Dünya insanlığı da gerçek insanlardan ayırt edilemeyecek kadar gerçekçi duran biyonik robotlar yapmaya doğru hızla/koşarak ilerliyor.

İlerleyen safhalarda, suni yollarla üretilmiş gerçek insan derileri ile kaplanmış, gerçek insan saçları ile donatılmış robotlar yapılacaktır. Biyonik robotun iç sistemi bu canlı/organik dokuları sürekli besleyecek şekilde imal edilecektir.

Bu robotlar yemek yiyecek, sıvı şeyler içecektir. Belirli aralıklarla gerçek insan kanlarına ihtiyaç duyacaklar ve bunlara kan takviye edilecektir. Çünkü teknoloji ne kadar ilerlese de gerçek insan vücudunu tamamen taklit edemeyeceği için, içinde dolaşan kan bir süre sonra değerlerini kaybedecektir. O kanı onlarca ya da yüzlerce kere temizleyemeyecektir ve zehirleyici bir kana dönüşecektir. Anca gerçek ve taze kan takviye edildiğinde dış kısımdaki canlı dokuları hayatta tutabilecektir.

Yapay zekası da aşırı gelişmiş olacağı için, normal insan zekasının, hafızasının, hitabetinin dışına hiç çıkmadan, tamamen insansı şekilde davranacak ve konuşacaktır.

Onların biyonik robot (yani hem biyolojik, canlı dokuları olan hem de mekanik aksamı olan robot) olup olmadığını anlamak için ya çok özel cihaz taramalarından geçirileceklerdir ya da içleri yarılıp bakılacaktır.

Bizim dünyamızda, bizim dünyamızın insanları bile on binlerce sene önce bu anlattığım şekilde biyonik robotlar yapabiliyorlardı. O muazzam ve mükemmel teknoloji dünyamıza dışarından yani uzaylılardan gelmemişti. O vakit uzaylılar dünyamızdan teknoloji öğreniyorlardı.

Hz Zülkarneyn ve hz Süleyman devirleri de böyle yüksek teknolojili devirlerdi. Kim bilir, belki de o meşhur Hüdhüd kuşu bile bir biyonik robottur. Belki Zümrut-ü Anka denilen de Hüdhüd kuşudur.

Gazeteci Fatih Altaylı, yıllar sonra itiraf etti: "Cübbeli Ahmet'in kasetlerini, Yiğit Bulut ortalıkta dolaştırıyordu"

"Cübbeli Ahmet doğru söylemiyor, (fahişe fiyatlarından) haberi vardır. Niye hapse girdiğini hatırlıyoruz. Yiğit Bulut videoları gezdiriyordu ortalıkta."

Hüdhüd, istediğinde hemen fiziki şeklini değiştirebilen hatta isterse cinler alemine de geçiş yapabilen bir kuş olabilir. Dikkat edin, her yerde her şeyi konuşmayın. Lakin ya zihin de okuyorsa?

Yeni Zelanda'dan çıkın. Paranızı, sermayenizi, adamlarınızı, araçlarınızı çıkartın. Oradaki tesislerinizi, yapılarınızı elden çıkartın.

Yeni Zelanda şirketlerinin hisselerini de elinizden çıkartın. Yeni Zelanda da bir bütün olarak "çökertici" metafizik sinyallere girecek.

Ben hayatta kaldığım sürece Yeni Zelanda'nın İstanbul merkezli yeni Türkiye ile diplomatik ilişkileri de olmayacak, mali sahalarda da alış verişi olmayacak. TR, Yeni Zelanda diye bir ülke de tanımayacak. Yeni Zelanda ile en küçük bir projede bile bir araya gelmeyecek.

Yeni Zelanda'lı iç gruplar bile "Biz hükumetten bağımsız gruplarız" deseler bile hiçbir projenin içinde yer almayacaklar.

Yeni Zelanda'nın üzerinde kuş uçmasını bile yasaklıyorum. Limanlarına balıkların yanaşmasını bile yasaklıyorum.

Sivil ve en temiz, tertemiz gemilerinizi ve uçaklarınızı bile Yeni Zelanda'dan uzaklaştırın ve bir daha sakın oraya göndermeyin.

Yeni Zelanda ile diplomatik ilişkileri devam edecek olan hiçbir hükumet hiçbir zaman İstanbul'a gelmesin.

Yeni Zelanda ile mali işleri, yatırımları, projeleri olan hiçbir hükumet de hiçbir zaman İstanbul'a gelmesin.

Gelenler olursa, hepsini çok sert, çok aşağılayıcı şekilde kovacağım.

👆👆👆

Şu yukarıda yazdıklarımın tamamı Vietnam için de geçerli. Vietnam ile selam alış verişi olan bile İstanbul'a gelmesin.

İyice sıktı bu pislilk oyun. Hem İstanbullu, hem de Ankaralı olunmaz. Herkes safını tam, net ve kalıcı olarak seçsin. İstanbul'un az sayıdaki gerçek müttefiki bile İstanbul'a yetiyor. İstanbul müttefik peşinde koşmuyor. İstanbul'a müttefik olma fırtınasının esmekte olduğu şu günlerde, herkes ya gerçekten müttefik olsun ya da topunu alsın kendi topraklarında sektirsin. Beni gereksiz yere germesin. Kendini kovdurmasın.

Ankara'ya selam veren, babam bile olsa ezer geçerim.

Tayvan'ın başkenti Taipei'de 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Dinimizde iddia haram kılınmış olmasaydı, isteyen herkesle "Hollanda yakın gelecekte yok olacak. Tamamen haritadan silinecek. Siyasi haritada Hollanda diye bir ülke kalmayacak. Önce acınası hallere düşecekler. Aç da kalacaklar. Toplu ölümler peş peşe yaşanacak. Kalanlar göç edecek yer arayacaklar. Tarlalarda ekinler bile sinyale girecek ve yanacak. Afetlerin ardı arkası da kesilmeyecek. Ayrıca onlarca ülkeyi sömüremez hale gelince Avrupa'da yaşanacak iç savaşlar da Hollanda'yı mahvedecek." diye iddiaya girerdim.

Sizlerde iddia yasak değil. Bana güvenin, bu hususta sizlerle iddiaya girmek isteyenler olursa, milyarlarca dolarlık iddialara bile girin. Ayrıca Hollandalılardan boşalacak, geriye kalacak olan o toprakların yeniden imar edileceğini de göz önünde bulundurarak "yakın gelecek yatırım planları" yapın.

Ben hayatta kalacaksam ki kesinlikle kalacağım, o halde Hollandalılar ölecekler.

Devletime, milletime bu kötülüğü yapanlar asla cezasız kalmayacaklar.

Allah'a yemin ederim ve üzerine yemin edilecek her şeyin üzerine yemin ederim ki Hollanda'yı yok etmeden ölmeyeceğim.

Garanti ederim ki çok çok yakın gelecekte, bir canlı yayın başlattığımda, en az 5 milyon insan dinliyor ve öğrettiğim metafizik usulleri uyguluyor olacak. Hepsinin metafizik enerjilerini birleştirerek eş zamanlı olarak hedef kişilere, iş gruplarına, hükumetlere, ülkelere/topraklara, dini cemaatlere, tesislere, ordulara, donanmalara yönlendireceğim.

Hatta hedef ülkelerin tamamında ziraatı bile çökerteceğiz. Dalındaki meyvelerden tarlalardaki bitkilere kadar her şeyi göstere göstere, baştan ilan ede ede kurutacağız.

Çok kısacık süre sonra o gün gelince, döner buradaki bu yazıyı işaretleyerek yeni yazı yayınlarım.

Şaşırmayın, beş milyon nedir?
Benim sosyal medya hesabımda en az iki milyar takipçi olacak. Hiçbiri bot ya da sahte hesap da olmayacak. Hepsi gerçek kişiler olacak.

Ben konuşurken dünyanın gece ya da gündüz olan her yerinden dinleyiciler olacak. Yüzden fazla ülkede insanlar resmi idarecilerinin dediklerini değil, benim dediklerimi yapacaklar.

Ben bu dünyayı tekrar tek devlet bile yapacağım. Beş milyon yazarken çok mütevazı oldum. Çoğu zamanlar yüzlerce milyon kişi olacak canlı yayınlarda.

Türkiye, Suriye'nin kuzeyine de Irak'ın kuzeyine de askeri operasyonlar yapmayacak. Ankara çetesinin yeni bir ihanetine, kara para teşebbüsüne asla meydan verilmeyecek. TR içindeki terörist, hain ve bölücü unsurların hakkından gelinmeden, terörist yuvası olan TBMM bile ezilip geçilmeden, silinip süpürülmeden sınır dışı operasyonlar yapılmayacak. Öncelikle TSK içindeki terörist, bölücü, hain, kripto, insanlıktan bile çıkmış, hiçbir değeri kalmamış tipler de temizlenecekler.

Yurt dışı gruplar da taraflarını doğru seçsinler.

İsrail, İngiltere, ABD, Rusya, Çin, AB kendisi yapsın operasyonu yapabiliyorlarsa... Biz karışmayacağız.

Ukrayna'nın iç grupları ile de ilgilenmiyorum. O tren çoktan kaçtı. Ukrayna için "Canları cehenneme" süreci devam ediyor.

Ukrayna ateşini başlattığım gibi, durduracağım zamanı da biliyorum. Bence, nüfusunun büyük kısmı namussuz olmuş, onursuz olmuş, utanmaz olmuş Ukrayna, çok daha büyük acıları, kayıpları hak ediyor.

Azınlık olan ahlaklı, namuslu, onurlu Ukraynalıları tenzih ederim. Onlara çoktan "Ukraynayı bir şekilde terk edin" demiştim.

Mehmet Bey merhaba hayırlı akşamlar, size sms atmıştım ancak görme fırsatınız olmamış olabilir

Diken sitesinde yer alan bir içeriği TamTam adlı sosyal medya platformunda paylaştığınızı farkettik, ancak o içerik hakkında mahkeme kararımız bulunmaktadır ve söz konusu içerik Diken’den de kaldırılmıştır. 5651 Sayılı yasanın 9/A maddesi “Özel Hayatın Gizliliği” nedeniyle içeriğe ‘’Erişimin Engellenmesi” kapsamında İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin 01.03.2024 tarihli ve 2024/1447 d. iş sayılı kararı uyarınca belirtilen URL’de yer alan içeriklerin çıkarılmasına ve/veya bu içeriklere erişimin engellenmesine karar verilmiştir. Sizin de içeriği sosyal medya ortamından kaldırmanızı rica ederiz:
https://tamtam.chat/AkademiDergisi/AY4u3JsMH1k