Trablus hükümetinden Türkiye Merkez Bankası'na 4 milyar dolar
Libya Merkez Bankası Likidite Kriz Komitesi Başkanı Ramzi Ragab Agha, Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) Türkiye Merkez Bankası'na 4 milyar dolar aktardığını açıkladı.
Agha, Libya'da Trablusgarp merkezli hükümet tarafından Türkiye Merkez Bankası'na son birkaç gün içinde 4 milyar dolar nakit rezervinin mevduat olarak aktarıldığını söyledi.
Agha, bu yatırımın Türkiye’nin askeri desteğini, yaralanan savaşçıların tedavisini ve Kaddafi dönemi Türk şirketlerinin haklarının iadesini güvence altına alacağını ifade etti.
Agha bu transferin dolar karşısında değer kaybeden Türk Lirası'na olumlu etkisi olacağını kaydetti.
Mohamed Rabie al-Dehey isimli Türkiye uzmanının iddiasına göre ise UMH ilk defa Türkiye’ye para aktarmıyor. Söylendiğine göre 2018’in sonunda 2,5 milyar dolar, 2020’nin başında 5,2 milyar dolar aktarmıştı.
Al-Dehey bu ödemelerin AKPKK'li sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne verdiği desteğin bir karşılığı olarak yapıldığını söyledi.
Libya Merkez Bankası Likidite Kriz Komitesi Başkanı Ramzi Ragab Agha, Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) Türkiye Merkez Bankası'na 4 milyar dolar aktardığını açıkladı.
Agha, Libya'da Trablusgarp merkezli hükümet tarafından Türkiye Merkez Bankası'na son birkaç gün içinde 4 milyar dolar nakit rezervinin mevduat olarak aktarıldığını söyledi.
Agha, bu yatırımın Türkiye’nin askeri desteğini, yaralanan savaşçıların tedavisini ve Kaddafi dönemi Türk şirketlerinin haklarının iadesini güvence altına alacağını ifade etti.
Agha bu transferin dolar karşısında değer kaybeden Türk Lirası'na olumlu etkisi olacağını kaydetti.
Mohamed Rabie al-Dehey isimli Türkiye uzmanının iddiasına göre ise UMH ilk defa Türkiye’ye para aktarmıyor. Söylendiğine göre 2018’in sonunda 2,5 milyar dolar, 2020’nin başında 5,2 milyar dolar aktarmıştı.
Al-Dehey bu ödemelerin AKPKK'li sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne verdiği desteğin bir karşılığı olarak yapıldığını söyledi.
Akademi Dergisi
Şimdi, Türkiye'deki hatta dünyadaki en büyük teröristlerden ve vatan hainlerinden biri olan gizli Yahudi Doğu Perinçek'in halini, yüz ifadesini de görmek isterdim. Ankebut Ağı'nın mensubu ve CIA ile MİT'in ortak personeli olup Suriye, Çin, Rusya yanlısı…
Vatan Partisi Genel Başkanı gizli yahudi/ermeni (pakraduni) CIA+MİT ortak casusu Doğu Perinçek’in ulusal basında katıldığı canlı yayında sarf ettiği sözler geceye damgasını vurdu.
Cemaat ve tarikatların hedef alındığı tartışmada Perinçek, “Tarikatları ve cemaatleri şeytanlaştıran AK Parti Hükumetidir ve çok doğru yaptı” dedi
Cemaat ve tarikatların hedef alındığı tartışmada Perinçek, “Tarikatları ve cemaatleri şeytanlaştıran AK Parti Hükumetidir ve çok doğru yaptı” dedi
🦋 Panama'da görüntülenen muhteşem cam kanatlı kelebeği izliyorsunuz. Her kelebek gibi ayaklarıyla tat kontrolü yapan bu cam kanatlı kelebek besinleri hortum benzeri ağzıyla mideye indirir. Cam kanatları mükemmel şekilde kamufle olmasına ve yırtıcılardan saklanmasına yardım eder.
Akademi Dergisi
Photo
Tarih/arşiv asla unutmaz
Sayın Vladimir Vladimiroviç Putin:
"Türkiye'de çok sayıda eski ve güvenilir dostumuz var. Onlar, askerlerimizin ölümünden doğrudan sorumlu olan bazı üst düzey yetkililerden farklı kişiler. Ama yapılanı unutmayacağız. Arkamızdan vurulduk. Bunu neden yaptıklarını sadece Allah biliyor. Allah Türkiye'deki yönetici eliti, muhakeme yeteneğinden yoksun bırakarak cezalandırmaya karar verdi. Türkler yaptıklarından dolayı fazlasıyla pişman olacak."
3 Aralık 2015
Sayın Vladimir Vladimiroviç Putin:
"Türkiye'de çok sayıda eski ve güvenilir dostumuz var. Onlar, askerlerimizin ölümünden doğrudan sorumlu olan bazı üst düzey yetkililerden farklı kişiler. Ama yapılanı unutmayacağız. Arkamızdan vurulduk. Bunu neden yaptıklarını sadece Allah biliyor. Allah Türkiye'deki yönetici eliti, muhakeme yeteneğinden yoksun bırakarak cezalandırmaya karar verdi. Türkler yaptıklarından dolayı fazlasıyla pişman olacak."
3 Aralık 2015
İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmü ile ilgili yeni belgeler sızdı
BBC, Çin’in gözaltı kamplarında tutulan yüz binlerce Müslüman Uygur Türkünün geleceğini nasıl belirlediğini ortaya çıkaran belgelere ulaştı. 137 sayfalık raporda insanların ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları gibi bilgiler yer aldı. Financial Times’ta ise yasaklı hareketler listelendi.
Çin’in batısındaki Sincan’daki 3 binden fazla kişinin kişisel bilgilerinin yer aldığı belgede, bu kişilerin günlük hayatlarına dair çok özel detaylar da var. 137 sayfalık, birçok grafiğe de yer veren raporda yer alan kişilerin ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları ve aile bireyleriyle ilişkileri de yer alıyor. Çin ise yanlış bir şey yapmadığını, “terörle ve radikal dini gruplarla mücadele ettiğini” söylüyor.
Memettohti ailesinin fotoğrafını Financial Times paylaştı. Gazete fotoğrafta beyaz başörtüsüyle görülen Patem’in bir süredir kayıp olduğunu yazdı.
BBC, Çin’in gözaltı kamplarında tutulan yüz binlerce Müslüman Uygur Türkünün geleceğini nasıl belirlediğini ortaya çıkaran belgelere ulaştı. 137 sayfalık raporda insanların ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları gibi bilgiler yer aldı. Financial Times’ta ise yasaklı hareketler listelendi.
Çin’in batısındaki Sincan’daki 3 binden fazla kişinin kişisel bilgilerinin yer aldığı belgede, bu kişilerin günlük hayatlarına dair çok özel detaylar da var. 137 sayfalık, birçok grafiğe de yer veren raporda yer alan kişilerin ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları ve aile bireyleriyle ilişkileri de yer alıyor. Çin ise yanlış bir şey yapmadığını, “terörle ve radikal dini gruplarla mücadele ettiğini” söylüyor.
Memettohti ailesinin fotoğrafını Financial Times paylaştı. Gazete fotoğrafta beyaz başörtüsüyle görülen Patem’in bir süredir kayıp olduğunu yazdı.
KRİTİK SORU: KAMPTA MI KALMALI?
Kamptan ayrılan bazı kişilerin de bilgilerinin ardından “geri getirilmeli” ya da “serbest kalabilir” kararı alındığı görülüyor. Örneğin 598 numaralı grafikte 38 yaşındaki Helçem isimli bir kadının, kamptan çıktıktan yıllar sonra yeniden gözaltına alınması kararı alınmış. Bunun için de tek bir sebep gösterilmiş: Yıllar önce başörtüsü takmıştı.
Elde edilen belgelerde bazı Uygur Türklerinin sadece başörtüsü taktığı için yakalandığı görülüyor.
Sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa alınmış olanlar da var. Buna göre Doğu Türkistan’dan dışarı çıkmak isteyen Uygur Türklerine de “radikal” muamelesi yapılıyor.
66 numaralı grafikte, 34 yaşındaki Memettohti isimli bir kişinin “pratikte risk oluşturmadığı” halde sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa geri gönderildiği görülüyor. 28 yaşındaki Nurmemet’in de kampa yeniden alınmasının sebebi, “başka bir sorun olmadığı” belirtilerek şu sözlerle açıklanıyor: “Bir linke tıkladı ve bilmeden yabancı bir web sayfasına ulaştı.”
Kamptan ayrılan bazı kişilerin de bilgilerinin ardından “geri getirilmeli” ya da “serbest kalabilir” kararı alındığı görülüyor. Örneğin 598 numaralı grafikte 38 yaşındaki Helçem isimli bir kadının, kamptan çıktıktan yıllar sonra yeniden gözaltına alınması kararı alınmış. Bunun için de tek bir sebep gösterilmiş: Yıllar önce başörtüsü takmıştı.
Elde edilen belgelerde bazı Uygur Türklerinin sadece başörtüsü taktığı için yakalandığı görülüyor.
Sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa alınmış olanlar da var. Buna göre Doğu Türkistan’dan dışarı çıkmak isteyen Uygur Türklerine de “radikal” muamelesi yapılıyor.
66 numaralı grafikte, 34 yaşındaki Memettohti isimli bir kişinin “pratikte risk oluşturmadığı” halde sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa geri gönderildiği görülüyor. 28 yaşındaki Nurmemet’in de kampa yeniden alınmasının sebebi, “başka bir sorun olmadığı” belirtilerek şu sözlerle açıklanıyor: “Bir linke tıkladı ve bilmeden yabancı bir web sayfasına ulaştı.”
“SADECE UYGUR TÜRKLERİ DEĞİL”
311 asıl kişinin tümü, Doğu Türkistan’daki Hotan şehrine yakın, nüfusunun yüzde 90’ının Uygur Türkü olduğu Karakaş ilçesinde yaşıyor. Çin son yıllarda bölgeye Çin’deki baskın etnik grup olan Han topluluğundan milyonlarca insan yerleştiriyor. Bu da bölgede gerilime yol açıyor. Bu gerilim sonucunda zaman zaman şiddet olayları yaşanıyor ve Çin’in bu olaylara tepkisi sert oluyor.
Belgelerde adı geçen bir Uygur Türkü, istemeden yabancı bir ülkedeki internet sitesine girdiği için yakalandığı görülüyor.
Bu yüzden yalnızca Uygun Türkleri değil, Doğu Türkistan’daki diğer Müslüman azınlıklar olan Kazaklar ve Kırgızlar da benzer şekilde gözaltına alınıyor. 2017 başında kamplara yerleştirme programı başladığında, “köy merkezli çalışma grupları” olarak bilinen Komünist Parti’ye bağlı bazı işçiler Uygur toplumuyla ilgili de bir tarama yapmıştı.
Her bir üye bir grup Uygur Türkü için görevlendirildi. Bu üyeler, kendisine verilmiş Uygur Türkü ailelerle tanıştı, evlerine girip çıktı ve günlük pratikleriyle ilgili, evdeki “dini atmosferle” ilgili, örneğin evde kaç kutsal kitap bulunduğuna dair notlar aldı.
311 asıl kişinin tümü, Doğu Türkistan’daki Hotan şehrine yakın, nüfusunun yüzde 90’ının Uygur Türkü olduğu Karakaş ilçesinde yaşıyor. Çin son yıllarda bölgeye Çin’deki baskın etnik grup olan Han topluluğundan milyonlarca insan yerleştiriyor. Bu da bölgede gerilime yol açıyor. Bu gerilim sonucunda zaman zaman şiddet olayları yaşanıyor ve Çin’in bu olaylara tepkisi sert oluyor.
Belgelerde adı geçen bir Uygur Türkü, istemeden yabancı bir ülkedeki internet sitesine girdiği için yakalandığı görülüyor.
Bu yüzden yalnızca Uygun Türkleri değil, Doğu Türkistan’daki diğer Müslüman azınlıklar olan Kazaklar ve Kırgızlar da benzer şekilde gözaltına alınıyor. 2017 başında kamplara yerleştirme programı başladığında, “köy merkezli çalışma grupları” olarak bilinen Komünist Parti’ye bağlı bazı işçiler Uygur toplumuyla ilgili de bir tarama yapmıştı.
Her bir üye bir grup Uygur Türkü için görevlendirildi. Bu üyeler, kendisine verilmiş Uygur Türkü ailelerle tanıştı, evlerine girip çıktı ve günlük pratikleriyle ilgili, evdeki “dini atmosferle” ilgili, örneğin evde kaç kutsal kitap bulunduğuna dair notlar aldı.
NOTLARDA HER ŞEY VAR
Sosyal çevreleri ve hangi aile üyeleriyle görüştükleri de bu notlara girdi. Ardından görüştükleri her bir kişinin geçmişi, ne sıklıkla dua ettikleri, daha önce kampa alınıp alınmadıkları veya hiç yurt dışına çıkıp çıkmadıklarına dair bilgiler araştırılıp notların devamına ekleniyor. Bu 311 kişilik listedeki herkesin yurt dışında yaşayan bir akrabası var. Bu da “potansiyel sadakatsizlik” belirtisi olarak görülüyor ve bu kişilerin tümü, sadece bu gerekçeyle de olsa kamplara gönderiliyor.
Yusuf isimli 65 yaşındaki bir adamın da iki kızının 2014 ve 2015’te başörtüsü ve burka taktığı, oğlunun da siyasal İslam eğilimi olduğu yazılıyor. Ailesiyle ilgili şüphelerden dolayı Yusuf’un “kamptaki eğitiminin devam etmesine” karar veriliyor.
İşçilerin topladığı bilgiler Doğu Türkistan’ın geniş veri sistemi olan “Bütünleştirilmiş Birleşik Operasyon Platformu”na da (IJOP) yüklenmiş. IJOP, bölgedeki kamera kayıtlarına ve polislerin yaptığı gözlemlere de yer veriyor. Her vatandaşın yüklemesinin zorunlu olduğu bir mobil casus yazılımdan elde edilen bilgiler de var.
Çin’in işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki politikaları üzerine çalışan, dünyanın önde gelen uzmanlarından Dr. Adrian Zenz, IJOP’ta toplanan bilgilerin “köy merkezli çalışma gruplarına” bir cep telefonu bildirimiyle gönderilerek belirli bir kişinin incelenmesini isteyebileceklerini söylüyor.
Sosyal çevreleri ve hangi aile üyeleriyle görüştükleri de bu notlara girdi. Ardından görüştükleri her bir kişinin geçmişi, ne sıklıkla dua ettikleri, daha önce kampa alınıp alınmadıkları veya hiç yurt dışına çıkıp çıkmadıklarına dair bilgiler araştırılıp notların devamına ekleniyor. Bu 311 kişilik listedeki herkesin yurt dışında yaşayan bir akrabası var. Bu da “potansiyel sadakatsizlik” belirtisi olarak görülüyor ve bu kişilerin tümü, sadece bu gerekçeyle de olsa kamplara gönderiliyor.
Yusuf isimli 65 yaşındaki bir adamın da iki kızının 2014 ve 2015’te başörtüsü ve burka taktığı, oğlunun da siyasal İslam eğilimi olduğu yazılıyor. Ailesiyle ilgili şüphelerden dolayı Yusuf’un “kamptaki eğitiminin devam etmesine” karar veriliyor.
İşçilerin topladığı bilgiler Doğu Türkistan’ın geniş veri sistemi olan “Bütünleştirilmiş Birleşik Operasyon Platformu”na da (IJOP) yüklenmiş. IJOP, bölgedeki kamera kayıtlarına ve polislerin yaptığı gözlemlere de yer veriyor. Her vatandaşın yüklemesinin zorunlu olduğu bir mobil casus yazılımdan elde edilen bilgiler de var.
Çin’in işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki politikaları üzerine çalışan, dünyanın önde gelen uzmanlarından Dr. Adrian Zenz, IJOP’ta toplanan bilgilerin “köy merkezli çalışma gruplarına” bir cep telefonu bildirimiyle gönderilerek belirli bir kişinin incelenmesini isteyebileceklerini söylüyor.
88 KİŞİ GÜVENİLMEZ DENİLEREK KAMPA GÖNDERİLDİ
Yanlışlıkla yabancı bir web sitesine giren kişinin de IJOP bildirimi sebebiyle araştırılmış olabileceğini belirtiyor. IJOP’un yapay zekası, gözetlenen kişilerin faaliyetlerini inceleyerek görevlilere incelenmesi gerektiği kişi hakkında bildirim gönderiyor.
Belgelerde, 88 kişinin sadece “güvenilmez” olduğu için kamplara alınmasına karar verildiği görülüyor. Bu kişiler için başka bir gerekçe gösterilmiyor. Çin ise işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki politikasında “halkın dini özgürlüklerine saygı duyduğunu” belirtiyor ve kamplarda aşırılıkçı gruplar ve “terörizmle” mücadele ettiklerini; sadece terör suçlamasıyla ceza almış kişilerin kamplara gönderildiğini söylüyor.
Ancak BBC’nin elde ettiği belgelerde bu kişilere dair suç, soruşturma ya da ceza bilgisine rastlanmıyor. Kamplara gönderilme gerekçesi olarak pasaport başvuruları, bir akrabanın yurt dışında olması, ailesinin eğilimleri ya da “güvenilmez” olması gösteriliyor.
Belgeleri BBC’ye veren Asiye Abdulaheb Çin’deki ailesiyle iletişim kuramadığını söyledi.
Yanlışlıkla yabancı bir web sitesine giren kişinin de IJOP bildirimi sebebiyle araştırılmış olabileceğini belirtiyor. IJOP’un yapay zekası, gözetlenen kişilerin faaliyetlerini inceleyerek görevlilere incelenmesi gerektiği kişi hakkında bildirim gönderiyor.
Belgelerde, 88 kişinin sadece “güvenilmez” olduğu için kamplara alınmasına karar verildiği görülüyor. Bu kişiler için başka bir gerekçe gösterilmiyor. Çin ise işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki politikasında “halkın dini özgürlüklerine saygı duyduğunu” belirtiyor ve kamplarda aşırılıkçı gruplar ve “terörizmle” mücadele ettiklerini; sadece terör suçlamasıyla ceza almış kişilerin kamplara gönderildiğini söylüyor.
Ancak BBC’nin elde ettiği belgelerde bu kişilere dair suç, soruşturma ya da ceza bilgisine rastlanmıyor. Kamplara gönderilme gerekçesi olarak pasaport başvuruları, bir akrabanın yurt dışında olması, ailesinin eğilimleri ya da “güvenilmez” olması gösteriliyor.
Belgeleri BBC’ye veren Asiye Abdulaheb Çin’deki ailesiyle iletişim kuramadığını söyledi.
İŞTE YASAK HAREKETLER
İngiltere’nin saygın gazetelerinden Financial Times da belgeleri paylaşırken, Uygur Türklerinin hapse gitmesine sebep olan yasaklı durumları listeledi.
– Aile planlama kurallarını yıkmak
– 26 ‘hassas’ ülkeden birine gitmek
– 2009’daki protestolara katılmak
– Hacca gitmek
– Tutuklu biriyle akraba olmak
– Güvenilir olmamak
– İbadet için ‘yasa dışı’ bir alan sunmak
– Camiden kitaplar alıp gizlice evde okumak
– Pasaport sahibi olmak
– Sakallı olmak
– Resmi din adamı olmamak
– Çin hükümetinin yasakladığı sitelere girmek
– “Yasaklı” kitaplara sahip olmak
– Sahte belgeyle evlenmek
– 16 yaşından küçük çocuklara kutsal kitap okumak
– Yasaklı sitelere girmek
– Camilere bağışta bulunmak
– Yerel yetkililere itaatsizlik
– Kamuya açık alanda dua etmek
– Yurt dışından birini aramak
– Daha önce cezaevinde kalmış olmak
– Şiddet videoları indirmek
İngiltere’nin saygın gazetelerinden Financial Times da belgeleri paylaşırken, Uygur Türklerinin hapse gitmesine sebep olan yasaklı durumları listeledi.
– Aile planlama kurallarını yıkmak
– 26 ‘hassas’ ülkeden birine gitmek
– 2009’daki protestolara katılmak
– Hacca gitmek
– Tutuklu biriyle akraba olmak
– Güvenilir olmamak
– İbadet için ‘yasa dışı’ bir alan sunmak
– Camiden kitaplar alıp gizlice evde okumak
– Pasaport sahibi olmak
– Sakallı olmak
– Resmi din adamı olmamak
– Çin hükümetinin yasakladığı sitelere girmek
– “Yasaklı” kitaplara sahip olmak
– Sahte belgeyle evlenmek
– 16 yaşından küçük çocuklara kutsal kitap okumak
– Yasaklı sitelere girmek
– Camilere bağışta bulunmak
– Yerel yetkililere itaatsizlik
– Kamuya açık alanda dua etmek
– Yurt dışından birini aramak
– Daha önce cezaevinde kalmış olmak
– Şiddet videoları indirmek
Akademi Dergisi
https://plus.google.com/b/113566068609247418208/+Akademidergisi/posts/Jm4UDMmTdGi
Sözde İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok partisinden istifa etti
"Soros vakıflarında görev yapanlar Başkanlık Divanında en hassas görevlere getirildi. Genel Başkan Meral Akşener durumu bilmesine rağmen bu kişilerin en hassas birimlerde görevlendirilmesinde bir sakınca görmedi"
"Soros vakıflarında görev yapanlar Başkanlık Divanında en hassas görevlere getirildi. Genel Başkan Meral Akşener durumu bilmesine rağmen bu kişilerin en hassas birimlerde görevlendirilmesinde bir sakınca görmedi"
BM: Libya'da 150 bin ila 200 bin ton denetimsiz silah var
BM Libya İnsani Yardım Koordinatörü Hillo, dünyadaki en fazla denetimsiz askeri mühimmatın Libya'da olduğunu, 150 bin ila 200 bin ton arasında denetimsiz silah bulunduğunu bildirdi.
Libya'nın başkenti Trablus'tan telekonferans yoluyla ülkedeki insan durum ve gelişmelere ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Libya İnsani Yardım Koordinatörü Yakub El Hillo, 6 milyon nüfuslu ülkede uzun süredir devam eden savaşın Libya'nın her kesiminden sivilleri daha önce hiç görülmemiş bir boyutta etkilediğini söyledi.
El Hillo, patlayıcı silahların sayısının artmasının çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine ve yerinden edilmelere neden olduğunu belirterek, "Dünyadaki en fazla denetimsiz askeri mühimmatın olduğu Libya'da 150 bin ila 200 bin ton arasında denetimsiz silah bulunduğu tahmin ediliyor ve Libya, insansız hava araçları teknolojisinin kullanıldığı dünyanın en büyük tiyatrosu haline geldi." ifadelerini kullandı.
BM Libya İnsani Yardım Koordinatörü Hillo, dünyadaki en fazla denetimsiz askeri mühimmatın Libya'da olduğunu, 150 bin ila 200 bin ton arasında denetimsiz silah bulunduğunu bildirdi.
Libya'nın başkenti Trablus'tan telekonferans yoluyla ülkedeki insan durum ve gelişmelere ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Libya İnsani Yardım Koordinatörü Yakub El Hillo, 6 milyon nüfuslu ülkede uzun süredir devam eden savaşın Libya'nın her kesiminden sivilleri daha önce hiç görülmemiş bir boyutta etkilediğini söyledi.
El Hillo, patlayıcı silahların sayısının artmasının çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine ve yerinden edilmelere neden olduğunu belirterek, "Dünyadaki en fazla denetimsiz askeri mühimmatın olduğu Libya'da 150 bin ila 200 bin ton arasında denetimsiz silah bulunduğu tahmin ediliyor ve Libya, insansız hava araçları teknolojisinin kullanıldığı dünyanın en büyük tiyatrosu haline geldi." ifadelerini kullandı.
Akademi Dergisi
Photo
Çin Dışişleri'nden ABD'ye: Dünyanın en büyük siber casusu, hacker imparatorluğu
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, ABD'nin dünyanın en büyük 'siber casusu' olduğunu söyleyerek, ülkeyi 'hacker imparatorluğu' olarak nitelendirdi.
Çin ile ABD arasında, 56. Mühih Güvenlik Konferası'nda ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Mark Esper'in, Çinli telekomünikasyon devi Huawei'yi hedef alan açıklamaları sonrasında başlayan tartışmalar sürüyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, yaptığı açıklamada ABD'yi 'hacker imparatorluğu' olarak nitelendirerek, şunları söyledi:
"Gerçekler, bir kere ABD'nin uluslararası siber alanda en büyük telekulak ve tam anlamıyla hacker imparatorluğu olduğunu göstermiştir. Telefon dinleme faaliyetleri gerçek bir haydutluk, kanunsuzluk ve kargaşa noktasına ulaştı."
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, ABD'nin dünyanın en büyük 'siber casusu' olduğunu söyleyerek, ülkeyi 'hacker imparatorluğu' olarak nitelendirdi.
Çin ile ABD arasında, 56. Mühih Güvenlik Konferası'nda ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Mark Esper'in, Çinli telekomünikasyon devi Huawei'yi hedef alan açıklamaları sonrasında başlayan tartışmalar sürüyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, yaptığı açıklamada ABD'yi 'hacker imparatorluğu' olarak nitelendirerek, şunları söyledi:
"Gerçekler, bir kere ABD'nin uluslararası siber alanda en büyük telekulak ve tam anlamıyla hacker imparatorluğu olduğunu göstermiştir. Telefon dinleme faaliyetleri gerçek bir haydutluk, kanunsuzluk ve kargaşa noktasına ulaştı."
ABD'yi bu hatayı en kısa sürede düzeltmeye ve yaptırımları kaldırmaya çağırıyoruz
Şuang'ın açıklamaları, Washington Post gazetesi, Alman kamu yayın kuruluşu ZDF ve İsviçre'nin kamusal radyo televizyonu SRF'nin ortak araştırma haberinin ardından geldi.
Haberde, CIA ile BND'ye ait İsviçre merkezli Crypto AG şirketinin sattığı kripto cihazları ve iletişim hatları üzerinden 130'dan fazla ülkenin en gizli sırlarına ulatığı ortaya çıkarılmıştı. Habere göre, bu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyordu.
Şuang, ayrıca ABD'nin geçen hafta kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin ABD yasalarını ihlal ettikleri suçlamasıyla 5 Çinli şirkete yaptırım uygulama kararına ilişkin yorumda bulundu.
Sözcü, Çin'in tek taraflı yaptırımlara şiddetle karşı çıktığını kaydederek, ABD'nin uluslararası yargı ilkesini kendi ulusal yasaları temelinde kullandığını belirtti.
Şuang, "ABD'yi bu hatayı en kısa sürede düzeltmeye ve yaptırımları kaldırmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Şuang'ın açıklamaları, Washington Post gazetesi, Alman kamu yayın kuruluşu ZDF ve İsviçre'nin kamusal radyo televizyonu SRF'nin ortak araştırma haberinin ardından geldi.
Haberde, CIA ile BND'ye ait İsviçre merkezli Crypto AG şirketinin sattığı kripto cihazları ve iletişim hatları üzerinden 130'dan fazla ülkenin en gizli sırlarına ulatığı ortaya çıkarılmıştı. Habere göre, bu ülkeler arasında Türkiye de yer alıyordu.
Şuang, ayrıca ABD'nin geçen hafta kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin ABD yasalarını ihlal ettikleri suçlamasıyla 5 Çinli şirkete yaptırım uygulama kararına ilişkin yorumda bulundu.
Sözcü, Çin'in tek taraflı yaptırımlara şiddetle karşı çıktığını kaydederek, ABD'nin uluslararası yargı ilkesini kendi ulusal yasaları temelinde kullandığını belirtti.
Şuang, "ABD'yi bu hatayı en kısa sürede düzeltmeye ve yaptırımları kaldırmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.