Wiki'deki birkaç satırdan öğrandim ki hemen hemen aynı konuyu işleyen Armagedon filmi, Derin Darbe filminden sadece iki ay sonra sinemalarda gösterilmeye başlamış. Bu da çok dikkat çekici.
Filmin ilk birkaç dakikasında, astronomi sahasında yetiştirilen iki gencin uzaya teleskopla baktıkları ve bilinmeyen bir cisim gördükleri sahnede, filmin Mehdi ile alakalı olduğuna kesin/iyice emin oldum.
Derin Darbe filmi de Armagedon filmi de durugörü ile senaryoları yazılmış olan filmler... Gördüklerini çok çok büyük ihtimalle gerçek manalara anlamışlardır ama bir süredir anlattığım gibi, durugörüde görülen o semboller hep tabir edilmesi gereken semboller.
James Bond Ay Harekatı filminde olduğu gibi, bu Derin Darbe filmi de uzayla alakalı. Çünkü en üst seviyede mali işler yapan kişiler, çok büyük kurtarıcılar hep uzaydan gelirler ya da uzaydaki bir büyük cisim olarak görülürler. Güneş ya da Ay olarak ya da büyük bir başka gezegen veya yıldız olarak veya kuyruklu yıldız olarak görülürler
Akademi Dergisi
"Bay başkan! Yurt dışından geri çağrılan Amerikan askerleri ile duyurduğunuz bu kuyruklu yıldız arasında bir bağ var mı acaba?" (Deep İmpact yani Derin Darbe filminden bir sahne...)
Filmi tam şurada, 31. dakikada durdurdum.
ABD askerleri demek, ABD'li büyük yatırımcılar demek, yatırımcı ittifakları/grupları demek. Bunlar ABD'de değiller. Oradan çıkmışlar. Kadın muhabir bunu merak ediyor ve "Bahsettiğiniz kuyruklu yıldızın peşine mi gitti ABD'li askerler?" diye sormuş oluyor.
ABD askerleri demek, ABD'li büyük yatırımcılar demek, yatırımcı ittifakları/grupları demek. Bunlar ABD'de değiller. Oradan çıkmışlar. Kadın muhabir bunu merak ediyor ve "Bahsettiğiniz kuyruklu yıldızın peşine mi gitti ABD'li askerler?" diye sormuş oluyor.
Zaten çok sayıda dizi, film ve romanda da hep aynı mana var. ABD'li en üst yatırımcılar bile ABD'de durmayıp İstanbul'a koşacaklar. İstanbul'da Ayasofya'nın ibadete açılması bile gerçek manaya gelmiyor, bunu da çoktan tabir etmiştim. Bu, dünyanın her yerinden en üst/büyük yatırımcıların İstanbul'da Mehdi'nin etrafında toplanması manasına geliyor.
Rüya ve durugörü tabirine göre, gökten yıldız ya da göktaşı düştüğünü görmek çok hayırlıdır. Yeni fırsatların doğması, işlerin çok kazançlı olması gibi manalara da gelir.
Filmin ilk otuz dakikası içindeki sahnelerde, ABD maliye bakanının istifa ettiği konu ediliyor. Gerçek istifa sebebinin gizlendiğini konuşan bir grup basın mensubu arasından biri, konunun üzerine düştükçe ELE isimli bir sıra ulaşıyor.
Maliye bakanı ELE sebebiyle istifa etmiş. Kadın muhabir ELE'nin aslında bir kripto/şifre olduğunu çözüyor. Daha ileri gitmesine ABD devlet sistemi ve başta da ABD başkanı izin vermiyor.
Maliye bakanı ELE sebebiyle istifa etmiş. Kadın muhabir ELE'nin aslında bir kripto/şifre olduğunu çözüyor. Daha ileri gitmesine ABD devlet sistemi ve başta da ABD başkanı izin vermiyor.
Buralardan zaten ABD'nin mali sisteminin çöktüğü, bunun hemen sonrasında ABD siyasi sisteminin de çöktüğü, kaosa girdiği anlaşılabiliyor ki bütün bunlar aslında yaşandı. Filmin o sahneleri tam olarak günümüzü anlatıyor.
Buna İstanbul'un sebep olduğunu da bütün dünya zaten biliyor.
Son günlerde ABD de dahil olmak üzere çok sayıda büyük ülkeden çok sayıda büyük yatırımcının Filiz'in peşinde koştuğunu da herkes biliyor.
Buna İstanbul'un sebep olduğunu da bütün dünya zaten biliyor.
Son günlerde ABD de dahil olmak üzere çok sayıda büyük ülkeden çok sayıda büyük yatırımcının Filiz'in peşinde koştuğunu da herkes biliyor.
Akademi Dergisi
"Bay başkan! Yurt dışından geri çağrılan Amerikan askerleri ile duyurduğunuz bu kuyruklu yıldız arasında bir bağ var mı acaba?" (Deep İmpact yani Derin Darbe filminden bir sahne...)
Bu arada kadının orada kırmızı ceket giymiş olması bile durugörü verisi gibi duruyor.
Filmde, başkanın kürsüye çıkarak kuyruklu yıldız hakkında konuştuğu o sahne, gerçek hayatta ABD başkanının kürsüye çıkarak Mehdi'yi duyurduğu sahne olarak yaşanacak ki bunun böyle olacağını bir süredir zaten yayınlarda konu ettim.
Başkanın, konuşmasının sonunda "Hiçbir yerde kaosa izin vermeyeceğiz. Herkes işini yapmaya ve vergilerini ödemeye devam edecek" mealindeki açıklaması "Mağlup olduk, Çaresiz kaldık. Bizden bekleneni artık yapıyoruz. Şu kadar zamandır gerçekleri sizden gizlemiştik. Artık gizlemeyeceğiz. Mehdi, beklendiği gibi İstanbul'dan çıktı. Onun şartlarını kabul ediyoruz. Beyaz Saray olarak ona tabi oluyoruz. Bunu bilin, dağılmayın, savrulmayın, ABD çatısı altında kalın ve bölünmeyin. Her şeyin mahvolmasına senelerce Mehdi ile inatlaşarak biz sebep olduk ama bu kadar dibe vuracağımızı ummazdık. Şimdi ondan özür diliyoruz. Zararlarını da tazmin edeceğiz ve bizler burada Mehdi'nin yönlendirmeleriyle huzur ve emniyet içinde yaşayacağız" manasına geliyor.
Bir ABD başkanı ya da başkan yardımcısı ya da oluşacak bir boşlukta başkanı temsil edecek olan bir resmi yetkili, çıkıp da bir gün kürsüden bu mealde cümleler söyleyecek.
Bir ABD başkanı ya da başkan yardımcısı ya da oluşacak bir boşlukta başkanı temsil edecek olan bir resmi yetkili, çıkıp da bir gün kürsüden bu mealde cümleler söyleyecek.
Akademi Dergisi
Başkanın, konuşmasının sonunda "Hiçbir yerde kaosa izin vermeyeceğiz. Herkes işini yapmaya ve vergilerini ödemeye devam edecek" mealindeki açıklaması "Mağlup olduk, Çaresiz kaldık. Bizden bekleneni artık yapıyoruz. Şu kadar zamandır gerçekleri sizden gizlemiştik.…
Ben bu filmi yenice ve sadece 30 dakika izledim ama bir ABD başkanının böyle davranacağını çoktan biliyorum. Çünkü metafizik böyle bir şey... Herkese aynı manaya gelecek şeyleri gösteriyor ama şifreli şekilde, sembol dili ile gösteriyor. Tabir edebilenler ne yaşanacağını hemen anlayabiliyor. Farklı farklı insanlara, farklı farklı sembollerle gösterilse bile, tabir edildiğinde hepsi aynı manaya geliyor, aynı sonuca çıkıyor.
Akademi Dergisi
Ben bu filmi yenice ve sadece 30 dakika izledim ama bir ABD başkanının böyle davranacağını çoktan biliyorum. Çünkü metafizik böyle bir şey... Herkese aynı manaya gelecek şeyleri gösteriyor ama şifreli şekilde, sembol dili ile gösteriyor. Tabir edebilenler…
Bu hususta meşhur bir de hadis-i şerif var. Geçen sene içinde de bu hadisi bir kez daha konu etmiştim.
Mealen şöyleydi: "Kim oldukları, kaç kişi oldukları, ne kadar imkanlara sahip oldukları bilinemeyen küçük bir müslüman grup, Beyaz Saray'ı fethedecek."
Mealen şöyleydi: "Kim oldukları, kaç kişi oldukları, ne kadar imkanlara sahip oldukları bilinemeyen küçük bir müslüman grup, Beyaz Saray'ı fethedecek."
Akademi Dergisi
Bu hususta meşhur bir de hadis-i şerif var. Geçen sene içinde de bu hadisi bir kez daha konu etmiştim. Mealen şöyleydi: "Kim oldukları, kaç kişi oldukları, ne kadar imkanlara sahip oldukları bilinemeyen küçük bir müslüman grup, Beyaz Saray'ı fethedecek."
Ben böyle önden detaya kadar yazıyorum diye bozulmaz ise ve metafizikte görüldüğü gibi yaşanacaksa eğer...
Bir ABD başkanı ya da ülke olağan üstü bir halde iken ülkenin başkanı yerine sayılacak bir kişi, çıkıp da kürsüden Mehdi'yi duyururken şu mealde konuşacak:
"Kaç kişi olduklarını, Türkiye'de ve dünyada ne kadar teşkilatlı olduklarını, ellerinde nasıl teknolojiler bulunduğunu hala anlayamadık, çözemedik. Onlara karşı silahlarımız ve teknolojimiz yetersiz kaldı. Ülkemize ve müttefikimiz olan ülkelere karşı nasıl silahlar ve teknolojiler kullandıklarını hala çözemedik.
Lakin ilan ettikleri şeyleri hep yapabildiler. Birkaç yıldır sizlerden pek çok şeyin gerçek sebebini gizledik. Enerji santrallerinde yaşanan sorunlardan, demir yollarında ve hava yollarında yaşanan sorunlara kadar... Haber alamadığımız askeri denizaltı gemilerimize kadar... Gizemli şekilde ölen üst rütbeli komutanlarımıza, iş adamlarımıza ve bürokratlarımıza kadar... Yaşadığımız çok sayıda fırtına ve sel felaketine kadar, evet bunlara kadar türlü türlü sorunun arkasında bu teşkilat var. Biz bu teşkilata karşı mağlup olduk.
Üstelik bir yandan bizi çökertirken, ülkemizi ve aynı anlarda onlarca başka ülkeyi işlemez hale getirirken, diğer yandan kendi ülkelerini, tarihte görülmemiş bir hızla yükseltmeye oynadılar. Bu gün, ABD'nin en üst seviyedeki ve en meşhur şirketleri bile çoktandır onların peşindeler. Onlarla anlaşmak istiyorlar. İstanbul'da mekik dokuyorlar. İstanbul'un yönlendirmeleri ile paralarını ülkemizden çıkarttılar.
Hiçbir ülkenin güç yetiremeyeceği, karşı koyamayacağı, direnemeyeceği tarzda ve çok geniş kapsamlı bir saldırıya yıllardır maruz kaldık. Artık bizim de tek kurtuluşumuz o kuyruklu yıldız yani Mehdi... Bizim akıbetimizin nasıl olacağı onun insafına, affına, yüksek karakterine kaldı. Onun çok merhametli olduğunu, onu bilen herkes söylüyor, kabul ediyor. Biz de kurtuluşumuzu onda bulduğumuzu buradan bütün dünyaya ilan ediyoruz."
Bir ABD başkanı ya da ülke olağan üstü bir halde iken ülkenin başkanı yerine sayılacak bir kişi, çıkıp da kürsüden Mehdi'yi duyururken şu mealde konuşacak:
"Kaç kişi olduklarını, Türkiye'de ve dünyada ne kadar teşkilatlı olduklarını, ellerinde nasıl teknolojiler bulunduğunu hala anlayamadık, çözemedik. Onlara karşı silahlarımız ve teknolojimiz yetersiz kaldı. Ülkemize ve müttefikimiz olan ülkelere karşı nasıl silahlar ve teknolojiler kullandıklarını hala çözemedik.
Lakin ilan ettikleri şeyleri hep yapabildiler. Birkaç yıldır sizlerden pek çok şeyin gerçek sebebini gizledik. Enerji santrallerinde yaşanan sorunlardan, demir yollarında ve hava yollarında yaşanan sorunlara kadar... Haber alamadığımız askeri denizaltı gemilerimize kadar... Gizemli şekilde ölen üst rütbeli komutanlarımıza, iş adamlarımıza ve bürokratlarımıza kadar... Yaşadığımız çok sayıda fırtına ve sel felaketine kadar, evet bunlara kadar türlü türlü sorunun arkasında bu teşkilat var. Biz bu teşkilata karşı mağlup olduk.
Üstelik bir yandan bizi çökertirken, ülkemizi ve aynı anlarda onlarca başka ülkeyi işlemez hale getirirken, diğer yandan kendi ülkelerini, tarihte görülmemiş bir hızla yükseltmeye oynadılar. Bu gün, ABD'nin en üst seviyedeki ve en meşhur şirketleri bile çoktandır onların peşindeler. Onlarla anlaşmak istiyorlar. İstanbul'da mekik dokuyorlar. İstanbul'un yönlendirmeleri ile paralarını ülkemizden çıkarttılar.
Hiçbir ülkenin güç yetiremeyeceği, karşı koyamayacağı, direnemeyeceği tarzda ve çok geniş kapsamlı bir saldırıya yıllardır maruz kaldık. Artık bizim de tek kurtuluşumuz o kuyruklu yıldız yani Mehdi... Bizim akıbetimizin nasıl olacağı onun insafına, affına, yüksek karakterine kaldı. Onun çok merhametli olduğunu, onu bilen herkes söylüyor, kabul ediyor. Biz de kurtuluşumuzu onda bulduğumuzu buradan bütün dünyaya ilan ediyoruz."
Yazmayacaktım ama yine merhamet damarım tuttu. Çin aslında battı ve son hamleleriyle piyasayı nakite boğmaya kalktı. Bu, aslında batmış olan bir ülkenin yapacağı bir hamleydi ve bütün maliyeciler bilir ki böyle hamleler, batan ülkeleri kurtarmaz. Çünkü Çin de işleri bozulduğu, imalatı ve satışları büyük oranda durduğu, sistemin işlerliği kalmadığı için battı.
Elde olan "kaynağı belirsiz" nakiti piyasaya sürmek, asıl krizi yani imalat ve ticaret krizini çözmeyeceği için, bu son hamle Çin'e sadece birkaç gün kazandırmış oldu. Çin yine de gürültülü şekilde, herkesin göreceği şekilde batacak ve peşi sıra dünya genelinde neler neler olacak.
Hala sermayesini dünyadaki bütün ülkelerin piyasalarından, şirketlerinden, borsalarından, hisselerinden çekmemiş ve değerli madenlere çevirmemiş olanların hali perişan olacak.
Elde olan "kaynağı belirsiz" nakiti piyasaya sürmek, asıl krizi yani imalat ve ticaret krizini çözmeyeceği için, bu son hamle Çin'e sadece birkaç gün kazandırmış oldu. Çin yine de gürültülü şekilde, herkesin göreceği şekilde batacak ve peşi sıra dünya genelinde neler neler olacak.
Hala sermayesini dünyadaki bütün ülkelerin piyasalarından, şirketlerinden, borsalarından, hisselerinden çekmemiş ve değerli madenlere çevirmemiş olanların hali perişan olacak.
Akademi Dergisi
Yazmayacaktım ama yine merhamet damarım tuttu. Çin aslında battı ve son hamleleriyle piyasayı nakite boğmaya kalktı. Bu, aslında batmış olan bir ülkenin yapacağı bir hamleydi ve bütün maliyeciler bilir ki böyle hamleler, batan ülkeleri kurtarmaz. Çünkü Çin…
Ha bu arada, buraya yazayım, dursun burada... Bu krizlerin devamında Çin'in İstanbul'a nasıl yalvardığını göreceksiniz.
Sadece ABD ve Çin değil, bütün ülkelerin İstanbul'a yalvardığını ve "Bizi daha fazla çökertme, bizi yok etme" dediğini duyacak ve göreceksiniz. Bunları, metafizikçilerinizin görmesine gerek yoktu. Onlarca hatta yüzlerce senedir, dünyanın her yerinden farklı dinlere ve kültürlere mensup metafizikçiler, bunları görüp eserlerinde konu etmişler.
Hiçbir şey anlayamayanlar bile, hiç değilse, son dönemlerdeki eserlerden biri olan "2012 Kıyamet" filminden bunu anlamalıydılar. Binlerce sene önce Mayalar bile bu günleri, dünya düzeninin değişmesini, Mehdi'nin zuhurunu gördüler.
Sadece ABD ve Çin değil, bütün ülkelerin İstanbul'a yalvardığını ve "Bizi daha fazla çökertme, bizi yok etme" dediğini duyacak ve göreceksiniz. Bunları, metafizikçilerinizin görmesine gerek yoktu. Onlarca hatta yüzlerce senedir, dünyanın her yerinden farklı dinlere ve kültürlere mensup metafizikçiler, bunları görüp eserlerinde konu etmişler.
Hiçbir şey anlayamayanlar bile, hiç değilse, son dönemlerdeki eserlerden biri olan "2012 Kıyamet" filminden bunu anlamalıydılar. Binlerce sene önce Mayalar bile bu günleri, dünya düzeninin değişmesini, Mehdi'nin zuhurunu gördüler.