Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün önünü açan yasa ile ilgili konuştu
AKPKK lideri Erdoğan ve Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ arasında geçen "FETÖ'nün siyasi ayağı" polemiği hakkında konuşan CHPKK Lideri gizli ermeni Kılıçdaroğlu, "2009'da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması için hazırlanan ve FETÖ'nün önünü açan teklifin emrini Erdoğan vermiştir" dedi.
Gizli ermeni Kılıçdaroğlu'nun konuyla ilgili sözleri;
"Bu dava, önemli bir davadır. Bu ülkede Genel Kurmay Başkanlığı yapmış birinin kullandığı ifadeler, son derece önemlidir. İlker Başbuğ devlet geleneğini bilen bir kişidir. Biz kanun taslağı hazırlarken, ilgili birimlerin görüşlerini muhakkak alırdık, bakanlar kuruluna herkesin görüşünü alınmış bir şekilde gidilir ve orada karar alınır. Siz Milli Savunma Bakanlığının görüşünü almadan, Genel Kurmaydaki askerlerin görüşünü almadan, bir gece yarısı özel operasyon yapıyorsanız, bu operasyonun bir gerekçesi olması lazım. Nedir bu gerekçe? Devletin tüm sırlarını bilen biri var, o da İlker Başbuğ! Ne diyor? Kayseri ve diğer yerlerde, FETÖ unsurlarını bulduk, soruşturma açacağız, bir gece yarısı getirdiler, bizim de ertesi gün parlementodan çıktıktan sonra haberimiz oldu. FETÖ ile ilgili önemli bir aşama kat edecekken, önümüze bir duvar çektiler, bu duvarı kim çektiyse, FETÖ'nün siyasi ayağı odur diyor. Mantıklı mı? Mantıklı, Doğru mu? Doğru!
Neden mahkemeye veriliyor, korkudan. Çünkü Erdoğan ve ekibi neleri yaptığını çok iyi biliyor. Bugün Erdoğan o gece yarısı yaptığı önergeyi bugün de savunuyor. Bu şunu da gösteriyor, gece 01'de Erdoğan'ın görüşü alınıp nihayi haline getirildikten sonra önerge kabul edilmiştir."
AKPKK lideri Erdoğan ve Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ arasında geçen "FETÖ'nün siyasi ayağı" polemiği hakkında konuşan CHPKK Lideri gizli ermeni Kılıçdaroğlu, "2009'da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması için hazırlanan ve FETÖ'nün önünü açan teklifin emrini Erdoğan vermiştir" dedi.
Gizli ermeni Kılıçdaroğlu'nun konuyla ilgili sözleri;
"Bu dava, önemli bir davadır. Bu ülkede Genel Kurmay Başkanlığı yapmış birinin kullandığı ifadeler, son derece önemlidir. İlker Başbuğ devlet geleneğini bilen bir kişidir. Biz kanun taslağı hazırlarken, ilgili birimlerin görüşlerini muhakkak alırdık, bakanlar kuruluna herkesin görüşünü alınmış bir şekilde gidilir ve orada karar alınır. Siz Milli Savunma Bakanlığının görüşünü almadan, Genel Kurmaydaki askerlerin görüşünü almadan, bir gece yarısı özel operasyon yapıyorsanız, bu operasyonun bir gerekçesi olması lazım. Nedir bu gerekçe? Devletin tüm sırlarını bilen biri var, o da İlker Başbuğ! Ne diyor? Kayseri ve diğer yerlerde, FETÖ unsurlarını bulduk, soruşturma açacağız, bir gece yarısı getirdiler, bizim de ertesi gün parlementodan çıktıktan sonra haberimiz oldu. FETÖ ile ilgili önemli bir aşama kat edecekken, önümüze bir duvar çektiler, bu duvarı kim çektiyse, FETÖ'nün siyasi ayağı odur diyor. Mantıklı mı? Mantıklı, Doğru mu? Doğru!
Neden mahkemeye veriliyor, korkudan. Çünkü Erdoğan ve ekibi neleri yaptığını çok iyi biliyor. Bugün Erdoğan o gece yarısı yaptığı önergeyi bugün de savunuyor. Bu şunu da gösteriyor, gece 01'de Erdoğan'ın görüşü alınıp nihayi haline getirildikten sonra önerge kabul edilmiştir."
Akademi Dergisi
"En kötüsüne hazırlanın" Reyhanlı’da yaklaşık 40 muhalif (terörist) komutan ile yapılan görüşmede Türk istihbaratının, "Rusya ile görüşmeler sonuçsuz kaldı en kötüsüne hazırlanın" denildiği belirtiliyor. Ayrıca tamamı eli kanlı terörist gruplardan oluşan…
İdlib trafiği: Heyetler bir kez daha bir araya geliyor
İdlib’de artan gerilim Türk ve Rus diplomasini hareketlendirdi.
Geçtiğimiz günlere İdlib konusu ile Türkiye’ye gelen Rus heyetin bugün bir kez daha Türk heyet ile bir araya geleceği söylendi.
İdlib'deki duruma görüşmek üzere heyetler bugün öğle saatlerinde Ankara'da yeniden toplanacak.
Görüşmede Türk tarafından Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, başkanlığında Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığından bir heyetin yer alması öngörülüyor.
Rusya tarafından ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sergey Versinin ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Aleksandr Lavrentyey başkanlığında, Rusya askeri ve istihbarat temsilcilerinden oluşan heyetin görüşmeye katılacağı söyleniyor.
İdlib’de artan gerilim Türk ve Rus diplomasini hareketlendirdi.
Geçtiğimiz günlere İdlib konusu ile Türkiye’ye gelen Rus heyetin bugün bir kez daha Türk heyet ile bir araya geleceği söylendi.
İdlib'deki duruma görüşmek üzere heyetler bugün öğle saatlerinde Ankara'da yeniden toplanacak.
Görüşmede Türk tarafından Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, başkanlığında Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığından bir heyetin yer alması öngörülüyor.
Rusya tarafından ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sergey Versinin ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Aleksandr Lavrentyey başkanlığında, Rusya askeri ve istihbarat temsilcilerinden oluşan heyetin görüşmeye katılacağı söyleniyor.
Koronavirüs ile ilgili paylaşımlar yapan isimden 3 gündür haber alınamıyor
Çin'deki korona virüsü salgınının perde arkasını dünyaya duyuran yurttaş gazetecisi Chen Qiushi'den yaklaşık üç gündür haber alınamıyor. Chen'in hükümeti öfkelendiren yayınları nedeniyle zorla karantinaya alındığını açıklayan ailesi kaygılı. Çin sosyal medyasındaysa hükümete isyan var.
Chen, Wuhan'a 24 Ocak günü, virüsün yayılmaması için kentten tüm çıkışların yasaklanmasından bir gün sonra, Pekin'den hızlı trenle gitmişti. Tren istasyonundan selfie çubuğuyla yayınladığı ilk videoda, “Bir yurttaş gazetecisi olduğumu söylemiştim. Bir felaket yaşandığında ön cepheye gitmezsem nasıl bir gazeteci olurum? Burada olduğum süre boyunca söylenti yaymayacağıma söz veriyorum. Korkuya veya paniğe sebep olmayacağım ama gerçekleri de gizlemeyeceğim” diyor, “Kameramı, Wuhan'da salgının yayılmasını engelleme çabalarında gerçekten ne yaşandığına tanık olmak ve bunu belgelemek için kullanacağım. Wuhan halkının sesini dış dünyaya duyurmak istiyorum” diye ekliyordu.
https://m.ok.ru/group/58560871989286/topic/151076753214758
Çin'deki korona virüsü salgınının perde arkasını dünyaya duyuran yurttaş gazetecisi Chen Qiushi'den yaklaşık üç gündür haber alınamıyor. Chen'in hükümeti öfkelendiren yayınları nedeniyle zorla karantinaya alındığını açıklayan ailesi kaygılı. Çin sosyal medyasındaysa hükümete isyan var.
Chen, Wuhan'a 24 Ocak günü, virüsün yayılmaması için kentten tüm çıkışların yasaklanmasından bir gün sonra, Pekin'den hızlı trenle gitmişti. Tren istasyonundan selfie çubuğuyla yayınladığı ilk videoda, “Bir yurttaş gazetecisi olduğumu söylemiştim. Bir felaket yaşandığında ön cepheye gitmezsem nasıl bir gazeteci olurum? Burada olduğum süre boyunca söylenti yaymayacağıma söz veriyorum. Korkuya veya paniğe sebep olmayacağım ama gerçekleri de gizlemeyeceğim” diyor, “Kameramı, Wuhan'da salgının yayılmasını engelleme çabalarında gerçekten ne yaşandığına tanık olmak ve bunu belgelemek için kullanacağım. Wuhan halkının sesini dış dünyaya duyurmak istiyorum” diye ekliyordu.
https://m.ok.ru/group/58560871989286/topic/151076753214758
m.ok.ru
Koronavirüs ile ilgili paylaşımlar yapan isimden 3 gündür haber alınamıyor | OK.RU
Koronavirüs ile ilgili paylaşımlar yapan isimden 3 gündür haber alınamıyor
Çin'deki korona virüsü salgınının perde arkasını dünyaya duyuran yurttaş gazetecisi Chen Qiushi'den yaklaşık üç gündür haber alınamıyor. Chen'in hükümeti öfkelendiren yayınları nedeniyle…
Çin'deki korona virüsü salgınının perde arkasını dünyaya duyuran yurttaş gazetecisi Chen Qiushi'den yaklaşık üç gündür haber alınamıyor. Chen'in hükümeti öfkelendiren yayınları nedeniyle…
Çin'e koronavirüs musibetinin neden isabet ettiğini daha iyi anlamanız için şu eski Akademi yayınlarına bir göz atın isterseniz;
İlk yayınlanma tarihi; 13 mayıs 2019
İlk yayınlanma tarihi; 13 mayıs 2019
Forwarded from Akademi Dergisi
Allah korusun, bir gün Çin, ABD'nin yerini alsa, Şi, Trump'tan çok daha zararlı politikalar uygular. Çok daha kibirli, cahilce ve insanlığı perişan eden kararlar alır. Şu Yeşilleri ve Grileri anlattım, bütün devletler ve liderler gibi Şi de konuyla ciddiyetle ilgilendi ama herkes "Dünyayı ve dünya insanlığını bunların zararlarından nasıl koruyacağız. Ne yapabiliriz" derken Şi ne yaptı? ABD'nin başındaki siyasetçiler ve konseyler yerine, Yeşillerle ve Grilerle kendileri müttefik olabilir mi, onun yollarına da baktırdı. Fırsat bulsa, bütün dünya insalığına düşman olup insanlığı tamamen yok etmek isteyen Yeşillerle ve Grilerle hemen şu dakika müttefik olacak.
Şi, sadece Çin'in değil, dünya insanlığının huzur ve mutluluğunun da önünde bir engel... Trump kadar büyük bir engel. Çin, Şi'den ve Şi benzeri kişilerin üzerinde görülen çirkinliklerden korunmalı ve yüksek ahlaklı/faziletli, insanlığın iyiliğini isteyen bir lider tarafından yönetilmelidir.
Okusun burayı da köpürüp dursun lüzumsuz. Kendini bütün dünyanın kralı zan ediyor. Emri altındaki yüz milyonlarca insana zulüm ediyor, bir saniye umurunda olmuyor. Sonra bulunmaz Hint kumaşı muamelesi görmeyi bekliyor.
Çin'deki diğer yetkililer de bu yaptığımızı iyilik olarak değerlendirmeliler. Şi'nin verdiği karşılığı vermemeliler. Şi'nin ve Şi zihniyetinin Çin'de sebep olacağı şey şimdiden belli: Kısa zamanda bütün dünya insanlığının düşmanlığını kazanmak ve kısa zamanda Çin'in parçalanıp bölünmesi...
Şi, sadece Çin'in değil, dünya insanlığının huzur ve mutluluğunun da önünde bir engel... Trump kadar büyük bir engel. Çin, Şi'den ve Şi benzeri kişilerin üzerinde görülen çirkinliklerden korunmalı ve yüksek ahlaklı/faziletli, insanlığın iyiliğini isteyen bir lider tarafından yönetilmelidir.
Okusun burayı da köpürüp dursun lüzumsuz. Kendini bütün dünyanın kralı zan ediyor. Emri altındaki yüz milyonlarca insana zulüm ediyor, bir saniye umurunda olmuyor. Sonra bulunmaz Hint kumaşı muamelesi görmeyi bekliyor.
Çin'deki diğer yetkililer de bu yaptığımızı iyilik olarak değerlendirmeliler. Şi'nin verdiği karşılığı vermemeliler. Şi'nin ve Şi zihniyetinin Çin'de sebep olacağı şey şimdiden belli: Kısa zamanda bütün dünya insanlığının düşmanlığını kazanmak ve kısa zamanda Çin'in parçalanıp bölünmesi...
Forwarded from Akademi Dergisi
Şi'nin yönetimindeki Çin devleti, organize suç örgütüne dönüştü.
Sadistçe uygulamalar yapıyorlar.
Çin'in idam mahkumlarının organlarını rızaları dışında alması bile başlı başına bir skandal, vicdanın el vermeyeceği bir uygulama... Çin, bu uygulamaya son vereceğini açıklayıp duruyorsa da artırarak devam ediyor.
Lakin, bundan çok daha ötesi var. An itibari ile Çin'in başında bulunan Şi'nin de bilgisi, izni hatta dahli/kontrolü dahilinde Çin devleti organ işi yapıyor. Sadece Doğu Türkistan bölgesinde değil, Tibet bölgesi dahil başka bölgelerde de Çin devleti tarafından organ işi yapılıyor. Masum insanlar kaçırılıyor, organları için acımasızca katlediliyor. Kültür ve eğitim seviyesi düşük, maddi imkanları da düşük bölgeleri tercih ediyorlar. Bu işi uzun zamandır sistemleştirmiş haldeler.
Ankebut Ağı nasıl insanlık dışı şekilde insan organı işi yapıyorsa, Çin de aynı sadistlik derecesinde aynı şeytanlığı yapıyor. Çin'deki diğer söz sahibi yetkililer Şi'yi hemen ters kelepçe ile tutuklatmalılar.
Sadistçe uygulamalar yapıyorlar.
Çin'in idam mahkumlarının organlarını rızaları dışında alması bile başlı başına bir skandal, vicdanın el vermeyeceği bir uygulama... Çin, bu uygulamaya son vereceğini açıklayıp duruyorsa da artırarak devam ediyor.
Lakin, bundan çok daha ötesi var. An itibari ile Çin'in başında bulunan Şi'nin de bilgisi, izni hatta dahli/kontrolü dahilinde Çin devleti organ işi yapıyor. Sadece Doğu Türkistan bölgesinde değil, Tibet bölgesi dahil başka bölgelerde de Çin devleti tarafından organ işi yapılıyor. Masum insanlar kaçırılıyor, organları için acımasızca katlediliyor. Kültür ve eğitim seviyesi düşük, maddi imkanları da düşük bölgeleri tercih ediyorlar. Bu işi uzun zamandır sistemleştirmiş haldeler.
Ankebut Ağı nasıl insanlık dışı şekilde insan organı işi yapıyorsa, Çin de aynı sadistlik derecesinde aynı şeytanlığı yapıyor. Çin'deki diğer söz sahibi yetkililer Şi'yi hemen ters kelepçe ile tutuklatmalılar.
Forwarded from Akademi Dergisi
Şi'nin yönetimindeki Çin devletinin sadistçe uygulamaları ile her yıl on binlerce Çin vatandaşı organları için acımasızca katlediliyor.
Bu şeytanların bu şekilde elde ettiği insan organlarının büyük çoğunluğu Çin içinde kalıyor. Zengin ve hasta Çinlilere takılıyor. Şİ'nin ve çetesinin üyelerinin hali, karakteri, şeytanlık derecesi, Şeytan'ın Konseyi'nin üyelerinden farklı değil.
Kendileri gibi düşünmüyor, inanmıyor, giyinmiyor diye milyonlarca insanı birden zorla kamplara kapatmaya hakkı olduğunu düşünen ve dünyanın gözleri önünde buna teşebbüs eden tiplerin, kendi vatandaşlarını organları için katlettiğinin meydana çıkması, kimseyi şaşırtmamalı. İnsan, insanlıktan çıkınca şeytanlaşıyor.
Dünya genelinde büyük ses getirmeli, olağan üstü müdahaleler yapmalı, askeri seçenekleri bile değerlendirmeli ve sadist Şi ile çetesini durdurup Çin vatandaşlarını da korumalıyız.
Bu şeytanların bu şekilde elde ettiği insan organlarının büyük çoğunluğu Çin içinde kalıyor. Zengin ve hasta Çinlilere takılıyor. Şİ'nin ve çetesinin üyelerinin hali, karakteri, şeytanlık derecesi, Şeytan'ın Konseyi'nin üyelerinden farklı değil.
Kendileri gibi düşünmüyor, inanmıyor, giyinmiyor diye milyonlarca insanı birden zorla kamplara kapatmaya hakkı olduğunu düşünen ve dünyanın gözleri önünde buna teşebbüs eden tiplerin, kendi vatandaşlarını organları için katlettiğinin meydana çıkması, kimseyi şaşırtmamalı. İnsan, insanlıktan çıkınca şeytanlaşıyor.
Dünya genelinde büyük ses getirmeli, olağan üstü müdahaleler yapmalı, askeri seçenekleri bile değerlendirmeli ve sadist Şi ile çetesini durdurup Çin vatandaşlarını da korumalıyız.
Forwarded from Akademi Dergisi
Şi'nin yönetimindeki Çin'in dünyaya pek gösterilmeyen gerçek yüzü cehennem misali...
Fikirleri, siyasi görüşleri nedeni ile çok sayıda insan idama mahkum ediliyor. Bunların infazı acımasızca usullerde yapılıyor ve rızaları dışında organları alınıyor. Aslında organ ihtiyacı gözetilerek ve bahaneler uydurularak insanlara idam cezaları veriliyor.
Sudan sebeplerle idam cezaları verilen mahkumların cezaları infaz edilirken çok zaman bir iğne vuruluyor. Bu, mahkumun hareket kabiliyetini sınırlandırıyor, ölüme yaklaştırıyor ama öldürmüyor. O mahkumların organları diri diri alınıyor. İç organları toplanılıp alınıyor, gözlerindeki kornealar alınıyor ve bir de bütün deri yüzülüyor. Geriye kalan et ve kemik kısmına çöp muamelesi yapılıyor. Kaldırılıp kazan dairelerine, çöplüklere atılıyor. Sonra oralardan alınıp icabına bakılıyor.
Kaçırılıp organları için öldürülen Çin vatandaşı insanlara da aynı muamele yapılıyor.
Fikirleri, siyasi görüşleri nedeni ile çok sayıda insan idama mahkum ediliyor. Bunların infazı acımasızca usullerde yapılıyor ve rızaları dışında organları alınıyor. Aslında organ ihtiyacı gözetilerek ve bahaneler uydurularak insanlara idam cezaları veriliyor.
Sudan sebeplerle idam cezaları verilen mahkumların cezaları infaz edilirken çok zaman bir iğne vuruluyor. Bu, mahkumun hareket kabiliyetini sınırlandırıyor, ölüme yaklaştırıyor ama öldürmüyor. O mahkumların organları diri diri alınıyor. İç organları toplanılıp alınıyor, gözlerindeki kornealar alınıyor ve bir de bütün deri yüzülüyor. Geriye kalan et ve kemik kısmına çöp muamelesi yapılıyor. Kaldırılıp kazan dairelerine, çöplüklere atılıyor. Sonra oralardan alınıp icabına bakılıyor.
Kaçırılıp organları için öldürülen Çin vatandaşı insanlara da aynı muamele yapılıyor.
Forwarded from Akademi Dergisi
Resmini gördüğünüz insan şeytanının elinde cehenneme dönen Çin'de, devletin resmi açıklamalarına göre senede 15 bin kadar organ nakli ameliyatı yapılıyor.
Oysa devletin denetimi altındaki hastahanelerde bir senede yapılan organ nakli ameliyatı sayısı yüz binden fazla...
Yani Çin'de devlet sistemi insan şeytanı Şi'nin elinde olduğu için devlet, kendi denetimindeki hastahanelerde bir yıl içinde en az 90 bin yasadışı organ nakli ameliyatı yaptırıyor. Çin'de organ bağışı yapanların sayısı çok ama çok düşük olduğuna göre, bunca organ nereden bulunur?
Bu organları Şi'nin elinde organize suç örgütüne dönüştürülmüş olan Çin devleti buluyor. Çin devleti, devlet gücü ile organ işi yapıyor. Her sene on binlerce masumu öldürüyor. Bu sisteme dahil edildiğine inanamayıp isyan eden, Çin'i terk eden ve sığındığı ülkede Çin'in bu gerçek yüzünü göz yaşları ile anlatan Çinli doktorlar bulunuyor.
Bunlardan birisi, insanlar tam ölmeden organlarını aldıklarını ve cesetlerin derilerini de tamamen yüzdüklerini dahi itiraf etti
Oysa devletin denetimi altındaki hastahanelerde bir senede yapılan organ nakli ameliyatı sayısı yüz binden fazla...
Yani Çin'de devlet sistemi insan şeytanı Şi'nin elinde olduğu için devlet, kendi denetimindeki hastahanelerde bir yıl içinde en az 90 bin yasadışı organ nakli ameliyatı yaptırıyor. Çin'de organ bağışı yapanların sayısı çok ama çok düşük olduğuna göre, bunca organ nereden bulunur?
Bu organları Şi'nin elinde organize suç örgütüne dönüştürülmüş olan Çin devleti buluyor. Çin devleti, devlet gücü ile organ işi yapıyor. Her sene on binlerce masumu öldürüyor. Bu sisteme dahil edildiğine inanamayıp isyan eden, Çin'i terk eden ve sığındığı ülkede Çin'in bu gerçek yüzünü göz yaşları ile anlatan Çinli doktorlar bulunuyor.
Bunlardan birisi, insanlar tam ölmeden organlarını aldıklarını ve cesetlerin derilerini de tamamen yüzdüklerini dahi itiraf etti
Forwarded from Akademi Dergisi
Şi ve Şi'nin zihniyetindeki insan şeytanları Çin'in başında kaldığı sürece, bütün dünya devletleri Çin'e karşı ortak yaptırım uygulamalı. Eğer Çin, başındaki bu şeytan yöneticilerden kurtulamayacaksa, Çin halkının bu şeytanlardan kurtarılması için ortak askeri müdahale yapılması değerlendirilmeli.
Böylesine şeytanlar tarafından yönetilen ve giderek güçlenen bir Çin, dünya insanlığı için çok büyük bir tehdit unsuru olacaktır.
Çin'in yönetici kadrosu ve yönetim zihniyeti değişene kadar devletimiz de olağan üstü tedbirler almalıdır. Böylesine sadistlik, üstüne böylesine ahlaksızlık, böylesine kibir ve tehditkar duruş varken, Çin ile bütün resmi/bürokratik kanalları kesmek ihtimalini bile değerlendirmeliyiz. Dünyaya sesini duyurabilen TRT'miz üzerinden Çin'in gerçek yüzünü anlatmalıyız.
Böylesine şeytanlar tarafından yönetilen ve giderek güçlenen bir Çin, dünya insanlığı için çok büyük bir tehdit unsuru olacaktır.
Çin'in yönetici kadrosu ve yönetim zihniyeti değişene kadar devletimiz de olağan üstü tedbirler almalıdır. Böylesine sadistlik, üstüne böylesine ahlaksızlık, böylesine kibir ve tehditkar duruş varken, Çin ile bütün resmi/bürokratik kanalları kesmek ihtimalini bile değerlendirmeliyiz. Dünyaya sesini duyurabilen TRT'miz üzerinden Çin'in gerçek yüzünü anlatmalıyız.
Forwarded from Akademi Dergisi
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Mesele, Çin'in güvenliği ya da toprak bütünlüğü değil... Asıl mesele, Çin'in "para" evet para için şeytanlaşan yetkililer tarafından yönetilmesi...
Çin, sadece Doğu Türkistan'dan ve Tibet bölgesinden organ için kesip parçalayacağı insanları temin etmiyor. Falun Gong denilen akımın mensuplarını keyfi/hukuksuz olarak suçlu ilan ediyor. Onları bir ayara çekmek de istemiyor. Onlar, inançları/felsefeleri gereği sigara ve alkol dahil vücuda zarar veren her türlü kötü alışkanlıktan uzak duruyorlar. Vücudun temizliğine ve sağlıklı olmasına da çok büyük önem veriyorlar. Bu da onların vücutlarının çok sağlıklı olmasına sebep oluyor. Ve bu da organ işi yapan Çinli yetkililerin gözünde onları hedef yapıyor. Ve kanunları/devleti elinde tutan bu şeytanlar, aslında sırf bu organ işi için Falun Gong akımı mensupları ile uğraşıp duruyorlar.
Çin, sadece Doğu Türkistan'dan ve Tibet bölgesinden organ için kesip parçalayacağı insanları temin etmiyor. Falun Gong denilen akımın mensuplarını keyfi/hukuksuz olarak suçlu ilan ediyor. Onları bir ayara çekmek de istemiyor. Onlar, inançları/felsefeleri gereği sigara ve alkol dahil vücuda zarar veren her türlü kötü alışkanlıktan uzak duruyorlar. Vücudun temizliğine ve sağlıklı olmasına da çok büyük önem veriyorlar. Bu da onların vücutlarının çok sağlıklı olmasına sebep oluyor. Ve bu da organ işi yapan Çinli yetkililerin gözünde onları hedef yapıyor. Ve kanunları/devleti elinde tutan bu şeytanlar, aslında sırf bu organ işi için Falun Gong akımı mensupları ile uğraşıp duruyorlar.
Forwarded from Akademi Dergisi
Çin'i Ankebut Ağı'nın kucağına atacağım.
Ankebut Ağı'nın mensupları bu grubu dikkatle takibe devam etsinler.
Şi ve Şi zihniyeti Çin'in başında kaldıkça, Çin'de derhal yönetici kadro ve zihniyet değişmedikçe, Çin'e de çok sert vuracağım.
Çin'in sahadaki her işini bozmaya oynayacağım. Çoğunu bozarım, bozamadıklarımı da çok zorlaştırırım. Çin'in her biriminden sağlıklı/kuvvetli ve hızlı istihbarat aktaracağım.
İran'a muamelem nasıl olacak, buna da İran karar verecek. En fazla iki gün daha beklerim.
Ankebut Ağı'nın mensupları bu grubu dikkatle takibe devam etsinler.
Şi ve Şi zihniyeti Çin'in başında kaldıkça, Çin'de derhal yönetici kadro ve zihniyet değişmedikçe, Çin'e de çok sert vuracağım.
Çin'in sahadaki her işini bozmaya oynayacağım. Çoğunu bozarım, bozamadıklarımı da çok zorlaştırırım. Çin'in her biriminden sağlıklı/kuvvetli ve hızlı istihbarat aktaracağım.
İran'a muamelem nasıl olacak, buna da İran karar verecek. En fazla iki gün daha beklerim.
Akademi Dergisi
Şi'nin yönetimindeki Çin'in dünyaya pek gösterilmeyen gerçek yüzü cehennem misali... Fikirleri, siyasi görüşleri nedeni ile çok sayıda insan idama mahkum ediliyor. Bunların infazı acımasızca usullerde yapılıyor ve rızaları dışında organları alınıyor. Aslında…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Görüntüler katil Çin' den coronavirüsü sonrası...
Koronavirüs, organ kaçakçılığı için mi üretildi?
Üç aydır Çin'i etkisi altına alan ve laboratuvarda üretildiğine dair ABD, Hint ve bazı Çin'li bilim adamlarının somut iddiaları olan koronavirüs hakkında ciddi şüphe ve kaygılarımız var;
1) Laboratuvar'da biyolojik silah olarak üretilen bir virüsün aynı zamanda antivirüsü de vardır. Çin, antivirüsü bildiği halde, hastaları önce tedavi edip, sonra organlarını çalmak amacıyla tedaviyi, antivirüsü bilerek gizliyor mu?
2) Wuhan'da 10 günde inşa edilen hastane; bir organ mezbahası ve ölü yakma merkezi mi?
3) Çin lideri zalim Şi Cinping, organ kaçakçılığının yanısıra, aynı zamanda nüfusu 1,4 milyarı geçip dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin'de kendi halkına soykırım yaparak, nüfusu istenen seviyelere çekmek mi istiyor?
20 yıl evvel Afrika'da nüfus planlaması adı altında yeni doğan bebeklere çocuklara iğne yapıldı, direk AIDS li olarak hayata başlatıldı. Bu şekilde Afrika kıtasında çok ciddi nüfus azalması oldu. Zalim Çin buna çok benzer şekilde hem nüfus azalması hem organ kaçakçılığı için yeni kapı açmış oldu.
Üç aydır Çin'i etkisi altına alan ve laboratuvarda üretildiğine dair ABD, Hint ve bazı Çin'li bilim adamlarının somut iddiaları olan koronavirüs hakkında ciddi şüphe ve kaygılarımız var;
1) Laboratuvar'da biyolojik silah olarak üretilen bir virüsün aynı zamanda antivirüsü de vardır. Çin, antivirüsü bildiği halde, hastaları önce tedavi edip, sonra organlarını çalmak amacıyla tedaviyi, antivirüsü bilerek gizliyor mu?
2) Wuhan'da 10 günde inşa edilen hastane; bir organ mezbahası ve ölü yakma merkezi mi?
3) Çin lideri zalim Şi Cinping, organ kaçakçılığının yanısıra, aynı zamanda nüfusu 1,4 milyarı geçip dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin'de kendi halkına soykırım yaparak, nüfusu istenen seviyelere çekmek mi istiyor?
20 yıl evvel Afrika'da nüfus planlaması adı altında yeni doğan bebeklere çocuklara iğne yapıldı, direk AIDS li olarak hayata başlatıldı. Bu şekilde Afrika kıtasında çok ciddi nüfus azalması oldu. Zalim Çin buna çok benzer şekilde hem nüfus azalması hem organ kaçakçılığı için yeni kapı açmış oldu.
Akademi Dergisi
Şi'nin yönetimindeki Çin'in dünyaya pek gösterilmeyen gerçek yüzü cehennem misali... Fikirleri, siyasi görüşleri nedeni ile çok sayıda insan idama mahkum ediliyor. Bunların infazı acımasızca usullerde yapılıyor ve rızaları dışında organları alınıyor. Aslında…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Uygur Amerikan Derneği Başkanı işadamı Kuzzat Altay;
"Can dostum Enver en son böyle kayıp oldu. En yakışıklı, en sağlam Uygurlar Çin’e trenle götürülüyor. Organları çalınıp Çinlilere takılıyor. Helal Organ ticareti gerçektir. Bu istihbaratı bana ileten bir Çinlidir."
"Can dostum Enver en son böyle kayıp oldu. En yakışıklı, en sağlam Uygurlar Çin’e trenle götürülüyor. Organları çalınıp Çinlilere takılıyor. Helal Organ ticareti gerçektir. Bu istihbaratı bana ileten bir Çinlidir."