Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.8K photos
25K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
"Kötülere acımak, iyilere zulümdür. Zalimleri affetmek mazlumlara zulmettir.''

Dede Korkut
Tayyip de çetesi de kararsızlıklar içinde savrulup duruyorlar.

Kaçmak da istiyorlar, kaçmadan önce bir kaos ortamı oluşturup iyice diktatörlükle idarede kalmak da istiyorlar.

Canlı bomba tehlikesi geçmedi, kaos planı şu an için devam ediyor.
Bu güne kadar kara paralar ile ayakta tutulan sembolik devlet İsrail, kara paralarını her geçen gün daha da kestikçe yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.

Son yıllarda memuruna ve başka ülkelerdeki diplomatik temsilcilerine maaş ödemekte bile zorlanan, sık sık halkı sokaklara dökülüp "açız" diye eylem yapan İsrail'in sonu hızla yaklaşıyor. En fazla birkaç yıl daha varlıkta kalabilir.

Ankebut Ağı dünya genelinde daha hızlı çökertilirse, İsrail de hemen çöker, yıkılır.
Tayyip!

Hemen o üfürükçülerine bir sor da sana rapor versinler.

Bir kabile reisini daha öldürdüm. Üç kabileyi dağıttım. Marinayı, Sanhedrin'i ve diğerlerini buldozerle ezer gibi ezdim geçtim. Cinler aleminde 9 değil, 19 şiddetinde deprem oldu. Tayyip! Ne medyumlarınız kaldı karşımda, ne büyücüleriniz...

Yine yüz milyonlarca cin öldü. Bazısı ateşte yanarak, bazısı bomba gibi patlayarak öldüler. Çok sayıda kabile panik haliyle bir araya gelerek, bu muazzam kuvvetteki taarruzumuza karşı koymaya çalıştı. Bazıları da derhal bizim aleme geçip ekibime musallat olmaya ve bizi yok etmeye kalktılar. Hepsi boşa gitti, yine çaresiz kaldılar Tayyip!
İblis'in paniğini, çırpınışını bir görmeliydin. Elinden gelen her şeyi yaptı ama nihayetinde senin kadar aciz, çaresiz, acınası bir halde ortada kaldı. Sıtmaya tutulmuş bir insan misali titriyordu.

Bize karşılık vermeye, taarruzumuzu durdurmaya kalkan Sanhedrin hahamlarının halleri de çok kötü oldu. Bayılanlar, burnundan kan gelenler, nefes almakta çok zorlananlar, kalp ritmi bozulanlar ve hastahanelik olanlar oldu.
Marina da Sanhedrin'in yardımına koştu.

Sanhedrin gibi, kontrolün ellerinden çıktığını o da gözleriyle gördü. Kendisi de bize karşı güç yetiremeyen Marina, İblis'e olan sadakatini korudu. Hemen gayrete geldi ve yetişkin insanları canlı canlı parçaladı ve İblis'e kurban etti. Vahşetin nirvanasını sergiledi. Acımasızlığın bütün sınırlarını zorladı.

Nefesi içine çekiliyor, elleri vücudu kasılıyor ama vazgeçmiyordu. Öyle bir savruldu ki Marina, kendisine ne olduğunu kendi bile anlayamadı. Etrafındakiler hiç anlayamadılar ve "Nasıl oldu, ne oldu?" derken, ilk şoku atlatıp topukladılar. Bir daha Marina'nın yakınına yaklaşacaklarına ihtimal bile vermiyorum. Öyle korktular Tayyip!

Zaten "Bir daha gelmek istemediklerini" söylediler. Marina da en az senin kadar yalnız kaldı Tayyip!

Biri kadın, üçü erkek olmak üzere dört de büyücünüzü öldürdük.
Gizli Ermeni ve Hristiyan olan Abraham Kalın da şu sıralar ruhi/psikolojik olarak ciddi sıkıntılar içerisinde, çünkü onu da çarpıyoruz.

Kaçmayı, kimlik değiştirip Amerikan vatandaşı olarak orada yaşamayı planlıyor. Bunun için hazırlıklar yapıyor. Kaçana kadar izleyeceği yol ise, daima başkanının ve milletinin yanında durmayı vazife bilmiş bir şahsiyet rolü oynamak.
Tayyip'i bir şekilde öldürmeleri gerektiğini söylüyor

Solomon Soysuz'u da çarpıyoruz. Soysuz, vatan haini oluşunun, uyuşturucu çetesi lideri oluşunun, sokaklardan gelme sadist bir katil oluşunun, mafyaların piyonu oluşunun, usta bir yalancı ve numaracı oluşunun, Rusya Yahudisi kökenli büyücü bir şarlatan oluşunun herkes tarafından iyice duyulmasından son derece rahatsız.

Soysuz da sürekli baş ağrısı, kafa karışıklığı, şuur bulanıklığı gibi haller yaşıyor. Kendinde olduğu zamanlarda, güvendiği kişilere Tayyip hakkında ve içinde bulundukları şartlar hakkında konuşuyor.

Artık sona geldiklerini, çıkmaza girdiklerini, Tayyip'in sürekli yanlış kararlar aldığını, böyle giderse Tayyip'le birlikte kendilerinin de yıkılıp asılacaklarını anlatıyor ve Tayyip'i bir şekilde öldürmeleri gerektiğini söylüyor. Tayyip'i öldürürlerse gerilim bir anda düşer, dengeler değişir ve kendileri bir şekilde bu işlerden sıyrılıp da hayatta kalabilirler diye düşünüyor, konuşuyor.
Ankebut Operasyonumuz güçlenerek devam ettikçe, yayınlarımız durmaksızın devam ettikçe ve sahada da devlet gücümüzle operasyonlarımız sıklaşarak ve büyüyerek devam ettikçe, bunun neticesi olarak karşımızda AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütü aciz kalıp da çökmek üzere bir hale geliyor. Milletlere anlatılmayan pek çok gizli denge/plan da bozuluyor. Ve bunun neticelerinden biri olarak Amerika'da da dengeler değişiyor.

Trump bir yandan hızla güç kaybederken, Trump karşıtı kesimler de büyük bir hızla güçleniyorlar.

Çoktan ifade etmiştim, Trump'ı da biz devireceğiz ama muhalifleri devirmişler gibi görünecek.
Mevlüt Çavuşoğlu da acınası bir halde...

Milletler arası görüşmelerde muhatapları tarafından her zaman liyakatsiz ve kıymetsiz görülüyordu. Son zamanlarda ona muhatapları "Siz artık bittiniz, devrildiniz. Sizi takmıyoruz." tavrı sergiliyorlar. Bu vaziyet de hem onu hem de çetenin diğer mensuplarını iyice çökertiyor, morallerini bozuyor.
Gizli Yahudi, Mason, Sübyancı Abdülhamid Gül de kötü halde... Öfke, endişe, çaresizlik halleri hakim...

Adliyelerden, savcı ve hakimlerden, TBMM'den haberleri toplayıp da kendisine getiren muhbirleri var. Bunlardan bir tanesi ona şöyle dedi:

"Millet aralarında konuşurken -Hakimler, savcılar hep asılacak" diyorlar sayın Bakanım. -Adalet böyle işlemez, böyle adalet olmaz. Millet enayi mi? Artık herkesin gözü açıldı- diye diye konuşuyorlar. Bu işin sonunda sizin de makamınızdan olacağınızı hatta dilim varmıyor söylemeye, sizin tutuklanacağınızı, ne bileyim bakanım sizi linç edeceklerini falan söylüyorlar."

(Millet derken gerçekten milletimizi kastetmiyor, meclisteki muhalif vekilleri, kendilerine muhalif olan savcı ve hakimleri kastediyor)

Abdülhamid Gül de şu karşılığı verdi:

"Şerefsiz herifler... Fırsatını bulsalar onlar yaparlar da bulamıyorlar. Kendileri kalmış ya küçük bir vekil olarak, adamların çapları yok, güçleri yok, kıskanıyorlar. Konuşuyorlar pislik herifler... Tamam, tamam... Çekil git, işine bak sen, kulağın kesik olsun."
Şu QAnon meselesini de izah edeyim...

QAnon grubunun/akımının, Amerikan silahlı kuvvetleri mensuplarının gayr-i resmi sosyal medya hesapları ile başlatıldığı ve bunların Trump taraftarı oldukları iddiaları doğru değil...

Dünyadaki haksızlığa, zulme, gizli gizli ve sinsice dünyada hakimiyet kurmak isteyen gizli örgütlere (Bizim verdiğimiz genel isimle söylersek Ankebut Ağına) karşı mücadele vermek için birkaç kişi tarafından başlatılan bu mücadele, kısa sürede dalga dalga yayıldı. Binlerce kişi sosyal medya hesaplarından bu akıma dahil oldu. Daha sonradan bu akımın başını çeken kişiler/hesaplar arasına Amerikan gizli servisleri sızdı ve akımı yönlendirmek istediler.

Bunun için çok çaba sarf ettiler ama yine de bu akıma dahil olmuş yüksek sayıdaki insandan çok az bir kısmını Trump taraftarı yapabildiler.
Hatırlayalım, bu Telegram kanalına bir gecede yaklaşık 1.400 yeni takipçi gelmişti. O takipçiler de QAnon akımına bağlı hesaplarda Akademi Dergisi Telegram grubumuzu duyduklarından gelmişlerdi.

Son zamanlarda, QAnon akımına/grubuna yön verebilen "gerçek" QAnon'cular arasında yayınlarımızın büyük bir tesiri var. Geçen sene Amerika ve dünya üzerinde sebep olduğumuz pek çok hadiseye sevinmişler ama bunların nasıl, ne sebeple yaşandığını tam çözememişlerdi. Bu sene ise varlığımızdan haberdar oldular ve okudukça/takip ettikçe şaşırdılar, hayran kaldılar.

Son zamanlarda Satanizme, insan kurban edilen ayinlere, Marina'ya dair yaptığımız paylaşımların, adımız geçmeden de olsa dünya genelinde yankılanmasına bu QAnoncu'lar da vesile oldular ve artık bu kişiler Akademi Dergisi'nin desteği ile gerçekten ciddi, sarsıcı, tesirli yayınlar yapmaya başladılar. Bu da Ankebut Ağını çıldırttı. QAnon grubunun içine sızan adamları ile bunları yönlendirmekte başarısız olduklarına kanaat edip bu hesapları toptan ezip geçmeyi, yok etmeyi tercih ettiler.
Tayyip dün sık sık "Bunların önüne geçemeyeceğiz" diye hayıflandı...

Üzerine CHPKK'nin hamlelerinin haberlerini görünce ve ortamlarda/mekanlarda faaliyette olan muhbirlerden gelen istihbaratları duyunca, iyice sarsıldı.

Her yerde herkes Tayyip'in artık bittiğini konuşuyor. Vaziyetin böyle olduğunu kendi kaynaklarından doğrulayan Tayyip her geçen gün daha da geriliyor.

Tayyip, artık çok sayıda kişinin kendisine karşı daha sert ve kararlı ve çekinmeden muhalefet yapabildiğinin de farkında ve bu da onu çok zorluyor. Artık ya kaçacak ya da memleketi iyice karıştırıp o karışıkları bahane ederek yine bir olağanüstü hal yönetimiyle iktidarda kalmayı deneyecek. Yapabilirse bunun için terör hadiselerinin dışında, Alevi-Sünni çatışması çıkartmanın dışında, yeni bir darbe tiyatrosu da sergileyecek.

Bu şartlarda, Tayyip iyice her şeyi berbat etmeden önce, aklı olan herkes onun gemisini acele ile terk edecektir ve yakında art arda istifalar yaşanacağını beklemek mantıklı olur.
Görenler de "Ayasofya'daki ilk cenaze namazı öncesi Cuma namazı mı kılınmış. Bu namazın hemen arkası cenaze namazı mı? Kim ölmüş arkadaş, ölmesiyle bunların hepsini bu kadar sarsan rahmetli kim?" der...
Akademi Dergisi
Cinsel taciz iddialarının ardından şok karar: Kraliçe'nin oğlu Prens Andrew kraliyet görevlerini bıraktı Kraliçe II. Elizabeth'in küçük oğlu Prens Andrew'un cinsel taciz iddiaları ve intihar eden pedofil milyoner Jeffrey Epstein ile ilişkisi uzun zamandır…
Kaygılı ol Andrew

Ghislane Maxwell, özel hayatı ile ilgili mahkeme belgelerinin gizli kalması için verdiği davayı kaybetmesi sonrası, Prens Andrew’e kaygılı olması söylendi.

Hâkime Loretta Preska, belgelerin bir hafta içinde erişime açılması kararını verdi. Maxwell’in avukatlarının ise, dilekçe vermek için 7 gün vakti var.

Maxwell, çocuklara cinsel istismar olayında merkezi bir rol oynamak ile suçlanmakta.

Not: İlk fotoğrafta Prens Andrew ile Ghislane Maxwell’in 2000 senesinden bir karesi.

|Kaynak: The Sun
Forwarded from Akademi Dergisi
İçinde uyuşturucu yükü ile yakalanan Amerikan askeri denizaltılarından tutun da Epstein olayına kadar... Benim içeri girmeden önce yaptığım yayınlar ve müdahaleler, ben içeride iken yüzlerce büyük hadisenin yaşanmasına sebep oldu ve hala oluyor. Aslında yeni bir dünya düzeninin kurulması için gerekenleri çoktan yaptık.
Forwarded from Akademi Dergisi
Epstein'ın küçük kızlarla seks ticareti ağını ifşa eden kadından Prens Andrew'a çağrı: Suçunu itiraf etsin

ABD'de kız çocuklarına cinsel saldırı, seks ticareti, insan kaçakçılığı ağı oluşturma suçlamalarından tutukluyken hücresinde ölü bulunan milyarder Jeffrey Epstein'ı ilk itham eden kurbanlardan olan Virginia Giuffre, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in ikinci oğlu Prens Andrew'a itiraf çağrısı yaptı.

Jeffrey Epstein tarafından reşit değilken 'seks kölesi' yapıldığını, Prens Andrew'la seks yapmaya zorlandığını 2014'te anlatmış olan Virginia Giuffre, ABD'li milyarder finansçının 'intihar' olarak açıklanan 10 Ağustos'taki ölümü nedeniyle kapanan davanın son duruşmasının ardından gazetecilere konuştu. 

17 yaşındayken Prens Andrew'la üç kez seks yapmaya zorlandığını söyleyen 35 yaşındaki Virginia Giuffre, basın toplantısında Prens Andrew'la ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:

"O ne yaptığını biliyor ve bunun için tanıklık yapabilir. Ne yaptığını çok iyi biliyor ve umarım suçunu itiraf edecektir."