Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.4K photos
25.5K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
"Artık ne yapsak elimizde kalıyor."

Kalın'ın sözlerinden sonra

Tayyip: Ne yapacağız. Bu mevzuyu uzatmadan kapatmak lazım. Var mı bir fikri olan?

Sonra biraz bekledi. Kimse konuşmayınca, hiçbiri söyleyecek bir söz bulamayınca

Tayyip: Evet, sizleri dinliyorum?

Solomon Soysuz konuştu

Soysuz: Biz daha önce legal ya da illegal yolları denedik. Ama bir netice alamadık. Sürekli, bir adım atınca geri durmak zorunda kaldık. Şimdi işler de büyüdü. Artık ne yapsak elimizde kalıyor. Yılanın başını (mfs'yi) küçükken ezecektik. Şu anda bu kadar çok sorun arasında bu mevzuyla uğraşırken ne yaparsak hata oluyor. Benim fikrim, savunma alıp bekleyelim.
"Kilitlenmiş vaziyetteyiz."

Sonra Abdülhamit Gül konuştu.

Abdülhamit: Biz devlet gücüyle yapılması gerekeni yaptık. Fakat ne yaparsak yapalım, adam (mfs) her defasında işleri bize bağladı. Mahkemeleri aleyhimize çevirdi. Biz onun aleyhine işler yapacakken o bizim aleyhimize döndürdü işi. Yasaları nasıl kullanacağını da bildiği için bu sefer hakim ve savcılar da sıkıntıya girdi. Hukuk yolunda yaptığımız yapacağımız her şeyi bize karşı kullandı ve kullanıyor. Şu anda karar aşamasındaki bütün hakimler ve savcılar, ne yapacaklarını bilemez haldeler. Kanuna uysalar bize karşı geliyorlar. Kanuna uymasalar adamın (mfs'nin) işine geliyor ve adam bu durumu bize karşı kullanıyor. Şu anda hiçbir kararı uygulamaya sokamıyoruz. Kilitlenmiş vaziyetteyiz.
"Kendimize ateş etmiş gibi oluyoruz."

İbrahim Kalın tekrar konuştu.

Kalın: Biz her türlü taraftan, gerek sosyal ağlardan, gerek hukuktan, emniyetten falan önünü kapatmaya çalıştık ama onu destekleyen görünmez güçler var. Bazılarını biliyoruz ama bazıları hala daha meçhul. Tam sonuca ulaşmış değiliz. O yüzden bulduklarımıza da dokunamıyoruz. Ya nüfuzlu kişiler ya da ortak işler yaptığımız kesimler. Bu sefer biz onlara dokunduğumuzda kendimize ateş etmiş gibi oluyoruz, ateşi elimizle tutmuş gibi oluyoruz.
"Yapacak bir şey kalmadı."

Tayyip dinledi, dinledi ve konuştu.

Tayyip: Eee ne olacak böyle? Adam sabah akşam resti çekip -sizi asarım- deyip duruyor. Üzerimize gelmesini mi bekleyeceğiz

Yine durdu, cevap bekledi. Herkes sus pus halde önüne baktı.

Sonra Tayyip, Hakan Fidan'a döndü.

Tayyip: Hakan sen ne diyorsun bu konuda?

Hakan: Valla bütün sivil toplum örgütlerini (Cemaatlerine karşı) kullandık, her taraftan üzerlerine gittik. Yeri geldi, yobaz, geri kafalı kişiler olarak gösterdik. Yurtlarını yıktık. Maddi gelirlerini engellemek için işlerini engelledik ama sarsılmadılar. Biz zorlanacaklarını düşündükçe onlar her defasında daha güçlü durdular. Bu sefer de mfs daha güçlü oldu. Şimdi de hücuma geçmiş gibi, her türlü yerden saldırıyor. Arkadaşlarımızın da dediği gibi, yapacak bir şey kalmadı. Onu Emniyetle alamıyoruz. Mahkemeleri kullanamıyoruz. En ufak bir hata bize misli misli geri dönüyor.
"Sizden bir şey çıkmayacak."

Hakan'ın konuşmasından sonra yine sessizlik oldu. Sessizliği yine Tayyip bozdu.

Tayyip: Anlaşıldı. Sizden bir şey çıkmayacak. Bu kadar teslim olan insanlarla zaten bir yere varılmaz. Kendinize gelin. Her şey bitti diye kabullenmeniz, beni şaşırtıyor. Ben sizi daha akıllı, daha güçlü, dirayetli görüyorum. Kendinizi toplayın. Güçlü olan biziz. Devletin gücü bizde. Nasıl yapacak bir şey olmaz? Bu hale nasıl girdiniz? Bu işi düşünün, neler bulabilirseniz bir bakın.
"Toparlanmaz bu iş"

Toplantıdan çıkarkan Numan Kurtulmuş, Abdülhamit Gül ile ayaküstü konuştu.

Numan: Adam (Tayyip) atıp tutuyor. Neyin ne olduğunu kendisi de biliyor. Bu saatten sonra buradan toparlanmaz bu iş.

Abdülhamit Gül de "Bırak sallasın, biz görmüyor muyuz" dedi kısık sesle.
"Devlet gücünü de kaybetmek üzere bunlar."

Ayşe Arman Dormen, kocası Ömer Dormen ile bir telefon görüşmesi yaptı.

Kocası aradı, "Nasılsın" diye sorunca Ayşe söylenmeye başladı.

Ayşe: İyi değilim. Kendimi kötü hissediyorum. Bu sefer sanki her şey yıkılacak ve büyük olay olacak. Bu düşünceden kurtulamıyorum.

Ömer: Sakin ol. Zaten adam (mfs) bunu yapmaya çalışıyor. Psikolojik olarak baskı yapıyor. Olumsuz düşünceleri empoze ediyor. Sen bunlara takılma.

Ayşe: Adamın söylediklerinden değil, görünen köy kılavuz istemez. Her şey ortada. Amerika'dan ses çıkmıyor. Devlet gücünü de kaybetmek üzere bunlar. Aslında biraz korkuyorum, çünkü bizi silmek (öldürmek) isteyebilirler.

Ömer: Bu kadar çok stres yapma, adam zaten gerilip hata yapmanızı istiyor. Şu anda birkaç işim var, onları halledip hemen yanına geliyorum.
Amerika çöküyor

Halleri çok perişan. Amerika'nın ekonomisi çok büyük bir krizle karşı karşıya. Kara para gelirlerini çok büyük oranda azaltmamız onları her geçen gün derinleşen bir krizde tutuyor. Yana döne nakit arıyorlar. Borç bulsalar yüksek meblağda borç alacaklar.

An itibari ile büyük bir kriz yaşıyorlar ama fazlaca renk vermemeye çalışıyorlar.

Hem kara para gelirlerinin önünü iyice keseceğiz, hem de nüfuzları altında kalmış diğer devletleri de kurtarıp ittifakımıza dahil edeceğiz.

Amerika'sız bir dünyaya çok az kaldı.
Aleyna Tilki krizlerde. Sürekli hap alıyor. Öfkesini ve paniğini bastırmak için her yolu deniyor.
Yakındır, istifalar, intiharlar, cinayetler art arda gelir.
Akademi Dergisi
Beni öldürene 500 bin lira vermek, çok ayıp değil mi Tayyip? Ben o kadar basit, ucuz ve değersiz miyim? Ankebut Ağı mensuplarından bir büyük patronla konuşmuştum, bu işleri/hizmetleri bırakmam karşılığında 1 milyar dolar istemiştim, kabul etmişti. Kendisi…
Beni öldürmesi için anlaştıkları mahkumun hayatta kalmasını büyük risk olarak görüyorlar. Mehmet Ali isimli o mahkumun intihar görünümlü bir sonla ölmesi için kara büyüleri üst üste yapıyorlar. İz bırakmadan ortadan kaldırmak istiyorlar.

Şu yukarıdaki yazıyı paylaştıktan sonra hemen konunun üstüne düştüler. Mehmet Ali'yi tuttuklarını bilmeme şaşırdılar ve ortadan kaldırmaya karar verdiler. Böyle giderse çok dayanamaz o, kısa süre içerisinde cezaevinde intihar eder.

Bunların yargılanıp ceza alma paniği çok fazla sayıda cana mal olacak. O cezaevinin müdürünü ve ikinci müdürünü bile öldürtmek zorunda kalacaklar gibi bir manzara var. Bakalım nasıl olacak.
Rus doktor koronavirüsün erken semptomlarını anlattı

Kıdemli kulak burun boğaz uzmanı Dr. Vladimir Zaytsev, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) enfeksiyonunun belirlenebileceği en önemli erken semptomun ‘akşamdan kalma’ gibi hissetmek olduğunu belirtti.

Dr. Vladimir Zaytsev, Rus Zvezda televizyonuna demecinde Kovid-19’un belirlenebileceği erken semptomlarına dikkat çekerek, hastalığın erken aşamasında bir önceki gün alkol tüketmemiş olan bir kişinin kendini ‘akşamdan kalma’ hissedebileceğini vurguladı.

Zaytsev, “Bir önceki gün alkol tüketmediyseniz ve bugün aniden bir halsizlik, ağırlık, kırgınlık başlangıcı, titreme, göz ağrısı ve artan yorgunluk hissi yaşıyorsanız, aynı zamanda vücut ısısı yüksek değerlere ulaşmıyorsa, bu belirtiler hastalığın gelişmeye başladığını gösteriyor olabilir” diye konuştu.
Belirtiler ilk 2-3 günde ortaya çıkıyor’

Bu tür semptomların genelde hastalığın ilk 2-3 gününde görülebileceğine dikkat çeken Zaytsev, daha sonra enfeksiyonun nefes borusuna indiğini, ardından genelde insanın sesinin değiştiğini ve boğulma nöbetlerinin başladığını vurguladı.

Rus doktor, tedavi yapılmaması durumunda bronşların ve akciğerin zarar görmeye başladığını, beraberinde ise spazmlar ve hava yetmezliği gibi semptomların baş gösterdiğini ifade etti.

Zaytsev, insanlara hissettiklerini ihmal etmemelerini ve Kovid-19’dan en ufak dahi şüphe duyduklarında tıbbi yardım almalarını önerdi.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Trollerin kısa belgeseli yapılmış...
İhracatta sert düşüş

Ticaret Bakanlığı'nın Genel Ticaret Sistemi'ne göre dış ticaret açığı nisan ayında 3.97 milyar dolar oldu.

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada dış ticaret rakamlarında yaşanan düşüşte koronavirüs etkisine vurgu yapıldı.

Bakanlık açıklamasında "Mart ayından itibaren tüm dünyayı hem sosyal hem de ekonomik anlamda çok büyük oranda olumsuz etkileyen Kovid-19 salgınının ekonomik yansımalarının Nisan ayında çok daha sert ve keskin görülmeye başlanması, ihracatımızı negatif yönde etkilemeye devam etmiştir. Nitekim salgın nedeniyle başta AB ülkeleri olmak üzere, önemli ihraç ülkelerimizde görülen eşi görülmemiş boyuttaki pazar ve talep daralmaları ve sınırlardaki karantina önlemleri Nisan ayı ihracatımızda görülen düşüşün de ana nedeni olmuştur" denildi.
Akademi Dergisi
Photo
Klasik sinema salonlarının sonu mu geldi? Sinemalar iflasın eşiğinde

Koronavirüs, sinema sektörünü de ağır şekilde vurdu. Dünya genelinde milyarlarca dolarlık zarar oluştu. Pek çok filmin yayınlanma tarihi ertelendi.

Planlanan çekimlerin de ertelenmiş olması salgın geçse ve önlemler kaldırılsa bile bir süre yeni filmlerin sinemaya gelmeyeceği anlamını taşıyor.

Özellikle bu endüstriden ekmeğini kazanan ancak freelance çalışanlar en kötü şekilde etkilenenler oldu.

Gösterimi yıl sonuna ertelenen filmlerden biri de hayranlarının uzun süredir beklediği son James Bond filmi 'No Time to Die' (Ölmek için Zaman Yok).
Durumu gören bazı stüdyolar filmlerini dijital platformlarda yayınlama kararı alırken Covid-19 döneminin hiç tartışmasız en büyük kazananı Netflix, Amazon ve Disney gibi bu dijital yayıncılar oldu.
Forwarded from Akademi Dergisi
Hafıza silmek ve yeni anılar eklemek Hollywood sinemasının en popüler konuları arasında yer alıyor. Çünkü Hollywood, bu gibi konuları Yahudi ve Mason senaristlerinin hayal gücü ile bulmuyor, Yahudilerin, Masonların, Siyonistlerin ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde Ankebut Ağı'nın kontrolünde olan CIA'dan, NSA'dan alıyor.

Bu nedenle bu sözde bilimkurgu filmlerinde konu edilen şeylerin çoğu bir süre sonra gerçek oluyor. Gerçek hayatta aynıları ya da çok benzerleri bulunur ve kullanılır oluyor.