Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.4K photos
25.5K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
Photo
Gizli Ermeni ve terörist Kemal Kılıçdaryan'ın, kendisi gibi gizli Ermeni ve terörist akrabalarından biri olan Hüseyin Aygün'ü PKK kaçırmadı. Kendisi gitti...

Zaten PKK Ermenilerin kontrolünde, CHPKK de öyle...

Güya kaçırıldı, sonra güya serbest bırakıldı. Bütün milletin önünde bir orta oyunu sergilendi.

Sonra hain ve terörist Hüseyin Aygün, PKK terörisleri hakkında "İyi çocuklardı, hiç zarar vermediler" diye reklam yapmaya, devleti güçsüz, bir avuç teröristi güçlü göstermeye devam etti.

Yaptığı, CHPKK'nin üst isimlerinin talimatı ve oluru ile, teröre ve terör örgütüne hizmet etmekten başka hiçbir şey değildi.

Şimdi karşıma geçsin, ben bir sorgulama yapayım Hüseyin Aygün'e bir canlı yayında, millet de dinlesin. Sonra görelim kim kimdir, kim güçlüdür, kim acizdir.

Lanet pislikler, her yerdeler. Bebek bile katleden, insan ve organ kaçakçılığı bile yapan bir terör örgütünü meşrulaştırmak, devletten ve milletten güçlü göstermek, faaliyetlerinin devamı için yardım ve yataklık etmek dahil türlü suçları CHPKK kadroları olarak, organize şekilde işlemişlerdir.
Akademi Dergisi
Photo
Aklıma gelmişken şunu da ekleyeyim...

Şu kimliği gizli ve açık Ermenilerin arasında bir de "Arden Yanar" ismi var.

Cümle alem artık duydu ki Süleymanlılar cemaatinin başına bu kriptolar çoktan sızdılar ve ben cemaatimi bunlardan temizlemek için yıllardır mücadele veriyorum. Cemaatimin başına geçen en büyük hainlerden biri olan Arif Ahmet Denizolgun da kendini daha çok Ermeni/Hristiyan gören bir kripto kimlikli kişiydi. Kendi market zincirinin adını "Arden" koymuştu. Sorana da "Arif Denizolgun market zinciri" gibi açıklamalar yapılıyordu. Bir de cemaat mensupları ille de bu marketlerden alış veriş yapmaya adeta zorlanıyordu. Yapmazlarsa sanki dinen bir vebale gireceklermiş gibi bir manevi baskının içine alınıyorlarıd. Sadece buradan ilerleyecek olsak, saatlerce anlatılacak mevzu var. Şimdilik bunu da geçiyorum...
Sözde Türk kadınlarını da görün.

Örnek Türk kadınları diye diye bunları topluma dayattılar. Bunlar üzerinden kadın-erkek dengelerini alt üst ettiler. Hepsini katılı olarak yaptılar, yapıyorlar.

Kırk yıl önce bile bu ülkede böyle kadın cinayetleri yoktu. Çünkü kadınlar, erkeksi tavırlar sergileyen, erkeğine dikleşen, çift başlılığa sebep olan, sürekli huzuru bozan, aile dengesini alt üst eden bir acayip hale, organize bir ihanet faaliyetiyle getirilmemişti. Henüz toplumu ve özellikle kadınları o tarihlerde o kadar ayarından çıkartamammışlardı.

Ailenin reisi erkekti, erkek kadını muhafaza eder ve her hakkını gözetirdi. Her tehlikeden korurdu. Bunlar kasıtlı şekilde kadını sokaklarda, meydanlarda, toplu taşıma araçlarında, çalışma yerlerinde savunmasız/kocasız hale getirdiler. Kocasının meşru emirlerine bile riayet etmez hatta kocasına sayar, söver bir hale getirdiler. Bu günler, çok önceden planlandı ve bu günlere kadar organize faaliyetlerle yıkıcı müdahaleler hep yapıldı. Bu da kendi başına çok geniş bir konu. Zamanı gelince bu kısımları da çok detaylı, bağlantıları, arka planları göstere göstere anlatacağım.