Fitneci takımının mensuplarından biri de Ervagül Karaavcı isimli, İzmir'li bir genç kız...
Sizlere profilden/özelden benim hakkımda bir şeyler yazanlara gerçek isimlerini ve soy isimlerini sorun. Ervagül Karaavcı ise (ki o arka planda kalarak fitne çıkartmayı, muhatap olduğu erkekleri elinde oynatmayı ve birbirine katmayı daha çok tercih eden bir kişi), onunla yaptığım ve aşağıda paylaşacağım şu gibi yazışmaları öncelikle dikkate alın.
Onun da Zeliha'dan farkı yok. Bir hayal aleminde yaşatılıyor ve yine Zeliha gibi o da nefsine ileri seviyede uyuyor. Nefsine çok ileri seviyede tabi olmasa zaten öyle ağır zihin kontrollerine uzun süre alınamaz ve alınsa dahi insanların namusuna, şerefine o kadar kolayca iftiralar atamaz. İnsanlar arasında fitne çıkartacak nefsi tavırları yine de kolayca yapamaz.
Resimde Ervagül Karaavcı görülüyor. Bunların hepsi birbirinden beter. Bunlara insan demek, insanlığa hakaret etmek. Bu da Çingene kodlu bir kişi ve kendisi için ne iyilik yapılırsa yapılsın kıymet bilmemiş, umursamamış ve bir de en başından en sonuna kadar bende açık, kusur aramış bir kişi.
Birkaç sene ilm-i siyasetle idare edilmiş, geçen aylarda "Yeter artık" çekilmiş ve engellenmiş bir kişi. Onun en başından beri sergilediği nefsi tavırları, sorunlu tavırları bilen, şahit olan onlarca kişi var.
Ervagül, bir zamanlar Okumalar kanalını idare eden "Zehra hoca hanım" ın kızı.
Ben o Okumalar kanalıdan Zehra hanımı da samimiyetsiz bulduğum için, beklediğim gibi çıkmadığı için aldım. Orada bile fitne çıkmasın diye, siyaset yaparak, o kanalı bir süre yayın dışı bile bıraktım. Çünkü bunların nefislerine ne kadar mağlup olduklarını yakinen görmüş, anlamıştım. Bunların hepsinin de aslında nasıl kişiler olduklarını seneler öncesinde hep anladım. O kendine Gurbet oğlu diyen Çingene kişi de ben onu Okumalar kanalının idaresinden aldıktan sonra kayışını iyice koparttı. Ayarını iyice bozdu. İyice kendini nefsinin eline bıraktı.
Bu Gurbet oğlu ile Ervagül arasında, Gurbet Çingenesi evli olduğu halde, uygunsuz yazışmalar da yaşandı. Senelerdir tarzım belli, kimseye karşı böyle konulardan vurmak istemeyen bir duruşum var, ben insanların hatalarının, sorunlarının, günahlarının peşinde olmadım hiçbir zaman. Lakin o konulara da gerekirse girerim, paylaşırım.
Bu mikropların bu büyük hizmetin etrafından artık temizlenmesi lazım. Elleri dursa, dilleri durmaz. Dilleri dursa, elleri durmaz. Dünyanın her yerinde her türlü fitnenin, sorunun, sıkıntının merkezinde hep bu genlere sahip kişiler var.
Sizlere profilden/özelden benim hakkımda bir şeyler yazanlara gerçek isimlerini ve soy isimlerini sorun. Ervagül Karaavcı ise (ki o arka planda kalarak fitne çıkartmayı, muhatap olduğu erkekleri elinde oynatmayı ve birbirine katmayı daha çok tercih eden bir kişi), onunla yaptığım ve aşağıda paylaşacağım şu gibi yazışmaları öncelikle dikkate alın.
Onun da Zeliha'dan farkı yok. Bir hayal aleminde yaşatılıyor ve yine Zeliha gibi o da nefsine ileri seviyede uyuyor. Nefsine çok ileri seviyede tabi olmasa zaten öyle ağır zihin kontrollerine uzun süre alınamaz ve alınsa dahi insanların namusuna, şerefine o kadar kolayca iftiralar atamaz. İnsanlar arasında fitne çıkartacak nefsi tavırları yine de kolayca yapamaz.
Resimde Ervagül Karaavcı görülüyor. Bunların hepsi birbirinden beter. Bunlara insan demek, insanlığa hakaret etmek. Bu da Çingene kodlu bir kişi ve kendisi için ne iyilik yapılırsa yapılsın kıymet bilmemiş, umursamamış ve bir de en başından en sonuna kadar bende açık, kusur aramış bir kişi.
Birkaç sene ilm-i siyasetle idare edilmiş, geçen aylarda "Yeter artık" çekilmiş ve engellenmiş bir kişi. Onun en başından beri sergilediği nefsi tavırları, sorunlu tavırları bilen, şahit olan onlarca kişi var.
Ervagül, bir zamanlar Okumalar kanalını idare eden "Zehra hoca hanım" ın kızı.
Ben o Okumalar kanalıdan Zehra hanımı da samimiyetsiz bulduğum için, beklediğim gibi çıkmadığı için aldım. Orada bile fitne çıkmasın diye, siyaset yaparak, o kanalı bir süre yayın dışı bile bıraktım. Çünkü bunların nefislerine ne kadar mağlup olduklarını yakinen görmüş, anlamıştım. Bunların hepsinin de aslında nasıl kişiler olduklarını seneler öncesinde hep anladım. O kendine Gurbet oğlu diyen Çingene kişi de ben onu Okumalar kanalının idaresinden aldıktan sonra kayışını iyice koparttı. Ayarını iyice bozdu. İyice kendini nefsinin eline bıraktı.
Bu Gurbet oğlu ile Ervagül arasında, Gurbet Çingenesi evli olduğu halde, uygunsuz yazışmalar da yaşandı. Senelerdir tarzım belli, kimseye karşı böyle konulardan vurmak istemeyen bir duruşum var, ben insanların hatalarının, sorunlarının, günahlarının peşinde olmadım hiçbir zaman. Lakin o konulara da gerekirse girerim, paylaşırım.
Bu mikropların bu büyük hizmetin etrafından artık temizlenmesi lazım. Elleri dursa, dilleri durmaz. Dilleri dursa, elleri durmaz. Dünyanın her yerinde her türlü fitnenin, sorunun, sıkıntının merkezinde hep bu genlere sahip kişiler var.
"Şizofreni oldum. Herkese karşı sürekli kuruyorum kafamda."
Ervagül bir gece vakti acayip krizlere girmiş. Annesiyle aramız olmamasına ve görüşmüyor olmamıza rağmen, annesi Zehra, Ervagül'ün profilinden bana yazmıştı. Kısa süre sonra da kızının hesabından bana yazdığı kısımları silmiş. Sonra aynı hesaptan Ervagül bana yazınca, şu aşağıdaki gibi yazışmalar yaşandı.
Aşağıdaki yazışmalar okunurken dikkat edilsin, ben neler yaşandığını anlamaya çabalarken, o aslında ne hallerde olduğunu çoktan biliyor bir tarzda "şizofren oldum" diye yazdı.
Ben bunlar gibi fitnecilerin seneler öncesinden bile fitneler çıkartamamaları için ne kadar siyaset yaptım, ne kadar içime attım, ne kadar ağır sabır ettim, Allah biliyor.
Sonunda, annesi Zehra'ya da en medeni şekilde tavır yapıp muhatap olmayı kestim ama yine de o hususta bile suçlu ben çıktım. Bunu kafaya takan Ervagül, çok nadir yazışıyor olmamıza rağmen, birkaç ayda bir, bir anda yazarak bu konuya hep girdi. Her seferinde bu fitne çabalarını da bastırdım. "Annem için neden samimiyetsiz dediniz. Bütün insanlar bizimle irtibatını kesti. Annem çok kötü oldu" tarzında yazdı durdu. Ben her seferinde bir şeyler anlatsam da duvara anlatmak gibi oldu.
Son defasında ise artık dayanamayıp engelledim ama sondan bir önceki seferde o kadar ağır sabır ederek taşıdım ki onun fitneci, nefsani, çirkin tavırlarını, bir süre sonra kendisi yazdı "Hocam iyi değildim, çok kötüydüm" mealinde... "Başkalarına da çattım, ortalığı karıştırdım" mealinde cümleler de yazmıştı. Hepsi ve çok çok daha fazlası bende yedekli...
Sabrın da beyefendiliğin de bir taşma sınırı var. Yetti artık, herkes elilndekini saçsın, kim aslında nasıl biriymiş, herkes görsün, tarihe bile geçsin. Ebu Leheb ile karısının elleri misali, bunların elleri de dilleri de kurusun.
Ervagül bir gece vakti acayip krizlere girmiş. Annesiyle aramız olmamasına ve görüşmüyor olmamıza rağmen, annesi Zehra, Ervagül'ün profilinden bana yazmıştı. Kısa süre sonra da kızının hesabından bana yazdığı kısımları silmiş. Sonra aynı hesaptan Ervagül bana yazınca, şu aşağıdaki gibi yazışmalar yaşandı.
Aşağıdaki yazışmalar okunurken dikkat edilsin, ben neler yaşandığını anlamaya çabalarken, o aslında ne hallerde olduğunu çoktan biliyor bir tarzda "şizofren oldum" diye yazdı.
Ben bunlar gibi fitnecilerin seneler öncesinden bile fitneler çıkartamamaları için ne kadar siyaset yaptım, ne kadar içime attım, ne kadar ağır sabır ettim, Allah biliyor.
Sonunda, annesi Zehra'ya da en medeni şekilde tavır yapıp muhatap olmayı kestim ama yine de o hususta bile suçlu ben çıktım. Bunu kafaya takan Ervagül, çok nadir yazışıyor olmamıza rağmen, birkaç ayda bir, bir anda yazarak bu konuya hep girdi. Her seferinde bu fitne çabalarını da bastırdım. "Annem için neden samimiyetsiz dediniz. Bütün insanlar bizimle irtibatını kesti. Annem çok kötü oldu" tarzında yazdı durdu. Ben her seferinde bir şeyler anlatsam da duvara anlatmak gibi oldu.
Son defasında ise artık dayanamayıp engelledim ama sondan bir önceki seferde o kadar ağır sabır ederek taşıdım ki onun fitneci, nefsani, çirkin tavırlarını, bir süre sonra kendisi yazdı "Hocam iyi değildim, çok kötüydüm" mealinde... "Başkalarına da çattım, ortalığı karıştırdım" mealinde cümleler de yazmıştı. Hepsi ve çok çok daha fazlası bende yedekli...
Sabrın da beyefendiliğin de bir taşma sınırı var. Yetti artık, herkes elilndekini saçsın, kim aslında nasıl biriymiş, herkes görsün, tarihe bile geçsin. Ebu Leheb ile karısının elleri misali, bunların elleri de dilleri de kurusun.
Forwarded from .*.*.*.*.
Allah aşkına Ervagül destek nolur çok kötü
Forwarded from .*.*.*.*.
Hocam çok tartışıyoruz annemle,son üç ay çok çok daha arttı,arada tartışmanın da ilerisine gidiyoruz artık,iki taraf da ağır olunca kimse birbirini anlayamıyor o sıra,üçüncü bir kişi de yok anlayan,komşular zaten berbat ve çok tuhaf insanlar alkış tutabilecek kadar halimize,ben üzerimdeki halimi yenemeyince gözüm hiç bir şeyi görmüyor kırmaya dökmeye başlıyorum
Forwarded from .*.*.*.*.
Anneme de saldırıyorum artık anlaşılamayınca
Forwarded from .*.*.*.*.
Bedeni rahatsızlıklarım da var onun yanında
Forwarded from Mehmet Fahri Sertkaya
okumalara dinlemelara ara verme