Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.4K photos
25.6K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Meryem suresi, ayet: 57

Onu (İdris'i) yüce bir mekana yükselttik.

وَرَفَعْنَاهُ مَكَاناً عَلِياًّ

Ve refa'nahu mekanen aliyya.
Akademi Dergisi
Meryem suresi, ayet: 57 Onu (İdris'i) yüce bir mekana yükselttik. وَرَفَعْنَاهُ مَكَاناً عَلِياًّ Ve refa'nahu mekanen aliyya.
İdris peygamber de tıpkı İsa peygamber ve hz Hızır ile hz İlyas ve daha başkaları gibi, dünyamızın çekirdeğinde mi?

Ölmeden önce dünyanın çekirdeğine mi gitti ve hala orada dünya hayatı devam mı ediyor?
Hz İdris ile hz İlyas'ın aynı kişiler olduğu iddiası isabetli mi?

Nuh peygamberden önce yaşayan hz İdris, vefat etmeyerek çekirdeğe mi çekildi?

Uzun bir süre sonra yeniden yeryüzüne çıkarak yeniden peygamberlilk vazifesi mi yaptı? O sırada İlyas adıyla mı tanındı?
Büyük münafık, büyük casus, büyük büyücü, ileri seviyede duru görücü olan Muhyiddin-i Arabi, duru görüde, İdris peygamberin dünyanın çekirdeğinde yaşamakta olduğunu mu gördü?
Akademi Dergisi
Büyük münafık, büyük casus, büyük büyücü, ileri seviyede duru görücü olan Muhyiddin-i Arabi, duru görüde, İdris peygamberin dünyanın çekirdeğinde yaşamakta olduğunu mu gördü?
📎 İbnü’l- Arabî (ö. 638/1240) ise bu konuda şunları aktarmaktadır:

İlyâs, Hz. Nuh’tan önce peygamber olan İdrîs’tir.

Allah, onu yüce bir yere yükseltmiştir. İdris, feleklerin kalbi olan güneşe yerleşmişti. Sonra “Ba’lebekke” köyüne gönderildi. “Ba’l” bir put adıdır, “bek” ise o köyün hükümdarıdır. Ba’l diye isimlendirilen bu put hükümdara aitti.

İlyâs’a -ki o İdrîs’tir- Lübnan denilen dağın parçalanması ateşten bir at şeklinde gösterildi.

Lübnan, ihtiyaç anlamına gelen lübane kelimesinden türetilmiş bir isimdir. Böylece İdrîs’in bütün araçları ateştendi. Atı görünce onun üzerine bindi ve kendisinden şehvet düştü.

Böylece şehvetsiz akıl oldu ve nefsânî gayelerle ilgili herhangi bir amacı kalmadı. Allah İdris’i İlyâs’ı iki defa yarattı.

İlyâs Nuh’tan önce peygamberdi ve sonra ilahi kata yükseltilip tekrar peygamber olarak
indirildi.30

İbnü’l- Arabî’ye göre İdrîs peygamberin maddeden soyutlanmanın bir ifadesi olarak güneş feleğine yükseltilmesi, ölüm yoluyla gerçekleşmemiştir. Bu nedenle Arabî’ye göre İdrîs ikinci kez dünyada var olmuş ve bu kez İlyâs adıyla ortaya çıkmıştır. Bu mesele İsâ peygamberin iki kez dünya hayatında görünmesiyle ilişkilendirilebilir. İdris, Nuh’tan önce peygamber olan İlyâs’tır.31

___

30 İbnü’l-Arabî, Muhyiddin, Fusûsu’l-Hikem, çev. ve şerh. Ekrem Demirli, Kabalcı Yayınları, (Ankara:2008), 200-204.

31Arabî, Fusûsu’l-Hikem, 465-466.
Akademi Dergisi
📎 İbnü’l- Arabî (ö. 638/1240) ise bu konuda şunları aktarmaktadır: İlyâs, Hz. Nuh’tan önce peygamber olan İdrîs’tir. Allah, onu yüce bir yere yükseltmiştir. İdris, feleklerin kalbi olan güneşe yerleşmişti. Sonra “Ba’lebekke” köyüne gönderildi. “Ba’l” bir…
Çok yüksek sayıda meselede olduğu gibi, bu meselede de İbn-i Arabi, duru görüde gördüklerini iyice anlayamamış.

Gördüğü ve "feleklerin kalbi olan güneş" dediği şey, dünyanın çekirdeğinden başka bir şey değil.

Son zamanlarda bu hususu farklı yerlerde konu ettim. Hadid suresi aslında "Demir suresi" demek değil, "Çekirdek suresi" demek. O suredeki ayetlerden, dünyanın çekirdeğinde, bütün diğer gezegenleri tesiri altına alan büyük bir güç bulunduğu açıkça anlaşılabiliyor.

Vee... Allah yolunda mücadele veren salih zatlara, onlar bilmese de görmese de destek olan, koruyan bir grup/ekip olduğu da açıkça anlaşılabiliyor.

Her şey birbirini tamamlıyor ve dünyanın çekirdeğinin içinde bir çeşit hayatın devam ettiği, çekirdeğin cennetten gönderilmiş olması hasebiyle içindeki hayatın da cennet gibi bir hayat olduğu, ab-ı hayatın orada olduğu, orada yaşayanların yaşlanmadığı ve ölmediği, semaya kaldırıldığı zan edilen çok sayıda peygamberin ya da peygamber olmayan resullerin çekirdekte yaşamaya devam ettikleri de anlaşılabiliyor. Ashab-ı Kehf'ten bazılarının da çekirdekte halen hayatta oldukları anlaşılabiliyor. Geçmiş yayınlarıma bakılabilir.

İbn-i Arabi de bu gerçekleri durugörüde görmüş ama çok sık yaptığı gibi, gördüklerini doğrudan manasına anlayarak, tabir etmeyerek, asıl manaya/sonuca ulaşamamış.
Gayr-i müslimler İdris peygambere Enok diyorlar. Hz. İdris'in çok sayıda adı olduğu anlaşılıyor. İdris adının Arapça da İbranice de hatta Süryanice (yani hz İbrahim'in konuştuğu o dönemin Türkçesi) de olmadığı anlaşılabiliyor. Çünkü hz İdris, hz İbrahim'den çok çok önceleri yaşamış. Henüz hz İbrahim'in konuştuğu dil o şekle gelmemiş.
Akademi Dergisi
Gayr-i müslimler İdris peygambere Enok diyorlar. Hz. İdris'in çok sayıda adı olduğu anlaşılıyor. İdris adının Arapça da İbranice de hatta Süryanice (yani hz İbrahim'in konuştuğu o dönemin Türkçesi) de olmadığı anlaşılabiliyor. Çünkü hz İdris, hz İbrahim'den…
Henüz bir saat bile kaynak karıştırmadım. Üstelik bir yandan da metafizik çatışmaların içindeyim, üstelik bu konuları araştırmaya başladım diye daha da hususi metafizik saldırılar altında kaldım. Bunları anlayabilmek için ve tuttuğu yanlış yollardan dönmek için, samimi bir insanın bir saate bile ihtiyacı yok.

İyi niyetle yazıyorum, maksadım hakaret ya da aşağılama değil. Hristiyan ve Yahudi olduğunu iddia edenlerin yüzde onu bile dinlerinde, iddialarında samimi olsalardı, bu hususları çoktan, on binlerce kere çözerlerdi ve tuttukları yanlış yollardan dönerlerdi.
Akademi Dergisi
📎 İbnü’l- Arabî (ö. 638/1240) ise bu konuda şunları aktarmaktadır: İlyâs, Hz. Nuh’tan önce peygamber olan İdrîs’tir. Allah, onu yüce bir yere yükseltmiştir. İdris, feleklerin kalbi olan güneşe yerleşmişti. Sonra “Ba’lebekke” köyüne gönderildi. “Ba’l” bir…
İbn-i Arabi gibi, müslüman rolü oynayan ama muharref kitaplara inanan, hristiyanlıktan ve yahudilikten kaynaklı bozuk inançları müslümanlar arasına her fırsatta saçan bir kişinin...

Böyle bir konuda da aynı hedefe doğru manevra yapmaması tuhaf olurdu.
Akademi Dergisi
İbn-i Arabi gibi, müslüman rolü oynayan ama muharref kitaplara inanan, hristiyanlıktan ve yahudilikten kaynaklı bozuk inançları müslümanlar arasına her fırsatta saçan bir kişinin... Böyle bir konuda da aynı hedefe doğru manevra yapmaması tuhaf olurdu.
İbn-i Arabi'nin hz İdris hakkında bilgiler verirken, şehvetten arınma ve nefsani arzulardan arınma iddiası, açıkça yazmamış olsa da yahudilerin hz İdris inancı ile aynı. Bir tek Yahudiler gibi "İdris insan olmaktan arındı ve melek oldu" diye açıkça yazmamış adi fitneci...

Onu da yazsaymış zaten İbn-i Arabi'nin müslüman rolü oynayan bir casus olduğunu daha fazla kişi anlarmış ve emekleri çöp olurmuş. Türlü sinsiliklerine rağmen, gerçek niyetini gizleme çabalarına rağmen, zamanının gerçek İslam alimlerinden onun hain olduğunu anlayanlar ve küfrüne fetva verenler çok olmuş. Daha önceki yayınlarımda bu fetvaları veren gerçek İslam alimleri hakkında, muhtelif kaynaklardan bilgiler aktarmıştım.
İdris peygamber, dünya hayatında bir benzeri daha görülmemiş bir şey yaşamadı.

İdris peygamber gerçek manada ölmedi, ruhu bedeninden çıkmadı.

İdris peygamber beşeri hallerden, nefsani arzulardan da arınmadı. Meleğe de dönüşmedi.

Daha sonra hz İsa'nın da yaşayacağı gibi, ölmeden önce dünyanın çekirdeğine gitti. Orada birkaç kişinin değil, çok fazla kişinin bulunduğu da rivayetlerin, hayat hikayelerinin bütününden anlaşılıyor. O seçkin kullar, her devirde, yeryüzünde Allah için cihad eden salih kullara destekçi, yardımcı, koruyucu oluyorlar.

Çünkü ellerinde, ulaşılabilecek en ama en ileri teknoloji var. En üst sınıra çoktan ulaşılmış ve daha ilerisine gitmek mümkün değil. Ve o teknoloji ile insan, ölmeden sema katlarına gidebiliyor, daha üstüne çıkınca cennete ve cehenneme de ulaşabiliyor. Bir sorun olmadan da geri dönebiliyor. Çünkü ellerindeki teknoloji seviyesi, cennet teknolojisi diyebileceğimiz kadar ileri bir teknoloji...

Ve zamanı gelince o teknolojiyi Mehdi'ye verecekler.

Hepsi ama hepsi Mehdi ile birlikte hizmet etmek istediler. Ashab-ı Kehf de kendilerine ahir zaman hakikatları haber verilince bunu yani Mehdi ile beraber cihad etmeyi istediler.

Hadid suresi, dünyanın çekirdeğinin cennetten indirildiğinin de çekirdekte hayat olduğunun da söz konusu ab-ı hayat yani ölümsüzlük suyu içen kişilerin aslında göğe değil çekirdeğe gittiklerinin de dünyanın çekirdeğinin bütün gezegenlerin en merkezi dengeleriyle bağlantılı olduğunun ve kıyametin kopmasına bile sebep olacağının da delili...

Enok'un kitabı denilen kitap da benzeri çalışmalar da hep duru görü ile yapılmış çalışmalar ve hiçbirine itibar etmek mümkün değil. Sayfaların/suhufun tamamı bu seçkin kadronun koruması altında... Gerçek Tevrat da gerçek Zebur da gerçek İncil de bu seçkin kadrosun koruması altında. Gerçek ilahi kitapların bozulmamış hallerini de Mehdi yeryüzüne çıkartacak ve bütün dünya insanlığına ilan edecek. Buna dair bile ayetlerde deliller var. Bir kısmını daha önceki yayınlarda konu etmiştim.
📎 "Dört zat vardır ki: hala hayattadır. Bunlardan Hızır ve İlyas yerde, Hz. İsa ve Hz. İdris de gökte hayat sürmektedirler." (Bilmen, Ömer Nasuhi, Tefsir, IV/2034)
Akademi Dergisi
📎 "Dört zat vardır ki: hala hayattadır. Bunlardan Hızır ve İlyas yerde, Hz. İsa ve Hz. İdris de gökte hayat sürmektedirler." (Bilmen, Ömer Nasuhi, Tefsir, IV/2034)
Bu kadar mühim konuları İblis ile çetesinin yani Ankebut Ağı'nın hususi olarak binlerce senedir kapattığı, engellediği anlaşılıyor.

Peygamberimizin bu hususları açıklamama ihtimalini görmüyorum ama o rivayetler bize ulaşmamış. Hatta azıcık, kısacık araştırmada bile anlaşılabiliyor ki peygamberimizin hadisleri diye bu meselelerde de uydurma hadisler/sözler çıkartılmış, yayılmış ve ne hazindir ki "İslami" denilen kaynaklar da bunlarla doldurulmuş.
Akademi Dergisi
Bu kadar mühim konuları İblis ile çetesinin yani Ankebut Ağı'nın hususi olarak binlerce senedir kapattığı, engellediği anlaşılıyor. Peygamberimizin bu hususları açıklamama ihtimalini görmüyorum ama o rivayetler bize ulaşmamış. Hatta azıcık, kısacık araştırmada…
İblis bu meseleyi ve böyle kritik ehemmiyete sahip meseleleri hususiyle karartmış, kapatmış, çarpıtmış. Emri altındaki insanları yani o zaman mason denilmese de Ankebut Ağının o devirlerdeki kadrolarını kullanarak o rivayetlerin akıp gitmesinin, doğru şekilde dilden dile, eserden esere ilerlemesinin önünü kestirmiş.
Akademi Dergisi
İblis bu meseleyi ve böyle kritik ehemmiyete sahip meseleleri hususiyle karartmış, kapatmış, çarpıtmış. Emri altındaki insanları yani o zaman mason denilmese de Ankebut Ağının o devirlerdeki kadrolarını kullanarak o rivayetlerin akıp gitmesinin, doğru şekilde…
Bunu binlerce senedir yapmış, çünkü tek bu meselede gerçekler meydana çıksa bile, inancında samimi olan ama bozulmuş Tevrat'a, bozulmuş İncil'e inanan herkes hemen yanlış yolda olduğunu anlar ve hak ve tek din olan İslam'ı tercih eder.
Enok'un kitabını yıllardır duyuyordum. Kenarından köşesinden sadece birkaç cümlesini gördüm ve bu bile bana yetti. Gerçek metafizikçi olan herkese de yeter ve herkes anlar ki o kitap duru görü ile yazılmış.

Sembol diliyle görülenler, tabir edilmeden, sembol diliyle cümlelere dökülmüş. Aynı şimdilerde mahcup düşen diziciler, sinemacılar gibi, o kitabı yazan/lar da gördüklerini doğrudan cümlelere çevirmişler. Oysa onların gördükleri şeyler sembol dili ile gösterilen şeyler...

Oysa gerçek peygamberlere indirilen ayetler yani Allah sözleri, öyle değiller. İkinci, üçüncü, dördüncü manalar verilirken sembol diline göre manalar verilir, bu doğru ve bu isabetli ama baştan sona ve ilk manasıyla bile sembol diliyle olmazlar.

Her gerçek ve yeterli seviyedeki dürüst metafizikçi, bu farkı ayırt edebilir.

Zaten böyle olmasaydı Allah'ın "Haydi hepiniz bir araya gelin ve bu Kur'an'ın bir benzerini meydana getirin, eğer yapabiliyorsanız" mealindeki restine, bin küsur senedir on binlerce metafizikçi karşılık verir ve benzerini yazarlardı.

Lakin yapamadılar. Çünkü gerçek İlahi kitaplar ve suhuf yani sayfalar, duru görü ile yazılabilecek veya sonradan görülebilecek gibi kitaplar değiller. Onlar hiç şüphe yok ki Allah'ın sözleri...
📎 Hanok (İdris), mistik yahudi grupları içerisinde kendisine büyük önem verilen bir şahsiyettir. Bu gruplara göre bazı melekler özel bir mazhariyete erişmiş olup bunların en başında Metatron yer alır. Böylece o başmelektir ve diğerlerinin prensidir. Merkabah literatürüne göre Metatron, Hanok’un beşerîlikten kurtulmuş ve melekleşmiş hali olup göğe alındıktan sonra orada insanların amellerinin kaydını tutmaktadır (ER, V, 118).
Akademi Dergisi
📎 Hanok (İdris), mistik yahudi grupları içerisinde kendisine büyük önem verilen bir şahsiyettir. Bu gruplara göre bazı melekler özel bir mazhariyete erişmiş olup bunların en başında Metatron yer alır. Böylece o başmelektir ve diğerlerinin prensidir. Merkabah…
İşte bunlar gibi rivayetler sahih/sağlıklı rivayetler değiller. Yahudilerin bozulmuş dininin en büyük sorunu bu...

Farklı zamanlarda duru görüsü olan din adamları sürekli bir şeyleri merak ederek çalışmışlar, kendilerince hakikati görmeye çabalamışlar ama duru görüde gördüklerini tabir etmeleri gerektiğini bile bilememişler. Gördüklerini gerçek manaya anlayarak ilmi ve tartışmalı meselelerde izahlar yapmışlar ve devir devir fitne, çarpıtma, yanlış anlaşılma devam etmiş.