Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
25K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Katar Emiri’nin annesine 'Kanal İstanbul piyangosu': Arazinin değeri beşe katlandı

Kanal İstanbul’un çevresinde kurulacak yeni şehrin uygulama imar planları onaylandı. Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza’nın Baklalı’da satın aldığı 44 dönümlük tarla, turizm ve ticaret alanı oldu.

Vatandaşların ve uzmanların yaratacağı tahribat nedeniyle karşı çıkmalarına rağmen 'yapılacak' denilen, AKPKK'li BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'rüyası' Kanal İstanbul projesine tepkiler sürerken Kanal İstanbul’un çevresinde kurulacak yeni şehrin uygulama imar planları onaylandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yedi etaptan oluşan 1/5000'lik Nazım ve 1/1000 Uygulama İmar Planı hazırlıyor. Projenin ilk üç etabından oluşan ve Arnavutköy ile Başakşehir ilçelerini kapsayan planlar bakanlık tarafından 2 Temmuz'da itiraz süreci için askıya çıkarıldı.
Tayyip!

Sen, yaptığınız bu görüşmeden ne anladın?
Putin, diplomatik bir nezaketle damarına damarına mı bastı? Putin'in cümleleri nasıl cümlelerdi öyle, sanki karşında benim konuştuğumu zan ettin mi zaman zaman? Bir kez daha gördün mü, ne kadar yakından takip ediyor beni ve ne kadar senkronize haldeyiz...
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ama Putin de doğru söylüyor, gerçekten de hiç iyi görünmüyorsun. Neden ona beni ima etmek yerine, düşündüklerini açıkça söylemedin ve ismimi anmadın? Sana, televizyonda bile iyi görünmediğini, sağlığının alarm verdiğini, metafizik bir saldırıdan şüphe edip etmediğini bile sormuşken "Ah o mfs... O yok mu... Ona ne yaptırıyorsam kurtulabiliyor. O insan değil mi... Ben anlayamıyorum. Hangi insan bu kadar organize ve büyük/ağır metafizik saldırılardan kurtulabilir ve sağ kalabilir. Hem de bunu defalarca yapabilir. Bir de sonra yaptırdıklarımın bir kısmını bana çeviriyor. Siz de biliyorsunuz işte yaşananın bu olduğunu. Damarıma basmanıza gerek var mı?" diyebilirdin.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Koca bir ülke yönetiyormuşsun da kolay iş değilmiş de çok yıpratıyormuş da eh yaşın da epeyi ilerlemiş de seni çökertecek ve moralini bozacak hiçbir şey yokmuş da bu nedenle yorgun görünüyormuşsun da falan... Kim takar bunları Tayyip? Aç o videonu da tekrar tekrar izle... Çarpılmış gibisin. Herkes gibi Putin de görüyor halini... Putin seninle diplomatik nezaket sınırları içinde kalarak dalgasını geçmiş, damardan girmiş be Tayyip, kabul et işte... O kadar ikaz ettim, ısrarla dikkate almadın ve bak ne hallere düştün. İyi mi oldu?
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Her yazılana her söylenene bakılsaydı, biz kimler hakkında neler duyduk neler." mealinde cümleler kurdun ya, o anlarda dikkat ettin mi, Putin hala seni dinliyor muydu yoksa nezaketen dinliyor gibi mi yapıyordu?
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Putin senin sonunun da Çavuşesku gibi olabileceğini ima etti ama "Çökmedim, ayaktayım" diyen sen o kadar kötü bir haldesin ki bunu da anlayamadın.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ben de sözü uzatacak değilim... Sen zaten bu güne kadar hiç benim muhatabım bile değildin, bunu kırk kere söyledim ve şu acınası halinle hiç değilsin. Takıl kafana göre, bakalım Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika ve diğerlerini kendi dertlerine düşürmüş olduğum şu günlerde, sen kimden yardım alacak da ittifakımızın karşısında durabileceksin.
Yandaş Limak – Cengiz – Kolin ortak girişimi olan Yusufeli Baraj şantiyesini sel bastı, ilk gelen bilgilere göre 1 işçi hayatını kaybetti, 3 kişi kayboldu.
Akademi Dergisi
Cezaevi hatırası Bu fotoyu çektirdikten sonra koğuş arkadaşlarım "Abi bunu mutlaka Tayyip'e gönder." dediler. Ben de "Ben Tayyip'le uğraşmıyorum. O basit bir piyon. Benim asıl muhatabım o değil." dedim.
Gördün mü Tayyip?

Şimdi bir kez daha bak... Bu resme bakıp bakıp "Bu ben miyim, bana ne olmuş... Ben bu değilim. Yüzüm gözüm değişmiş. Saçlarım bile nasıl solmuş dökülmüş." demiş durmuştum.

Onbuçuk ay boyunca cezaevinde, bir gününü taşımak bile mümkün olmayacak kadar ağır ve sürekli olan metafizik saldırıları taşıdım. Dünyanın dört bir yanından büyüler ve metafizik saldırılar yapılıyordu. Aynı anda, emir eriniz olan cezaevi idaresinin insanı çıldırtacak kadar ağır, tahrik edici ve kahpece tavırlarını taşıyor ve sabır ediyordum. Aynı anlarda bir de en seviyesiz koğuşlara kasten konulmuş olduğumdan oluşan gerginliği, çok sayıda insan şeytanı mahkumu taşıyor, onlara da sabır ediyordum.

Sana oradaki güvenlik kamerasının görüntüleri geliyordu, değil mi? Cezaevi idaresi üzerinden de raporlar sana ulaştırılıyordu değil mi? "Nasıl olur, hala nasıl bir kavgaya karışmaz. Hala nasıl sinir krizlerine girmez. Hala nasıl sabır edebilir" deyip duruyordun değil mi? Bütün bunların üstüne, duruşmalarda o hakimlerinizin beni sinir krizlerine sokmak istercesine sergilediği adilikleri de taşıyordum. Yine aynı anlarda hastahane kartını çok çok zorlama şekilde oynuyor, mümkün olmayacağını gördüğünüz halde rapor vermeye çabalıyordunuz ve karşımda çok çirkin tavırlar sergiletiyordunuz, onları da taşıyordum. Elbiselerim ve temel eşyalarım kargo ile gönderilmişti, cezaevinde olduğum halde "Burada öyle biri yok" denilip paket geri gönderildi, bunu ve benzeri türlü tahrikleri taşıyordum.

Pes etmeyi aklımdan bile geçirmedim. Ben mfs'den fsm olmak için o cezaevine gönderildim. Zan etmeyin ki beni oraya siz gönderdiniz. Ben, oraya gireceğimi önceden biliyor ve sizin hamlelerinizi bozmuyordum. Bu imtihanları da geçmek, bu çileleri de çekmek için... Hepinizi devirip asacak adam olmak için...

Çıktım, yine sana kızmıyordum, aklıma bile pek getirmiyordum. Bak yeminle yazıyorum, seni muhatabım olarak bile görmüyordum ve hala görmüyorum. Çıkınca hahamlara ve gizli servislerin medyumlarına ve cincilerine neler yaptığımı, intikamımı ne kadar sert aldığımı, cinler aleminde milyarla cinin ölmesine sebep olduğumu duydun, bildin... Yine de sana bir şey yapmamıştım. Seni muhatap almamıştım. Lakin onca ikazıma rağmen sen akıllı davranmadın. Şimdi bu sana son ikazım:

Aklını başına al, ben bir kez daha cezaevine girmeyeceğim, çekecek çilem, geçilecek imtihanım kalmadı, hepsi bitti. İmkansızların hepsini taşıdım ve geçtim. O halde bana karşı her ne hamle yapacaksan, bin kere düşün ve bir kere eyleme dök. Yoksa senin asılmanı bekleyemeyeceğim.
Akademi Dergisi pinned «Gördün mü Tayyip? Şimdi bir kez daha bak... Bu resme bakıp bakıp "Bu ben miyim, bana ne olmuş... Ben bu değilim. Yüzüm gözüm değişmiş. Saçlarım bile nasıl solmuş dökülmüş." demiş durmuştum. Onbuçuk ay boyunca cezaevinde, bir gününü taşımak bile mümkün olmayacak…»
O kişi kim?

CHPKK Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir Ülke Bir Kent" isimli YouTube kanalının canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, gündeme ilişkin açıklamalarda da bulunmuştu.

Bu konuşması sırasında, kimi kastettiği, ne demek istediği pek de anlaşılamayan bir cümle de kurdu. Üstüne geçen birkaç gün boyunca hala kimi kastettiği anlaşılamadı.

Konuşmanın ilgili paragrafı şu şekilde:

"Kurultayımız bir iktidar kurultayı ve iktidara geleceğimize de inanıyoruz. Bu kurultayda iktidara geldiğimizde neleri yapacağımızı anlatacağız. Bir kişi hemen hemen toplumun bütün dokularına sirayet etmiş durumda ve onun verdiği talimatla devletin çarkı dönebiliyor. Biz bu kurultayda iktidar olduğumuzda neleri yapacağımızı tek tek anlatacağız, bununla ilgili bir de manifesto hazırlığımız da var, onu da açıklayacağız."
Abbasiler döneminde Bağdat'ın şehir planını gösteren farklı tasvirler.