Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
25K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Dün bize yine büyülerle, metafizik tekniklerle saldırı yapılmıştı ve iş yoğunluğunun arasında sadece bir Sanhedrin hahamını çarpmıştım. Kötü olmuştu...

Bu gün birkaçını daha çarptım. Bayılanları var, hastahaneye kaldırılanları var. Daha da durmayıp çarpmaya devam edeceğim.

Dünkü saldırılarının intikamını bu gün alıyorum. Söz verdiğim gibi, bize metafizik saldırılar devam ettikçe Tayyip'i de çarpıyorum.

Şu Ayasofya tiyatrosunu sergilemesini de biraz bekleyip sabahtan fazla yüklenmedim ama şu saatler itibariyle yükleniyorum. Yine bu gece de doktorluk olacaktır o Tayyip... Zaten ilaçlarla, enerji içecekleri ile ayakta duruyor ve özellikle hafızası çok zorlanıyor. Yine gizli Hristiyan Emine Erdoğan gece boyunca başında İstavroz çıkartabilir, onu kutsayabilir.

Dikkat edin görüntülerine, haline.. Abraham Kalın'ı da çarpıyorum ve artık sorunlarını gizleyemez oluyor. O insan şeytanı da çok kere metafizik saldırılar yaptırdı ve karşılığını alıyor.

Bu gün de ayrıca önde gelen onlarca büyücüleri ve medyumları çarpıldı, sarsıldı, çöktü, yıkıldı. Henüz ölen yok ama ısrar, ölmelerine sebep olacaktır.
Akademi Dergisi
Covid-19'u CIA üretti. Trump da işin içinde hatta başında... Bakmayın siz insan şeytanı Trump'ın konuştuklarına... O yine şeytanlıklar peşinde ama Covid-19'u ürettirenlerden birisi de kendisi. Bu projeye Obama zamanında başlandı ama Trump zamanında da devam…
Corona virüsü salgınında vakâ sayısı 15 milyonu aştı

Dünya genelinde corona virüsü vakâlarının sayısı 15 milyonu geçti. En çok vakanın görüldüğü ABD’de vakâ sayıları 4 milyonun üzerine çıktı.

ABD Başkanı Donald Trump, son olarak yaptığı açıklamada, “Maalesef durum iyiye gitmeden önce belki daha da kötüleşecek” yorumunda bulundu.

Amerika’nın ardından dünyada en çok vakânın görüldüğü 5 ülke içerisinde Hindistan, Brezilya, Rusya ve Güney Afrika yer alıyor. Son veriler hâlen daha corona virüsü salgınının en hızlı şekilde Amerika kıtasında yayıldığını gösteriyor. Salgın hali hazırda dünya genelinde herhangi bir yavaşlama eğilimi de göstermiyor.

Corona virüsü salgını Çin’in Wuhan kentinden dünyaya yayılmaya başladığında 2 milyon vakâ sayısına yaklaşık 15 hafta içinde ulaşılmıştı. Ancak 13 milyon vakâdan 15 milyona yükseliş sadece 8 gün sürdü.
"Kötülere acımak, iyilere zulümdür. Zalimleri affetmek mazlumlara zulmettir.''

Dede Korkut
Tayyip de çetesi de kararsızlıklar içinde savrulup duruyorlar.

Kaçmak da istiyorlar, kaçmadan önce bir kaos ortamı oluşturup iyice diktatörlükle idarede kalmak da istiyorlar.

Canlı bomba tehlikesi geçmedi, kaos planı şu an için devam ediyor.
Bu güne kadar kara paralar ile ayakta tutulan sembolik devlet İsrail, kara paralarını her geçen gün daha da kestikçe yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.

Son yıllarda memuruna ve başka ülkelerdeki diplomatik temsilcilerine maaş ödemekte bile zorlanan, sık sık halkı sokaklara dökülüp "açız" diye eylem yapan İsrail'in sonu hızla yaklaşıyor. En fazla birkaç yıl daha varlıkta kalabilir.

Ankebut Ağı dünya genelinde daha hızlı çökertilirse, İsrail de hemen çöker, yıkılır.
Tayyip!

Hemen o üfürükçülerine bir sor da sana rapor versinler.

Bir kabile reisini daha öldürdüm. Üç kabileyi dağıttım. Marinayı, Sanhedrin'i ve diğerlerini buldozerle ezer gibi ezdim geçtim. Cinler aleminde 9 değil, 19 şiddetinde deprem oldu. Tayyip! Ne medyumlarınız kaldı karşımda, ne büyücüleriniz...

Yine yüz milyonlarca cin öldü. Bazısı ateşte yanarak, bazısı bomba gibi patlayarak öldüler. Çok sayıda kabile panik haliyle bir araya gelerek, bu muazzam kuvvetteki taarruzumuza karşı koymaya çalıştı. Bazıları da derhal bizim aleme geçip ekibime musallat olmaya ve bizi yok etmeye kalktılar. Hepsi boşa gitti, yine çaresiz kaldılar Tayyip!
İblis'in paniğini, çırpınışını bir görmeliydin. Elinden gelen her şeyi yaptı ama nihayetinde senin kadar aciz, çaresiz, acınası bir halde ortada kaldı. Sıtmaya tutulmuş bir insan misali titriyordu.

Bize karşılık vermeye, taarruzumuzu durdurmaya kalkan Sanhedrin hahamlarının halleri de çok kötü oldu. Bayılanlar, burnundan kan gelenler, nefes almakta çok zorlananlar, kalp ritmi bozulanlar ve hastahanelik olanlar oldu.
Marina da Sanhedrin'in yardımına koştu.

Sanhedrin gibi, kontrolün ellerinden çıktığını o da gözleriyle gördü. Kendisi de bize karşı güç yetiremeyen Marina, İblis'e olan sadakatini korudu. Hemen gayrete geldi ve yetişkin insanları canlı canlı parçaladı ve İblis'e kurban etti. Vahşetin nirvanasını sergiledi. Acımasızlığın bütün sınırlarını zorladı.

Nefesi içine çekiliyor, elleri vücudu kasılıyor ama vazgeçmiyordu. Öyle bir savruldu ki Marina, kendisine ne olduğunu kendi bile anlayamadı. Etrafındakiler hiç anlayamadılar ve "Nasıl oldu, ne oldu?" derken, ilk şoku atlatıp topukladılar. Bir daha Marina'nın yakınına yaklaşacaklarına ihtimal bile vermiyorum. Öyle korktular Tayyip!

Zaten "Bir daha gelmek istemediklerini" söylediler. Marina da en az senin kadar yalnız kaldı Tayyip!

Biri kadın, üçü erkek olmak üzere dört de büyücünüzü öldürdük.
Gizli Ermeni ve Hristiyan olan Abraham Kalın da şu sıralar ruhi/psikolojik olarak ciddi sıkıntılar içerisinde, çünkü onu da çarpıyoruz.

Kaçmayı, kimlik değiştirip Amerikan vatandaşı olarak orada yaşamayı planlıyor. Bunun için hazırlıklar yapıyor. Kaçana kadar izleyeceği yol ise, daima başkanının ve milletinin yanında durmayı vazife bilmiş bir şahsiyet rolü oynamak.
Tayyip'i bir şekilde öldürmeleri gerektiğini söylüyor

Solomon Soysuz'u da çarpıyoruz. Soysuz, vatan haini oluşunun, uyuşturucu çetesi lideri oluşunun, sokaklardan gelme sadist bir katil oluşunun, mafyaların piyonu oluşunun, usta bir yalancı ve numaracı oluşunun, Rusya Yahudisi kökenli büyücü bir şarlatan oluşunun herkes tarafından iyice duyulmasından son derece rahatsız.

Soysuz da sürekli baş ağrısı, kafa karışıklığı, şuur bulanıklığı gibi haller yaşıyor. Kendinde olduğu zamanlarda, güvendiği kişilere Tayyip hakkında ve içinde bulundukları şartlar hakkında konuşuyor.

Artık sona geldiklerini, çıkmaza girdiklerini, Tayyip'in sürekli yanlış kararlar aldığını, böyle giderse Tayyip'le birlikte kendilerinin de yıkılıp asılacaklarını anlatıyor ve Tayyip'i bir şekilde öldürmeleri gerektiğini söylüyor. Tayyip'i öldürürlerse gerilim bir anda düşer, dengeler değişir ve kendileri bir şekilde bu işlerden sıyrılıp da hayatta kalabilirler diye düşünüyor, konuşuyor.
Ankebut Operasyonumuz güçlenerek devam ettikçe, yayınlarımız durmaksızın devam ettikçe ve sahada da devlet gücümüzle operasyonlarımız sıklaşarak ve büyüyerek devam ettikçe, bunun neticesi olarak karşımızda AKPKK organize suç, terör ve ihanet örgütü aciz kalıp da çökmek üzere bir hale geliyor. Milletlere anlatılmayan pek çok gizli denge/plan da bozuluyor. Ve bunun neticelerinden biri olarak Amerika'da da dengeler değişiyor.

Trump bir yandan hızla güç kaybederken, Trump karşıtı kesimler de büyük bir hızla güçleniyorlar.

Çoktan ifade etmiştim, Trump'ı da biz devireceğiz ama muhalifleri devirmişler gibi görünecek.
Mevlüt Çavuşoğlu da acınası bir halde...

Milletler arası görüşmelerde muhatapları tarafından her zaman liyakatsiz ve kıymetsiz görülüyordu. Son zamanlarda ona muhatapları "Siz artık bittiniz, devrildiniz. Sizi takmıyoruz." tavrı sergiliyorlar. Bu vaziyet de hem onu hem de çetenin diğer mensuplarını iyice çökertiyor, morallerini bozuyor.
Gizli Yahudi, Mason, Sübyancı Abdülhamid Gül de kötü halde... Öfke, endişe, çaresizlik halleri hakim...

Adliyelerden, savcı ve hakimlerden, TBMM'den haberleri toplayıp da kendisine getiren muhbirleri var. Bunlardan bir tanesi ona şöyle dedi:

"Millet aralarında konuşurken -Hakimler, savcılar hep asılacak" diyorlar sayın Bakanım. -Adalet böyle işlemez, böyle adalet olmaz. Millet enayi mi? Artık herkesin gözü açıldı- diye diye konuşuyorlar. Bu işin sonunda sizin de makamınızdan olacağınızı hatta dilim varmıyor söylemeye, sizin tutuklanacağınızı, ne bileyim bakanım sizi linç edeceklerini falan söylüyorlar."

(Millet derken gerçekten milletimizi kastetmiyor, meclisteki muhalif vekilleri, kendilerine muhalif olan savcı ve hakimleri kastediyor)

Abdülhamid Gül de şu karşılığı verdi:

"Şerefsiz herifler... Fırsatını bulsalar onlar yaparlar da bulamıyorlar. Kendileri kalmış ya küçük bir vekil olarak, adamların çapları yok, güçleri yok, kıskanıyorlar. Konuşuyorlar pislik herifler... Tamam, tamam... Çekil git, işine bak sen, kulağın kesik olsun."