Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü:

"Geçtiğimiz bayram namaz kılınmamıştı, bu bayram kılınacak. Yine geçen bayramda sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı, bu bayram ise şimdilik öyle bir yasak öngörülmüyor. Bu da aile arası kalabalıklaşmanın yaşanacağı anlamına geliyor ki buna bir de kurban kesimi telaşını ekleyin. Neden endişeli olduğumu anlarsınız. Umarım yaşanmaz ama bayram sonrası gelecek rakamlardan endişeliyim."

Kandilli’den deprem açıklaması: ‘Marmara Denizi’nde 7,2’lik bir enerji var’

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, “Marmara Denizi’nde bir deprem olursa 7,2’lik bir enerji var. Biz bunu hep söylüyoruz. Bunu bilelim bununla yaşamayı öğrenelim.” dedi.

Prof. Dr. Özener, Bakırköy Belediyesi tarafından Tarık Akan Kültür Merkezi’nde düzenlenen ”Beklenen İstanbul Depremi ve Bakırköy’e Etkileri” panelinde yaptığı konuşmada, depremin durdurulamayacağını ama depremin zararının azaltılabileceğini söyledi.

Depremin nerede, ne büyüklükte olacağını bildiklerini belirten Özener, “Ama ne zaman olacağını bilmiyoruz. Marmara Denizi’nde bir deprem olursa 7,2’lik bir enerji var. Biz bunu hep söylüyoruz. Bunu bilelim bununla yaşamayı öğrenelim.” diye konuştu.

Türkiye ne hallerde...

Şu videonun benzeri binlerce video var. Her yerde açıkça görülen gerçek şu ki eğitim sistemi kasten çökertilmiş. Tarih mezunları tarih bilmiyor... Hukuk mezunları hukuk bilmiyor... Tıp mezunları tıp bilmiyor... Teknik/mühendislik sahalarından mezun olanlar sahada acemi çıraklar gibi geziniyor... Meclisteki millet vekillerinin tamamına yakınının cahillikleri ve ahlaksızlıkları ise yürek dağlıyor...

Neticesinde şu ülkemizde her şey liyakatsiz kişilere kalıyor ve her hususta kriz çıkıyor, canlar yanıyor, acılar hakim oluyor. Bu hallerdeki yığınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi çok büyük bir çağdaşlıkmış gibi propaganda yapıldıkça ve demokrasi denilen illet hala uygulamada kaldıkça işler iyice içinden çıkılmaz hale geliyor. Türkiye, şu içinde bulunduğu feci vaziyete, onlarca senedir uygulanan ihanet politikalarıyla kasten getirildi.

'S-400 sistemleri Türkiye’de Amerikan savaş uçaklarına karşı test edildi'

Fighter Jets World portalı, Türk ordusunun Ankara yakınlarındaki Mürted Hava Üssünde S-400 hava savunma sistemini Amerikan F-16 ve F-4 savaş uçaklarına karşı test ettiğini öne sürdü.

Portalın aktardığına göre, S-400 hava savunma sisteminin 4 Temmuz’da başlayan testleri 26 Kasım’a kadar sürecek.

Fighter Jets World, Türkiye’nin testlere başlaması durumunda 
ABD'nin olası yaptırımlarına 
maruz kalabileceği uyarılarını 
dikkate almadığına vurgu 
yaparak, savaş uçaklarının alçak ve yüksek irtifada 
uçuşlar gerçekleştireceğini 
belirtti.

Geçen sonbaharda da Türk ordusu, S-400 hava savunma sistemlerini Ankara semalarında farklı irtifalarda uçan Amerikan savaş uçaklarına karşı test etmişti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yeğeni Mary Trump, Donald Trump'ın, üniversite sınavına para karşılığı başkasını soktuğunu iddia etti.

'Dünyanın nazar boncuğu', Meke Gölü kurudu!

Konya Karapınar’da bulunan ve “Dünyanın nazar boncuğu” olarak bilinen Meke Gölü’nde kuraklık ve bilinçsiz sulama nedeniyle bir damla bile su kalmadı.

Konya’nın Karapınar ilçesinde, ‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak bilinen krater bir yapıya sahip Meke Gölü’nde bir damla bile su kalmadı. Kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle yeraltı su seviyesinin hızla azalması sonucu kuruyan göl, eski günlerini arıyor. Bölgede 26 yıldır TEMA Vakfı’nın gönüllü temsilciliğini yapan Musa Ceyhan (67), “Burada insanlar göle girip yüzerdi. Kuş türleri olurdu. Şimdi eski halinden eser kalmadı. Biz böyle kurumuş olan Meke Gölü’nü değil, yine kuşların geldiği, insanların gezip dolaştığı gölümüzü istiyoruz” dedi.

Trump’ın diploması sahte çıktı

Göreve geldiği günden beri skandal kararları nedeniyle tepki çeken ABD Başkanı Donald Trump’ın diplomasının sahte olduğu iddia edildi.

Trump’ın yeğeni Mary Trump, gelecek hafta yayınlanacak ”Çok Fazla, Asla Yeterli Değil: Ailem Nasıl Dünyanın En Tehlikeli Adamını Yarattı” isimli kitabı, basına sızdı.

Mary Trump kitabında, Donald Trump’ın Quenns’de lise öğrencisiyken, SAT isimli üniversite sınavına parayla başka birini soktuğunu yazdı. Kitapta, Trump’ın bu sayede Pennsylvania Eyaleti’ndeki Wharton İşletme Fakültesini kazandığı iddia edildi.

NARSİST, SOSYOPAT

Mary Trump kitabının diğer bölümlerinde ise amcasını ”Dünyanın sağlığı, ekonomik güvenliği ve sosyal dokusunu tehdit eden biri” olarak tanımlıyor.

Ayrıca Klinik psikolog olan Mary Trump, Donald Trump’ın “narsist” ve “sosyopat” olduğunu da kitabında belirtiyor.

Kitapta dikkat çeken bir diğer konu ise Trump’ın kız kardeşi Maryanne Trump Barry’nin Trump’ın başkanlık adaylığı döneminde, “O bir soytarı, asla başkan olamaz” dediği de ifade ediliyor.

Rusya’da terör örgütüne yeni üyeler arayan kişiler gözaltına alındı

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Rusya’da yasaklı olan Ketibet Tevhid vel Cihad uluslararası terör örgütü adına yeni üyeler arayan kişilerin Kaliningrad kentinde gözaltına alındığını söyledi.

FSB Kaliningrad İdaresi Sözcüsü Yekaterina İspravnikova, "Ketibet Tevhid vel Cihad uluslararası terör örgütünün gizli hücresinin üyesi olan Orta Asya kökenli 4 vatandaşın suç faaliyeti önlendi" açıklamasında bulundu.

Operasyonunun, FSB ve sınır muhafız idaresi tarafından ortaklaşa gerçekleştirildiği ifade edilirken terör örgütü üyelerinin, bölgede çalışan Orta Asyalı işçi göçmenlere yönelik ideolojik çalışmalar yürüttüğü ve örgüte kazandırılan yeni üyeleri sıcak bölgelere gönderdiği ifade edildi.
Baskın düzenlendiği evde aşırılık propagandası içeren çok sayıda kitap, terör örgütünün bayrakları ve simgeleri tespit edildi.

Birleşmiş milletler, devlet destekli adam kaçırmalar için Türkiye'ye hesap sordu

Birleşmiş Milletler, yurt dışında gerçekleştirdiği ‘devlet destekli adam kaçırma’ operasyonları için Türkiye’den hesap sordu. Türkiye’ye gönderilen 15 sayfalık mektupta sorulan sekiz ayrı soruya cevap verilmesi istendi.

BM, bazı vakalarda muhatapların eşleri ve çocuklarıyla birlikte kaçırıldığını kayda geçirdi. Kaçırmaları isim isim ele alan BM mektubunda, “Türk yetkililer, yasal yollardan sınır dışı ettiremediğinde üçüncü ülkelerin istihbarat örgütleri ve polis kuvvetleriyle işbirliği yaparak gizli operasyonlara yönelmektedir.” denildi.

Kötü senaryo: 6 yıl sürecek küresel depresyon yaşanabilir

BM Genel Sekreteri Guterres, koronavirüs pandemisinde dünyayı iki senaryo beklediğini söyledi. İyimser birinci senaryoda dünya bu krizi aşacak, kötümser iyi senaryoda ülkeler arası başlayacak aşı rekabeti ayrımcılığın, popülizmin ve yabancı düşmanlığını artıracak, en az beş veya altı yıl sürecek bir küresel depresyon yaşanacak.

Covid-19 aşısının dokuz ay içinde ortaya çıkacağı ve herkesin ulaşabileceğini umut ettiğini dile getiren Guterres, olayların bu şekilde gelişmesi ve ekonominin iyileşmeye başlaması durumunda, iki ya da üç yıl sonra dünyanın normale dönebileceğini ifade etti.

Fuhuş mafyası, kadınları kaçırmak için kuaförleri ve güzellik merkezlerini kullanıyor.


Takiplerde, soruşturmalarda, sorgulamalarda mutlaka göz önünde bulundurulacak yerler var; kadın kuaförleri ve güzellik merkezleri...

Ankebut Ağı'nın Türkiye'de faaliyet gösteren fuhuş mafyasının, çok sayıda kadın kuaförleri ve güzellik merkezleriyle bağlantıları var.

Buralarda çalışan bazı güzellik uzmanları veya bazı kadın kuaförleri hatta bazı işletme sahipleri, bu fuhuş mafyası ile organize olmuş vaziyetteler.

Bu kişiler, işletmelerine müşteri olarak gelen genç kızların ve genç kadınların raporlamasını yapıyorlar.

Raporlama çok yönlü oluyor. Kaçırılacağını ve fuhuş mafyasına kurban olacağını düşündükleri genç kız ve kadın müşterilerinin, işletmede iken bir şekilde gizlice görüntülerini çekiyorlar. Bu görüntüleri fuhuş mafyasının kendileri ile temasta olan adamlarına gönderiyorlar. O adamlara ayrıca bu müşteriler hakkında öğrendikleri her türlü bilgiyi de veriyorlar.

Müşterilerle sohbet sırasında ailesine, işine, çevresine hatta sağlığına dair bilgiler alıyorlar. Rapor gönderdikleri adamlar, bu bilgilerden sonra kimin kaçırılacağına karar veriyorlar.

Kararlar kuaförlere de bildiriliyor. Bu kişiler, kaçırılacağına karar verilmiş müşteri işletmeden çıkınca, sistemin adamlarına haber geçip "Şimdi bizden çıktı" diyorlar. Mafyanın adamları da bu müşterileri yolda yürürken yanaşıp dijitalin kullanarak bayıltıyorlar.

Oradan geçmekte iken bir kadının bayıldığına şahit olmuş duyarlı vatandaşlar rolü oynuyorlar ya da bayılan kişinin yakını imiş gibi görünüyorlar. Bu şekilde kolayca kadınları kaçırıyorlar.

Kadın kuaförlerinden ve güzellik uzmanlarından bazıları, kadınlar kaçırıldıktan sonraki aşamada da yer alıyorlar. Sonraki aşamada da para kazananlar var.

Kaçırıldıktan sonra zorla fuhuş mafyasında kullanılan kadınların saçlarını ve makyaj/bakım gibi işlerini yine bu kuaförler yapıyorlar. Sadece İstanbul'da bile bu şekilde bu mafyaya çalışan güzellik merkezi çalışanının veya kadın kuaförünün veya ne diyorlarsa onlara güzellik uzmanlarının sayısının en az bir kaç yüz kişi olduğuna eminiz ve bütün bu operasyonlar sırasında mutlaka anlattığım bu hususlar da göz önünde bulundurulmalı...

Bir ülkede böyle insanlık dışı bir sistemin kurulabilmesi ve faaliyette kalabilmesi ancak o devletin istihbarat servislerinde ve emniyet birimlerinde de bu mafyanın adamlarının çok sayıda olması ile mümkün olabilir.

Evet, Türkiye'de her yerde gizli Ermeni ve gizli Yahudi vatan hainleri de saf tuttuğu için böyle şeyler yapabiliyorlar. Bunlara karşı mücadele edecek vatansever devlet yetkilileri, bizim aramızda bizden gözüken gizli Ermeni ve gizli Yahudi hainlerin devlet sisteminin her yerinde olduklarını hiç aklından çıkartmamalı... Devlet memuru diye, Emniyet müdürü diye, Vali diye, Millet vekili diye, bakan diye öyle hemen herkese güvenilmemeli...

Mesela İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer AKTAŞ bile Ankebut Ağı'nın adamlarından biridir. Sağda solda "Şimdi ben İstanbul'un başına geçtim, mfs'yi şimdi görelim" gibi sözler söylediği iddia edildi, kulağıma bir şeyler değdi ama ben söylenenlere itibar etmedim. Şimdiden sonra bütün Türkiye anlar kimin safında olduğunu, neye hizmet ettiğini... İzleyelim, görelim...

Ormansızlaşmanın olumsuz etkilerini gösteren modelleme.

Arının doğumu...

#HarikaVideolar

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesi ile Türkiye’nin Libya’da acilen ateşkes üstünde anlaşılması için çalıştığını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Türk meslektaşlarımız ile Rusya ve Türkiye devlet başkanlarının onayını almış olan diyaloğumuz kapsamında, (Libya’da) acilen ateşkes ilan edilmesine olanak verecek bakış açıları üstünde anlaşılması için çalışıyorduk ve çalışmaya devam ediyoruz da” açıklamasını yaptı.

Rusya’nın Libya’daki tarafların hepsiyle görüşmelerini sürdürdüğü hatırlatmasını yapan Rus Dışişleri Bakanı, “Tarafların her birine ilettiğimiz sinyal açık: Atılması gereken ilk ve alternatifsiz adım, askeri eylemlerin tamamıyla durdurulduğunun ilan edilmesidir” vurgusunu yaptı.

Bidat Ehline Hoşgörüyle Bakmanın Cezası

Rivayet olundu.
(Ölümünden sonra) İbni Mübarek (r.h.) hazretleri rüyâ’da görüldü. Ona denildi:

"Rabbin sana ne etti?"

Buyurdular:

"Ben bir gün bir bid’at ehline lütuf ile bakmam sebebiyle Rabbim, bana itap etti, azarladı ve otuz sene beni durdurdu! Allâhü Teâlâ hazretleri bana:
Dinde benim düşmanım olan bir kişiye ünsiyet kurdun? diye hesap sordu.

Bid’at ehline bir an hoşgörüyle bakanın hâli böyle olunca; zikirden sonra zalim kavimlerle beraber oturan ve bid’at ehliyle olanların hâli acaba nasıl olur?"

Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi (k.s), Rûhu’l-Beyan Tefsîri:8/284.

Yeni araştırma: Covid-19 beyin hasarına yol açabilir

Bilim adamları elde edilen yeni delillerin Covid-19'un yüksek ateş, psikoz ve taşkınlık gibi şiddetli nörolojik komplikasyonlara yol açabileceğini gösterdiğini ve koronavirüs kaynaklı beyin hasarlarına hazırlıklı olunması gerektiği uyarısında bulundu.

University College London (UCL) araştırmacıları tarafından yürütülen bir çalışmaya göre Covid-19 geçiren 43 hastada beyin faaliyetlerinde geçici fonksiyon bozukluğu, inme, sinirsel hasar gibi ciddi etkiler tespit edildi.

Araştırmanın baş yürütücülerinden Michael Zandi "Bu beyin hasarlarının 1918'deki Influenza salgınının ardından 1920 ve 30'lu yıllarda görülen uyku hastalığı (encephalitis lethargica) salgını gibi geniş çaplı bir etkisi olup olmayacağını henüz bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.