ABD, Nijerya’dan kaçırılan 8,9 milyon doları iade edecek

ABD’nin, 2014 yılında yurt dışında mülk edinmek amacıyla Nijerya yetkilileri tarafından kaçırılan 8,9 milyon doları ülkeye iade edeceği öğrenildi. Ulusal basındaki haberlere göre, ABD’deki Kraliyet Mahkemesinde Başsavcı Mark Temple, 2014’te Nijeryalı şirketler tarafından Jersey’deki bir banka hesabına yatırılan 8,9 milyon dolara el koyduğunu belirtti.

Söz konusu paraların Nijerya’ya ait olduğunu belirten Temple, paraların yurt dışında mülk edinmek amacıyla o dönemde ülkedeki bazı birimlerindeki üst düzey yetkililer tarafından Nijerya’dan kaçırıldığını kaydetti. Temple, Nijerya’dan kaçırılan ve bu paraların iadesi için Nijerya hükümetle müzakerelere başlanmasına karar verdi.

Alman halkının Scholz'a desteği azalıyor

İsmi açıklanmayan SPD'li bir milletvekilinin, partideki durumu 'Titanik gemisine' benzettiği aktarılan haberde, buzdağının görüldüğü halde geminin çarpmaması için kimsenin bir şey yapmadığı ifade edildi.

ABD'li perakende zinciri Macys, çalışanlarının yüzde 3,5'ini işten çıkarıyor

Macy's'den yapılan açıklamada, tüketici ve pazarın sürekli değişen ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bir strateji uygulamaya hazırlanıldığı aktarıldı.

Bu kapsamda zor bir karar alındığı belirtilen açıklamada, daha modern bir şirket olma amacıyla iş gücünün yüzde 3,5 oranında azaltılacağı kaydedildi.

Öte yandan, ABD basınında çıkan haberlerde ise işten çıkarmalardan 2 bin 350 çalışanın etkileneceği ifade edildi.

Haberlerde şirketin 5 mağazasını da kapatacağı ve tedarik zincirine daha fazla otomasyon eklemeyi düşündüğü bilgisi verildi.

Yahudi Haham: "Yahudilikte şeytan tanrıdır."

Batak ABD'de, hükumetin kapanmasını önleyen geçici bütçeye onay

Batak ABD'de hükumetin kapanmasını önleyen geçici bütçe tasarısı Senato'nun ardından Temsilciler Meclisi tarafından da kabul edildi.

Tasarıya Temsilciler Meclisi'nde 314 evet oyuna karşılık 108 hayır oyu kullanıldı. Geçici finansman, fonların federal kurumlar için akmaya devam etmesini sağlayacak.

Hadsiz, cahil ve hain kripto Ak-kuş, Türk annemize köpek gibi saldırdı

Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Akkuş, yaşlı kadının boğazını sıkıp küfretti.

CHPKK’li Büyükçekmece Belediyesi'ndeki rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldığı sıralarda, belediye binasının önünde belediye çalışanları ile basın mensupları arasında arbede yaşandı. O anlarda olay yerinde bulunan yaşlı bir kadın ise ne olduğunu anlamaya çalışırken Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Akkuş'un saldırısına uğradı. Akkuş'un, yaşlı kadının boğazını sıkıp küfrettiği anlar kameralara yansıdı.

Suçlu cenneti Türkiye’de kırmızı bültenle aranan 42 kişi daha yakalandı

Türkiye, uyuşturucu baronlarının, mafya liderlerinin, suç örgütü üyelerinin kaçarak geldiği bir cennete dönüştü. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kırmızı bütenle aranan 42 kişinin daha Türkiye’de yakalandığını ‘gururla’ duyurdu.

Açıklamaya göre, Almanya, Azerbaycan, Bosna Hersek, İran, İsveç, Finlandiya, Kazakistan, Kırgızistan, Mısır, Rusya, Türkmenistan ve Özbekistan ülkeleri tarafından haklarında kırmızı bülten çıkarılan 42 kişi yakalandı.

Yakalanan kişiler hakkında “organize suç örgütü üyeliği”, “yasadışı silah ticareti”, “uyuşturucu madde ticareti”, “kasten öldürme”, “göçmen kaçakçılığı”, “nitelikli ve mali dolandırıcılık”, “soygun ve hırsızlık”, “resmi belgede sahtecilik ve vergi kaçakçılığı” suçlamaları bulunuyor.

İşte onlar...

Türkiye'yi maddi ve manevi her sahada kasten çökerten gizli Ermeni/Çingene vatan hainlerinin, isim ve soyisimlerinde kullandıkları bazı kelimeler:

Erol
Şenol
Birol
Varol
Hürol
Gürol
Olcay
Olcaytu
Olcan
Olgun
Olkan
Gülol
Aysol
Bilgeol
Canol
Olay
Nurol
Ataol
Bayol
Oltan
Olgan

Her zaman olduğu gibi, insanlık dışı ve vahşi her işin içinde de bunları organize halde bulur, görürsünüz...

Herkesin artık şunu da bilmesi gerekiyor...

Aramızda asırlardır Türk rolu oynayan ama bizim vatanımızda Türk soykırımı uygulayan, Türk görüne görüne ırkımızı ve dinimizi bile tam olarak yok etmek için çırpınan bu kripto Ermeni/Çingeneler...

Bazı kelimeleri/şifreleri bazı harflerle perdelediler.

Misal:

Ol-ak (Olak) yapmak istedikleri zaman çok tuhaf kaçacağı için Ç-ol-ak (Çolak) yaptılar.

Ol-at (Olat) yapmak istedikleri zaman çok tuhaf kaçacağı için B-ol-at (Bolat) yaptılar.

Bunun gibi yüzlerce benzeri kelime, şifreleme kullandılar, kullanıyorlar.

Mesela "Bolulu" kelimesini soy isim yaptılar. "Ol" ekini, şifresini yine de geçirdiler. Bunlar, birbirlerinin bu şifrelerini hep biliyorlar ve gerçekte tanımasalar, hayatın akışı içinde bir anda karşılaşsalar bile, isim ve soy isimlerindeki şifrelemelerden birbirlerini tanıyorlar.

Şimdilerden dünyanın muhtelif yerlerinden kodu bozuk Çingeneleri vatanımıza toplayanlar da hep bunlar... Şu anda devlet sistemimizin tepe noktalarında neredeyse tamamen bu Çingene/Ermeni hainler var.

NATO-Rusya arasındaki gerilmeler tamamen danışıklı, kameralara oynanan bir sinsilikten başka bir şey değil.

Dünyadaki taraflara, kameralara oynanan tiyatrolara ve bu tiyatroları gerçekçi göstermek için sahanın muhtelif yerlerinde sergilenebilecek kontrollü çatışmalara itibar etmemelerini tavsiye ediyorum.

Etmesinler, geri dursunlar ve boş yere zaman, emek, para, adam kaybetmesinler.

NATO'nun da Rusya'nın da şu andaki öncelikli meselesi, İstanbul'un yükselişini ve meydana çıkışını engellemek. Bozulan kara para işlerini düzeltmek. Boğazları ve kanalları kara para gemilerine açabilmek. Ankara çetesini arkalayabilmek.

90 bin kişilik NATO tatbikatı da gerçekte Rusya'ya karşı yapılmayacak. Rusya'yı sorundan soruna sürükledim, işlemez bir hale getirdim, mali sistemini de askeri sistemini de krizden krize sürükleyerek çökerttim. Yetmedi, kaç kere de NATO'yu Rusya'nın üzerine gönderdim. Son darbeleri NATO'nun vurmasını istedim. Bu süreci herkes gördü, izledi. NATO, sanki hiç yokmuş gibi geri durdu ama arka plandan da Rusya'yı ayakta tutabilmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Rusya batmasın diye, son darbeleri de almasın diye çırpınıyorlarken "Tahıl koridoru" dedikleri kara para koridorunu açmak için de ittifak halinde İstanbul'un karşısına geçtiler, güya restleştiler. Sonra neler olduğu da dünyadan herkesin gözleri önünde...

Prigojin krizi de dahil, Rusya içindeki grupları hareketlendirdiğim her seferinde, Moskova hükumeti denilen hainler güruhunun yardımına NATO, İngiltere, İsrail, AB ve CIA koştu.

Dünyadaki bütün ülkelere, şu andan itibaren, NATO kapsamındaki hiçbir tatbikata ve göreve katılmamalarını tavsiye ederim. Aksi halde başlarına gelenlere inanamayacaklar. Sadece öne sürdükleri askerlerine ve araçlarla cihazlara bir şey olacağını zan etmesinler. Kendi ülkelerinde bile, üzerine bastıkları yeri, ayaklarının altından çekip alırım.

Dünyada artık böyle tiyatrolar, danışıklı süreçler görmek istemiyorum. Savaşmak ve para kazanmak isteyenler varsa, işte Güney Kore, Tayvan ve Japonya... Dümdüz etsinler, nakite çevirsinler, mani olmayacağım ve destek bile olacağım.

İstanbul'dan, bütünüyle Türkiye'den ve İran, Irak ile Suriye'den herkes uzak duracak.

Yuh artık

Adliyelerde acilen büyük temizlik gerekiyor

Bu sefer gerçekten farklı bir skandal yaşanıyor

Diyarbakır'da Sabri D.'yi telefonla arayıp kendini savcı Murat Mert olarak tanıtan bir kişi, "Evinizde arama yapılacak. Gözaltına alınacaksınız” diyerek para istedi.

Sabri D. kendisini arayanın önce dolandırıcı olduğunu düşündü, ancak polisler ertesi gün eve baskın yapınca inandı; gelen polislere "Sizi daha erken bekliyordum. Beni adliyeden bir savcı arayıp evime baskın yapılacağını haber vermişti, ama inanmamıştım" dedi.

Sabri D. polislerin şaşırdığını görünce kendine gönderilen mesajı gösterdi.  Yapılan araştırmada mesajı gönderen kişinin arama, el koyma, gözaltı ve dinleme kararlarının verildiği sulh ceza hakimliğinde görevli katip T.M. olduğu tespit edildi.

Katip T.M'nin birlikte çalıştığı 2 hakimin UYAP şifrelerini gizlice ele geçirdiği, binlerce dosyada ünlü kişileri kafasına göre dosyalara taraf olarak ekleyip sildiği, Mernis kayıtlarını güncellediği belirlendi.

Mahkemede para kazanmak için bu işi yaptığını itiraf eden T.M. 8 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Dünyadaki istisnasız bütün tarafların uzaydaki her türlü uydusunu, uzay aracını ve uzay istasyonunu ve bunlarla bağlantılı karadaki tesisleri, bu gibi tesislerde görevli olan herkesi, şu andan itibaren, hiç olmadığı kadar yoğun sinyale alıyoruz.

Çünkü ülkemizde emeklilere doğru düzgün zam bile yapılamamışken, milyonlarca çocuk yarı aç yaşıyorken, hala ülkemdeki hain Ankara çetesi arkalandı. Onun şov yapmasına yardım ve yataklık edildi. Uzaya turist gönderilir gibi, fahiş fiyatla ödeme yapılarak gizli Ermeni ve sahtekar bir hain Türk denilerek güya uzaya gönderildi. Güya astronot oldu. Bu kadar haince, umursamazca, adice bir tiyatro sergilendi ve yine milletimin paraları, imkanları, ümitleri, yarınları çalındı.

Balon Musk'a ve onu arkalayanlara kadar bazı taraflar buna alet oldular ve diğer taraflar da "Durun, buna İstanbul'un tepkisi beklendiği kadar sert olur" demediler.

O halde yansın alçak ve yüksek yörüngelerdeki her şey...