Rusya'ya radarlarınızı çevirin....

Uçan kuştan bile haberiniz olsun.

Putin'den ve çetesinden uzak durun.

Hocam her bir projeniz paha biçilmez olacak, bunda hiç şüphemiz yok.Anlatımınız insana fazlasıyla heyecan veriyor.Boyle bir projede işçi olarak çalışmak dahi, insana büyük bir zevk verir.Rabbim en kısa zamanda projelerinizi harekete geçirmeyi nasip etsin.

Sarayda ki Yusuf'la herkes dost olur.
Asıl önemli olan;
Kuyuda ki Yusuf'la dost kalabilmek...
Vefa her yiğidin harcı değildir....
Bazı insanlar hep haindir.

✨Lâ edri

Evet, Husi teröristleri de öldüreceğim...

Bildiğim kadarıyla Hayri Kozakçıoğlu'nu ben çarpmadım. O yıllarda pek adam çarpmıyordum. O halde Hayri'yi kim çarptı?

Biri onu metafizikle çarpmadıysa, o nasıl bir ölüm öyle?

Kapıyı içeriden kapattığı iddia edilmiş ama içeride dışarıda kapı anahtarı hiç bulunamamış

Vücudunda hiç yara, delik, kesik olmadığı iddia edilmiş

Ailesi, yaşanan bu ölümün cinayet olduğunu iddia etmiş

Adli Tıp Kurumu'na kadar, devletin sistemi düzgün işletilmemiş. Mevzu skandal şekilde ve umursamaz tavırlarla kapatılmış

Adli Tıp Kurumu, dikkate alınır bir ölüm sebebi açıklayamamış.

Hayri'nin yanında bulunan silahta parmak izi ve DNA kalıntısı bulunamamış.

Çok tuhaf bir şekilde silah sesi de duyulmamış.

Hayri o günlerde yeni bağlantılar içindeymiş ve yeni ofis açmış. Hiç intihar edecek şartlarda değilmiş. Zaten sözde intihar ettiği o gün ofisi için yeni mobilyalar satın almış.

Acaba mali işler peşinde miydi, yoksa siyasi ataklar mı yapacaktı...

Kim/ler öldürdüyse söylesin, gerçekten kızmayacağım. Çünkü hiç sevmezdim Hayri'yi, çocukluğumdan beri...

https://www.youtube.com/watch?v=76it_DUhBW4&rco=1

Piramitin en üstünde ben varım.

O halde bu ayette mecazi değil gerçek mana var

Gerçekten gökyüzü akıl almaz, daha önce hiç görülmemiş ve duyulmamış bir hale dönüşecek.

Ve o anlarda gökten yeryüzüne düşen ışınlar renk renk olacak. O ışınlar dağların üzerine düşünce, o koca dağlar, yüncü dükkanındaki renkli yünlerin üst üste durduğu görüntüye benzeyecek.

Karia suresinden de anlaşılıyor zaten, söz konusu o büyük afet zamanının "kıyamet" zan edileceği. Yani o anda yeryüzünde olanlar gerçek manada kıyamet kopuyor zan edecekler. O kadar feci şeyler yaşanacak. Çekirdek ve Ay nedeniyle dünyada yerin de göğün de ayarı çok bozulacak. Milyarlarca insan suretli iki ayaklı taş temizlenecek.

Buna Mehdi sebep olacak, akıl almaz, inanılmaz manevi/metafizik tasarrufu ile...

"Melekler ve ruh, miktarı elli bin yıl olan bir günde O'na yükselir."

تَعْرُجُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ اِلَيْهِ ف۪ي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْس۪ينَ اَلْفَ سَنَةٍۚ

"Ta'rucul melaiketu ver ruhu ileyhi fi yevmin kane mikdaruhu hamsine elfe seneh."

"Melek" güç sahibi, efendi, haberci yani rasul, elçi, tasarrufta bulunan, yöneten gibi manalara da geliyor. Bu da tarihten bu yana yapılan vahim hatalardan biri... Melek görülen her ayete hemen o cinsiyetsiz, nurdan yaratılmış, nefis verilmemiş varlıklar manası verilmiş.

Oysa Mearic suresinde Mehdi'den ve çekirdek kadrosundan bahsedilmiş. Mehdi'nin manen de maddeden de çok yükseleceği, bütün dünyaya hükmedeceği ifade edilmiş. En doğrusunu Allah bilir ama Mehdi'nin tıpkı peygamberimizin yaptığı gibi Miraca yani göklere gidip geleceği de anlaşılıyor.

Burada Ruh ise Cebrail aleyhisselam demek.

Ey Muhammed! O halde sen sabır et, senin dünya hayatında sana bu nasip olmayacak ama (Alak suresindeki manada olduğu gibi) sen tohumu attın, o doğuş gerçekleşecek. Senin soyundan gelen evladın (Mehdi) o fethi gerçekleştirecek. O fetih yaşansın diye gezegenin ayarını bile bozacak.

Ve bil ki seni tahkir edenler, aşağılayanlar, seni çok zayıf ve çaresiz görenler kabullenemese de biz onu, Mehdi'nin fetih gününü, aynı zamanda düşmanlarının helak gününü (yani saat'i yani Karia gününü, yani devranın dönmesini, çağın değişmesini, İblis'in binlerce yıllık küresel hakimiyetinin sona ermesini) çok yakın görüyoruz.

Söz konusu ayete doğrudan manası verilecekse... Ve dağlara düşen güneş ışınları, dağların rengarenk görünmesini sağlayacaksa...

Göğün yani atmosferin dengesi bu kadar bozulacaksa...

O halde bu EG'deki (ekran görüntüsü) ayete bir de doğrudan manası verilebilir.

Göğün dengesi o kadar bozulacak ki o anlarda evinden dışarı çıkıp güneş ışınlarına doğrudan maruz kalacak herkesin derisi kısa sürede tamamen yanacak.

Ama hemen sonrasındaki ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki söz konusu yakıcı, derileri de yakıp kavuran ve döken ateş, herkesi yakmıyor.

Mehdi'nin nasihatlarını, ikazlarını dikkate alanlar yanmıyorlar. Diğerleri yanıyorlar.

O halde, doğrudan manasından öncelikli olarak "Mehdi'nin metafizik sinyallerle dünya genelindeki helak olasıca herkesi topluca çarpması ve derilerinin yanması" manası verilebilir.

Ya da "deri" denilmiş ama ona "etraf, koruma, sığındıkları yer" gibi manalar da verilebilir.

Yani o gün geldiğinde Mehdi, metafizik sinyaller ile sadece azabı hak edenleri çarpacak ve metafizik korumaları ve ayrca fiziki/maddi korumaları/tedbirleri olsa bile bu helak olasıcaların hepsi çarpılacaklar.

Metafizik usullerle de teknolojik imkanlarla da kendilerini koruyamayacaklar, topluca çarpılıp topluca ölecekler. Ölene kadar da feryatları göğe yükselecek. Cehennemi bu dünyada biraz da olsa tatmış olacaklar.

"Onların yerine, kendilerinden daha hayırlısını getirmeye kesinlikle güç yetirenleriz. Bunu yapmamıza hiçbir güç engel olamaz. Artık onları kendi hallerine bırak. Uyarıldıkları günleri gelip çatıncaya kadar gaflet içinde oyalanıp dursunlar."

Bu ayetlerden anlaşılıyor ki o Karia ya da diğer ismiyle Saat günü, dünya üzerindeki iki ayaklı taşların, insan şeytanlarının milyarlarcası ölecek. Ve sonra zamanla onların yerlerine hayırlı, imanlı, ahlaklı insanlar çoğalacak.

"Elmalılı (sadeleştirilmiş):

"O gün ki, kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki, çantalarıyla dikmelere (putlara) gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar. Gözlerinde korku, kendilerini zillet bürümüş halde. İşte bu, onların uyarıldıkları gündür."

Burada "kabir" denilip geçiliyor ama aslında "sığınak" manasına geliyor. Anladığım kadarıyla felaketlerin hepsi bir anda gelmiyor, aşama aşama geliyor. İlk felaketler gelince çok yüksek sayıda kişi dünyanın her yerinde sığınaklara yani toprağın içinde/altında açılmış korunaklı mekanlara toplanıyorlar. Sonra arkadan daha şiddetli afetler gelince, orada da korunamayacaklarını anlıyorlar. Panik halinde ve koşarak oralardan çıkıyorlar

İşte onların hepsi, daha öncesinde o helak günü hakkında uyarılmış kişiler olacaklar. Lakin onlara başka fırsat verilmeyecek, dünyanın her yerinde topluca helak olacaklar ve cehenneme doldurulacaklar. Bir daha çıkmamak üzere, sonsuza kadar...

📎 İbrânîce’de kabir için kullanılan ana kelime kvrdir. Kvr esas itibariyle toprağa açılan çukuru belirtir (IDB, II, 471). Kayalara oyularak yapılan kabirler için kullanılan yaygın terim ise kôktür (bk. a.g.e., IV, 663). Fakat terimler zaman zaman birbirinin yerine kullanılmıştır