Akademi Dergisi
Video
Mangal gibi yürek var baba yiğitte
Dün Rakka'da ABD konvoyuna karşı çıkan ve Amerikan bayrağını kendi eliyle indiren temizlik işçisi Fethi el Berho, bugün, Tv'de yaptığı açıklamada:
"Suriye Devleti'nin bayrağı dışında her bayrak işgal bayrağıdır..."
Dün Rakka'da ABD konvoyuna karşı çıkan ve Amerikan bayrağını kendi eliyle indiren temizlik işçisi Fethi el Berho, bugün, Tv'de yaptığı açıklamada:
"Suriye Devleti'nin bayrağı dışında her bayrak işgal bayrağıdır..."
Akademi Dergisi
Türk askerleri Suriye'de kimin için ölüyor? Kendi evinin yolunu bulabilecek kadar aklı olan bir çocuk bile sadece şu videoyu izleyip hakikati görebilir. ABD'nin Suriye özel temsilcisi Jeffrey, yaşamını yitiren Türk askerlerinden bahsederken "Şehitlerimiz"…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü sayın Maria Zakharova:
"Davet edilmediğiniz bir ülkenin topraklarında size saldırı olması doğaldır. NATO’dan destek istemeden iki defa düşünmeleri gerekir. NATO’nun bölgedeki sorunları çözebilecek gücü olsa zaten çözerdi."
"Davet edilmediğiniz bir ülkenin topraklarında size saldırı olması doğaldır. NATO’dan destek istemeden iki defa düşünmeleri gerekir. NATO’nun bölgedeki sorunları çözebilecek gücü olsa zaten çözerdi."
Sıla-i rahimde on güzellik vardır:
1- Sıla-i rahimde Allâhü Teâlâ'nın rızası vardır. Zira Allâhü Teâlâ sıla-i rahim yapılmasını emretmiştir.
2- Ziyaret, akrabaları sevindirir. Nitekim hadîs-i şerîf-te “Amellerin en faziletlisi mü’mini sevindirmektir.” buyrulmuştur.
3- Melekler de sevinirler,
4- Sıla-i rahimde bulunan kişiyi Müslümanlar takdir edip överler,
5- İblis aleyhilla'ne gam ve kedere boğulur, üzülür.
6- Sıla-i rahimde bulunan kişinin ömrü ziyadeleşir,
7- Rızkında bereket olur.
8- Vefat eden ana babanın ve akrabaların ruhları da bu ziyaretten dolayı sevinirler.
9- Sevgi ve muhabbetin artmasına sebep olur. Çünkü başına üzücü veya sevindirici bir şey gelse yakınları toplanırlar ve kendisine yardımcı olurlar. Böylece aralarında sevgi ve muhabbet artar.
10- Öldükten sonra da sevab elde eder. Çünkü akrabaları, onun kendilerine yaptığı iyiliği her ne zaman hatırlasalar ona duâ ederler. (Tenbîhü'l-Gâfilîn)
1- Sıla-i rahimde Allâhü Teâlâ'nın rızası vardır. Zira Allâhü Teâlâ sıla-i rahim yapılmasını emretmiştir.
2- Ziyaret, akrabaları sevindirir. Nitekim hadîs-i şerîf-te “Amellerin en faziletlisi mü’mini sevindirmektir.” buyrulmuştur.
3- Melekler de sevinirler,
4- Sıla-i rahimde bulunan kişiyi Müslümanlar takdir edip överler,
5- İblis aleyhilla'ne gam ve kedere boğulur, üzülür.
6- Sıla-i rahimde bulunan kişinin ömrü ziyadeleşir,
7- Rızkında bereket olur.
8- Vefat eden ana babanın ve akrabaların ruhları da bu ziyaretten dolayı sevinirler.
9- Sevgi ve muhabbetin artmasına sebep olur. Çünkü başına üzücü veya sevindirici bir şey gelse yakınları toplanırlar ve kendisine yardımcı olurlar. Böylece aralarında sevgi ve muhabbet artar.
10- Öldükten sonra da sevab elde eder. Çünkü akrabaları, onun kendilerine yaptığı iyiliği her ne zaman hatırlasalar ona duâ ederler. (Tenbîhü'l-Gâfilîn)
Bilim adamları, koronavirüsün nesnelerde ne kadar süre yaşayabileceğini açıkladı
Bilim adamlarının Journal of Hospital Infection dergisinde yayınlanan araştırmasına göre, COVID-19 olarak adlandırılan yeni tür koronavirüs kendi türündeki diğer virüsler gibi nesnelerin yüzeyinde bir haftadan daha fazla bir süre aktif olarak kalabiliyor.
Alman bilim adamları, insan ve hayvan koronavirüslerinin nesnelerin yüzeyleri üzerindeki dayanıklılığı, kamusal alanlar ve sağlık kurumlarında kimyasal dezenfeksiyon teknikleri ve inaktivasyon stratejileri hakkındaki mevcut tüm bilgileri taradı.
Yapılan 22 çalışmanın analizi, Ağır Akut Solunum Sendromu (SARS), Ortadoğu Solunum Sendromu Coronavirüsü (MERS) veya endemik insan coronavirüsü (HcoV) gibi virüslerin metal, cam veya plastik yüzeylerde oda sıcaklığında 9 gün aktif olarak kalabileceğini gösterdi.
Araştırmacılar, 9 günün üst sınır olduğunu, ortalama olarak insan koronavirüs ailesinin alüminyum, ahşap, kağıt, plastik ve cam gibi çeşitli nesnelerde dört ila beş gün yaşayabileceğini düşünüyor. Diğer yandan hayvan koronavirüsleri, cansız nesneler üzerinde 28 günden fazla bir süre yaşayabiliyor.
Nesnelerin yüzeylerindeki virüsler, etanol, hidrojen peroksit veya sodyum hipoklorit çözeltilerle inaktive edilebiliyor.
Araştırmacılara göre, şu anda insanın virüslü bir yüzey veya nesneyle teması sonrası ağız, burun veya göze dokunması durumunda COVID-19 virüsü alıp almayacağı net değil.
Bilim adamlarının Journal of Hospital Infection dergisinde yayınlanan araştırmasına göre, COVID-19 olarak adlandırılan yeni tür koronavirüs kendi türündeki diğer virüsler gibi nesnelerin yüzeyinde bir haftadan daha fazla bir süre aktif olarak kalabiliyor.
Alman bilim adamları, insan ve hayvan koronavirüslerinin nesnelerin yüzeyleri üzerindeki dayanıklılığı, kamusal alanlar ve sağlık kurumlarında kimyasal dezenfeksiyon teknikleri ve inaktivasyon stratejileri hakkındaki mevcut tüm bilgileri taradı.
Yapılan 22 çalışmanın analizi, Ağır Akut Solunum Sendromu (SARS), Ortadoğu Solunum Sendromu Coronavirüsü (MERS) veya endemik insan coronavirüsü (HcoV) gibi virüslerin metal, cam veya plastik yüzeylerde oda sıcaklığında 9 gün aktif olarak kalabileceğini gösterdi.
Araştırmacılar, 9 günün üst sınır olduğunu, ortalama olarak insan koronavirüs ailesinin alüminyum, ahşap, kağıt, plastik ve cam gibi çeşitli nesnelerde dört ila beş gün yaşayabileceğini düşünüyor. Diğer yandan hayvan koronavirüsleri, cansız nesneler üzerinde 28 günden fazla bir süre yaşayabiliyor.
Nesnelerin yüzeylerindeki virüsler, etanol, hidrojen peroksit veya sodyum hipoklorit çözeltilerle inaktive edilebiliyor.
Araştırmacılara göre, şu anda insanın virüslü bir yüzey veya nesneyle teması sonrası ağız, burun veya göze dokunması durumunda COVID-19 virüsü alıp almayacağı net değil.
Akademi Dergisi
İsrail savaş uçakları, Şam'da bazı hedefleri vurdu Suriye Haber Ajansı (SANA), savunma sistemlerinin, İsrail hava uçakları tarafından atılan füzelerin önemli bir kısmını hedefe ulaşamadan etkisiz hale getirdiğini iddia etti. SANA'nın haberinde, İsrail'e…
Suriye devlet televizyonu: Şam hava sahasına giren düşman hedefler vuruldu
Suriye devlet televizyonu, başkent Şam semalarında hava sahasına giren 'düşman hedeflerin' Suriye hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü bildirdi. Ülkenin resmi haber ajansı SANA ise, "Düşman füzeleri işgal altındaki Golan'dan geldi" dedi.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Suriye hava savunma sistemlerinin, Şam hava sahasına giren hedefleri vurduğu anlar gözler önüne seriliyor.
Suriye devlet televizyonu, başkent Şam semalarında hava sahasına giren 'düşman hedeflerin' Suriye hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü bildirdi. Ülkenin resmi haber ajansı SANA ise, "Düşman füzeleri işgal altındaki Golan'dan geldi" dedi.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Suriye hava savunma sistemlerinin, Şam hava sahasına giren hedefleri vurduğu anlar gözler önüne seriliyor.
ABD'den Huawei'e iki yeni suçlama
ABD Adalet Bakanlığı, Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei ve iki ABD'li iştiraki hakkında ticari sırları çalmaya yönelik iki yeni suçlamada bulundu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Huawei ve ABD'li iki iştiraki, ticari sırları çalmak amacıyla şantaj yapmak ve komplo kurmakla suçlandı.
Açıklamada, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarına rağmen şirket ve iştiraklerinin İran ve Kuzey Kore'de iş yaptığı ve teknoloji projelerine dahil olduğu iddia edildi.
Bu kapsamda şirket, 2009'da İran'da düzenlenen protestolar sırasında istihbarat amaçlı gözetim yapılması konusunda İran hükümetine yardım etmekle suçlandı.
Huawei Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek suçlamasıyla 1 Aralık 2018'de Kanada’nın Vancouver kentinde tutuklanmıştı.
3 gün süren kefalet duruşmasının ardından davaya bakan Kanadalı Hakim William Ehrcke, Mıng'ın ABD'nin resmi iade talebini beklerken 10 milyon Kanada doları kefaletle şartlı salıverilmesine hükmetmişti.
Huawei, son olarak Ocak 2019'da ticari sırları çalmak ve bankaları dolandırmakla suçlanmıştı.
Şirkete açılan davanın yanı sıra şirketin Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou'nun da 13 ayrı suçtan yargılandığı bildirilmişti.
ABD Adalet Bakanlığı, Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei ve iki ABD'li iştiraki hakkında ticari sırları çalmaya yönelik iki yeni suçlamada bulundu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Huawei ve ABD'li iki iştiraki, ticari sırları çalmak amacıyla şantaj yapmak ve komplo kurmakla suçlandı.
Açıklamada, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarına rağmen şirket ve iştiraklerinin İran ve Kuzey Kore'de iş yaptığı ve teknoloji projelerine dahil olduğu iddia edildi.
Bu kapsamda şirket, 2009'da İran'da düzenlenen protestolar sırasında istihbarat amaçlı gözetim yapılması konusunda İran hükümetine yardım etmekle suçlandı.
Huawei Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek suçlamasıyla 1 Aralık 2018'de Kanada’nın Vancouver kentinde tutuklanmıştı.
3 gün süren kefalet duruşmasının ardından davaya bakan Kanadalı Hakim William Ehrcke, Mıng'ın ABD'nin resmi iade talebini beklerken 10 milyon Kanada doları kefaletle şartlı salıverilmesine hükmetmişti.
Huawei, son olarak Ocak 2019'da ticari sırları çalmak ve bankaları dolandırmakla suçlanmıştı.
Şirkete açılan davanın yanı sıra şirketin Mali İşler Direktörü (CFO) Mıng Vancou'nun da 13 ayrı suçtan yargılandığı bildirilmişti.
Akademi Dergisi
SONAR araştırdı: İstanbulluların çoğunluğu Kanal İstanbul’u istemiyor SONAR Araştırma, Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer kaplayan Kanal İstanbul projesiyle ilgili bir anket yayınladı. 27 Ocak – 3 Şubat tarihleri arasında İstanbul’un nüfusu en yüksek…
İBB Kanal İstanbul için yargı sürecini başlattı.
İBB, Kanal İstanbul projesi için yürütmeyi durdurma ve iptal talebiyle bugün İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Avukatlar projenin, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını gerekçe gösterdi.
İBB, Kanal İstanbul projesi için yürütmeyi durdurma ve iptal talebiyle bugün İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Avukatlar projenin, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını gerekçe gösterdi.
Rusya: Suriye, topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, İdlib’de Türkiye ile Suriye arasında yaşanan gerilime ilişkin, “Burada da sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını” dedi.
Yerhov, Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi ve işbirliğinin sağlamlaşması için İdlib meselesi başta olmak üzere sıcak meselelere bir an önce ortak çözüm bulunması gerektiğini savundu. Deneyimli diplomat, Türkiye’nin anlaşmanın şartlarını yerine getirmediğinin ve İdlib’de bu yüzden çatışmaların sürdüğünün altını çizdi.
Türkiye’nin Soçi Mutabakatı’nı ihlal ettiğini iddia eden Yerhov “Anlaşma yerine getirilmedi, çatışmalar sürüyor ve şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Bu noktalardan ne için gözlem yapılmaktadır? Bu tesislerin işlevi ne? Ki askeri dilde bu noktaların adı aslında ‘mustahkem mevkidir'” dedi.
Yerhov’un açıklamalarından satır başları şöyle:
“Şimdi Türkiye’de çoğunluk Rusya’yı ve güya mutabakatı ‘ihlal eden, saldıran, sivil hedefleri bombalayan’ ‘Suriye rejimini’ suçluyor. Gelin işin aslına bakalım:
Öncelikle, bazıları için Şam’daki hükümet meşruiyetini kaybetmiş olabilir, ama bazılar için de meşrudur, kaldı ki böyle düşünenlerin sayısı az değil. Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) üyelerinin büyük kısmı bu hükümeti meşru görüyor. Şam’ı her fırsatta eleştiren ama yine de iletişimi koruyan ve farklı konularda işbirliği yapanlar da var. “Savaş ekonomisi”, bilirsiniz, çok kurnaz ve ilginç bir şey.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, İdlib’de Türkiye ile Suriye arasında yaşanan gerilime ilişkin, “Burada da sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını” dedi.
Yerhov, Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi ve işbirliğinin sağlamlaşması için İdlib meselesi başta olmak üzere sıcak meselelere bir an önce ortak çözüm bulunması gerektiğini savundu. Deneyimli diplomat, Türkiye’nin anlaşmanın şartlarını yerine getirmediğinin ve İdlib’de bu yüzden çatışmaların sürdüğünün altını çizdi.
Türkiye’nin Soçi Mutabakatı’nı ihlal ettiğini iddia eden Yerhov “Anlaşma yerine getirilmedi, çatışmalar sürüyor ve şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Bu noktalardan ne için gözlem yapılmaktadır? Bu tesislerin işlevi ne? Ki askeri dilde bu noktaların adı aslında ‘mustahkem mevkidir'” dedi.
Yerhov’un açıklamalarından satır başları şöyle:
“Şimdi Türkiye’de çoğunluk Rusya’yı ve güya mutabakatı ‘ihlal eden, saldıran, sivil hedefleri bombalayan’ ‘Suriye rejimini’ suçluyor. Gelin işin aslına bakalım:
Öncelikle, bazıları için Şam’daki hükümet meşruiyetini kaybetmiş olabilir, ama bazılar için de meşrudur, kaldı ki böyle düşünenlerin sayısı az değil. Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) üyelerinin büyük kısmı bu hükümeti meşru görüyor. Şam’ı her fırsatta eleştiren ama yine de iletişimi koruyan ve farklı konularda işbirliği yapanlar da var. “Savaş ekonomisi”, bilirsiniz, çok kurnaz ve ilginç bir şey.
‘SURİYE’NİN SABRI TÜKENDİ’
Ocak ortasında Türkiye ile birlikte İdlib’de bir kez daha ‘ateşkes’ ilan etmeye çalıştık. Ne oldu? Ocak ayının sadece son 2 haftasında binden fazla saldırı meydana geldi, yüzlerce Suriyeli asker, sivil öldü veya yaralandı. Silahlı insansız hava araçları ile Hmeymim’e saldırı girişimleri de devam etti.
Burada da sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını. Suriye ordusu kendi topraklarında, kendi halkı için savaşıyor. Birtakım sakallı yabancıların dikte ettiği kurallara göre değil, atalarının yaşadığı gibi yaşama hakları için savaşıyorlar. Bu yüzden yasadışı silahlı oluşumların elinden onlarca köyü ve son günlerde de stratejik öneme sahip M5 karayolunu kurtardılar, artık kimse taarruza geçmiş olan Suriye ordusunu geri çeviremez.
Ocak ortasında Türkiye ile birlikte İdlib’de bir kez daha ‘ateşkes’ ilan etmeye çalıştık. Ne oldu? Ocak ayının sadece son 2 haftasında binden fazla saldırı meydana geldi, yüzlerce Suriyeli asker, sivil öldü veya yaralandı. Silahlı insansız hava araçları ile Hmeymim’e saldırı girişimleri de devam etti.
Burada da sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını. Suriye ordusu kendi topraklarında, kendi halkı için savaşıyor. Birtakım sakallı yabancıların dikte ettiği kurallara göre değil, atalarının yaşadığı gibi yaşama hakları için savaşıyorlar. Bu yüzden yasadışı silahlı oluşumların elinden onlarca köyü ve son günlerde de stratejik öneme sahip M5 karayolunu kurtardılar, artık kimse taarruza geçmiş olan Suriye ordusunu geri çeviremez.
‘CEPHENİN GERİSİNDEKİ NOKTALARDA NE YAPILIYOR’
Soçi’de Türkiye’nin varlığı konusunda anlaştığımızda, bu noktaların anlaşmada belirtilen ateşkesi ve anlaşmanın yerine getirilmesini gözlemleyeceği kastedilmişti. Ama anlaşma yerine getirilmedi, çatışmalar sürüyor ve şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Bu noktalardan ne için gözlem yapılmaktadır? Bu tesislerin işlevi ne? Ki askeri dilde bu noktaların adı aslında ‘mustahkem mevkidir’. Yerel basın, bu Türk müstahkem mevkilerden Suriye ordu birliklerine yönelik topçu ateşi açıldığını bildiriyor. Bu noktalar aslında ‘cephenin’ çok gerisinde kaldı ve orada ne yapıyor?
Biz, yaklaşımımızı Türkiye yönetimine ve toplumuna anlatmaya çalışıyoruz. Bizi anlamalarını ve doğru anlamalarını istiyoruz. Bu bağlamda büyük ölçüde ajansınıza da güveniyoruz. Eğer acil sorunlar dahil bu konularda anlayışa varırsak partnerliğimiz çok daha sağlam bir temele sahip olacak, daha emin adımlarla yukarıya doğru tırmanacak. Bu durumda Rusların da Türklerin de ikili ilişkilerin sağlamlığı, faydası ve geleceği konusunda şüphesi olmayacak, bazılarının da Moskova ile Ankara ve Rus ile Türk halkları arasına fitne sokma arzusu dahi kalmayacaktır.”
Soçi’de Türkiye’nin varlığı konusunda anlaştığımızda, bu noktaların anlaşmada belirtilen ateşkesi ve anlaşmanın yerine getirilmesini gözlemleyeceği kastedilmişti. Ama anlaşma yerine getirilmedi, çatışmalar sürüyor ve şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Bu noktalardan ne için gözlem yapılmaktadır? Bu tesislerin işlevi ne? Ki askeri dilde bu noktaların adı aslında ‘mustahkem mevkidir’. Yerel basın, bu Türk müstahkem mevkilerden Suriye ordu birliklerine yönelik topçu ateşi açıldığını bildiriyor. Bu noktalar aslında ‘cephenin’ çok gerisinde kaldı ve orada ne yapıyor?
Biz, yaklaşımımızı Türkiye yönetimine ve toplumuna anlatmaya çalışıyoruz. Bizi anlamalarını ve doğru anlamalarını istiyoruz. Bu bağlamda büyük ölçüde ajansınıza da güveniyoruz. Eğer acil sorunlar dahil bu konularda anlayışa varırsak partnerliğimiz çok daha sağlam bir temele sahip olacak, daha emin adımlarla yukarıya doğru tırmanacak. Bu durumda Rusların da Türklerin de ikili ilişkilerin sağlamlığı, faydası ve geleceği konusunda şüphesi olmayacak, bazılarının da Moskova ile Ankara ve Rus ile Türk halkları arasına fitne sokma arzusu dahi kalmayacaktır.”