Pencereme çağırdım ve "Hüdhüd Ankara'da işler nasıl?" diye sordum da neler anlatıyor neler...

Hüdhüd:

- Ortada idare/hükumet diye bir şey kalmadı. Kimse bunlara çıkış yolu gösteremiyor. İdarede olan kişilerin hepsinin ümitleri ve çabaları bitti. Şu anda basına/medyaya yansıyan haberlerin çoğunun gerçekliği yok. Arkası boş hamleler... Hükumeti ayakta tutuyormuş rolü oynamak için yapılan haberler bunlar.

Hüdhüd:

- Mali krizi ve diğer krizleri/sorunları düzeltmeye çabalamak yerine, uzun zamandır baskılamaya çabalamak, her şeyi daha da berbat hale getirdi.

Hüdhüd:

Ankara'dakilerin kafaları da yerinde değil. Bunun için de devlet bu kadar feci bir sona sürükleniyor. Halkın bunca zamandır bu kadar soruna beklenen sertlikle tepki göstermemesine, ayağa kalkmamasına, meydanlara dolmamasına da bir yandan şaşırıyorlar. "Beklediğimiz tepkiler olsaydı, biz burada duramazdık" diyorlar.

Hüdhüd:

- Şu sıralarda TR'nin üzerine gelmekte olan vahim felaketler bile aslında küçük felaketler... Aslında TR'de çok daha büyük felaket olacak ama sizin ve ekibinizin varlığından ve mücadeleye devam ediyor oluşundan ötürü pek çok felaket engelleniyor. Aksi halde TR genelini mahvedecek, yaşanmaz hale getirecek felaketler peş peşe gelecekti.

Hüdhüd:

- Şu anda devletin başına yeni ergen biri geçse bile Ankara'dakilerden daha iyi, daha isabetli yönetir.

Hüdhüd:

- Balon Musk çok sinsi birisi... Sizinle anlaşmayı deneyecek ama sinsilikle gelecek. Gelmesi çok yakın ve onunla anlaşmayın. Şu anda da çok dikkat çeken projeler ilan etmek istiyor ama onların hiçbiri gerçekleşemez, uygulanamaz. Çünkü Balon Musk'ın parası kalmadı. En zenginler listesinde isminin o şekilde yazılması da bir hokkabazlıktan ibaret. O gerçekte dünyanın en büyük zenginleri arasında bile değil.

Hüdhüd:

- Tayyip sık sık "Ben bu kadarına artık katlanamıyorum. Bunca zamandır bu kadarına dayanmam bile mucize... Artık çekileceğim" diyor.

Hüdhüd:

- Tayyip/Ankara tarafının son yaptığı hamleleri gören dünya üzerindeki tarafların çoğu "Bunların bu yaptıkları hamleler zaten oyunun sonuna geldiklerini açıkça görmüş ve kabullenmiş olduklarını anlamamızı sağlıyor. Sona gelmiş olmasalar bu gibi kararlar almazlar, bu gibi hamleler yapmazlar." diyorlar.

Hüdhüd:

- Tayyip'in ve çetesinin düştüğü şu feci halleri gören Japonya tarafı da çok tedirgin. Artık Ankebut Ağından gelen talimatları dinlememek, uygulamamak yolu arıyorlar. Ankebut Ağının bir daha ayağa kaldırılamayacağını kabulleniyorlar.

Hüdhüd:

- Dünyada pek çok taraf size uygulanan sansürü kırarak isminizi duyurmanın son hazırlıklarını yapıyor. İlk defa duyuran taraf olmak için acele edenler var.

Hüdhüd:

- Dünya genelinde çok bilinen bazı dev şirketler iflas açıklamayı gerektiren şartlardalar. Bunların artık kurtarılamayacağını da taraflar kabullendiler.

Hüdhüd:

- Çoğu ülkeden önce Çin çöktü ama hala bu çökmüş hali gizlenmek isteniyor. ABD de Çin'in çöktüğünün bilinmesini istemiyor.

Hüdhüd:

- 7 Ekim 2023'ten beri İsrail'in paylaştığı görüntülerin epeyi bir kısmı montaj. O kadar yeri vuramadı, çünkü parası da mühimmatı da aslında o kadar yok. Geçen günlerde Gazzeliler sahilde sakince denize giriyorken görüntülerinin çekilip dünyaya paylaşılması bu danışıklı dövüşün taraflarını çok panikletti.

Hüdhüd:

- İspanya'da halkın idareye karşı çok yüksek seviyede tepkili olduğu da gizleniyor. Pek çok ülkede halkların ayaklanma çabası içinde olduğu da basından, medyadan gizleniyor.

Hüdhüd:

- Mısır yemeyin. Beyne zarar veriyor, anlayış/idrak kabiliyetini zayıflatıyor ve tepkisiz yığınlar oluşmasını sağlıyor.

Hüdhüd:

- Safran tüketin. İnsan sağlığına çok büyük faydaları var. Safran aslında bu kadar pahalı olmamalı. Bunda bile oyun/tuzak var. Safran tüketmenizi istemiyorlar.

TR'nin hiçbir belediyesinde "sokak karnavalı" denilen rezilliği görmek istemiyorum.

Sanata, müziğe, eğlenceye karşı değilim ama TR Çingeneleşmeyecek...

DİKKAT

Ses sorunları yaşandığı için ŞU ADRESTE CANLI YAYIN BAŞLATTIM

Canlı yayında okuma başlattım:

https://mfs.tv/canli/

"Tur'u üzerinize kaldırmıştık."

Bakara suresinin 93. ayeti...

Hani sizden, "Size verdiğimizi kuvvetlice alın ve dinleyin." diye kesin söz almış ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık. Demişlerdi ki: "Dinledik ama itaat etmiyoruz." Küfr'leri yüzünden kalplerine buzağı sevgisi içirildi. De ki: "Eğer gerçekten inanıyorsanız, inancınız sizden ne kötü şey istiyor!"

وَاِذْ اَخَذْنَا م۪يثَاقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ الطُّورَۜ خُذُوا مَٓا اٰتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاسْمَعُواۜ قَالُوا سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاُشْرِبُوا ف۪ي قُلُوبِهِمُ الْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْۜ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُمْ بِه۪ٓ ا۪يمَانُكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ

Ve iz ehazna misakakum ve refa'na fevkakumut tur, huzu ma ateynakum bi kuvvetin vesmeu kalu semi'na ve aseyna ve uşribu fi kulubihimul icle bi kufrihim kul bi'se ma ye'murukum bihi imanukum in kuntum mu'minin.

(Bu bir temsili resim)

Ben, Tur-i Sina'nın anladığımız manada bir dağ olmadığını, havada uçabilen ve asıl kalabilen bir araç olduğunu kesinlik seviyesinde anlayarak yazdığımda, bu ayetten haberdar değildim. Bir ayette Tur-i Sina hakkında "üzerinize kaldırdık" ifadesi olduğunu az önce öğrendim.