Rusya'da, kendilerinin kontrolü altındaki bir devlette/topraklarda bile Noel'i doğru düzgün kutlayamadılar. Gösteri maksadıyla savaş uçaklarını uçurmaktan hatta, karadan havaya gönderilen havai fişekleir patlatmaktan bile korktular. Vatandaşları da havai fişekler patlatmamak hususunda yönlendirmek zorunda kaldılar.
Çünkü Rusya, İstanbul'un karşısında son aylarda diz çöküyor, akıl almaz şeyler yaşıyor ve dünya da bunu dikkatle takip ediyor. Rusyadakiler, daha fazla rezil olmak ve güç kaybetmek istemediler. Bu nedenle aşırı tedbirler almak zorunda kaldılar. Lakin bu tavırları, aslında onlara daha fazla güç, itibar, para kaybettirdi ve halen kaybettiriyor.
Şu anda Rusya, yabancı bir ülkenin askeri müdahalesi karşısında son derece savunmasız bir vaziyette. İstanbul, Rusya'yı içeriden çökertti. Çünkü Rusya pek çok konuda İstanbul'un karşısına dikildi. Şimdi İran'ın tamamen düşmesi için de hain Ankara hükumetinin tamamen düşmesi için de İstanbul, öncelikle Rusya'ya tamamen diz çöktürecek. Yine aynı maksatlarla İstanbul, Bidon/Kamala ikilisine ve arkasındaki çetelere de diz çöktürecek. Son darbeleri de vuracak.
Zaten Bidon'un içi de boş. O biyonik robotun içinde de bir uzaylı yok. Uzatmaların uzatmasını, son uzatmayı böyle, bu şartlarda oynuyorlar. Bu maçı kaybettikleri, altı hatta sekiz ay önce bile kesinleşmişti. Uzatmalar onların lehine olacak gelişmelerle devam etmedi, etmiyor. Uzatmalar da İstanbul'a yaradı ve şimdi Bidon ile Kamala'nın yerine gelenler, enkaz halinde bir ABD'nin başına geçmiş olacaklar.
Kış bitince ABD'nin hali daha da fena olacak. Harcamaları ve masrafları kış bahanesi ile yavaşlatıyorlar. Öylesine yıkık bir maliyeleri/ekonomileri var ki normal akışa bıraksalar, üç güne iflas açıklamak zorunda kalırlar. Bu nedenle de hain Ankara hükumetinin yıkılmaması için, Türkiye'den geçen kara paralarının kesilmemesi için de çırpınıyorlar. ABD'nin böyle bir halde olmasına, hoyratça harcanmasına, hala istanbul karşısında bir maşa olarak kullanılmasına çok kızan ABD'li taraflar da var. Bunlar, İngiltere ile arayı son süreçte iyice açıyorlar. İngiltere'ye çok kızgınlar. "Bizi bitirdiniz. Parayı/sermayeyi Çin'e yönlendirdiniz. Şimdi Çin işi de tutmadı ve Çin de yıkılıyor. Çin'i de ayakta tutmaya gücünüz yok ve altında kalıyorsunuz. Saçma sapan işler yapıyorsunuz. Bizim paramızı, sermayemizi bize geri gönderin" diyorlar.
Çin'in, Rusya'nın, Güney Kore'nin, Japonya'nın, İran'ın, ABD'nin, BAE'nin, Suudi Amerika'nın, Katar'ın ve bunların hepsinin iplerini elinde tutan Londra'nın, İstanbul karşısında hezimete uğradıkları, aklı başında ve mantığı yerinde herkesin gözleri önündeki bir gerçek. Şu andan sonra İngiltere'nin İstanbul karşısında yapabileceği hiçbir şey yok, ne denese de fayda göremeyeceğini, sonuca ulaşamayacağını biliyor. Buna rağmen, son bir ümitle Türkiye'de bir erken seçim olması için müdahaleler, mücadeleler yapıyor.
Türkiye Ankebut Ağının kalbi, yıllardır bunu yazıyorum. Yıllardır ben, bu kalbin atışını durdurmak için mücadele veriyorum. Şu anda bu kalp avucumun içinde ve çok zayıf halde atabiliyor. Daha fazla sıkarsam, onu tamamen durdurmak da benim elimde. Ve ben kesinlikle daha fazla sıkmak, atışını tamamen durdurmak kararlılığındayım.
Bu kalp durunca, dünya genelinde Ankebut Ağı da domino taşları misali ve bu defa açıkça çökecek. Bu olmasın diye de İngiltere ve dolayısıyla Kraliyet ailesi, Türkiye'de bir seçim olsun, yeni bir hava oluşsun, Türkiye'ye sermaye gelsin, döviz gelsin, yatırım gelsin, hareket artsın istiyor. Lakin son iki haftada kaç teşebbüsleri olduysa, hepsi sert kayaya çarptı. Londra'ya piyonluk yapan sermaye sahibi Araplar bile rezil oldular, neye uğradıklarını şaşırdılar.
Bu kalp durunca, dünya genelinde Ankebut Ağı da domino taşları misali ve bu defa açıkça çökecek. Bu olmasın diye de İngiltere ve dolayısıyla Kraliyet ailesi, Türkiye'de bir seçim olsun, yeni bir hava oluşsun, Türkiye'ye sermaye gelsin, döviz gelsin, yatırım gelsin, hareket artsın istiyor. Lakin son iki haftada kaç teşebbüsleri olduysa, hepsi sert kayaya çarptı. Londra'ya piyonluk yapan sermaye sahibi Araplar bile rezil oldular, neye uğradıklarını şaşırdılar.
Şimdi... Londra, son çare olarak Arapları soyup soğana çevirerek, nakit elde edecek hamleler yapmak isteyecek. Bu da Arapların felaketinin başlangıcı olacak. Piyon olanların akıbeti hep böyle olur. Londra çökerken, ABD'yi de Rusya'yı da Çin'i de Arap ülkelerini de İran'ı da her yeri çökertiyor. Saçma, mantıksız kararlarla son aylarda zaten hem gereksiz yere sahayı defalarca gerdi, hem de kendi emrindeki maşalara gereksiz yere çok sıkıntılar çektirdi, bedeller ödetti. Lakin Londra hala bu tavrını devam ettirecek görünüyor. Bu da bir yandan bizim için bulunmaz bir fırsat oluyor.
Siyasi, mali, askeri, dini sahalardaki çatışmalar, gerilmeler daha da artacak, bu şimdiden görülüyor. Türkiye'nin de kalbini durduruyorum, ilk refleksin ABD'de görüleceğini de açıkça yazmış bulunuyorum. Türkiye'de ve ABD'de ve devamında Arap diyarlarında çok büyük iflaslar, çöküşler yaşanıyordu zaten ama artık daha da büyükleri açıkça yaşanacak.
Bilinmeli ki büyük sigorta şirketleri arasından, erken davrananlar, zararlarını azaltabilmiş olacaklar. Şu andan itibaren dünyadaki borsalar, mayınlı bir arazi misali yerler. Borsalardan, şirketlerden, yatırımlardan uzaklaşmak ve altına, madene yönelip sermayeyi sağlama almak, şart üstüne şart.
Bu uzatmaların daha fazlası yok, bu maç bitmek üzere. Son düdük çalınmak üzere ve sonucu da çoktan kesinleşti.
| mfs
Siyasi, mali, askeri, dini sahalardaki çatışmalar, gerilmeler daha da artacak, bu şimdiden görülüyor. Türkiye'nin de kalbini durduruyorum, ilk refleksin ABD'de görüleceğini de açıkça yazmış bulunuyorum. Türkiye'de ve ABD'de ve devamında Arap diyarlarında çok büyük iflaslar, çöküşler yaşanıyordu zaten ama artık daha da büyükleri açıkça yaşanacak.
Bilinmeli ki büyük sigorta şirketleri arasından, erken davrananlar, zararlarını azaltabilmiş olacaklar. Şu andan itibaren dünyadaki borsalar, mayınlı bir arazi misali yerler. Borsalardan, şirketlerden, yatırımlardan uzaklaşmak ve altına, madene yönelip sermayeyi sağlama almak, şart üstüne şart.
Bu uzatmaların daha fazlası yok, bu maç bitmek üzere. Son düdük çalınmak üzere ve sonucu da çoktan kesinleşti.
| mfs
Avrupa, borsa çöküşlerinden sonra kendi bünyesindeki küçük devletleri sömürerek, oralardan kara ve kanlı paralar elde ederek ayakta kalmayı deneyecek.
Yaşanmakta olan büyük mali krizlerde zaman kazanabilmek için Çin ile Japonya arasında danışıklı bir savaş başlatabilirler.
Bu da tıpkı Rusya-Ukrayna savaşı gibi, kara ve kanlı para kazanmaya dönük bir hamle olacak.
Bu da tıpkı Rusya-Ukrayna savaşı gibi, kara ve kanlı para kazanmaya dönük bir hamle olacak.
Direnişi artırabilmek, ayakta kalabilmek, açıkça iflas etmemek için Hindistanla Çini daha fazla yakınlaştırmak ve ortak işler yaptırmak isteyenler var.
Şehirlerin altındakiler üstündekilerden vazgeçiyorlar. Maşalarını İstanbul'a karşı acımasızca kullanmaktan geri durmayacaklar.
İlginç bir rüya gördüm...
Rüyamda tesettürlü, uzunca boylu ve genç bir kadın vardı. Onunla evlenecekmişim. O ve ben, (gerçek hayatta okuduğum) ilkokulun bahçesindeyiz. (Gerçek hayatta o okul çoktan yıkıldı ve yeni bir okul binası yapıldı oraya)
Rüyada hava aydınlık ve gündüz vaktiydi. O kadınla konuşa konuşa okulun ön bahçesinden arka bahçesine doğru ilerliyoruz. Binanın ön yüzü bitince sola dönüyor, binanın dar yanı bitince de sola dönüyor ve böylece binanın arka bahçesine çıkıyoruz. Lakin bu süre içinde ayak üstü konuşuyoruz. Kadın, geçim temin edebilmek için daha önce alkollü içki sattığını bana itiraf ediyor. Dürüst davranıyor "Bunu bilmelisin" tarzıyla itiraf ediyor.
Ben de bu yaptığına hem içten içten kızıyorum ama bir yandan da zaruret hallerinde kalmış olabileceğini ama yaptığının yine de doğru olmadığını düşünüyorum.
Rüyamda tesettürlü, uzunca boylu ve genç bir kadın vardı. Onunla evlenecekmişim. O ve ben, (gerçek hayatta okuduğum) ilkokulun bahçesindeyiz. (Gerçek hayatta o okul çoktan yıkıldı ve yeni bir okul binası yapıldı oraya)
Rüyada hava aydınlık ve gündüz vaktiydi. O kadınla konuşa konuşa okulun ön bahçesinden arka bahçesine doğru ilerliyoruz. Binanın ön yüzü bitince sola dönüyor, binanın dar yanı bitince de sola dönüyor ve böylece binanın arka bahçesine çıkıyoruz. Lakin bu süre içinde ayak üstü konuşuyoruz. Kadın, geçim temin edebilmek için daha önce alkollü içki sattığını bana itiraf ediyor. Dürüst davranıyor "Bunu bilmelisin" tarzıyla itiraf ediyor.
Ben de bu yaptığına hem içten içten kızıyorum ama bir yandan da zaruret hallerinde kalmış olabileceğini ama yaptığının yine de doğru olmadığını düşünüyorum.
Böyle devam ederken son sola dönüşü de yapıyoruz. O dönüşle birlikte arka bahçe göz önüne çıkıyor. Bir bakıyorum ki 15-20 kişi yerlere bir şeyler sermişler, namaz için cemaat olmuşlar ama ayakta değiller. Yerde oturmaktalar ama namazda da değiller, namazdaki son oturuş gibi de oturmuyorlar. Daha da ilginç olanı, başlarındaki imam kişi Hasan Arıkan...
Hasan Arıkan, beklemediği bir anda beni görünce karşısında, hemen öfkeyle parlıyor, öfkeli tavırlarla ayağa kalkıyor ve bağırarak "Buraya, bu bölgeye geçemezsin. Git buradan diyor"
Ben o ana kadar çok sakinim ama onun böyle üste çıkan, parlayan ve atarlanan tavrını görünce hemen haşinleşiyorum, sert tavırlarla karşılık veriyorum. "Girerim, sen kimsin, kimi nereye sokmuyorsun" diyorum.
Hasan Arıkan, beklemediği bir anda beni görünce karşısında, hemen öfkeyle parlıyor, öfkeli tavırlarla ayağa kalkıyor ve bağırarak "Buraya, bu bölgeye geçemezsin. Git buradan diyor"
Ben o ana kadar çok sakinim ama onun böyle üste çıkan, parlayan ve atarlanan tavrını görünce hemen haşinleşiyorum, sert tavırlarla karşılık veriyorum. "Girerim, sen kimsin, kimi nereye sokmuyorsun" diyorum.