Centcom terör örgütü komutanı General McKenzie ayrıca şu iddiada bulundu:

"Amerikalı askerler YPG güçlerine yardım etmek ve petrol kaynaklarından yararlanmalarını güvence altına almak üzere Suriye’de bulunuyor."

Suriye krizi 2011 yılında ABD ve müttefiklerinin desteklediği terör örgütlerinin geniş çaplı saldırıları ile başladı.

Suriye yetkilileri ise Amerikalı terörist askerlerin Suriye topraklarında varlığı illegal ve işgal niteliği taşıdığını ve amacı da Suriye kaynaklarını talan etmekten ibaret olduğunu belirtiyor.

Trump'ın seçim hilesine başvuracağını iddia eden Biden: Sonucu kabul etmezse ordu müdahale eder

ABD'de başkanlık seçimine 5 ay kala tansiyon yükseliyor. Demokrat Parti'nin adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Biden, Trump'ın Cumhuriyetçilerinin seçim hilesi yapması, buna karşı Demokratların tüm seçim merkezlerinde avukat görevlendirmesi ve Başkan'ın sonucu kabul etmemesi halinde askeri darbe olasılıklarını tartışmaya açtı.

ABD'de kasımdaki seçimlerinde Başkan Donald Trump'a karşı Demokrat Parti'nin adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Joe Biden, Trump'ın oy çalmaya çalışacağını, seçimi kaybettiği halde koltuktan kalkmayı reddetmesi halinde askerin müdahale edeceğini iddia etti.
Comedy Central'ın 'The Daily Show' programına katılan Biden, "Tek bir büyük endişem var: Bu başkan, seçimi çalmaya çalışacak" dedi.

Esad, Başbakan Hamis’i görevden aldı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Başbakan İmad Hamis’i görevden alıp onun yerine Hüseyin Arnus’u atadı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Esad’ın Başbakanı İmad Hamis’i görevden aldığı belirtildi.

Esad, Hamis’in yerine başbakanlık görevine Su Kaynakları Bakanı Hüseyin Arnus’u atadı.

Açıklamaya göre, yeni parlamento seçilene kadar hükumetin görevine devam edeceği de ifade edildi.

Hamis 2016 yılından beri başbakanlık görevini yürütüyordu.

Parlamento seçimleri koronavirüs salgını nedeniyle 19 Temmuz’a ertelenmişti.

TCDD'nin altyapı ihalesini alan iki şirket, süre uzatımı almasına rağmen, proje kapsamındaki 30 milyonluk işi tamamlayamadı fakat şirket için yine de hak ediş düzenlendi.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Gebze-Köseköy demiryolunun altyapı ihalesini 144 milyon bedellle iki şirkete verdi. Fakat ihaleyi alan şirket 190 günde biritilmesi gereken işi bitiremeyerek 405 gün süre uzatımı aldı. Ancak bu süreye rağmen yaklaşık 30 milyonluk iş yine bitirilemese de şirketin ödemesi hak edişe sokuldu.

TCDD’nin ''Gebze-Köseköy Demiryolu 3. ve 4. Hat Peron İnşaatı, Altyapı, Üstyapı ve Elektrifikasyon Yapım İşi'' için açtığı ihale 24 Temmuz 2018 tarihinde 144 milyon bedelle Uğursal Elektrik Elektronik İnşaat Malzemeleri Kırtasiye Medikal Mobilya Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Abu Yapı Taah. İnş. A.Ş. ortak girişimine verildi. İhaleyi alan iki firmanın aynı isme ait olduğu ve bu kişinin Rizeli olduğu öğrenildi. 

İhaleyi alan firmaya 31 Temmuz 2019 tarihinde 8 No’lu hak ediş düzenlendi.

Buna istinaden yapılmayan birçok imalatın ödemesi hak edişe sokuldu. İddiaya göre o süreçte bazı kontrol mühendisleri bu hak ediş raporunu imzalamak istemedi. Ancak üzerlerinde baskı kuruldu. Hak ediş raporuna göre söz konusu işin 190 günde tamamlanması gerekiyordu. Ancak ihaleyi alan şirket 405 süre uzatımı aldı.

Buna rağmen 31 Temmuz 2019 tarihinde parası alınan işlerin bir kısmına ya hiç başlanmadı ya da birkaç tanesine birkaç ay önce başlandı. Başlanılan işler ise bitirilemedi. Bitirilmeyen işlerin bedelinin ise yaklaşık 30 milyon lira olduğu öğrenildi. Seyhan'ın konuştuğu, hak edişte imzası olan TCDD yetkilileri, ihale edilen işin neden tamamlanmadığına dair soruya yanıt vermezken devlet memuru oldukları için bilgi veremeyeceklerini belirtti. İhaleyi alan şirket yetkilileri aranmasına rağmen ise gazetecilye herhangi bir dönüş yapılmadı.

Suriye'nin kuzeyinde eli kanlı katiller sürüsü, ÖSO teröristlerinin yaktığı ekinler

İtalyan La Repubblica gazetesi 'Bekçilerin Erdoğan'ın milis gücüne dönüşmesinden korkanlar az değil' dedi

İtalya'da yayımlanan La Repubblica gazetesi, TBMM'de kabul edilen Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nu "Erdoğan'ın muhafızları. Rejime kalkan olacak paralel polis" başlığıyla duyurdu.

La Repubblica'da bugün yayımlanan haberin girişinde şu ifadeler yer aldı:

"Ben yatarken sokakta bekçi düdüğünü duymak istiyorum. Vatandaşımız evde yatarken, sokakta birisinin onu beklediğini, huzurunun emin ellerde olduğunu duymasını istiyorum.

"Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya böyle demişti. Ve Türkiye'de liderin her fısıltısı kanuna dönüşüyor."

Haber-analizde, bekçiler için "Bir nevi paralel polis gücü. Liderin şahsi milis gücüne dönüşmesinden korkanlar az değil" denildi.

Gazete, "Türkiye her zaman askeri bir ülke olarak anılır. Genel kafa yapısı olarak gerçekten de öyledir, okul çağından itibaren: sıkı disiplinli, katı, planlı. Bugünden itibarense birçokları Türkiye'yi, polisin de bir o kadar güçlü olduğu bir devlet olarak görecek" diye yazdı.

Yeni yasayla bekçilere kimlik sormaktan silah taşımaya kadar geniş yetkiler verildiğini vurgulayan gazete, bekçilerin görevlerininse "muğlak" olduğunu belirtti.

La Repubblica'daki haberde, bekçilerin işe alımı için "polis memurluğu için gerekli mesleki kriterlere ihtiyaç duyulmadığının" da altı çizildi ve "Birçoğu, dini ilhamlı muhafazakar partiye sadık ailelerden seçiliyor" denildi.

Gazete bu sisteme karşı çıkanların, bekçilerin "vatandaşların güvenliğini sağlamak için değil, onları kontrol altında tutmak için" görev yapacaklarından kaygı duydukları görüşüne de yer verdi.

Çin'le stratejik savaşta Londra'nın safını seçmesini isteyen Pompeo: 5G'nizi kurar, nükleer santrallerinizi inşa ederiz

ABD ile Çin arasındaki stratejik savaşta Britanya'nın tarafını seçmesi gerektiğine işaret eden Dışişleri Bakanı, ekonominin ve kritik altyapının Çin'e bağımlı hale getirilmemesi çağrısı yaptı. Pompeo, Britanya'nın nükleer enerji santrali inşasından 5G teknolojisi geliştirilmesine dek her ihtiyacını Çin'in yerine ABD'nin karşılayabileceğini söyledi.

Trump yönetiminin Çin'e karşı açtığı ticaret savaşının öncephesi haline gelen Çin teknoloji şirketi Huawei'nin Britanya'daki 5G altyapısının inşasında rol alması planı etrafında kopan fırtına dallanıp budaklanıyor. 

Londra merkezli ama Hong Kong'da kurulmuş, Hong Kong'un en büyük iki bankasından biri konumunda ve Çin'de çok geniş iş sahasına sahip HSBC'nin Britanya Başbakanı Boris Johnson'dan Huawei'nin dışlanmaması talebinde bulunduğunun öğrenilmesinin ardından, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo sahneye şapkasını attı.

Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

"Rüyamda, sanki bana bir bardak süt verildiğini, o sütten içtiğimi, kalanını da Ömer bin Hattab'a verdiğimi gördüm."

"Ya Resulullah! Bunu neye tabir ettiniz?" dediler. "İlme" buyurdular.

| HadisiŞerif - Sünen-i Tirmizi

Arşiv unutmadı, kripto yahudi Süleyman Soylu'nun "BDP meclise girmelidir" dediği görüntüler ortaya çıktı

"HDP Kapatılsın" diyen İçişleri Bakanı Solomon Soysuz'un Samanyolu TV'de "Yeni Türkiye'de artık MHP'ye yer yok. Seçim barajı inmeli BDP meclise girmeli" dediği görüntüler ortaya çıktı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden ABD'ye yaptırım tepkisi

Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD'nin Mahkeme yetkililerine yönelik ekonomik yaptırım ve vize kısıtlaması getiren kararnamenin imzalanmasına tepki gösterdi.

Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), ABD'nin mahkeme yetkililerine yönelik ekonomik yaptırım ve vize kısıtlaması getiren kararnamenin imzalanmasına tepki gösterdi.

UCM’den yapılan yazılı açıklamada, yaptırım kararının üzüntü verdiği belirtilirken "UCM çalışanlarının arkasında durarak tarafsız ve bağımsız bir şekilde görevini yerine getirmeye devam edecektir" ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı kararname ile UCM yetkililerine yönelik ekonomik yaptırımlar ve vize kısıtlamalarının mahkemenin bağımsız yapısına ve uluslararası ceza adaletine "emsali görülmemiş" saldırılar teşkil ettiği vurgulandı.

Hatalı kodlama

Bu tür haberler hemen hemen her gün çıkıyor ve artık memleketimizde çok sayıda insanın canı yanıyor. Artık neler döndüğünün bilinmesi gerekiyor.

"Psikolojik sorunları olan" o kişinin annesi, o kişiyi alıp 8-10 yaşlarında iken üfürükçüye götürmüş. Aslında istediği çocuğunun sakin olması, durulması, aklı başında davranmasıymış. Anladığımız kadarıyla üfürükçü art niyetli olmasa da işi de iyice bilmeyen birisiymiş ve hatalı kodlama yapmış. O gün bu gün bu çocuk bir türlü kendine gelememiş. Şu anda birkaç kişi yaralı ve bir polis de hayati tehlikesi geçmemiş halde hastahanede yatıyor.

Artık üfürükçülerle uğraşmak bir devlet projesi haline getirilmeli ve üzerine hassasiyetle düşülmeli. Gerçekten hazret-i Musa devri gibi bir devirde yaşıyoruz. Millet yemiyor, içmiyor da birbirine büyü yaptırıyor.

Son zamanlarda da üfürükçü insan şeytanları isim analizi, isim enerjisi, bakım, bioenerji v.s. tabirlerin arkasına sığınarak ve basın/yayın imkanlarını kullanarak sihir/büyü işleri yapıyorlar. Artık çılgınlığa ve şeytanlığa bir set çekilmeli. Devletin tepesindekilerin bile her sıkıştığı zaman cin ve büyü kartı kullandığı şu ülkede, bu çılgınlığı durdurmak da bize kalacaksa, biz bunu da yaparız, yapacağız.

Bundan sonrasında büyülerle büyük acılara sebep olan insan şeytanı üfürükçülerin isimlerini de vererek gerçek yüzlerini meydana sereceğiz, üzerimize de çekeceğiz ve sonra insanlık namına itlaf edip geçeceğiz.

Çaresizlik şu münafıklara neler yaptırıyor.

Cemaatimiz içindeki münafıklarla, cemaatimizin içinde olmayan siyasal İslamcı münafıklar, kendi aralarında "MFS'yi öldüremiyoruz, vuramıyoruz, cezaevinde tutamıyoruz, büyülerle de durduramıyoruz. Sahte yasaklama yazıları da kâr etmiyor. Ne yapsak olmuyor. Öyle ise bir de karşısına onun benzeri birini çıkartarak şansımızı deneyelim." mealinde konuşup anlaştılar.

Cemaatimizin samimi bir mensubu gibi görünen bir lüzumsuzu bu maksatla seçtiler. Kendilerince liyakatli biri gördükleri ve seçtikleri bu kişinin benim ağırlığımda birisi olmadığını ve cemaatimizdeki münafıklar arasında benim ağırlığımda birisi bulunmadığını zaten biliyorlar. Lakin çaresizlik işte böyle bir şey ve insana bu kadar ahmakça işler yaptırıyor.