İsrail'de her gece eylem...

İsrail'in başkenti Tel Aviv'de 150.000'den fazla insan Boşbakan karaparacı Netanyahu'nun yeni yargı reformunu protesto ediyor.

Marmara Denizin'de 4.1 şiddetinde, 10 km derinlikte deprem meydana geldi.

Amerika Birleşik Devletçikleri'nde yangınlar hız kesmiyor

ABD'de Omaha/Nebraska'da büyük bir depo yangını meydana geldi.

Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'nın doğu sahil açıklarında 5.3, 4.5 ve 4.1 şiddetinde, bir kaç saat içinde 3 deprem meydana geldi.

Saha fazlasıyla gergin

Charles, Sunak, Trump, Aliyev, Lavrov, Netenyahu, Biden, Austin, Obama, Scholz, Miço, Şi, Tayyip, Bohçalı, Soysuz derken... Hepsi de çıldırıyorlar. Çok öfkeliler, çok çaresizler.

O çıldırmalar sırasında, yerli/yabancı askeri unsurlarla beni mekanımdan kaldırmaya dönük çılgınca planlar dahi yapıyorlar. George Soros bile var çetenin içinde... Helikopterlerle havadan özel ekipler indirmek, bu planın "hafif" kısmı... Dedeağaç'tan bu tarafa doğru özel ekipler göndermek de bu planın hafif kısmı... Kartal açıklarına, Türkiye'ye ait askeri gemiler getirmek de öyle...

Bundan sonraki süreç fırtınalı olacak. Ankebut Ağı'nın dünya genelinde hızla ve somut şekilde çöktüğü, parçalandığı, kaybettiği bir süreç olacak. Dolayısı ile her seferinde bana kızacaklar. Her seferinde çılgınlıklar denemek isteyecekler. Umurumda bile değil, hepsine gereken karşılıkları veririz, vereceğiz.

Etrafım şu anda da fazlasıyla riskli. Dost unsurlar buralarda çok dolaşmasınlar. Şüpheli hareketler sergilemesinler. En azından iç çembere girmesinler. Bir kaza kurşununa denk gelmesinler.

Herkes anlıyordur ki böyle bir çatışma başladığı anda artık Türkiye eski Türkiye olmayacak, dünya da eski dünya olmayacak. Bir daha çatışma bitmeyecek, ta ki biz o yolla sonuca varana kadar.

Dünya değişti, şartlar değişti. Kanalizasyon sisteminin emniyetini sağlayamayan bir emniyet teşkilatı, şehrin emniyetini sağlayamıyor demektir.

"Ben ilk defa bu kadar bilgi karartıldığını görüyorum."

AFAD, Maraş merkezli depremlere dair verileri neden saklıyor? AFAD kime çalışıyor, neye hizmet ediyor?

Deprem değil, suni bir kıyamet yaşanmış ve AFAD bunu bu milletten neden gizliyor?

Ben oyumu İstanbul'un yıkılmasından yana kullanıyorum. Bence yıkılmalı...

Sadece yıkılması yetmez, aynı zamanda yanmalı...

İsrailliler bundan korkuyorlar. Kaçmak istiyorlar. Metafizikle de bazı veriler elde ediyorlar, bu konuda neler yazdığımı da biliyorlar ve korkuları katlanıyor. İsrail diken üstünde, İsrail titriyor. Ettiklerini bulacaklar, kaçışları yok.

Şurada da bir yer altı beldesi vardı. Halleri kötü oldu.

"Ülkemizin kaderini etkileyecek çok önemli bir geçiş dönemi başlıyor. Küllerimizden yeniden doğacak ve güçlenmemizi sağlayacak bazı kararlar alacağız. Ancak her geçiş döneminde olduğu gibi bazı radikal önlemler gerekebilir. Geçmişten bazı örnekler verdim."

https://www.youtube.com/watch?v=KDJ6lMwkldI

Sinan Hoca da şeytanlaşmış seviyede bir büyücü ve cinci... Hiçbir kuralı, sınırı, değeri yok. Herkese her zararı verebilir, yeter ki buna yol bulsun.

İşi gücü bırakmış da doğruları dürüstçe insanlara anlatan astrologlara ağır büyüler yapıyor. Cinlerini gönderiyor, musallat olmalarını sağlıyor. Hususiyle de kadın astrologlara sıkıntı veriyor.

Sinan Hoca, Öner Döşer gibilerle de paslaşıyor. Çok geniş bir büyücü çevresi var. Kedi ve köpek bacakları, başka hayvan uzuvları, ölü doğmuş bebek diye sayın, akla hayale gelmez şeyleri temin ediyor ve onlarla büyüler yapıyor.

Kafasına hemen sıkılası muzır bir varlık. Kanun, devlet, masonlar nedeniyle kasten ayarından çıkartılmış ve meydan böyle insan suretli şeytanlara kalmış.

Neslihan Sultan Ünlü de bir gizli Ermeni ve oda sınır tanımayan, şeytanlaşmış seviyede olan, büyücü bir pisliğin teki...

Neslihan da satanist bir ayinci...

Üfürmeleri boş verin. Ümit Özdağ'ın gerçekte yüzde bir oyu bile yok. Onun hakkında bilgi sahibi olmasa da tipine bakan herkes, onun serseri, gaddar, yalancı, pislik biri olduğunu anlayabiliyor. Ümit'in hala doğru düzgün siyasi teşkilat yeterliliği de yok. Ondan farksız halde olan Muharrem İnce bile onu satıp ayrılmak zorunda kaldı. İstanbul'un sillesini yiyenin, sahada durabilme lüksü yok.

Seçim yapılamayacak ama yapılacak olsaydı bile seçmenlerin yüzde yetmişi ya da daha fazlası seçime katılmayacaktı, oy kullanmayacaktı. Türkiye'de sistem dipten çöktü. Kimsenin sisteme inancı kalmadı.

Türkiye'de il ve ilçe belediyeleri keskin bir kararla kaldırılacak. Bir süredir bunun alt yapısını hazırlıyorum ve herkes iyice hazır olmalı. İlleri ve ilçeleri atanmışlar yönetecekler ve işini iyi yapmayanlar hemen o makamlardan alınacaklar. Devletin kurum ve kuruluşları arasında çift başlılığa, gruplar arası çekişmelere asla izin verilmeyecek. Kamu masraflarının azaltılması ama aynı anda verilen hizmetin kalitesinin artırılması için ne gerekiyorsa, onlar yapılacak. Rejim de değişecek. Mahalli idarelere dair kanunlar, düzenlemeler, yetkiler de değişecek.

Bir ilde vali varken, bir de belediye başkanına hiç gerek yok. Bir ilçede kaymakam varken, bir de belediye başkanına hiç gerek yok.

Hemen değil, gerekli alt yapı oluştuktan sonra, yakın gelecekte Türkiye eyalet sistemine geçecek.

Her eyaletin kendi emniyet, sağlık, itfaiye, arama-kurtarma kuruluşları olacak. Bunlar eyaletin valisi tarafından sevk ve idare edilecekler ama merkezi hükumetin yetkisi çok geniş olacak. Vali dahil, eyaletin bütün idari kadrosunu, tek hamlede baştan aşağı değiştirebilecek. Seçim diye bir şey olmayacak, Türkiye'de hiç kimse seçim ya da parti istemeyecek, aramayacak.