Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.4K photos
25.5K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
İslam dininde recm yani zina eden evli kadınların ve erkeklerin taşlanarak öldürülmesi şeklindeki ceza yok.
Bu da İblis'in ve Ankebut Ağının, İslam dinini karalamak için kurduğu tuzaklardan biri...
Akademi Dergisi
Bu da İblis'in ve Ankebut Ağının, İslam dinini karalamak için kurduğu tuzaklardan biri...
Mevzu çok derin, uzun ve ilmi kaynaklarıyla anlatılması gerekiyor. Lakin şu anda canlı yayında okuma yapıyorken burada bunları yazıyorum.
Akademi Dergisi
Mevzu çok derin, uzun ve ilmi kaynaklarıyla anlatılması gerekiyor. Lakin şu anda canlı yayında okuma yapıyorken burada bunları yazıyorum.
Şimdilik sahanın sarsılıp kendine gelmesi için, sonuç kısmından biraz yazacağım. Tartışmalar başladıkça zaten ek yayınlar da yapacağım.
Akademi Dergisi
Şimdilik sahanın sarsılıp kendine gelmesi için, sonuç kısmından biraz yazacağım. Tartışmalar başladıkça zaten ek yayınlar da yapacağım.
Recm meselesinde de biz ehl-i sünnet müslümanlar kandırıldık. Şiiler, Hariciler, bu meselede de isabetliler.
Akademi Dergisi
Recm cezasına dair bir ayet yok. Kur'an'da delili yok.
Hadiste/sünnette delilleri olduğu iddia edildi ama o hadisler sahih değil.

Sahih denilenler de sahih değil.
Akademi Dergisi
Hadiste/sünnette delilleri olduğu iddia edildi ama o hadisler sahih değil. Sahih denilenler de sahih değil.
Bazı hadis rivayetleri doğru ama onlar da çarpıtıldı, detayları kasten gizlendi ya da değiştirildi.
Akademi Dergisi
Bazı hadis rivayetleri doğru ama onlar da çarpıtıldı, detayları kasten gizlendi ya da değiştirildi.
Recm gibi, uygulandığında görenleri ve duyanları ileri seviyede sarsacak bir ceza, uygulanması halinde toplum arasında çok bilinmeli, çok konuşulmalı ve ona dair çok yüksek sayıda rivayet olmalıydı.

Oysa tam aksine olarak rivayetler çok az, ravilerin ve metinlerin çoğu sorunlu...

Bazı rivayetlerin metinleri de birbirleriyle tezat halinde...
Recm yani taşlayarak öldürme cezası, kendini Yahudi zan eden Çingenelerin uyguladığı bir cezaydı. Sonradan bu türlü bilgiler de gizli yahudiler tarafından, Ebu Hureyre gibiler, benzerleri üzerinden İslami kaynaklara bulaştırıldı.
Mesela, o civarda bilinen, zaten geçmişten beri uygulanan recm cezasının kendisine uygulanmasını isteyen bir kadın oldu.

Peygamberimiz onun akıl sağlığını sorguladı. Musallat altında olup olmadığını, cinlerin oyun kurup kurmadığını, kadını cinlerin zihin kontrolüne alıp almadıklarıın sorguladı.

Kadını recm etmedi. Bu gibi hadiseler kaynaklara geçirilirken kasten çok çarpıtıldı.
Peygamberimizin recm/taşlama cezasını uyguladığına dair delil olarak aktarılan bir rivayette, açıkça gözler önünde ki suçlu olan iki taraf da Yahudi dininden kişilerdi.

Peygamberimiz onların inançlarına, kanunlarına göre hüküm verdi ve recm ettirdi ya da bu kısmı bile uydurma. Belki de onlara bile bu cezayı uygulatmadı.
Recm cezasına dair sözde hadislerdeki üslup, tarz, ciddiyetten, mantıktan, akıldan çok uzak...
Yabancı ve gayr-i müslim araştırmacılar bile, recm cezasının asıl kaynağının bozulmuş Tevrat olduğunu ve bozulmuş Tevrat üzerinden müslümanlara bulaştığını, peygamberimizin vefatından sonra müslümanların arasında uygulandığını gözler önüne serdiler.
İtibar edilemez onca rivayete bakılınca, bir de çekinmeden recm hakkında ayet uydurmaya kalktıkları veya ayetten delil bulabilmek için kasten ayetlerin manasını çarpıtmaya kalktıkları ama bunda başarılı olamadıkları açıkça görülebiliyor.

Kur'an-ı Kerim, hazret-i Allah'ın koruması altında olmasaydı, pek çok meselede yapacakları gibi, recm meselesinde de ayet uydurmuş olacakları anlaşılıyor.
Peygamberimizin vefatından sonraki zamanda bu recm cezasının halife hz. Ömer tarafından uygulandığına dair değerlendirmeler de isabetli değil.

Gerçeğe bu kadar yaklaşmış oldukları halde, tamamen isabetli sonuca çıkamayan samimi müslümanların aldanışları, kendilerine gerçek sahabi diye anlatılan kişilerin hakkındaki sarsıcı gerçekleri bilmemeleri ya da vebal endişesiyle o sözde sahabiler, aslında münafıklar hakkında değerlendirme yapmaktan kaçınmaları nedeniyle olmuş. O kişilerin sahabi değil, münafık takımı olduğunu da anlayabilseler ve kabullenebilselerdi, recm meselesinde ve benzeri meselelerde tam, detaylara kadar isabetli olacakları anlaşılabiliyor.
Akademi Dergisi
Peygamberimizin vefatından sonraki zamanda bu recm cezasının halife hz. Ömer tarafından uygulandığına dair değerlendirmeler de isabetli değil. Gerçeğe bu kadar yaklaşmış oldukları halde, tamamen isabetli sonuca çıkamayan samimi müslümanların aldanışları…
Recm cezasının daha sonraki sözde İslam devletlerinde ve Osmanlı devletinde uygulanmış olması da kimse için dini delil değil. Kimseyi bağlayıcı değil.

Osmanlının yanlışları yan yana sıralasansa, dünyanın etrafını birkaç defa dolaşacak kadar uzun hat oluşturur.

Muteber Osmanlı hukukçusu/fıkıhçısı diye anlatılan kişilerin de bir kısmı münafık, kripto, casus kişilerdi.

Kanuni'nin süt kardeşi Yahya Efendi bile hiç anlatıldığı gibi bir kişi değildi. Hakkında anlatılanlar masonların uydurmaları ve abartmaları. Kanuni Sultan Süleyman denilen kişi bile, süt kardeşi Yahya efendi bile, İslam dinine ve Türk milletine hizmet etmediler. Böyle bir hedefleri yoktu.
Ümmet olarak öyle bir haldeyiz ki sadece hz Ömer hakkında bile yüzlerce uydurma bilgi kaynaklarımıza girmiş ve gerçek zan ediyoruz.

Saymakla bitmez meselelerde az ya da çok çarpıtmalar yapıldı hatta hala yapmaya çabalıyorlar. Bunları, İblis'in en tepe lideri olduğu Ankebut Ağı yaptı, yapıyor. Geçmişte onlara mason denilmiyordu ama aynı öğretilerle, aynı hedeflerle yine dünyanın her yerinde onlardan vardı. Kurulu her düzeni bozmaya çabalıyorlardı.

Hz İsa'ya indirilen hakiki İncil üzerinde Allah'ın koruması yoktu ve kısa sürede bozdular. Hz İsa'nın hadisleri/sözleri diye sayısız sözler uydurdular.

İseviliğin hüküm sürmesine izin vermediler. İsevilik kısa sürede hristiyanlığa/nasraniliğe dönüştü.

Kur'an'ı da bozmak istediler. Peygamberimizin hadislerini tamamen değiştirmek istediler. İblis bütün bilgisini, tecrübesini, insanlardan ve cinlerden olan adamlarını kullandı ama istediğini yapamadı. Buna rağmen, pek çok yanlış bilginin doğru kabul edilmesini sağlayabildi Bunlardan sadece biri recm...
Osmanlıyı hala öve öve göklere çıkartan o tarihçilere ve din adamlarına tavsiyem, sakin şekilde frene bassınlar.

Acı manzara gözler önünde ve dürüst olup da bu acı gerçekleri görmek zorundalar.

Aksi halde başkaları onlar namına sert şekilde frene basacaklar ve hepsi bir anda, topluca, en sert şekilde savrulup dağılacaklar, itibarsız kalacaklar.
Akademi Dergisi
Osmanlıyı hala öve öve göklere çıkartan o tarihçilere ve din adamlarına tavsiyem, sakin şekilde frene bassınlar. Acı manzara gözler önünde ve dürüst olup da bu acı gerçekleri görmek zorundalar. Aksi halde başkaları onlar namına sert şekilde frene basacaklar…
Küçük bir grup, küçük bir azınlık dışında, Osmanlı devlet olarak da halk olarak da tam bir çöptü. Her devrinde böyleydi, her devrinde samimi müslümanlar bir avuçtu. Müslüman görünerek şuraya, buraya, en çok da İblis'e çalışan kişiler meydandaydı. Kritik makamlarda ve rütbelerdeydiler.

Hala Kayı boyu yalanlarını yayanlar var. Osmanlıyı kurduğu söylenen kişilerin soyları bile belirsiz. Türk bile olmadıkları gerçeği ile sarsılmamız an meselesi...

Endülüs Emevi devleti ise Osmanlıdan bile daha beter bir devletti. Artık İblis'in ve adamlarının asırlardır yaydıkları palavraları fark etmemiz gerekiyor. Gerçek tarih, İslamcıların anlattığı gibi değil, Adıtürkçülerin zan ettiği ve anlattığı gibi de değil. Hristiyanların ya da yahudilerin bildiği gibi de değil. Müslümanlar da hristiyanlar da yahudiler de hep kandırıldılar, kandırılıyorlar.
Ebu Hureyre'nin de içinde olduğu o büyücü, satanist, münafık, fesatçı, casus çetenin toplam kaç kişiden oluştuğu... Gerçek sahabi zan edilen başka kimlerin çetenin üyesi olduğu meydana çıkartılmalı.

İlk yapmamız gereken şeylerden biri bu...