Antalya ve çevresinde mafyalar iyice güçleniyorlar. Gerekli müdahaleler yapılmıyor. Devletin ilgili/yetkili kurumları bunlara müdahale etmiyor hatta bazıları bunlarla beraber çalışıyor. Çünkü en tepede Ankara hükumeti bu mafyalarla beraber çalışıyor.
Mısır battı, çöktü, bitti...
Şu anda Mısır diye bir ülke hakikatte yok.
Şu anda Mısır diye bir ülke hakikatte yok.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
"On yıldır içim yanıyor. Biraz da onlar yansın. Benimle birlikte mezara girmesin bu konu."
"Herkes neyin ne olduğunu bilsin."
"Ben kefenimi giydim, ne olacaksa olsun."
Türkiye'nin hukuk devleti olmadığını... Gizli Ermeniler ve gizli Yahudiler tarafından idaresi ele geçirilmiş bir ülke olduğunu... Gizli Ermeni Cevheri Güven'in ve benzerlerinin insan olmadığını, şeytanlaşmış olduklarını ispat eden bir video...
"Herkes neyin ne olduğunu bilsin."
"Ben kefenimi giydim, ne olacaksa olsun."
Türkiye'nin hukuk devleti olmadığını... Gizli Ermeniler ve gizli Yahudiler tarafından idaresi ele geçirilmiş bir ülke olduğunu... Gizli Ermeni Cevheri Güven'in ve benzerlerinin insan olmadığını, şeytanlaşmış olduklarını ispat eden bir video...
Sorarlar adama, İslam dininin tek emri "oku" emri mi?
Tesettür emri yok mu?
Zinadan uzak durmak hatta kaçmak emri yok mu?
Seferi olmanın hükümleri belli değil mi?
Bir İslam hukuku yok mu? İslam hukuku ayet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere dayanmıyor mu?
Gizli Ermeni, terörist, hain, karaktersiz, insan müsveddesi, şunun bunun piyonu Cevheri Güven bunların farkında değil mi?
Mesele bilmemek değil, mesele şeytanlaşmış olmak... Taliban gibi İslam düşmanları tarafından kurulan ve kullanılan bir terör örgütünü malzeme ederek, İslam'a saldırmak...
Cevheri Güven gibilerin kafalarına sıkılan kurşun bile israf, boğmak ya da meydan yerlerde sallandırmak lazım.
Her gün, her yerde Türk ve Müslüman görünerek Türklere ve Müslümanlara saldıranlar hep bunlar...
Tesettür emri yok mu?
Zinadan uzak durmak hatta kaçmak emri yok mu?
Seferi olmanın hükümleri belli değil mi?
Bir İslam hukuku yok mu? İslam hukuku ayet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere dayanmıyor mu?
Gizli Ermeni, terörist, hain, karaktersiz, insan müsveddesi, şunun bunun piyonu Cevheri Güven bunların farkında değil mi?
Mesele bilmemek değil, mesele şeytanlaşmış olmak... Taliban gibi İslam düşmanları tarafından kurulan ve kullanılan bir terör örgütünü malzeme ederek, İslam'a saldırmak...
Cevheri Güven gibilerin kafalarına sıkılan kurşun bile israf, boğmak ya da meydan yerlerde sallandırmak lazım.
Her gün, her yerde Türk ve Müslüman görünerek Türklere ve Müslümanlara saldıranlar hep bunlar...
Forwarded from Akademi Dergisi (Mehmet Fahri Sertkaya)
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Hani hiç kimse duydu mu?
Hani adli yetkililer neredeler?
Bunun gibi binlerce vaka var, hangisinin üzerine gittiler?
Hangi vakada vazifelerini yerine getirdiler?
Hani sözde Türk basını ve medyası nerede? Televizyonlarda konu olmuyorsa bile Beyza Hakan, Ferda Yıldırım, İlkay Buharalı ve benzerleri neredeler? Kripto Ermenileri ekrana çıkartmaktan, vatan evlatlarını çıkartmaya ve desteklemeye fırsat mı bulamıyorlar?
Gizli Ermeni, gizli Yahudi ve mason adli yetkililer, hala Müslüman Türkleri avlamanın, her yerden uzaklaştırmanın, içerilere doldurmanın, kendi devletine ve ordusuna düşman etmenin mi peşindeler?
Onlar da şu Türk rolü oynayan siyasetçilerle birlikte devrilecekler.
Hani adli yetkililer neredeler?
Bunun gibi binlerce vaka var, hangisinin üzerine gittiler?
Hangi vakada vazifelerini yerine getirdiler?
Hani sözde Türk basını ve medyası nerede? Televizyonlarda konu olmuyorsa bile Beyza Hakan, Ferda Yıldırım, İlkay Buharalı ve benzerleri neredeler? Kripto Ermenileri ekrana çıkartmaktan, vatan evlatlarını çıkartmaya ve desteklemeye fırsat mı bulamıyorlar?
Gizli Ermeni, gizli Yahudi ve mason adli yetkililer, hala Müslüman Türkleri avlamanın, her yerden uzaklaştırmanın, içerilere doldurmanın, kendi devletine ve ordusuna düşman etmenin mi peşindeler?
Onlar da şu Türk rolü oynayan siyasetçilerle birlikte devrilecekler.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
"Belki Susurluk'tan bile daha büyük bir hadise olduğunu söylemek mümkün"
"Meselenin siyasi boyutunu atlamadan, bu cinayetin bağlantılarını ortaya çıkartmak mecburiyetindeyiz."
"Meselenin siyasi boyutunu atlamadan, bu cinayetin bağlantılarını ortaya çıkartmak mecburiyetindeyiz."
Gerçek yüzü ve danışıklı dövüşçü olduğu iyice meydana çıkan Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı, kendi mahallesinden kişiler şiddet kullanabilirler. Bir su-i kast da yapılabilir. Türkiye bu sebeple de karışabilir.
Ben, o vakte kalacağını zan etmiyorum. Ben, Türkiye'nin her an karışabileceğini son günlerde defalarca yazdım. Bu kadar pisliği, yalanı, zulmü, ihaneti, terörü, danışıklı dövüşü, peşkeşi, soygunu, sorunu, hukuksuzluğu ancak bir darbe temizler.
"Ordu millet el ele, gerçekten hür Türkiye"
Ben, o vakte kalacağını zan etmiyorum. Ben, Türkiye'nin her an karışabileceğini son günlerde defalarca yazdım. Bu kadar pisliği, yalanı, zulmü, ihaneti, terörü, danışıklı dövüşü, peşkeşi, soygunu, sorunu, hukuksuzluğu ancak bir darbe temizler.
"Ordu millet el ele, gerçekten hür Türkiye"
Rusya'yı biz yıkıyoruz, dolayısıyla, istemesek de Ukranya'yı kurtarmış oluyoruz. Lakin bu işin şovunu bazı Almanlar ve Yahudiler yapıyorlar.
Ekranlara bu şekilde oynuyorlar, şov yapıyorlar ama arka plandan Rusya-Ukrayna danışıklı dövüşünün içinde olanlar, her türlü kara ve kanlı para işini yapanlar da kendileri...
İblis mi öğretiyor bunlara bu gibi utanmazlıkları, bu gibi şeytani taktikleri?
Ekranlara bu şekilde oynuyorlar, şov yapıyorlar ama arka plandan Rusya-Ukrayna danışıklı dövüşünün içinde olanlar, her türlü kara ve kanlı para işini yapanlar da kendileri...
İblis mi öğretiyor bunlara bu gibi utanmazlıkları, bu gibi şeytani taktikleri?
Hususiyle son iki haftada bütün dünya Akademi Dergisi yayınlarına kilitlendi. Yayınlarımın/yazılarımın dünya genelinde hızlıca ulaştığı kişi sayısı yüz binlere ulaştı. Üstelik bunların tamamına yakını etkili ve yetkili kişiler. Geriye kalanların çoğu da basın ve medya çalışanları, sosyal medyada yönlendirme yapabilen etkili kişiler, yazarlar, araştırmacılar, akademisyenler, STK idarecileri, iş adamları v.b....
Dünyanın önde gelen bütün hükumetleri birleştirilse, bir mfs kadar itibarları, tesirleri yok.
Dünyanın önde gelen bütün hükumetleri birleştirilse, bir mfs kadar itibarları, tesirleri yok.
Suudi Amerika'da idari/siyasi kriz ve ölümlü hadiseler olabilir. Beklenmedik kişilerin aniden ölüm haberlerini alabiliriz.
Karşımda yaptıkları son hamlelerden sonra... AKPKK'yi iktidarda tutmak, Yunanistan'ı elimden almak ve projelere el koymak yönünde attıkları son ahmakça adımlardan sonra açıkça çuvalladılar.
Zaten zor durumlarda idiler ve şimdi iyice güçsüz kaldılar. Güçsüz düşen, yem olur, yok olur.
Karşımda yaptıkları son hamlelerden sonra... AKPKK'yi iktidarda tutmak, Yunanistan'ı elimden almak ve projelere el koymak yönünde attıkları son ahmakça adımlardan sonra açıkça çuvalladılar.
Zaten zor durumlarda idiler ve şimdi iyice güçsüz kaldılar. Güçsüz düşen, yem olur, yok olur.
İran'da idari kadronun toplanıp alınmasına az kaldı. Artık dünya genelinde dengeler bunun için çok daha uygun...
Esra Özatay'ın Türklükle ve Müslümanlıkla hiçbir alakası yok. İnsan şeytanı bir gizli Ermeni...
Türkün inancında ve töresinde, kadınlarını yabancı erkeklerin önüne, içine atmak olmadı, yok.
Türklerde kadınlar, sadece zaruret halinde silah altına alınırlar, cepheye gönderirler. O vakit de her türlü hassasiyete dikkat edilir.
Şu gizli Ermenilerin, gizli Yahudilerin, Türk kadını rolüne bürünerek yaptıkları tahribatlar haddi iyice aştı.
Türkün inancında ve töresinde, kadınlarını yabancı erkeklerin önüne, içine atmak olmadı, yok.
Türklerde kadınlar, sadece zaruret halinde silah altına alınırlar, cepheye gönderirler. O vakit de her türlü hassasiyete dikkat edilir.
Şu gizli Ermenilerin, gizli Yahudilerin, Türk kadını rolüne bürünerek yaptıkları tahribatlar haddi iyice aştı.
Afyon Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı da bir gizli Ermeni.
Ankebut Ağına bağlı/çalışan bir insan şeytanı. Türklükle ve Müslümanlıkla hiçbir alakası yok.
Türkün hukuku bellidir: "Kadının idaresi altındaki milletler yüz üstü sürünsün, yüz üstü sürünsün, yüz üstü sürünsün."
Şurada burada yazarak, konuşarak, kadınların her yerde bulunmasını, her yerde erkeklere karışmasını ve güya yetkili/idareci olmasını savunan erkekler de hep gizli Yahudi, gizli Ermeni vb erkekler... Onların da Türklük ve Müslümanlık iddiaları palavradan ve ihanetten ibaret.
Ankebut Ağına bağlı/çalışan bir insan şeytanı. Türklükle ve Müslümanlıkla hiçbir alakası yok.
Türkün hukuku bellidir: "Kadının idaresi altındaki milletler yüz üstü sürünsün, yüz üstü sürünsün, yüz üstü sürünsün."
Şurada burada yazarak, konuşarak, kadınların her yerde bulunmasını, her yerde erkeklere karışmasını ve güya yetkili/idareci olmasını savunan erkekler de hep gizli Yahudi, gizli Ermeni vb erkekler... Onların da Türklük ve Müslümanlık iddiaları palavradan ve ihanetten ibaret.
Kadınların, idarecilik vasıflarına sahip olmadığı, yaratılışlarının erkekten farklı olduğu, bilimsel bir hakikat...
Bu konuda en çok yıkıcı faaliyetleri yapan Facebook, Twitter, Amazon, Youtube ve benzeri yerlerde bile kadınlar üst kısımlarda yoklar. İdari konumlarda neredeyse hiç yoklar. Göstermelik birkaç kişi öne çekiliyor sadece... Ayrıca kadın çalışanlara erkekler kadar maaş da vermiyorlar. Bu konuda mahkemelikler ve zaman zaman basına yansımasına da mani olamıyorlar.
On yıldan fazladır bu konularda yayınlar yaptım ve bazı gayr-i müslim devletlerde bile bu bilincin oluşmasını sağladım. Peşimden kararlar aldılar, kanaatlerini değiştirdiler. Kadınları, taşıyamayacakları yüklerin altına girmekten kurtardılar.
Buna direnen ülkelerden biri olan Japonya'da ise, kocaman bir market zinciri, kadın çalışanlarını "Ben aybaşı yaşıyorum" yazılı rozetler takmaya zorladı. "Kendi derdimle meşgulüm, seni tam anlayacak gibi değilim, anlasam da sana kafa yoracak gibi değilim, karar vermeye zorlarsan bir karar verir geçerim, doğru olacağından emin değilim. Benim halimi bil, anla ve beni bir yük olarak taşı" demekti bu rozetler...
Neresinden bakarsanız bakın, bu meseledeki inat da İblis'in, satanistlerin pisliği...
Yazık oluyor kadınlara, erkeklere... Aile de yok oluyor. Çocuklar da annesiz, sevgisiz, ilgisiz büyüyor. Kadın hem işte, hem evde çalışıyor. Gün yüzü görmüyor. Üstelik her ülkede milyonlarca aile reisi erkek işsiz geziyor.
Şu Türkiye'de kripto kimlikli hainler, hizmet ettikleri İngiltere'ye gitsinler, yapabiliyorlarsa orada kadınlarla erkekleri tamamen eşitlesinler. Bizi iyice gerdiler.
Devletin okulları çoktan fuhuş yuvasına dönmüştü, artık karakollar bile fuhuş yuvasına döner oldu memlekette... Gündüz vakti bir markette, bir kadının etek altını kameraya çeken cinsi sapık bile komiser çıktı bu memlekette...
O Aile Bakanlığı denilen fesat ve ihanet yuvasına ve onunla beraber paslaşan sözde kadın derneklerinin bütün mekanlarına ve mensuplarına, benzin döküp yakmak lazım. Görüntüleri de kayıt edip dünyaya paylaşmak "Siz de yakın kurtulun" demek lazım.
Bu konuda en çok yıkıcı faaliyetleri yapan Facebook, Twitter, Amazon, Youtube ve benzeri yerlerde bile kadınlar üst kısımlarda yoklar. İdari konumlarda neredeyse hiç yoklar. Göstermelik birkaç kişi öne çekiliyor sadece... Ayrıca kadın çalışanlara erkekler kadar maaş da vermiyorlar. Bu konuda mahkemelikler ve zaman zaman basına yansımasına da mani olamıyorlar.
On yıldan fazladır bu konularda yayınlar yaptım ve bazı gayr-i müslim devletlerde bile bu bilincin oluşmasını sağladım. Peşimden kararlar aldılar, kanaatlerini değiştirdiler. Kadınları, taşıyamayacakları yüklerin altına girmekten kurtardılar.
Buna direnen ülkelerden biri olan Japonya'da ise, kocaman bir market zinciri, kadın çalışanlarını "Ben aybaşı yaşıyorum" yazılı rozetler takmaya zorladı. "Kendi derdimle meşgulüm, seni tam anlayacak gibi değilim, anlasam da sana kafa yoracak gibi değilim, karar vermeye zorlarsan bir karar verir geçerim, doğru olacağından emin değilim. Benim halimi bil, anla ve beni bir yük olarak taşı" demekti bu rozetler...
Neresinden bakarsanız bakın, bu meseledeki inat da İblis'in, satanistlerin pisliği...
Yazık oluyor kadınlara, erkeklere... Aile de yok oluyor. Çocuklar da annesiz, sevgisiz, ilgisiz büyüyor. Kadın hem işte, hem evde çalışıyor. Gün yüzü görmüyor. Üstelik her ülkede milyonlarca aile reisi erkek işsiz geziyor.
Şu Türkiye'de kripto kimlikli hainler, hizmet ettikleri İngiltere'ye gitsinler, yapabiliyorlarsa orada kadınlarla erkekleri tamamen eşitlesinler. Bizi iyice gerdiler.
Devletin okulları çoktan fuhuş yuvasına dönmüştü, artık karakollar bile fuhuş yuvasına döner oldu memlekette... Gündüz vakti bir markette, bir kadının etek altını kameraya çeken cinsi sapık bile komiser çıktı bu memlekette...
O Aile Bakanlığı denilen fesat ve ihanet yuvasına ve onunla beraber paslaşan sözde kadın derneklerinin bütün mekanlarına ve mensuplarına, benzin döküp yakmak lazım. Görüntüleri de kayıt edip dünyaya paylaşmak "Siz de yakın kurtulun" demek lazım.
Akademi Dergisi
Photo
Müslüman Türk kadını rolünü oynayan şu vatan haini kadına, şu kara paracı gizli Ermeni Kübra Güran Yiğitbaşına, hazırlıksız olduğu bir zamanda, devlet idaresine dair üç soru sorsanız, doğru cevaplarını alamazsınız. Rezil olur, ortada kalır.
Vazifesi başındayken Afyon'da beklenmeyen büyük bir kriz çıksa, iki gün yoğun mesai yapmak zorunda kalsa, üçüncü gün hiç kalır. Kadınca krizlere girer, çöküşler yaşar. Etrafında erkek yardımcılar varsa, iş onların inisiyatifine kalır. Yardımcıları da kadınsa, o halde o kriz alır başını büyür gider. Krizine göre değişir ama ihtimal ki o süre içinde canlar yanar, mallar ziyan olur.
Bu gibilerin diplomaları da doktoraları da her şeyleri de sahte... Böyleleri, aileleri ve gerçek kimlikleri bilindiği için, her safhada torpille ilerliyorlar. Torpille seçiliyorlar. Torpille atanıyorlar. Türk milletine ihanetleri, kendi paralel devletlerine sadakatleri nispetinde değerli görülüyorlar ve yükseltiliyorlar.
İnanmayanlar kaldıysa, sorsun Kübra'ya ya da gerçek Ermenice adı her ne ise işte ona... İnkar etsin yazdıklarımı, karşı karşıya gelip her şeyi kameralar önünde canlı yayında konuşalım. Tek saniyesi bile kesilmeden yayınlansın. Millet karar versin.
Kimmiş gerçek Türk kadınları, kimmiş Türk kadını rolüne bürünen gizli Ermeni ve gizli Yahudi kadınlar, millet görsün, anlasın
Vazifesi başındayken Afyon'da beklenmeyen büyük bir kriz çıksa, iki gün yoğun mesai yapmak zorunda kalsa, üçüncü gün hiç kalır. Kadınca krizlere girer, çöküşler yaşar. Etrafında erkek yardımcılar varsa, iş onların inisiyatifine kalır. Yardımcıları da kadınsa, o halde o kriz alır başını büyür gider. Krizine göre değişir ama ihtimal ki o süre içinde canlar yanar, mallar ziyan olur.
Bu gibilerin diplomaları da doktoraları da her şeyleri de sahte... Böyleleri, aileleri ve gerçek kimlikleri bilindiği için, her safhada torpille ilerliyorlar. Torpille seçiliyorlar. Torpille atanıyorlar. Türk milletine ihanetleri, kendi paralel devletlerine sadakatleri nispetinde değerli görülüyorlar ve yükseltiliyorlar.
İnanmayanlar kaldıysa, sorsun Kübra'ya ya da gerçek Ermenice adı her ne ise işte ona... İnkar etsin yazdıklarımı, karşı karşıya gelip her şeyi kameralar önünde canlı yayında konuşalım. Tek saniyesi bile kesilmeden yayınlansın. Millet karar versin.
Kimmiş gerçek Türk kadınları, kimmiş Türk kadını rolüne bürünen gizli Ermeni ve gizli Yahudi kadınlar, millet görsün, anlasın
Hiç kimse Türkiye'deki gizli Ermenilerin, gizli Yahudilerin ve benzeri kripto kimlikli hainlerin şirketlerini ve taşınmazlarını satın almasın.
Tekrar tekrar el değişerek satılanlarına bile devletimiz adına el koyacağım. Yabancı şahısların ve hatta yabancı şirketlerin üzerine devir edilenlere bile hatta yabancı vakıflara devir edilenlere bile el koyacağım.
Onların hepsi, bu milletin elinden çalınmış zenginlikler. Hepsi de hazineye devir edilecek.
Ben bu hususu da söylemiş oldum. İsteyen istediği gibi yoluna baksın. Sayılı günler kaldı el koymalara...
Bu iş o kadar büyüyecek ki pek çok Avrupa ülkesinin taşınır ya da taşınmaz varlıklarına bile el koyacağız. Çünkü hep Türkiye'den çalındılar ya da Türkiye'den çalınanlar sayesinde satın alındılar. Buradan, sadece Avrupa ülkelerinin çaldığı varlıklarımıza el koyacağımız anlaşılmasın. Aynı şeyi yapmış bütün ülkelere aynı müdahaleyi yapacağız.
Gerekiyorsa elektrik santrallerine bile el koyacak ve elde edilen gelirle zararımızı çıkartacağız. Gerekiyorsa oralarda duyun-u umumiyye benzeri bir sistem kuracağız ve vergilerini biz alacağız.
Kimsede bir kuruşumuzu bırakmayacağız.
Tekrar tekrar el değişerek satılanlarına bile devletimiz adına el koyacağım. Yabancı şahısların ve hatta yabancı şirketlerin üzerine devir edilenlere bile hatta yabancı vakıflara devir edilenlere bile el koyacağım.
Onların hepsi, bu milletin elinden çalınmış zenginlikler. Hepsi de hazineye devir edilecek.
Ben bu hususu da söylemiş oldum. İsteyen istediği gibi yoluna baksın. Sayılı günler kaldı el koymalara...
Bu iş o kadar büyüyecek ki pek çok Avrupa ülkesinin taşınır ya da taşınmaz varlıklarına bile el koyacağız. Çünkü hep Türkiye'den çalındılar ya da Türkiye'den çalınanlar sayesinde satın alındılar. Buradan, sadece Avrupa ülkelerinin çaldığı varlıklarımıza el koyacağımız anlaşılmasın. Aynı şeyi yapmış bütün ülkelere aynı müdahaleyi yapacağız.
Gerekiyorsa elektrik santrallerine bile el koyacak ve elde edilen gelirle zararımızı çıkartacağız. Gerekiyorsa oralarda duyun-u umumiyye benzeri bir sistem kuracağız ve vergilerini biz alacağız.
Kimsede bir kuruşumuzu bırakmayacağız.
"Anket güvenliği" sağlanana kadar, geçici bir süre, ülke genelinde anket yapılmasını ve anket sonuçları yayınlanmasını yasaklayacağım.
Türkiye'de gerekli temizlikler yapıldıktan sonra da anket şirketleri, görüşlerini aldıkları kişilerin isim, soy isim ve cep telefonu numarasını almak ve devletin ilgili kurumuna bu verileri her seferinde topluca vermek zorunda olacaklar. Bu bilgileri vermek istemeyen kişileri anketlerine dahil edemeyecekler.
Devlet müteffişleri, ankete katılan kişiler arasında rastgele kişileri hep arayacaklar ve doğrulamalar yapacaklar.
Neticede anket şirketinin hile yaptığı tespit edilirse, sahipleri ve ilgilileri ağır hapis cezaları alacaklar.
Sözde anket şirketleri üzerinden Türk milletinin dini, siyasi, ahlaki kabullenişlerini değiştirmek ya da kısmen yönlendirmek isteyen paralel devlet yapıları ve yabancı gizli servisler, bu kartı oynayamaz olacaklar.
Şu anda Türkiye'de, anketlerine güvenilebilecek hiç şirket yok. Açıklanan anketlerin tamamı yalan. Her grup kendi anket şirketini kuruyor ya da parasını verip kendine çalışıtırıyor. Sonra da istediği gibi sözde anket sonuçları yayınlatıyor.
Türkiye'de gerekli temizlikler yapıldıktan sonra da anket şirketleri, görüşlerini aldıkları kişilerin isim, soy isim ve cep telefonu numarasını almak ve devletin ilgili kurumuna bu verileri her seferinde topluca vermek zorunda olacaklar. Bu bilgileri vermek istemeyen kişileri anketlerine dahil edemeyecekler.
Devlet müteffişleri, ankete katılan kişiler arasında rastgele kişileri hep arayacaklar ve doğrulamalar yapacaklar.
Neticede anket şirketinin hile yaptığı tespit edilirse, sahipleri ve ilgilileri ağır hapis cezaları alacaklar.
Sözde anket şirketleri üzerinden Türk milletinin dini, siyasi, ahlaki kabullenişlerini değiştirmek ya da kısmen yönlendirmek isteyen paralel devlet yapıları ve yabancı gizli servisler, bu kartı oynayamaz olacaklar.
Şu anda Türkiye'de, anketlerine güvenilebilecek hiç şirket yok. Açıklanan anketlerin tamamı yalan. Her grup kendi anket şirketini kuruyor ya da parasını verip kendine çalışıtırıyor. Sonra da istediği gibi sözde anket sonuçları yayınlatıyor.