Karabat, soru önergesinde bu yetkinin neden izne tabi tutulduğunu da sordu

Kurum bu uygulamanın herhangi bir veriyi gizlemek adına yapılmadığını belirterek, “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca veri sorumlusu olan kurumumuz açısından tapu ve kadastro paylaşım sistemi TAKPAS revize edilmiştir. Türkiye’de kurulmuş olan yabancı sermayeli şirketler Kanal İstanbul projesi güzergahında bulunan ilçelerden tapu ve kadastro bilgi sistemi kayıtlarına göre satış yoluyla 791 bin 370 metrekare ana taşınmaz edinmiştir” ifadelerini kullandı.

Dünyadaki en büyük eşek arısı türü, Asya dev eşek arısı ya da diğer adıyla katil eşek arısı

Kanat açıklığı yaklaşık 8 cm. Saatte 40 km yol gidebiliyor. Zehiri insan için ölümcül ve diğer tüm arı türlerinin başını keserek yok etmesiyle biliniyor.

Redlands Amazon satış merkezi alevler altında. Bir çok Amazon tırları ateşden hasara uğradı.

"Kundakçı Başkanın ülkesini ateşe verişi..."

Der Spiegel

Polis şiddeti ve ırkçılığa karşı gösteriler Almanya’da devam ediyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde toplanan devasa kalabalık, ABD'de yaşanan protestolara destek veriyor.

TEVBE VE İNÂBE

Allâhü Teâlâ, Hûd Sûresi’nin 90. âyet-i kerîmesinde tevbe ile alâkalı şöyle buyurmuştur (meâlen):

“Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra ona tevbe ile rücû edin. Çünkü Rabbim çok esirgeyendir, (müminleri) çok sevendir.”

Âlimler tevbeyi muhtelif şekillerde tarif etmişlerdir:

Tevbe, işlediği günahlarından dolayı pişman olmak, nefsini İslâm’ın saf ve temiz fıtratı üzere tutmaktır.

Tevbe, işlenen günahların hatırlanmasıyla kalbin (tekrar günah işlemeye ve isyanda bulunmaya karşı) sönük kalmasıdır.

Tevbe, geçmişte olan şeylere pişman olmak, gelecekte olacakları ıslah etmektir.

Tevbe, Hazret-i Allâh’ın kat’î olan farzlarına yönelmek ve çirkin gördüğü yasaklardan tamamen vazgeçmektir.

Allâhü Teâlâ, Zümer Sûresi’nin 54. âyet-i kerîmesinde inâbe ile alâkalı ise şöyle buyurmuştur (meâlen):

“Size azâb gelip çatmazdan evvel inâbe edin (Rabbinize dönün), ona teslîm olun (Müslüman olun). Sonra yardım edilmezsiniz.”

Âlimler, inâbeyi tarif ederken de şöyle demişlerdir:

İnâbe, halktan Hakk’a dönmektir.

İnâbe, her şeyden, her şeyin sâhibine (Hazret-i Allâh’a) dönmektir.

İnâbe, gafletten zikre; vahşetten ünsiyete dönmektir.

DÖRT ŞEHİT ANASI: HANSÂ(R.ANHÂ)

Hansâ binti Amr (r.anhâ), Süleym Kabîlesi’nden olup Arapların en bilgili kadınlarındandır. Hicretten önce oğullarıyla beraber Müslüman olmuştur.

Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında Kâdisiye Muhârebesi’ne dört evlâdıyla birlikte katılmıştı. Hansâ (r.anhâ), harpten önceki gece çocuklarına şöyle nasîhatta bulunmuştur:

“Ey yavrularım! Muhakkak sizler, kendi isteğinizle Müslüman oldunuz ve yine kendi isteğinizle hicret ettiniz. Kendisinden başka ilâh olmayan Allâh’a yemin ederim ki, siz, aynı babanın ve aynı ananın çocuklarısınız. Ben, babanıza aslâ ihânet etmedim, dayınızı rezil rüsvay eylemedim. Soyunuza aslâ kötü söz söyletmediğim gibi nesebinize de hiç toz kondurmadım.

Muhakkak siz, Allâhü Teâlâ’nın Müslümanlara, kâfirlerle savaşmalarına mukâbil ne büyük sevaplar vaadettiğini iyi biliyorsunuz. Şunu da iyi bilin ki, bâkî olan âhiret yurdu, fânî olan dünya yurdundan daha hayırlıdır.

Allâhü Teâlâ (meâlen): “Ey îmân edenler! Sabredin ve sabırda yarışın da düşmanlarınızı geçin ve cihad için hazır ve râbıtalı bulunun ve Allâhü Teâlâ’dan korkunuz ki felâh bulasınız.” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 200) buyuruyor.

İnşallâh selâmetle yarına eriştiğiniz zaman uyanık ve dört gözle, Allâhü Teâlâ’dan yardım talep ederek düşmanlarınızın karşısına çıkın. Savaşın şiddetlendiğini, kızıştığını gördüğünüz zaman ebedî âhiret yurdunun makâmlarına, nîmetlerine ve kerâmetlerine nâil olmak için en öne atılın ve var gücünüzle harbedin.”

Onlar da annelerinin bu nasîhatlerini dinlediler ve ertesi gün sabah erkenden harb safında yerlerini aldılar.

Harpte dördü de şehit oldu. Çocuklarının şehitlik mertebesine eriştiği haberleri Hansâ (r.anhâ)’ya ulaşınca, o, şöyle duâ etti:

“Onların şehâdetiyle beni şereflendiren Allâhü Teâlâ’ya hamdolsun. Rabbim’den, cennetinde beni onlara kavuşturmasını ümit ederim!” (radıyallâhü anhüm ecmaîn)

Protestocular, Londra'da polisle çatıştı.

Bill Gates: İkinci dalga kesin olacak

ABD merkezli teknoloji şirketi Microsoft’un kurucusu Bill Gates Arap medyasına konuştu. Gates corona virüse karşı aşı çalışmalarından, ABD seçimlerine kadar pek çok konuya değindi.

Aşının üretilmesi konusunda umutlu olduğunu söyleyen Gates, “Aşı için bu kadar çaba olması heyecan verici bu da aşı konusunda başarı şansımızı oldukça artırıyor. En iyi senaryo bu yıl sonu ama daha yüksek ihtimalle 2021 sonunda bir aşı üretimi gerçekleşebilir” dedi.

İkinci dalga virüs salgınının olacağını ifade eden Gates, Güney ve Orta Amerika'ya dikkat çekti.

Gates “İkinci dalga kesinlikle olacak. Nerede ve ne kadar kötü olacağını bilmiyoruz. Ancak üzülerek söylüyorum ki salgın Güney ve Orta Amerika’da hızla ilerlemeye başladı. ABD ve Avrupa'daki vaka ve ölümlerde düşüş görsek de bu ne yazık ki tüm dünya için geçerli değil” ifadelerini kullandı.

SÂBİT BİN KAYS (R.A.)

Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle anlattı: Hucurât Sûresi’nin “Ey îman edenler, seslerinizi Peygamberin sesinden yüksek çıkarmayın. Ona, sözle birbirinize bağırdığınız gibi bağırmayın ki siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.” (meâlindeki) 2. âyet-i celîlesi nâzil olduğu vakit, Sâbit bin Kays (r.a.) ortadan kaybolmuştu. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) onun yokluğunu fark edince kendisini çağırttı ve ortadan kaybolmasının sebebini sordu.

Sâbit bin Kays (r.a.) dedi ki:  “Yâ Resûlallah, muhakkak sana falan âyet nâzil oldu. Ben de sesi gür çıkan bir adamım. Bu sebeple amellerimin boşa gitmesinden korkuyorum.” Peygamberimiz (s.a.v) de onu: “Sen onlardan değilsin. Muhakkak sen, hayır üzere yaşayacak ve hayır üzere vefât edeceksin. Ve muhakkak sen cennetliksin.” diye müjdelediler.

Hakîkaten Resûlullah Efendimizin (s.a.v) haber verdikleri gibi oldu. Sâbit bin Kays (r.a.), Yemâme’de yalancı peygamber Müseyleme’nin ordusu ile savaşırken şehit oldu.

Şehit olduğunda üzerinde mükemmel bir zırh vardı. O gece Ashâb-ı Kirâm’dan bir zât Hz. Sâbit’i (r.a.) rüyasında gördü. Sâbit (r.a.) ona dedi ki: “Müslümanlardan falan kimse üzerimdeki zırhı çıkarıp götürdü. O, şu anda askerlerin bulunduğu falan yerdedir. Yanında bağlı bulunan ve otlamakta olan bir atı var. Zırhımın üzerini de örtmüştür. Hâlid bin Velîd’e (r.a.) git ve ona, zırhımı o adamdan geri almasını söyle. Sonra zırhı, Resûlullâh’ın halîfesi Ebûbekir’e götür. Falan kimseye olan borcumu onunla ödeyivermesini söyle, falan kölemin de hür olduğunu söyle.”

Sahâbî uyanınca gördüğü rüyayı evvela Hz. Hâlid’e (r.a.) haber verdi. Hz. Hâlid de zırhı ve atı, Sâbit’in (r.a.) anlattığı şekilde o adamın yanında buldu ve zırhı geri aldı. Sonra Hz. Ebûbekir’e (r.a.) haber verdi. Hz. Ebûbekir de, Sâbit’in (r.anhümâ) vasiyetini yerine getirip borcunu ödedi.

Mâlik bin Enes (rah.) bu vasiyetle alâkalı: “Ben, sâhibinin vefâtından sonra kabul edilen başka bir vasiyet görmedim.” demiştir.

Hamburg'ta protestolar devam ediyor...

Gri uzaylı Donald Trump'ın kuklasını Londra'da parçaladılar.

"Zaman, İnsan'dır. İnsan iyi ise, zaman da iyidir; insan kötü ise, zaman da kötüdür."

- Âşık Paşa

George Floyd protestoları New York’ta devam ediyor. Protestocu, Yahudi mahallesini yakmakla tehdit etti;

"Eğer dışarı çıkıp bizimle konuşmazlarsa, elmas bölgesine gideceğiz ve benzin çok ucuz"