Suriye Hava Savunması Şam'ı hedef alan saldırıyı püskürttü

Suriye devlet haber ajansı SANA, ülkenin hava savunma sistemlerinin başkent Şam semalarında düşman hedeflerini vurduğunu duyurdu.

Ajansın haberinde, "Hava savunma sistemleri, düşman hedeflerinin Şam semalarındaki saldırısını püskürttü" ifadelerine yer verildi.

​Ajans saldırıdan İsrail'in sorumlu olduğunu belirtti.

Saldırıya ilişkin henüz başka bir detay verilmedi.

Rusya: Türkiye Libya’dan sonra Ermenistan’a da Suriyeli savaşçı gönderecek

Rus resmi haber ajansı TASS, Türkiye'nin, Ermenistan'a karşı savaştırmak için Azerbaycan’a Suriyeli paralı savaşçı göndermeyi planladığını yazdı. İddiaya göre Afrin’de paralı asker toplama noktaları açıldı ve sözde cihatçı savaşçılarla 6 aylık sözleşme imzalandı.

Evet, artık Van Gölü üzerinde ve çevresinde dönen bütün gizli/kara işler, bunların siyasetçiler ile bağlantıları, döndürülen paralar sorgulanmalı...

Sahadaki, henüz irtibat kurmadığımız irili ufaklı vatansever gruplara:

Fazlaca fedaice tavırlardan sakınıp yerlerinizi/makamlarınızı/rütbelerinizi müdafaa ederek yol almalısınız.

Sürekli istişare halinde olmalı, bir adım atmadan önce enine boyuna iyice üzerinde çalışmalısınız.

İstihbarat gücünüzü de artırmalısınız.

Meseleniz Tayyip, AKPKK, Türkiye'deki bazı gizli Yahudi/Ermeni patronlar ve bunların çevresindeki irili ufaklı mafyalar değil... Dünyanın kara para dengeleri ile oynuyorsunuz, oynayacaksınız.

Karşınızda Ankebut Ağı'nın nüfuzundaki ülkelerin gizli servisleri de var. Bizim ittifakımızdaki ülkelerin gizli servisleri de bu kritik anda aranızdan bazı önde gelen kişilerle irtibat kurarak destek olacaklar. Buna açık olmalısınız.

Yakında saha da, siyaset sahnesi de karışacak, hareketlenecek. Bu karışıklık ortamında daha hızlı yol alabileceksiniz.

Tayyip ve çetesi çaresiz, aciz, kararsız, dağılmış vaziyette...

Milletin ehemmiyet gösterdiği meselelerle ilgilenip gündemi bunlarla kontrol altında tutmak istiyorlar.

Bakanlarına ve danışman görünen kara paracı hain adamlarına verdiği talimatlarda, onların hal/hareketlerine ve yüz ifadelerine ve konuşmalarına dikkat etmelerini, çökmüş/sarsılmış/paniklemiş bir görüntü vermemelerini istedi.

"Şeytan'ın Konseyi" ismini verdiğim ve çoktan dağılmasına sebep olduğum konseyin hayatta olan üyelerinden bazıları ile görüşmek istedi Tayyip... Kendisine bu hususta aracılık eden adamlara ulaşmayı denedi. Bu kişiler kendilerine dönmeyince/ulaşmayınca da panikledi. Bir ara Soysuz'a "Bunlar bize ulaşmaz ve yardımcı olmazlarsa ne sen hayatta kalabilirsin, ne ben hayatta kalabilirim" temalı konuştu.

Bizim de içinde bulunduğumuz Vatanseverler Cephesine gücünün asla yetmeyeceğini bilen Tayyip, karar alma aşamasında çok gelgitler yaşıyor. Anlayabildiğimiz kadarıyla şu anda çıkışı ülkeyi karıştırmakta, kaos çıkartmakta görüyor.

Tayyip'in çok korktuğu başka bir şey daha var. Tayyip, gizli Ermeni cephesinin Vatanseverler Cephesiyle güç/iş birliği yapmasından ve istihbarat paylaşmasından çok korkuyor. Gizli Ermeni cephesinin adamlarının da her türlü kara para işlerinin içinde bunca zamandır bulunduğunu ve her şeyi bildiklerini biliyor. Böyle olursa da mevzunun kendisi için içinden çıkılmaz bir hal alacağına inanıyor.

Buna karşılık olarak, gizli Ermeni cephesine karşı ithamlarda bulunup da FETÖ mevzusundan girerek siyasi sahada kargaşa çıkartmak istiyor. Basındaki, medyadaki ve sosyal medyadaki adamlarını kullanarak milleti de bir oldu bitti ile peşinden sürüklemek, kandırmak istiyor.

Kılıçdaroğlu ve gizli Ermeni cephesinin diğer mensupları "Yine Mfs açtı yolu... FETÖ üzerinden AKP'nin/Tayyip'in üzerine gidecektik, işler sarpa sardı, konu karıştı ama şimdi bu konu daha iyi oldu." görüşündeler.

Bazen, hamle yapman gereken yerde hamle yapmazsan, karşındaki korkaksa ve çaresizse bile ona cesaret verirsin. Karşına daha da azgınlaşarak çıkar...

Bazen, müdahale etmemen gereken yerde müdahale edersen, beklemesini bilemezsen, kurulan tuzakları anlayana kadar kuyuya düşmüş olursun.

Karar aşaması çok mühim... Reisin kim olduğu çok mühim... Başında kuzunun bulunduğu bir aslanlar ordusu, aslında kuzular ordusudur.

Yayınlarımızın, Ankebut Ağı'na ait ortamlarda (Facebook, Google, Gmail, WhatsApp, Instagram, Twitter, Youtube) sansürlenmesi ve hiçbir yere yayılmaması hususunda iyice gayrete geldiler.

Telegram içinde sansür yok. Telegram Ankebut Ağı'na ait değil ama Telegram'da kanalımızın büyümesi ihtimalinden çok korkuyorlar. Telegram kullanıcılarından Akademi takip edenleri kesin olarak değilse de çok yaklaşık olarak bilebiliyorlar ve onlara sorunlar çıkartıyorlar. Bunu anlamaya çalışırken, Telegram kullanıcısı kişilerin, başka ortamlarda neler paylaştığına, yazdığına, özel yazışmalarındaki konularına bakıyorlar. Otomatik algoritmalarla bunları tespit etmeye çalışıyorlar.

IOS ve Android işletim sitemleri Ankebut Ağı'na ait olduğundan, onları kullanarak, Telegram'da Akademi Dergisi takip edenlere müdahale ediyorlar. Bu kullanıcıların Telegram uygulamalarını daraltıyorlar/kasıyorlar. Telegram uygulamaları hep arıza yapıyor, sorun çıkartıyor. Bunların bir kısmı ister istemez takipten düşüyor.

Son haftalarda bunu iyice artırdılar ve çok sayıda Takipçi pes edip Telegram'dan ayrıldı. Bu nedenle de kanaldaki toplam görüntüleme sayıları hep düştü, düşüyor.

İttifakımız içinde olan ülkelerde, temas ettiğimiz ve mücadele ettiğimiz şu hususlara ve hususiyle de insan/kadın/çocuk kaçakçılığına, Van gölüne dair haberler yapılacak. Ankebut Ağı'nın kara para sistemini ve kara para gelirlerini iyice daraltacak gelişmeler çok yakında yaşanacak.

Müttefiklerimiz, lüzumu halinde açıkça tavırlar sergilemekten de geri durmayacaklar.

Bu, bir dönüm noktası... Bu saatten sonra, bu güne kadar takip ettiğimiz bazı stratejiler/usuller değişecek.

Yayınlarımızı ve mücadelemizi, dünyanın dikkate alınması gereken bütün ülkeleri, hükumetleri, gizli servisleri dikkatle takip ediyorlar.

Trump, Van Gölü üzerinden Ankebut Ağı'nın kara para işlerine temas ettiğim ses kaydımdan haberdar edildikten sonra çok sarsıldı, hali değişti, küfürler savurup durdu.

Son hamlemden sonra dünya genelinde tansiyon birden yükseldi ve geçen her gün daha da gerilim artıyor. Üçüncü dünya savaşının sıcak çatışmalarının kaçınılmaz olduğu ve her an patlak vermesini beklediğim şu günlerde bu çıkışı yapmamın nasıl kritik bir karar olduğunu, Ankebut Ağı'nın basın ve medya oyunlarıyla dünyaya çok büyük liderler gibi gösterilen o çapsızlar çok geç anlayacaklar. Şu sıralarda, hepsinin ayaklarının altında bulunan tek bir büyük halının hızla çekildiğini anlayamadıklarını görebiliyorum.

CIA casusu Abraham Kalın, belki de ilk defa bir mfs çıkışından dolayı bu kadar korkmuş, telaşlanmıştır.

Malum ses kaydımı, birçokları bir arada iken dinlediler. "Bu kaydın devamı acaba nereye gidecek. Acaba bizim için, sistemimiz için her şey şimdi mi bitecek, delillerden bahsedecek mi, yoksa biraz daha zaman tanıyacak mı bize..." diye diye dinlediklerinden eminim.

Çok sayıda savcı, hakim, emniyet müdürü, jandarma komutanı, üst rütbeli subay, istihbarat teşkilatı mensubu TC vatandaşları, derinden sarsılmış vaziyette.

Vicdan yaptılar, kendilerinde kusur gördüler, inanmak istemediler, "Nasıl olur" dediler ve gayrete geldiler, geliyorlar.

Bizim ismimizin geçmesi, Ankebut Operasyonundan bahsedilmesi, takdir edilmemiz v.s. gerekmiyor... Bu, gerçekten bütün insanlığın meselesi... Bir an önce el birliği ile sarılması gereken bir yara...

Kemal Kılıçdaroğlu da bir yerinden yakalayıp temas etmişken, artık bu konuların biraz biraz köşe yazılarında da geçirilmesi, gündeme iyice getirilmesi, gündemde kalması gerekiyor.

Numan Kurtulmuş ve Solomon Soysuz bir hususta ayrıca paniklediler...

Malum ses kaydımda, dikkatleri bir kez daha Diyarbakır Memorial Hastahanelerine organ işine, daha önce yaptığım ihbarların akıbetine çektim.

O vakitlerde bu insanlık dışı işleri gizleyebilmek için hususiyle bu iki şahsın devlet gücünü kötüye kullandıklarını birkaç cümle ile ifade ettim.

Bu iki gizli Yahudi, insanlık düşmanı ve vatan haini, yaptıkları yasa dışı faaliyetlerin, örtbasa yönelik eylemlerinin soruşturulabileceğini öngördüler ve çok paniklediler. Ayrıca bana hukuksuz cezalar verilmesi, duruşmalarda onların adamları olan hakimlerin skandal ve hukuk dışı tavırları, delillerime başvurulmaması, cezaevi müdürleri ile çevirdikleri dolaplar, hastahane kartı oynamak isterken hukuku ayaklar altına aldırmaları v.b. gibi işlerden başlarının yanacağına emin oldular. Bu hususlarda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün de kendini kurtaramayacağını biliyorlar.

Yine de bir an önce bu aşamalarda yaptıkları hukuksuzlukları nasıl kapatabileceklerine dair çalışmalara giriştiler.

Benim delillerim de şahitlerim de çok yüksek sayıda ve bütün bunları yok edebilmeleri mümkün değil. Bazı savcıların, hakimlerin, doktorların, cezaevi müdürlerinin çok şüpheli şekilde öldüğü bir sürece giriş yapmış olabiliriz. Başka bir çareleri kaldığını görmüyorum.

Bütün bu sarsıcı gerçekleri, kara para işlerini, ihanetleri, satanistlikleri, ayinleri, cinayetleri, katliamları anlatırken sık sık Mason teşkilatına da bağlamam, Masonları da iyice köşeye sıkıştırdı.

Dünya genelinde beyin takımı diyebileceğimiz herkes, Ankebut Ağı dediğim Satanist teşkilatın kuvvetini oluşturan temel direklerden birinin de Mason tarikatı olduğunu, Masonluğun özünde İblis'e tapılan Satanist bir tarikat olduğunu, her türlü kara para işlerinin içinde Masonların bulunduğunu anladı. Bu insanlık düşmanı çarka sağlam bir çomağı kısa sürede sokmak için Mason teşkilatının üzerine hiddetle, şiddetle gidilmesi gerektiği gerçeği kabullenildi.

Medipol, Medical Park, Memorial, Başkent gibi hastahaneler zincirleri içinde çalışan personeller arasında da dilden dile bu sarsıcı gerçekler yayılıyor.

Bu kuruluşların, bu kuruluşlardaki bazı doktorların ve personellerin gerçek yüzlerini bilmeyen ve gerçekleri duydukça şaşıran bu kişiler de çok yakında kendi gayretleri ile bazı şeyleri çözmeye başlayacaklardır. Emniyet ve istihbarat birimleri içerisindeki vatanseverlerin böyle kişilerle işbirliği içine girmesi de uzun sürmeyecektir.

MİT, TSK, Emniyet içindeki kişilerde birbirlerinden şüphe edilen bir hava iyice hakim oluyor.

Gizli Yahudilere, gizli Hristiyanlara karşı şuur ve bilgi seviyesi hızla artıyor.

Bu böyle devam ederken yeni bir darbe tiyatrosu sergilenmesi ihtimali de yok olmasa da düşüyor.

Resmiyette Cumhurbaşkanı danışmanı görünse de gerçekte AKPKK üzerinden Türkiye'de ve çevresinde yapılan her türlü kara para işlerini takip etmesi, yönetmesi için görevlendirilen CIA casusu Abraham Kalın da çok zor durumda...

Ağır, kararlı, oturaklı, mantıklı, korkusuzca tavırlarımızla mevzunun Tayyip'i ve Soysuz'u hatta ülkeyi aşarak CIA'ya bağlanıp durmasından çokça tedirgin oldu.

CIA'daki bazı bağlantılarıyla irtibata geçti.

Konu mühim olduğunu...
Hafife alınmaması gerektiğini...
Yoksa makamlarının ve canlarının tehlikeye gireceğini...
Bu ülkenin bunları asla affetmeyeceğini...
Din/millet diye hassaslaştırdıkları bu milletin, bunca yalanı fark ederse, basmadıkları mekan/bina/konsolosluk kalmayacağını...
Hiç korkumuz olmadığını...
Olabildiğince sosyal mecraların karantinaya alınmasını... Yayınlarımın yayılmasının yaygınlaşmasının önlenmesi gerektiğini...
Bu gerçeklerin diğer ülkelerde yayılması halinde de sistemlerinin çökeceğini...
Eğer ülkemiz ve ülkemizdeki bu kara para sistemleri çökertilecekse, o sıralarda ülkemizde bulunmak istemediğini...

ve benzeri hususları konuştu. Tayyip ve Soysuz'un haberi yok ama Abraham Kalın akıbetinden o kadar endişeli ki kendince acil kaçış planları çalıştı ve hazırlıklar yaptı.