Şu günümüzde seyyid olan bir kişiyi ele alalım...
Soyu biraz gerilerde hz. peygamberimize çıkıyor/bağlanıyor. Sonra oradan geriye doğru gidelim, saymakla bitmez peygamberlere çıkıyor. O peygamberlerden sadece biri Yakup peygamber, yani "İsrail" de denilen peygamber.
Bu kadar peygamber var, bu kadar peygamber oğulları/soyu var da neden sadece Yakup oğulları içinden cımbızla çekilip alınıyor? Başka bir yere ve rütbeye konulmak isteniyor?
En doğrusunu Allah bilir ama "Dünyada en çok peygamberin İsrail/Yakup oğullarına gönderildiği" rivayetleri var. Bununla bile övünenler var. En çok peygamberin onlara gönderilmiş olması, onların çoğunun neredeyse her devirde İblis'e uymaları, satanist olmaları, hak peygamberlere karşı mücadele etmeleri ve peygamberleri öldürmeleri sebebiyle... Burada da bir üstünlük yok. Burada bile ayrıca mahcup olmalılar.
Bu, "Türkiye Avrupanın en büyük adliyesini yaptı" demeye benziyor. Neden Avrupada bu kadar büyüğü yok, çünkü on milyonlarca dava yok. Üst mahkemelerinde kilitlenmiş ve yığılmış beş milyon dava yok.
Soyu biraz gerilerde hz. peygamberimize çıkıyor/bağlanıyor. Sonra oradan geriye doğru gidelim, saymakla bitmez peygamberlere çıkıyor. O peygamberlerden sadece biri Yakup peygamber, yani "İsrail" de denilen peygamber.
Bu kadar peygamber var, bu kadar peygamber oğulları/soyu var da neden sadece Yakup oğulları içinden cımbızla çekilip alınıyor? Başka bir yere ve rütbeye konulmak isteniyor?
En doğrusunu Allah bilir ama "Dünyada en çok peygamberin İsrail/Yakup oğullarına gönderildiği" rivayetleri var. Bununla bile övünenler var. En çok peygamberin onlara gönderilmiş olması, onların çoğunun neredeyse her devirde İblis'e uymaları, satanist olmaları, hak peygamberlere karşı mücadele etmeleri ve peygamberleri öldürmeleri sebebiyle... Burada da bir üstünlük yok. Burada bile ayrıca mahcup olmalılar.
Bu, "Türkiye Avrupanın en büyük adliyesini yaptı" demeye benziyor. Neden Avrupada bu kadar büyüğü yok, çünkü on milyonlarca dava yok. Üst mahkemelerinde kilitlenmiş ve yığılmış beş milyon dava yok.
Asıl ben-i israil biziz...
Biri çıkıp "Günümüzdeki seyyidler, günümüzün İsrailoğullarıdır" dese, samimi ve ilim sahibi hiç kimse itiraz etmez, edemez.
"İsrail'deki ya da dünyaya yayılmış haldeki Yahudiler, ben-i İsraildir" denilse, hemen itiraz ederler.
Çünkü ırk/genetik cihetinden bakarsak da Yakup peygamberle bağlantıları yok ya da yok denecek kadar zayıf... İtikat olarak bakarsak da müslüman değiller ve Yakup peygamberin izinde değiller.
Nereden, hangi açıdan bakıldığına göre değişiyor bu işler ve ancak öyle isabet edilebiliyor.
Tarihin dar kısmından bakarsak peygamberimiz Arap... Daha geniş kısmından bakarsak Yakup oğullarından... Yani ben-i İsrail denilenlerden. Daha da geniş açıdan bakarsak Nuh oğullarından... Daha da geniş açıdan bakarsak Adem oğullarından...
Lakin neresinden bakarsak bakalım, günümüzde kendine, işine gelince Yahudi, işine gelince Ben-i İsrail diyenler, ben-i İsrail'den değiller. Çoğunun genetik kodlarında geçmişte Türklük baskındı. Son asırlarda ise Çingenelik baskın olmaya başladı. Şu anda İsrail'de bile genlerinde ben-i İsrail genleri baskın olan hiçkimse yok.
Biri çıkıp "Günümüzdeki seyyidler, günümüzün İsrailoğullarıdır" dese, samimi ve ilim sahibi hiç kimse itiraz etmez, edemez.
"İsrail'deki ya da dünyaya yayılmış haldeki Yahudiler, ben-i İsraildir" denilse, hemen itiraz ederler.
Çünkü ırk/genetik cihetinden bakarsak da Yakup peygamberle bağlantıları yok ya da yok denecek kadar zayıf... İtikat olarak bakarsak da müslüman değiller ve Yakup peygamberin izinde değiller.
Nereden, hangi açıdan bakıldığına göre değişiyor bu işler ve ancak öyle isabet edilebiliyor.
Tarihin dar kısmından bakarsak peygamberimiz Arap... Daha geniş kısmından bakarsak Yakup oğullarından... Yani ben-i İsrail denilenlerden. Daha da geniş açıdan bakarsak Nuh oğullarından... Daha da geniş açıdan bakarsak Adem oğullarından...
Lakin neresinden bakarsak bakalım, günümüzde kendine, işine gelince Yahudi, işine gelince Ben-i İsrail diyenler, ben-i İsrail'den değiller. Çoğunun genetik kodlarında geçmişte Türklük baskındı. Son asırlarda ise Çingenelik baskın olmaya başladı. Şu anda İsrail'de bile genlerinde ben-i İsrail genleri baskın olan hiçkimse yok.
Bu mesele, ehl-i kitap meselesine de benziyor. Öyle bir kabulleniş oluşturulmuş ki "Yahudiyim" ve "Hristiyanım" diyen herkes "ehl-i kitap" zan ediliyor.
Oysa bu kişilerin neredeyse tamamı müşrik olmuş. Tevhid inancını yıkmış geçmiş. Bunların hangisi ehl-i kitap? Bunların kızları ile bir müslüman erkek nasıl evlensin? Bunların boğazladığı bir hayvanı bir müslüman nasıl yesin?
Bunca zaman içinde şu kadarcık isabetli ilim müslümanlara neden, nasıl öğretilemesin?
Baştan anlattığım gibi... Dünyada hakim sistem, Deccal sistemi bu konuları hep tahrif etti. Müslümanları alimsiz ve ilimsiz bırakarak kaos çıkarttı. Cübbeli gibiler de bile isteye bu kaosa, dolayısı ile Deccal'a hizmet ediyorlar. Başka bir izahı yok.
Bu kaos yıkılmasın, bu Deccal küfrü/nizamı çökmesin diye sinsi sinsi mücadele veriyorlar.
İslam dinini alet ederek, Allah'ın kitabını ve ayetlerini alet ederek, hz. Peygamberin hadislerini alet ederek şu iktidarı savunabilen kişi... Bunları alet ederek halkının bir kısmı müslüman olup da İslam ülkesi zan edilen o ülkelerden kadınlar, kızlar getirip kirleten kişi... Zaten deyyus-u ekberdir. Başı ezilesi bir muzır varlıktır. Cennetin kokusunu dahi alamaz. Bunlardan din öğrenmeye kalkan kişi de dünyasını, ahiretini kurtaramaz.
Bunlar böyle tuzaklar kuruyor ve sinsilik yapıyorken, bunların karşısında susan müslümanların da iki yakası bir araya gelmez. Acıları, sorunları, çileleri hiç bitmez.
Oysa bu kişilerin neredeyse tamamı müşrik olmuş. Tevhid inancını yıkmış geçmiş. Bunların hangisi ehl-i kitap? Bunların kızları ile bir müslüman erkek nasıl evlensin? Bunların boğazladığı bir hayvanı bir müslüman nasıl yesin?
Bunca zaman içinde şu kadarcık isabetli ilim müslümanlara neden, nasıl öğretilemesin?
Baştan anlattığım gibi... Dünyada hakim sistem, Deccal sistemi bu konuları hep tahrif etti. Müslümanları alimsiz ve ilimsiz bırakarak kaos çıkarttı. Cübbeli gibiler de bile isteye bu kaosa, dolayısı ile Deccal'a hizmet ediyorlar. Başka bir izahı yok.
Bu kaos yıkılmasın, bu Deccal küfrü/nizamı çökmesin diye sinsi sinsi mücadele veriyorlar.
İslam dinini alet ederek, Allah'ın kitabını ve ayetlerini alet ederek, hz. Peygamberin hadislerini alet ederek şu iktidarı savunabilen kişi... Bunları alet ederek halkının bir kısmı müslüman olup da İslam ülkesi zan edilen o ülkelerden kadınlar, kızlar getirip kirleten kişi... Zaten deyyus-u ekberdir. Başı ezilesi bir muzır varlıktır. Cennetin kokusunu dahi alamaz. Bunlardan din öğrenmeye kalkan kişi de dünyasını, ahiretini kurtaramaz.
Bunlar böyle tuzaklar kuruyor ve sinsilik yapıyorken, bunların karşısında susan müslümanların da iki yakası bir araya gelmez. Acıları, sorunları, çileleri hiç bitmez.
Mehdi hakkında sözde yüz cilt eser karıştırıp da kitap yazmış olan o Cübbeli'nin, kendini göstermek istediği kadar ilmi seviyesi/derinliği de yok...
Hz Mehdiye, kahtaniye, cehcaha dair rivayet ettiği pek çok sözün sıhhati yok. Evet, "Sıhhatli, ehl-i sünnet kaynaklarında geçiyor" dediklerinin bazılarının sıhhati yok. Bunların birbirine tezat sözler olduğunu en azından anlayabilir ama zaten kalbinde iman, haya yok. Dilinde bile ahlak yok. Umurunda bile değil...
Öğretmeye değil, tahrif etmeye çıkıyor o ekranlara...
Hz Mehdiye, kahtaniye, cehcaha dair rivayet ettiği pek çok sözün sıhhati yok. Evet, "Sıhhatli, ehl-i sünnet kaynaklarında geçiyor" dediklerinin bazılarının sıhhati yok. Bunların birbirine tezat sözler olduğunu en azından anlayabilir ama zaten kalbinde iman, haya yok. Dilinde bile ahlak yok. Umurunda bile değil...
Öğretmeye değil, tahrif etmeye çıkıyor o ekranlara...
Satranç oynayanların lanetlendiğine dair sözde hadisi, hararetli şekilde ve her zamanki nifak dolu, samimiyetsiz, küstah, kibirli beden diliyle ekranlardan aktardığı günleri unutmadık...
Anında "Uydurma bir hadis bu" demiştim de yine de malum çevreler günlerce İslam dinine ve müslümanlara saldırıp sonra susabilmişler, durabilmişlerdi. Ona da şükür etmiştim. Yoksa bu konudan da yıllarca saldırırlardı.
Şu gizli Ermeni ve Çingene kırması Ahmet Mahmut Ünlü'nün İslam dinine ve ümmetine verdiği zararların aslında yüz cilt kitapla anlatılması lazım.
Daha neler neler yazacağım, giriş kısmındayız ama vaktim yok. Mevzular çok. Gereği de yok. Bu kadarını gören bile o kanaldan, o programdan, o sunucu ve yardakçısından ve şu Cübbeli'den uzak durur.
Lakin o sözde Tv kanalı da o herifler de şu Cübbeli de rahat durmaz. Kafalarına gerçek bir müslümanın, gerçek bir vatanseverin kurşunu girene kadar...
Anında "Uydurma bir hadis bu" demiştim de yine de malum çevreler günlerce İslam dinine ve müslümanlara saldırıp sonra susabilmişler, durabilmişlerdi. Ona da şükür etmiştim. Yoksa bu konudan da yıllarca saldırırlardı.
Şu gizli Ermeni ve Çingene kırması Ahmet Mahmut Ünlü'nün İslam dinine ve ümmetine verdiği zararların aslında yüz cilt kitapla anlatılması lazım.
Daha neler neler yazacağım, giriş kısmındayız ama vaktim yok. Mevzular çok. Gereği de yok. Bu kadarını gören bile o kanaldan, o programdan, o sunucu ve yardakçısından ve şu Cübbeli'den uzak durur.
Lakin o sözde Tv kanalı da o herifler de şu Cübbeli de rahat durmaz. Kafalarına gerçek bir müslümanın, gerçek bir vatanseverin kurşunu girene kadar...
Kendisinin ve peşinden gidenlerin kafasına taşlar yağacak. Belalar yağacak. Öyle kolay ölemeyecekler. Bunlara öyle kolay ölüm verilmez. Ölüm anında çekecekleri azabı ve ölüm sonrasında sonsuz olarak çekecekleri azabı ise hiç düşünmeyin, aklınız zorlanır. O kadar elim azap var. Zaten cehennemin en dibine, münafıkların konulduğu kısma konulacaklar.
Akademi Dergisi
Mısır battı, çöktü, bitti... Şu anda Mısır diye bir ülke hakikatte yok.
Mısır hükumeti, ekonomik krize bağlı olarak ordudan harcamaları kısmasını ve ekonomik rolünü küçültmesini istiyor.
Akademi Dergisi
Yalan rüzgarları esiyor Elektrikli araba sahasında, dünya genelinde, "organize şekilde" bir yalan rüzgarı estiriliyor. Ankebut Ağı, bunca zamandır yayılmasını engellediği elektrikli arabaların önünü kontrollü şekilde açıyordu, buna yatırım yapıyordu ki beklemediği…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Yine Tesla, bu sefer San Francisco
Amerika Birleşik Devletçikleri'nin Kaliforniya eyaletinin San Fransisco şehrinde çöp proje Tesla aracın şerit değiştirirken görüldüğü ve ardından beklenmedik bir şekilde fren yaparak 8 aracın karıştığı bir kazaya neden olduğu video ortaya çıktı. Sürücü "Tam Otomatik Sürüş" kullandığını iddia etti.
Amerika Birleşik Devletçikleri'nin Kaliforniya eyaletinin San Fransisco şehrinde çöp proje Tesla aracın şerit değiştirirken görüldüğü ve ardından beklenmedik bir şekilde fren yaparak 8 aracın karıştığı bir kazaya neden olduğu video ortaya çıktı. Sürücü "Tam Otomatik Sürüş" kullandığını iddia etti.
Akademi Dergisi
2- HİNDİSTAN
Hindistan'da 100'den fazla kadına tecavüz eden ve şantaj uygulayan 'guru', 14 yıl hapis cezası aldı
Hindistan'da mahkeme, 'Jaleli Baba' takma adıyla bilinen ve 63 yaşındaki guru Amarveer'i, 100'den fazla kadına cinsel saldırıda bulunması ve görüntülerini şantaj amaçlı kayda almaktan suçlu bularak 14 yıl hapis cezası verdi.
İnsanları büyülerden kurtardığını ve şifa verdiğini iddia ederek müritler toplayan Baba, 2018 yılında gelen bir ihbar üzerine Tohana'da gözaltına aldı. 2018'den bu yana tutuklu bulunan Jaleli Baba'nın kadınlara önce uyuşturucu verdiği ve ardından tecavüz ettiği, mağdurların görüntülerini de şantaj amaçlı kullanılmak üzere kayda aldığı ortaya çıktı.
Hindistan'da mahkeme, 'Jaleli Baba' takma adıyla bilinen ve 63 yaşındaki guru Amarveer'i, 100'den fazla kadına cinsel saldırıda bulunması ve görüntülerini şantaj amaçlı kayda almaktan suçlu bularak 14 yıl hapis cezası verdi.
İnsanları büyülerden kurtardığını ve şifa verdiğini iddia ederek müritler toplayan Baba, 2018 yılında gelen bir ihbar üzerine Tohana'da gözaltına aldı. 2018'den bu yana tutuklu bulunan Jaleli Baba'nın kadınlara önce uyuşturucu verdiği ve ardından tecavüz ettiği, mağdurların görüntülerini de şantaj amaçlı kullanılmak üzere kayda aldığı ortaya çıktı.
Siz nasıl büyüler yapar oldunuz böyle, hemen çözülüyor, bozuluyor?
Doğru düzgün yapın şu büyüleri... İşleri iyice savsakladınız. Büyü işlerini çoğunlukla kadınlarınıza mı bıraktınız? Erkekleriniz de öne çıksınlar, onlar da çarpılsınlar. Haydi, gayret. Olmuyor böyle...
Doğru düzgün yapın şu büyüleri... İşleri iyice savsakladınız. Büyü işlerini çoğunlukla kadınlarınıza mı bıraktınız? Erkekleriniz de öne çıksınlar, onlar da çarpılsınlar. Haydi, gayret. Olmuyor böyle...
İstanbul'dan esen rüzgarlara karşı durmaya hatta karşı rüzgarlar estirmeye çalışanlar, cereyana kapılırlar, çarpılırlar.
Bu gün kalpleri tekler, yarın beyin şokları geçirirler. Atomlarına ayrılsalar bile yeridir. Tek kendilerini değil, çevrelerini de felaketlere sürüklerler. Aklı başa almak lazım.
Şu piyon Meral Akşener'in üzerine oynamak ve peşinde koşturmak, akıllıca işler değil.
Bu gün kalpleri tekler, yarın beyin şokları geçirirler. Atomlarına ayrılsalar bile yeridir. Tek kendilerini değil, çevrelerini de felaketlere sürüklerler. Aklı başa almak lazım.
Şu piyon Meral Akşener'in üzerine oynamak ve peşinde koşturmak, akıllıca işler değil.
Coşku
İçimde, Birleşik Arap Emirliklerini (BAE) sanki haritadan silecekmişim, sanki yerle bir edecekmişim, sanki işlemez hale getirecekmişim gibi bir his var. Bir coşku var. Dünden beri içimde tuttum yazmadım ama öyle bir coşku ki artık yazmam lazımdı.
Neler olacak acaba, çok merak ediyorum. Kara ve kanlı paralarla yapılan o gökdelenler mi yıkılacak ya da yanacak... Aynı paralarla alınan lüks araçlar peş peşe mi yanacak... Doldurma deniz kıyıları mı çöküp dağılacak... BAE'de ikamet eden insanların neredeyse tamamında teşhis konulamayan sağlık sorunları ve sık ölümler mi olacak... Elektrik güç kaynakları mı bozulacak... Bilgisayar sistemleri mi yanacak... Banknot halinde tutulan paralar bir anda ve topluca alev mi alacak... Uçakları mı uçamaz olacak... Bakalım neler olacak.
Ya böyle şeyler olacaktır ya da tahmin edemediğim başka büyük ve hayırlı bir şeyler olacaktır. Yoksa benim içim böyle olmaz.
İçimde, Birleşik Arap Emirliklerini (BAE) sanki haritadan silecekmişim, sanki yerle bir edecekmişim, sanki işlemez hale getirecekmişim gibi bir his var. Bir coşku var. Dünden beri içimde tuttum yazmadım ama öyle bir coşku ki artık yazmam lazımdı.
Neler olacak acaba, çok merak ediyorum. Kara ve kanlı paralarla yapılan o gökdelenler mi yıkılacak ya da yanacak... Aynı paralarla alınan lüks araçlar peş peşe mi yanacak... Doldurma deniz kıyıları mı çöküp dağılacak... BAE'de ikamet eden insanların neredeyse tamamında teşhis konulamayan sağlık sorunları ve sık ölümler mi olacak... Elektrik güç kaynakları mı bozulacak... Bilgisayar sistemleri mi yanacak... Banknot halinde tutulan paralar bir anda ve topluca alev mi alacak... Uçakları mı uçamaz olacak... Bakalım neler olacak.
Ya böyle şeyler olacaktır ya da tahmin edemediğim başka büyük ve hayırlı bir şeyler olacaktır. Yoksa benim içim böyle olmaz.
Bohçalı-Tayyip ikilisi, büyük maddi batak içinde... Hangi kartı oynayacaklarını bile bilemez haldeler. Üzerine yaşanan ifşalar, gerilen ülke gündemi, hukuki zemindeki riskler, köşeye sıkışan müttetik hükumetler ve şirketler gelince... Bu halde olmaları son seviyede tabii...
İkisi de maçın sonucunun değişmesine imkan kalmadığı halde, kerhen uzatmaları oynayan futbolcular gibiler. Doğu Perinçek de yardıma koştu ama komik hallere düştü, tesirsiz kaldı. Kemal Kılıçdaryan dikkatleri üzerine çekmek, danışıklı dövüşmek ve halkın tepkilerini yönlendirmek istedi ama o da tutmadı, ifşa oldu. Sistem çok kötü halde...
Nerede o eski günler...
İkisi de maçın sonucunun değişmesine imkan kalmadığı halde, kerhen uzatmaları oynayan futbolcular gibiler. Doğu Perinçek de yardıma koştu ama komik hallere düştü, tesirsiz kaldı. Kemal Kılıçdaryan dikkatleri üzerine çekmek, danışıklı dövüşmek ve halkın tepkilerini yönlendirmek istedi ama o da tutmadı, ifşa oldu. Sistem çok kötü halde...
Nerede o eski günler...
Hainler... Ülkede sözü tesirli biri çıkıp da "Güney Azerbaycan" demesin diye kırk tedbiri üst üste alıyorlar. Bunca zaman Yunanistan ile danışıklı dövüşerek bu milleti oyaladılar, gündemi meşgul edip batağı, rezaleti, hukuksuzlukları, türlü suçları gizlemek istediler...
Yunanistan işini ciddiye getirdim, şartları değiştirip lehe çevirdim ama oralı bile olmadılar. Hatta karşı mücadele verdiler, veriyorlar. Hatta Yunanistan'da kendilerine çalışan basın ve medya görevlilerine bu milletin paralarından bol bol gönderip, Yunanistan kamuoyunu bile yönlendirmeye çabalıyorlar. "Aman Yunanistan'ın başına bir şey gelmesin" derdindeler.
Oysa gerçekte Yunanistan diye bir ülke/otorite bile yok. Biraz bunlar, biraz Avrupa ülkeleri, biraz ABD ve İngiltere sürükleyip yönlendirip götürüyorlar Yunanistan'ı... Türkiye'nin, Yunanistan denilen ve işgal altındaki topraklarını geri alması için savaşması bile gerekmeyebilir, gerçek vaziyet bu ama sözde genel kurmay başkanlarının burnumuzun dibindeki adalara gelip şov yapmalarına bile bu başımızdaki hainler izin veriyorlar.
Yunanistan işini ciddiye getirdim, şartları değiştirip lehe çevirdim ama oralı bile olmadılar. Hatta karşı mücadele verdiler, veriyorlar. Hatta Yunanistan'da kendilerine çalışan basın ve medya görevlilerine bu milletin paralarından bol bol gönderip, Yunanistan kamuoyunu bile yönlendirmeye çabalıyorlar. "Aman Yunanistan'ın başına bir şey gelmesin" derdindeler.
Oysa gerçekte Yunanistan diye bir ülke/otorite bile yok. Biraz bunlar, biraz Avrupa ülkeleri, biraz ABD ve İngiltere sürükleyip yönlendirip götürüyorlar Yunanistan'ı... Türkiye'nin, Yunanistan denilen ve işgal altındaki topraklarını geri alması için savaşması bile gerekmeyebilir, gerçek vaziyet bu ama sözde genel kurmay başkanlarının burnumuzun dibindeki adalara gelip şov yapmalarına bile bu başımızdaki hainler izin veriyorlar.
Kocaman bir koç gördüm rüyamda... Sanki koç değil de iki koyun büyüklüğünde bir kangal köpeği gibiydi. Görünüşü tamamen koçtu ama davranışları köpek gibiydi. Çok hırçındı, zaptedilemiyordu. O koca koçun boynuzlarından yakaladım, çok kuvvet kullanarak ve uzun süre mücadele ederek ona hakim oldum. Direnmeye devam ettiği halde kafasını yere kadar indirip iyice kilitledim onu...
Sonra sahne değişti ve düşmanlarımdan birini gördüm. Trene binmiş, yayılmış, uzanmış, yük vagonunda keyifle yoluna bakıyordu. Ben trende değildim ve sanki havada uçarak onu ve treni izliyordum.
Hiç beklemediği bir anda trenin ayarı kaçtı. Tren bir istasyonda durup tekrar harekete geçmişti. Daha istasyondan çıkamadan, rayların arasına dökülmüş haldeki büyükçe taşlara takıldı. Taşlar birikti, büyük bir set halini aldı, tren gidemedi. Raylar yerlerinden söküldü. Ben yine trende değildim ve o sahnede de arkadan treni izliyordum.
Her şey çok kısa sürede oldu.
Şimdi vay düşmanlarımın haline...
Rüyanın her kısmı benim için çok hayırlı, düşmanlarım için çok kahredici şeyleri haber veriyor.
Sonra sahne değişti ve düşmanlarımdan birini gördüm. Trene binmiş, yayılmış, uzanmış, yük vagonunda keyifle yoluna bakıyordu. Ben trende değildim ve sanki havada uçarak onu ve treni izliyordum.
Hiç beklemediği bir anda trenin ayarı kaçtı. Tren bir istasyonda durup tekrar harekete geçmişti. Daha istasyondan çıkamadan, rayların arasına dökülmüş haldeki büyükçe taşlara takıldı. Taşlar birikti, büyük bir set halini aldı, tren gidemedi. Raylar yerlerinden söküldü. Ben yine trende değildim ve o sahnede de arkadan treni izliyordum.
Her şey çok kısa sürede oldu.
Şimdi vay düşmanlarımın haline...
Rüyanın her kısmı benim için çok hayırlı, düşmanlarım için çok kahredici şeyleri haber veriyor.