) “Ben hem Allah’ın müridiyim, hem de O’nun muradı. Benim müridlik silsilem vasıtasız olarak Allah’a ulaşır... Hem Resûlullah’ın müridiyim, hem de onunla hempirim” gibi şatahât türündeki cümlelerini okuyunca Bâkî Billah’ın halifelerinden biri olan Hüsâmeddîn Ahmed’e bir mektup yazarak Sirhindî’ye bazı eleştiriler yöneltti.1

Hüsâmeddîn Ahmed de Sirhindî’ye bir mektup yazarak Abdülhak Dihlevî’nin bu eleştirilerini haber verdi ve açıklama istedi. Bunun üzerine Sirhindî Hüsâmeddîn Ahmed’e cevabî bir mektup yazdı ve eleştirilere açıklama getirdi (cilt: III, no. 121). Bu cevabî mektupta o, eleştirilere konu olan cümlelerinin şatahât türünde olduğunu itiraf etti ve kendisinden önce birçok sûfînin bunlara ben- zer sözler sarf ettiğini ifade ederek: “Bu, İslâm’da kırılan ilk şişe değildir” dedi.2 Abdülhak Dihlevî ise hem eleştirilere konu olan mektubu, hem cevabî mektubu, hem de diğer bazı mektuplardaki cümleleri ele alarak daha uzun ve eleştirel bir mektup hazırlayıp Sirhindî’ye gönderdi.3

__

1 Bu mektup Ahbâru’l-Ahyâr’ın sonuna nâşir tarafından eklenmiştir. bk. Abdülhak Muhaddis Dihlevî, Ahbâru’l-ahyâr, Delhi 1332, s. 323-326.

2 İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindî, Mektûbât, Karaçi 1392/1972, III, 566 (no. 121).

3 Bu mektubun yazma nüshaları için bk. Ahmed Münzevî, Fihrit-i Müşterek, İslâmâbâd 1984, III, 1475; matbû şekli için bk. Abdülhak Muhaddis Dihlevî, Mektûb-i Şeyh Abdülhak, Halîk
Ahmed Nizâmî, Hayât-ı Şeyh Abdülhak Muhaddis Dihlevî, Lahor ts., içinde, s. 301-333.
Akademi Dergisi
Adnan Oktar ve hatta Said-i Nursi bile bu kadar saçmalamadı... 📎 Abdülhak Muhaddis Dihlevî, Ahmed Sirhindî (İmam-ı Rabbani)’nin bir mektubundaki (cilt: III, no. 87) “Ben hem Allah’ın müridiyim, hem de O’nun muradı. Benim müridlik silsilem vasıtasız olarak…
📎 Abdülhak Muhaddis Dihlevî’nin eleştirilerinin sebeplerinden biri olarak, eline Sirhindî’nin mektuplarından tahrif edilmiş biçimlerin ulaşması gösterilir. Riva- yete göre Sirhindî’nin müridlerinden Hasan Hân, şeyhi Sirhindî tarafından azar- lanınca bazı mektuplara ilâve ve çıkarmalar yapmış, tahrif edilmiş bu nüshaları okuyan Abdülhak Dihlevî de Sirhindî’ye eleştiriler yöneltmiştir.4 Ancak Abdülhak Dihlevî’nin, eleştirilerinde Sirhindî’den yaptığı nakillerin genelde doğru olduğu dikkate alınırsa, bu tahrif edilmiş mektuplar konusunun fazla önemli olmadığı anlaşılır.5

__

4 Vekîl Ahmed Sikenderpûrî, Hediyye-i Müceddidiyye, Delhi 1311/1893, s. 104-105.

5 Dihlevî’nin Sirhindî’ye nisbet ettiği, ancak Sirhindî’nin eserlerinde bulunmayan bazı cümleler
için bk. Sikenderpûrî, Hediyye-i Müceddidiyye, s. 185-186, 195.
Akademi Dergisi
📎 Abdülhak Muhaddis Dihlevî’nin eleştirilerinin sebeplerinden biri olarak, eline Sirhindî’nin mektuplarından tahrif edilmiş biçimlerin ulaşması gösterilir. Riva- yete göre Sirhindî’nin müridlerinden Hasan Hân, şeyhi Sirhindî tarafından azar- lanınca bazı…
Abdülkâdir Geylânî hakkındaki cümleleri

📎 Asıl önemli olan, Dihlevî’nin bakış açısı ve yorumlarıdır. Onun eleş- tirdiği konulardan biri, Sirhindî (İmam-ı Rabbani)’nin Abdülkâdir Geylânî hakkındaki cümleleridir. Sirhindî, Geylânî’nin seyr ü sülûkte yükselişini (urûc) tamamladıktan sonra inişe (nüzûl) geçtiğini, ancak inişin son noktası olan kalbe değil, daha yukarıda ve sebepler âleminin üstünde olan ruh makamına gelip orada kaldığını, bu sebeple ondan kerâmetlerin çok sâdır olduğunu ifade etmiş6, Dihlevî ise Geylânî gibi bir zat hakkında inişini tamamlamadığını iddia etmenin edebe aykırı olduğunu söyleyerek Sirhindî’yi eleştirmiştir.7

___

6 Ahmed Sirhindî, Mektûbât, I, 347 (no. 216).
7 Abdülhak Muhaddis Dihlevî, Mektûb-i Şeyh Abdülhak, s. 303.
📎 Bu dönemde Sirhindî hakkındaki eleştirilerin en önemlisi, onun Hz. Peygamber’in Velâyet-i Muhammedî’den Velâyet-i İbrâhîmî’ye ulaştığını ifade eden cümleleridir. Bu cümleler, Hz. İbrâhim’in Hz. Muhammed’den daha üstün olduğunu ima ettiği gerekçesiyle eleştirilmiştir.6

___

6 Ahmed Sirhindî, Mektûbât, III, 491-2 (no. 94); Kusûrî, Me‘âricü’l-Velâyet, vr. 587b-595b.
📎 Evrengâbâd’da bazı kimseler Sirhindî aleyhine eser ve fetvalar hazırlayıp yayarken, Sirhindî’nin takipçileri de onun risalelerini ve mektuplarını okuyup yaymaya devam ediyorlardı.


Şehirde tansiyonun yükselip çatışmaların ortaya çıkmasından endişe etmiş olmalı ki, devrin Hindistan padişahı Evrengzîb Âlemgîr şeyhülislâm vasıtası ile Evrengâbâd kadısına 27 Şevvâl 1090 (1 Aralık 1679) tarihli bir ferman yolladı.

Şeyhülislâmın kaleminden çıkan bu fermanda, şehirde Ahmed Sirhindî’nin Mektûbât’ının yasaklanması, hatta onu okuyanların şer’an cezalandırılması isteniyordu.1

Bazı araştırmacılar bu fermanın padişahtan habersiz olarak bazı âlimlerce uydurulduğunu düşünmektedirler.2

Ancak Ahmed Sirhindî’nin torunu Muhammed Ferruh Şâh bir mektubunda bazı kişilerin Mektûbât aleyhinde konuşup saf insanları etkilediklerini, hatta zamanın padişahını bile tesir altına aldıklarını, padişahın da onlara uyduğunu anlattığına göre,3 bu fermanın gerçek olması kuvvetle muhtemeldir.

____

1 Kusûrî, age, vr. 603b-604a.

2 Muhammed İkbâl Müceddidî, Ahvâl ve Âsâr-ı Abdullah Hîşgî Kusûrî, Lahor 1971, s. 163-
164.

3 Abdülehad Vahdet Sirhindî, Gülşen-i Vahdet (drl. Muhammed Murâd Keşmîrî, nşr. Abdullah Cân Fârûkî- Gulâm Mutafa Hân), Karaçi 1966, s. 163.
Akademi Dergisi
📎 Evrengâbâd’da bazı kimseler Sirhindî aleyhine eser ve fetvalar hazırlayıp yayarken, Sirhindî’nin takipçileri de onun risalelerini ve mektuplarını okuyup yaymaya devam ediyorlardı. Şehirde tansiyonun yükselip çatışmaların ortaya çıkmasından endişe etmiş…
(Not: Daha ilk paragrafta bile emin oldum ki alıntılar yaptığım bu makale, tamamen peşin kabullenişlerle ve İmam-ı Rabbani'yi savunma, temize çıkartma çabasıyla hazırlanmış. Zaten Aziz Mahmud Hüdayi vakfından da bundan başka bir tarz, faaliyet beklenmezdi. Yapacağım alıntılara bu pencereden de bakılmalı.)
"Görüşlerinin dalâlet ve küfür olduğu ifade ediliyor"

📎 Sirhindî aleyhine hazırlanan fetvalar ve ferman ile onun fikirlerinin yayılmasına engel olamayanlar, fermandan üç yıl sonra Hicaz âlimlerinden Sirhindî aleyhinde fetva istediler.

Bu fetva talebini gönderenlerin başında Muhammed Sâlih Evrengâbâdî Gucerâtî vardı.4 Fetva talebi Cumâde’s-sânî 1093 (Haziran 1682) tarihinde Hicaz’daki âlimlere ulaştı. Bu talebi ilk dikkate alanlar, Ahmed Kuşâşî’nin halifelerinden İbrâhim b. Hasan Kûrânî (ö. 1101/1690) ile Kûrânî’nin talebesi Muhammed b. Abdürrasûl Berzencî (ö. 1103/1691) oldu. Berzencî, fetva talebinin gelişinden bir ay sonra Kadhu’z-Zend ve Kıdhu’r-Rend fî Reddi Cehâlâti Ehli Sirhind isimli eserini tamamladı (15 Receb 1093/1682).5 Kûrânî de bir sene sonra (1094/1683) Ahmed Sirhindî’yi eleştiren bir risale kaleme aldı.1

Bu yıl içinde (1094/1683) Hasan b. Ali Uceymî (ö. 1113/1701) de el-Asabü’l-Hindî li-Stîsâli Küfriyyâtı Ahmed es-Sirhindî isimli eserini kaleme aldı.2 Bu eserlerde Ahmed Sirhindî’nin görüşlerinin dalâlet ve küfür olduğu ifade ediliyor ve eleştiriler yapılıyordu.


___

1 İbrâhim b. Hasan Kûrânî, Risale fi’r-Redd, İzmir Millî Ktp., nr. 137, vr. 1b-8a. Arapça.

2 Bu Arapça eserin ismi Patna nüshasında es-Sârimu’l-Hindî fî Cevâbi Suâl an Kelimâti’s- Sirhindî şeklinde kayıtlıdır. Bk. Hinditan, Patna, Khuda Bakhsh Oriental Public Library, nr. 2753. Diğer nüshası: Hinditan, Âsafiyah State Public Library, Haydarâbâd, Kelâm, nr. 224. bk. Friedmann, Shaykh Ahmad Sirhindî, s. 8; S. Abul Hasan Ali Nadwî, Saviours of Islamic
Spirit, Lucknow 1983, III, 296-7.
Fetva verilmiş

📎 O dönemde Ahmed Sirhindî’nin Mektûbât’ının ve diğer eserlerinin Arapça’ya tam ve sağlıklı bir tercümesi bulunmadığı için, Farsça bilmeyen bazı âlimler kendilerine aktarılan bilgilerle yetinerek aleyhteki fetvaya onay vermişler, bazıları ise onay vermekten kaçınmışlardır. Fetvaya onay veren Hicaz âlimleri arasında da Sirhindî’nin kâfir olup olmadığı konusunda ihtilâf çıkmış, Sirhindî’nin değil, onun sözlerinin “zâhirinin” küfür olduğu kanaati kabul görerek fetvaya böyle kaydedil- miştir.4

___

4 Berzencî, en-Nâşiratü’n-Nâcira, vr. 37b-38a.
Akademi Dergisi
Fetva verilmiş 📎 O dönemde Ahmed Sirhindî’nin Mektûbât’ının ve diğer eserlerinin Arapça’ya tam ve sağlıklı bir tercümesi bulunmadığı için, Farsça bilmeyen bazı âlimler kendilerine aktarılan bilgilerle yetinerek aleyhteki fetvaya onay vermişler, bazıları…
Makalenin yazarına göre herkes münafık, herkes menfaatçi, herkes rüşvetçi, herkes cahil... Ve makale yazarının iddiasına göre, lisanlar arasında düzgün tercüme yapamayan bir heyet, İmam-ı Rabbani'nin Mektuba'ını anlamadan bu fetvayı vermişler.

Oysa daha makalesinin başında kendisinin de alıntıladığı ve İmam-ı Rabbani'ye ait o sözler, onun düzgün bir kişi olmadığını anlamaya kafi gelir. Doğrudan Allah' bağlanmak nedir. Mehdi bile doğrudan Allah'a bağlı olmayacak da doğrudan peygamberimize (sav) bağlı olacak.
Gruplaşma oluşmuş

📎 Muhammed Berzencî önderliğinde Ahmed Sirhindî’nin fikirlerine karşı yürütülen bu kampanyaya Müceddidîler’in cevabı gecikmedi.

Hicaz’da bulunan Muhammed Beg Özbekî Burhânpûrî (ö. 1110/1698) o dönemde Atıyyetü’l-Vehhâb el- Fâsıla beyne’l-Hatai ve’s-Savâb isimli Arapça eserini yazarak Sirhindî’yi savundu (risalenin bitiş tarihi: 2 Rabîulevvel 1094/ 1 Mart 1683).5 Ayrıca Hicaz’daki birçok âlime bu eserini takdim etti ve onlardan eserine takriz (onay) aldı.1 Aynı yıl içinde (1094/1683) Hasan b. Muhammed Murâd Tûnusî Mekkî Arfu’n-Nedî fî Nusrati’ş- Şeyh Ahmed es-Sirhindî isimli eserini kaleme alarak Sirhindî’nin fikirlerini müda- faa etti.2 Böylece Hicaz’da Sirhindî’nin görüşlerini destekleyen ve muhalefet eden iki ayrı grup oluştu.


____

1 Bu takrizler için bk. Muhammed Murâd Kazânî Minzelevî, Tercümetü Ahvâli’l-İmâmi’r- Rabbânî, Mu‘arrabü’l-Mektûbât, kenarında, I, 69-169.

2 Bk. Muhammed Murâd Kazânî Minzelevî, Tercümetü Ahvâli’l-İmâmi’r-Rabbânî içinde, Mu‘arrabü’l-Mektûbât, I, 77-122 (kenarda). Risale 8 Receb 1094’te tamamlanmıştır.
📎 20. yüzyılda da Ahmed Sirhindî hakkında bazı eleştiriler yapılmıştır. Bu eleş- tirilerden biri Ahmed Avni Konuk (ö. 1938) tarafından yazılan İmâm-ı Rabbânî ve Mektûbâtı isimli eserdir.4 Bu eserde Mektûbât’tan seçilmiş bazı cümleler üze- rine eleştiriler yapılmıştır. Bu yüzyılda ayrıca, Sirhindî hakkında Hindistan’da M. Mujeeb ve Athar Abbas Rizvi gibi bazı akademisyenler klasik eleştirilerden farklı bazı yeni eleştiriler getirmişlerdir. Bunlara göre “Sirhindî birçok bölgeye halifeler göndermiş ise de, tarîkatını ve fikirlerini yayma konusunda önemli bir başarı sağlayamamış, yöneticileri de etkileyememiştir”. Ayrıca “Hindûlar’a ve Şiî Müs- lümanlara karşı tavizsiz bir tutum takınmıştır”. Zira “o geniş görüşlü bir sûfî olmaktan ziyade, dar görüşlü bir molladır”.5 Bu eleştiriler üzerine Ebu’l-Hasan ZeydFârûkî (ö. 1993) Hazret-i Müceddid Avr Unkey Nâkıdîn isminde Urduca bir eser yazıp yayınlamış (Şarkpûr 1979), bu eserde hem Abdülhak Muhaddis Dihlevî’nin, hem de adı geçen akademisyenlerin eleştirilerine cevap vermiştir. Eser daha sonra İngilizce’ye de çevrilmiştir.1

___

1 Abul Hasan Zaid Farooqi, Hazrat Mujaddid and His Critics (İngilizce’ye trc. Mir Zahid Ali
Kamil), Lahore 1982.
Mektubat'taki hadislerin sadece yarıdan biraz fazlası sahih...

📎 3. Bu rivayetler, İmâm-ı Rabbânî’nin ve Mektûbât’ın hadis ilmi açısından önemini gösterse gerektir. Söz konusu bu hadislerin tahrici ve sıhhat açısından değerlendirmesi yapılmış ve neticede bunların yarıdan biraz fazlasının “sahih” olduğu anlaşılmıştır. Kalan rivayetlerin ise hadis ilmî kriterleri bakımından “hasen”, “zayıf” ,“münker” ve “mevzu” rivayetler olduğu anlaşılmaktadır.

4. İmâm-ı Rabbânî zikrettiği hadislerin çok azı hariç, hadislerin sıhhat durumlarıyla ilgili herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. Az da olsa
hadislerin kısa tahricine yer vererek, sıhhat değerlendirmesini, bizzat hadisçilere dayandırmayı tercih etmiştir.

5. Bir bütün olarak düşünüldüğünde İmâm-ı Rabbânî’nin sünnete bakışı genelde farklı ilmî disiplinlerde sünnetin bağlayıcılığı/hücciyyetî etrafında dönmektedir.

6. İmâm-ı Rabbânî haber-i vâhide karşı çıkanın küfrüne hükmedilmeyeceği
görüşündedir.

9. Mektubât’ta merfu hadisler yanında mevkuf ve maktu rivayetlere de yer vermektedir. Mektûbât’ta geçen hadislerin sıhhat durumu, tekrarları vb. istatistikler, “Ekler” kısmındaki Tablo-1, Tablo-2 ve Tablo-3 döküm olarak
gösterilmiştir.

11. Bazan zikrettiği hadisi lafzen değil, mana olarak naklettiği görülmektedir.
Bazan da bağlamın gerektirdiği şekilde hadisleri taktî’ yaparak naklettiği de olmuştur. Ayrıca Mektûbât’ın farklı yerlerinde mükerrer hadislere rastlanmaktadır. “Ekler” kısmındaki Tablo-8’de bunların ayrıntılı dökümü-farklı baskı nüshalarının sayfa numaraları gösterilerek- verilmiştir.