Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet edilir; Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Muhakkak ki Allah'u Teala'nın yüz rahmeti vardır ve bunlardan sadece birisini insanlar, cinler, hayvanlar ve haşerat arasında indirmiştir. İşte onlar bununla birbirlerine acıyıp merhamet eder ve bununla vahşi hayvanlar yavrularına şefkat duyar. Doksandokuz Rahmetini ise kulları için kıyamet günü ertelenmiş ve bunlarla o gün onlara merhamet edecektir."
İbn Mübarek, Kitabu'z-Zühd 893
"Muhakkak ki Allah'u Teala'nın yüz rahmeti vardır ve bunlardan sadece birisini insanlar, cinler, hayvanlar ve haşerat arasında indirmiştir. İşte onlar bununla birbirlerine acıyıp merhamet eder ve bununla vahşi hayvanlar yavrularına şefkat duyar. Doksandokuz Rahmetini ise kulları için kıyamet günü ertelenmiş ve bunlarla o gün onlara merhamet edecektir."
İbn Mübarek, Kitabu'z-Zühd 893
Polen, bitkinin erkek üreme hücresini dişi gamete taşıyan bir yapıdır ve allerjik hastalıklara neden olur. Burada, aşırı polen ürettiği için kesilen ağacın polen yükü görülüyor.
Koronavirüs: Türkiye'deki yoğun bakım hekimleri 'Covid-19 nedeniyle hasta olan hekimler var. Hasta sayısı artıyor, doktor sayısı azalıyor' diyor
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de koronavirüs salgını sebebiyle yoğun bakımlardaki doluluk oranının yüzde 63'ü geçmediği söyledi.
Yoğun bakım servislerinde çalışan hekimler ise her hastanenin yoğun bakım kapasitesinin, insan kaynağının ve teknik olanaklarının birbirinden farklı olduğunu söylüyor.
İstanbul'da köklü üniversite hastanelerinden birinde yoğun bakım biriminde çalışan ve sadece koronavirüs hastalarına bakan hekim, 22 Mart'tan bu yana yoğun bakımdaki hastaların sayısında 10 kat artış olduğunu söylüyor.
Yoğun bakım olarak kullanmak üzere, ameliyathane koridorlarına dahi yatak koyduklarını belirten hekim, hasta sayısı artarken yoğun bakımda çalışan doktor sayısının azaldığını söylüyor:
"Koruyucu ekipman sorununun büyük bir kısmını aştık ama işler çığırından çıkmaya başlamış durumda. Dün hayatımda geçirdiğim en kötü günlerden biriydi. Çok fazla hasta geldi, içlerinde genç hastalar da vardı, durumu kötü olan, yaşlı hastalar da... Yoğun bakım doldu, taştı."
"10-15 yıl önce kullanıp depoya kaldırdığımız eski yoğun bakım cihazlarını depodan çıkarıp tekrar kullanmaya başladık. Yoğun bakım çalışan hekimler olarak sayımız az, ayrıca aramızdan COVID-19 bulaşıp hasta olanlar var. Yani hasta sayısı artıyor, doktor sayısı azalıyor. Böyle bir kısır döngünün içine girdik."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de koronavirüs salgını sebebiyle yoğun bakımlardaki doluluk oranının yüzde 63'ü geçmediği söyledi.
Yoğun bakım servislerinde çalışan hekimler ise her hastanenin yoğun bakım kapasitesinin, insan kaynağının ve teknik olanaklarının birbirinden farklı olduğunu söylüyor.
İstanbul'da köklü üniversite hastanelerinden birinde yoğun bakım biriminde çalışan ve sadece koronavirüs hastalarına bakan hekim, 22 Mart'tan bu yana yoğun bakımdaki hastaların sayısında 10 kat artış olduğunu söylüyor.
Yoğun bakım olarak kullanmak üzere, ameliyathane koridorlarına dahi yatak koyduklarını belirten hekim, hasta sayısı artarken yoğun bakımda çalışan doktor sayısının azaldığını söylüyor:
"Koruyucu ekipman sorununun büyük bir kısmını aştık ama işler çığırından çıkmaya başlamış durumda. Dün hayatımda geçirdiğim en kötü günlerden biriydi. Çok fazla hasta geldi, içlerinde genç hastalar da vardı, durumu kötü olan, yaşlı hastalar da... Yoğun bakım doldu, taştı."
"10-15 yıl önce kullanıp depoya kaldırdığımız eski yoğun bakım cihazlarını depodan çıkarıp tekrar kullanmaya başladık. Yoğun bakım çalışan hekimler olarak sayımız az, ayrıca aramızdan COVID-19 bulaşıp hasta olanlar var. Yani hasta sayısı artıyor, doktor sayısı azalıyor. Böyle bir kısır döngünün içine girdik."
'Önlem almakta geciktik'
Salgının Türkiye'den önce çeşitli ülkelerdeki seyrinin ve olası risklerin çok belirgin olduğunu ifade eden hekim, Türkiye'nin bu salgına hazırlık yapmakta geciktiğini savunuyor.
Çalıştığı hastanede afet tatbikatı yapılmadığını ve hatta yoğun bakım servislerine dair ön planlama dahi yapılmadığını ifade ediyor:
"Biz şu an hala, 'burası da dolunca nereyi yoğun bakım yapacağız' diye tartışıyoruz. Solunum cihazı bulabilecek miyiz diye endişeleniyoruz. Kişisel koruyucu ekipmanlarımızın çoğu kamuoyu baskısıyla karşılandı ama şimdi de hastaların eksikleri mevcut."
"Örneğin infüzyon pompası olmadığı için tedaviye başlayamadığım koronavirüs pozitif hastalar var. Bunun dışında elimizde sadece birkaç adet son teknoloji solunum cihazı bulunuyor. Hasta sayımız artınca depodan 1980, 1985, 1990 yapım, ekranı bile olmayan, manuel çevirmeli vantilatörler (solunum cihazları) çıkardık, hangileri çalışıyorsa onları kullanıyoruz."
Salgının Türkiye'den önce çeşitli ülkelerdeki seyrinin ve olası risklerin çok belirgin olduğunu ifade eden hekim, Türkiye'nin bu salgına hazırlık yapmakta geciktiğini savunuyor.
Çalıştığı hastanede afet tatbikatı yapılmadığını ve hatta yoğun bakım servislerine dair ön planlama dahi yapılmadığını ifade ediyor:
"Biz şu an hala, 'burası da dolunca nereyi yoğun bakım yapacağız' diye tartışıyoruz. Solunum cihazı bulabilecek miyiz diye endişeleniyoruz. Kişisel koruyucu ekipmanlarımızın çoğu kamuoyu baskısıyla karşılandı ama şimdi de hastaların eksikleri mevcut."
"Örneğin infüzyon pompası olmadığı için tedaviye başlayamadığım koronavirüs pozitif hastalar var. Bunun dışında elimizde sadece birkaç adet son teknoloji solunum cihazı bulunuyor. Hasta sayımız artınca depodan 1980, 1985, 1990 yapım, ekranı bile olmayan, manuel çevirmeli vantilatörler (solunum cihazları) çıkardık, hangileri çalışıyorsa onları kullanıyoruz."
'Elimizde her türlü olanağımız var'
İzmir'in en büyük kamu hastanelerinden birinin yoğun bakım servisinde görev yapan bir hekim, kalabalık bir doktor kadrosuna sahip olmanın avantajlarını yaşadıklarını söylüyor.
Hekim, yoğun bakımda tedavisi süren pek çok COVID-19 tanılı hasta olduğunu ve yoğun bakım servislerinin normal kapasitesinin çok üzerinde çalıştığını kaydediyor.
Yoğun bakım servislerinin doluluğu açısından 'Tabii ki bir İtalya durumunda değiliz, en azından hastane koridorlarında hasta bakmıyoruz' diyen hekim, hastanede salgın başladığı andan itibaren çok iyi işleyen bir sistem kurduklarını ve sağlık çalışanlarının koordine içerisinde olduğunu aktarıyor:
"Yoğun bakımda tedavisi sonucu iyileşen hastayı hemen servislere aktarıyoruz. Yoğun bakımda sekiz uzman hekim olarak çalışıyoruz, bunun yanı sıra anestezi ekibinden ve asistanlardan da destek alıyoruz. Kalabalık bir ekip olmanın gücü var. Bu yüzden daha iyi yürütüyoruz sistemi."
"Zaten üst düzey bir yoğun bakım servisine sahip olduğumuz için elimizde her türlü olanağımız var. Yapılabilecek her şeyi yapıyoruz. Büyük bir hastane ve çok yerleşik bir yoğun bakımı var. Uzun süredir oturmuş ve dünya algoritmalarını takip eden bir yoğun bakımımız var."
Hekim, önümüzdeki günlerde yaşanabilecek sorunlar için tedbir almaya başladıklarını ifade ediyor:
"Şimdilik iyi yürütüyoruz ancak hastalar artmaya devam ederse işin boyutu nereye varır kestirmek zor. Biz bununla ilgili önlem olarak merkez yoğun bakım birimimizi büyütmeye başladık. Farklı birimlerin yoğun bakım birimlerini de kendi sistemimize uygun biçimde hastaları karşılamaya hazır hale getiriyoruz."
"Yoğun bakım olarak kullanılabilecek yerleri mümkün olduğunca erkenden, hasta talebi artmadan yatak ve teknik donanımı ile birlikte hazırlamaya çalışıyoruz. Tabii solunum cihazları sıkıntıya girecek. Şimdi değil ama yakın vadede solunum cihazlarıyla ilgili sorun yaşayacağımızı bekliyoruz."
İzmir'in en büyük kamu hastanelerinden birinin yoğun bakım servisinde görev yapan bir hekim, kalabalık bir doktor kadrosuna sahip olmanın avantajlarını yaşadıklarını söylüyor.
Hekim, yoğun bakımda tedavisi süren pek çok COVID-19 tanılı hasta olduğunu ve yoğun bakım servislerinin normal kapasitesinin çok üzerinde çalıştığını kaydediyor.
Yoğun bakım servislerinin doluluğu açısından 'Tabii ki bir İtalya durumunda değiliz, en azından hastane koridorlarında hasta bakmıyoruz' diyen hekim, hastanede salgın başladığı andan itibaren çok iyi işleyen bir sistem kurduklarını ve sağlık çalışanlarının koordine içerisinde olduğunu aktarıyor:
"Yoğun bakımda tedavisi sonucu iyileşen hastayı hemen servislere aktarıyoruz. Yoğun bakımda sekiz uzman hekim olarak çalışıyoruz, bunun yanı sıra anestezi ekibinden ve asistanlardan da destek alıyoruz. Kalabalık bir ekip olmanın gücü var. Bu yüzden daha iyi yürütüyoruz sistemi."
"Zaten üst düzey bir yoğun bakım servisine sahip olduğumuz için elimizde her türlü olanağımız var. Yapılabilecek her şeyi yapıyoruz. Büyük bir hastane ve çok yerleşik bir yoğun bakımı var. Uzun süredir oturmuş ve dünya algoritmalarını takip eden bir yoğun bakımımız var."
Hekim, önümüzdeki günlerde yaşanabilecek sorunlar için tedbir almaya başladıklarını ifade ediyor:
"Şimdilik iyi yürütüyoruz ancak hastalar artmaya devam ederse işin boyutu nereye varır kestirmek zor. Biz bununla ilgili önlem olarak merkez yoğun bakım birimimizi büyütmeye başladık. Farklı birimlerin yoğun bakım birimlerini de kendi sistemimize uygun biçimde hastaları karşılamaya hazır hale getiriyoruz."
"Yoğun bakım olarak kullanılabilecek yerleri mümkün olduğunca erkenden, hasta talebi artmadan yatak ve teknik donanımı ile birlikte hazırlamaya çalışıyoruz. Tabii solunum cihazları sıkıntıya girecek. Şimdi değil ama yakın vadede solunum cihazlarıyla ilgili sorun yaşayacağımızı bekliyoruz."
'Tedaviye başlamak için sadece test sonucuna bakmıyoruz'
Yoğun bakım hekimleri, korona virüs şüphesi bulunan kişilerden alınan PCR test sonuçlarının yanıltıcı olabildiğini söylüyor.
İstanbul'daki hekim, semptom gösteren bir iş arkadaşının test sonucunun negatif geldiğini ancak testlerin 'çok güvenilir' olmadığını söylüyor:
"Hastanemizde, ilk üç testi negatif gelen ancak öldükten sonra pozitif olan kayıplar var. Ölüden aldığımız örnek, daha önceki testlerden farklı olarak pozitif çıkabiliyor. Biz bu durumun farkında olarak, kişinin testi negatif gelse bile gerek tomografi bulguları gerek klinik bulguları değerlendirip o hastayı korona pozitif kabul ederek tedaviye başlıyoruz."
Ankara'daki hekim de hali hazırda yoğun bakımda korona virüs tedavisi alan bazı hastaların test sonucunun 'negatif' olduğunu belirtiyor.
"CPR testi sonucunun birkaç kere negatif geldiği ancak sonradan pozitif geldiği örnekler yaşanıyor" diyen doktor, hastanın tedavisine başlamak için PCR testinden ziyade klinik bulgulara da bakıldığını ifade ediyor:
"Bu işin üç ayağı var: Test, klinik semptom ve tomografi bulgusu. PCR testi negatif olsa bile tomografi ve klinik semptom o kadar belirgin oluyor ki, zaten tedavi uygulamak zorundasınız. Bu durumda PCR pozitif mi negatif mi, çok da ciddiye almıyoruz açıkçası. Örneğin bir kişinin ilk iki PCR testi negatif olabilir ama beş gün sonraki testi pozitif olabiliyor."
Doktor, PCR testi sonuçlarının Türkiye'deki COVID-19 pozitif vakaların kayıt altına alınması açısından önemli olduğunu, ancak bakanlığın test sonucu negatif olsa bile klinik bulgu gösteren kişilerle ilgili olarak da bilgilendirildiğini kaydediyor.
Yoğun bakım hekimleri, korona virüs şüphesi bulunan kişilerden alınan PCR test sonuçlarının yanıltıcı olabildiğini söylüyor.
İstanbul'daki hekim, semptom gösteren bir iş arkadaşının test sonucunun negatif geldiğini ancak testlerin 'çok güvenilir' olmadığını söylüyor:
"Hastanemizde, ilk üç testi negatif gelen ancak öldükten sonra pozitif olan kayıplar var. Ölüden aldığımız örnek, daha önceki testlerden farklı olarak pozitif çıkabiliyor. Biz bu durumun farkında olarak, kişinin testi negatif gelse bile gerek tomografi bulguları gerek klinik bulguları değerlendirip o hastayı korona pozitif kabul ederek tedaviye başlıyoruz."
Ankara'daki hekim de hali hazırda yoğun bakımda korona virüs tedavisi alan bazı hastaların test sonucunun 'negatif' olduğunu belirtiyor.
"CPR testi sonucunun birkaç kere negatif geldiği ancak sonradan pozitif geldiği örnekler yaşanıyor" diyen doktor, hastanın tedavisine başlamak için PCR testinden ziyade klinik bulgulara da bakıldığını ifade ediyor:
"Bu işin üç ayağı var: Test, klinik semptom ve tomografi bulgusu. PCR testi negatif olsa bile tomografi ve klinik semptom o kadar belirgin oluyor ki, zaten tedavi uygulamak zorundasınız. Bu durumda PCR pozitif mi negatif mi, çok da ciddiye almıyoruz açıkçası. Örneğin bir kişinin ilk iki PCR testi negatif olabilir ama beş gün sonraki testi pozitif olabiliyor."
Doktor, PCR testi sonuçlarının Türkiye'deki COVID-19 pozitif vakaların kayıt altına alınması açısından önemli olduğunu, ancak bakanlığın test sonucu negatif olsa bile klinik bulgu gösteren kişilerle ilgili olarak da bilgilendirildiğini kaydediyor.
Akademi Dergisi
Sigara haramdır http://bit.ly/2FD7HWr
Bilim Kurulu Üyesi Kara: Sigarayı bırakmanın tam zamanı
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan ve sigara içenlerde hastalığın ağır seyretme oranının 2.4 kat daha yüksek olduğunu söyledi.
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ve Bağışıklama Derneği Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, Twitter hesabında paylaşımda bulundu.
Kara şunları söyledi:
"Eğer sigara içiyorsanız, şimdi bırakma zamanı. Ne kadar çabuk bırakılırsa, o kadar iyi. Vuhan'da yapılan araştırma, Kovid-19 olan ve aktif sigara içenlerde, hastalığın ağır seyretme olasılığının 2.4 kat daha yüksek olduğunu ortaya koydu."
(Not;Son haftalarda Ok.ru platformuna kısmi sansürler uygulanıyor. Ok.ru bağlantısını VPN kullanarak açabilirsiniz)
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan ve sigara içenlerde hastalığın ağır seyretme oranının 2.4 kat daha yüksek olduğunu söyledi.
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ve Bağışıklama Derneği Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, Twitter hesabında paylaşımda bulundu.
Kara şunları söyledi:
"Eğer sigara içiyorsanız, şimdi bırakma zamanı. Ne kadar çabuk bırakılırsa, o kadar iyi. Vuhan'da yapılan araştırma, Kovid-19 olan ve aktif sigara içenlerde, hastalığın ağır seyretme olasılığının 2.4 kat daha yüksek olduğunu ortaya koydu."
(Not;Son haftalarda Ok.ru platformuna kısmi sansürler uygulanıyor. Ok.ru bağlantısını VPN kullanarak açabilirsiniz)
Akademi Dergisi
Photo
"Bilim Kurulu tam karantina istedi, Erdoğan kabul etmedi"
Sözde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener:
"Kurul'un tam karantina istediğini bizler biliyoruz. Bu isteğin yerine getirilmesi gerekirdi. Ama Erdoğan bunu reddetti."
Sözde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener:
"Kurul'un tam karantina istediğini bizler biliyoruz. Bu isteğin yerine getirilmesi gerekirdi. Ama Erdoğan bunu reddetti."
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
ABD'de COVID19'dan ölen kişileri toplu mezarlara gömüyorlar
ABD’de, koronavirüsün merkez üssü New York’ta, toplu mezarları gösteren dronla ile çekilmiş görüntüler görenleri dehşete düşürdü.
ABD’de, koronavirüsün merkez üssü New York’ta, toplu mezarları gösteren dronla ile çekilmiş görüntüler görenleri dehşete düşürdü.
Huawei‘den Kanada’ya 6 Milyon Maske Bağışı
Kanada'nın 5G altyapı ihalesine talip olan Çin'in casus yazılımı Huawei'nin bu ülkeye 6 milyon maske bağışında bulunacak olması gündem oldu. Kanada Başbakanı Trudeau bağışın 5G ihalesini etkilemeyeceğini savundu. ABD yaptırımlarıyla boğuşan Çinli firmanın New York'a yaptığı maske ve tıbbi malzeme yardımları da dikkat çekiyor.
Çinli casus yazılım firması Huawei'nin corona virüsüne karşı Kanada’da bağışlamaya hazırlandığı tıbbi maskeler olay oldu.
CNBC’nin Kanada basınından aktardığı habere göre Huawei ülkeye 6 milyon maske bağışlamak üzere çalışmalar yürütüyor.
Huawei Kanada'da 5G altyapısı kurmaya talip şirketlerden biriydi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise maske bağışlarının ülkenin 5G altyapısı hakkındaki kararlarını etkilemeyeceğini savunuyor.
Global News'a konuşan Kanada Başbakanı, “Böyle bir bağışın kararlarımızı etkilemesini beklemiyoruz. Hiçbir konuda bir şirket bizi etkilemez” diye konuştu.
Aynı zamanda firmanın kurucusu Reng Zhengfei’nin kızı olan Zeng Wanzhou Huawei CFO'su Meng Wanzhou ABD yaptırımlarının ihlal edildiği gerekçesiyle Kanada'da tutuklu bulunuyor.
ABD yönetimi Huawei'yi Çin hükümetine casusluk yapmakla suçlarken firma ile iş yapmak isteyen müttefik ülkeleri de bundan vazgeçirmeye çalışıyor.
Kanada'nın 5G altyapı ihalesine talip olan Çin'in casus yazılımı Huawei'nin bu ülkeye 6 milyon maske bağışında bulunacak olması gündem oldu. Kanada Başbakanı Trudeau bağışın 5G ihalesini etkilemeyeceğini savundu. ABD yaptırımlarıyla boğuşan Çinli firmanın New York'a yaptığı maske ve tıbbi malzeme yardımları da dikkat çekiyor.
Çinli casus yazılım firması Huawei'nin corona virüsüne karşı Kanada’da bağışlamaya hazırlandığı tıbbi maskeler olay oldu.
CNBC’nin Kanada basınından aktardığı habere göre Huawei ülkeye 6 milyon maske bağışlamak üzere çalışmalar yürütüyor.
Huawei Kanada'da 5G altyapısı kurmaya talip şirketlerden biriydi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise maske bağışlarının ülkenin 5G altyapısı hakkındaki kararlarını etkilemeyeceğini savunuyor.
Global News'a konuşan Kanada Başbakanı, “Böyle bir bağışın kararlarımızı etkilemesini beklemiyoruz. Hiçbir konuda bir şirket bizi etkilemez” diye konuştu.
Aynı zamanda firmanın kurucusu Reng Zhengfei’nin kızı olan Zeng Wanzhou Huawei CFO'su Meng Wanzhou ABD yaptırımlarının ihlal edildiği gerekçesiyle Kanada'da tutuklu bulunuyor.
ABD yönetimi Huawei'yi Çin hükümetine casusluk yapmakla suçlarken firma ile iş yapmak isteyen müttefik ülkeleri de bundan vazgeçirmeye çalışıyor.
Sayın Putin, Rusya'nın askeri teçhizat ihracat hacmi hakkında konuştu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2019'da 15 milyar dolar tutarında Rus askeri teçhizatının başka ülkelere ihraç edildiğini ve sipariş pörtföyünün 55 milyar dolardan fazla olduğunu söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin askeri teçhizatihracat hacmine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yabancı Ülkelerle Askeri Teknik İşbirliği Komisyonu toplantısında konuşan Putin, şu ifadeleri kullandı:
"Geçen yıl askeri teknik işbirliğinin sonuçları kesinlikle olumluydu. Genel olarak olumsuz konjüktüre ve rakiplerin sert muhalefetine rağmen, yabancı devletlerle askeri ve teknik işbirliği sistemi başarılı bir şekilde çalıştı. Planlarımızı tam olarak gerçekleştirmekle kalmadık, aynı zamanda onları yüzde 2 oranında aştık. Yurt dışına 15 milyar doları aşan askeri teçhizat tedarik edildi. Sipariş portföyü bugün 55 milyar dolardan fazla. Ortaklar arasında yaklaşık 100 ülke var."
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2019'da 15 milyar dolar tutarında Rus askeri teçhizatının başka ülkelere ihraç edildiğini ve sipariş pörtföyünün 55 milyar dolardan fazla olduğunu söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin askeri teçhizatihracat hacmine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yabancı Ülkelerle Askeri Teknik İşbirliği Komisyonu toplantısında konuşan Putin, şu ifadeleri kullandı:
"Geçen yıl askeri teknik işbirliğinin sonuçları kesinlikle olumluydu. Genel olarak olumsuz konjüktüre ve rakiplerin sert muhalefetine rağmen, yabancı devletlerle askeri ve teknik işbirliği sistemi başarılı bir şekilde çalıştı. Planlarımızı tam olarak gerçekleştirmekle kalmadık, aynı zamanda onları yüzde 2 oranında aştık. Yurt dışına 15 milyar doları aşan askeri teçhizat tedarik edildi. Sipariş portföyü bugün 55 milyar dolardan fazla. Ortaklar arasında yaklaşık 100 ülke var."
Akademi Dergisi
'Rusya ve Suudi Arabistan, petrol piyasasını istikrara kavuşturma konusunda uzlaştı' Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Rusya ve Suudi Arabistan'ın petrol piyasasını istikrara kavuşturmak için ilerleme kaydetme konusunda uzlaştığını…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Trump, Putin ve Salman ile yapılan konuşma hakkında konuştu:
"Petrol üretimi, ülkelerimizin endüstrisindeki durumun nasıl iyileştirileceği hakkında büyük bir konuşmaydı,güzel bir sohbet gerçekleştirdik, bakalım ne olacak? OPEC bugün bir araya geldi, bir anlaşmaya yakın olduklarını söyleyebilirim. Yakında öğreneceğiz. Sadece bu konuşmayı yaptık, bu yüzden yoğun bir buçuk saat oldu. ”
"Petrol üretimi, ülkelerimizin endüstrisindeki durumun nasıl iyileştirileceği hakkında büyük bir konuşmaydı,güzel bir sohbet gerçekleştirdik, bakalım ne olacak? OPEC bugün bir araya geldi, bir anlaşmaya yakın olduklarını söyleyebilirim. Yakında öğreneceğiz. Sadece bu konuşmayı yaptık, bu yüzden yoğun bir buçuk saat oldu. ”
İtalya'da koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 18 bin 279'a yükseldi
İtalya Sivil Savunma Genel Müdürü Angelo Borrelli, ülkede 7 haftadır süren Kovid-19 salgınına ilişkin son bilgileri başkentte düzenlediği basın toplantısında paylaştı.
Borrelli, ülkede mevcut vaka sayısının 96 bin 877'ye çıktığını, bu sayıya ölenler ve iyileşenler dahil edildiğinde Kovid-19 bulaşanların toplam sayısının ise 143 bin 626'ya ulaştığını belirtti.
Angelo Borelli, iyileşenlerin sayısının ise bugün 1979'luk artışla 28 bin 470'e yükseldiğini kaydetti.
Yüksek Sağlık Enstitüsü Konseyi Başkanı Prof. Franco Locatelli de yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısındaki düşüşün art arda 5 gündür sürdüğünü belirtti.
Locatelli, ülkede bir süredir sayıların düşmesiyle gündeme gelen normale dönüş konusunda çok dikkatli olmaları gerektiğini, çünkü virüsün ikinci yayılma dalgasıyla karşılaşma riskleri olduğunu söyledi.
İtalya Sivil Savunma Genel Müdürü Angelo Borrelli, ülkede 7 haftadır süren Kovid-19 salgınına ilişkin son bilgileri başkentte düzenlediği basın toplantısında paylaştı.
Borrelli, ülkede mevcut vaka sayısının 96 bin 877'ye çıktığını, bu sayıya ölenler ve iyileşenler dahil edildiğinde Kovid-19 bulaşanların toplam sayısının ise 143 bin 626'ya ulaştığını belirtti.
Angelo Borelli, iyileşenlerin sayısının ise bugün 1979'luk artışla 28 bin 470'e yükseldiğini kaydetti.
Yüksek Sağlık Enstitüsü Konseyi Başkanı Prof. Franco Locatelli de yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısındaki düşüşün art arda 5 gündür sürdüğünü belirtti.
Locatelli, ülkede bir süredir sayıların düşmesiyle gündeme gelen normale dönüş konusunda çok dikkatli olmaları gerektiğini, çünkü virüsün ikinci yayılma dalgasıyla karşılaşma riskleri olduğunu söyledi.