Yorumsuz...

Çin'li diplomatın yüzüne söyledi;

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporunda, son iki yılda Doğu Türkistan’da çok sayıda kişinin ‘önleyici polisiye tedbir’ adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.

BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor. Toplantıya katılan Çinli diplomat Sing Cişeng ise raporda ‘ön yargı ve yalanların’ yer aldığını savunarak, ülkesine yönelik suçlamaları reddetti.

Trump ve AB'ye sert eleştiri

ABD Başkanı Donald Trump ve göçmen politikasına yönelik eleştirilerde de bulunan HRW Direktörü Roth “Trump, güvenilirliğini yitirdi, çünkü insan hakları standartlarını savunmak yerine sık sık dost otokratları kucaklıyor” ifadesini kullandı. Avrupa Birliğine yönelik eleştiriler de yönelten Roth “Avrupa Birliği, Brexit yüzünden başka yöne saptı, milliyetçi üyeler tarafından engellendi ve göçmen sorunu yüzünden görüş ayrılıkları yaşıyor, insan hakları konusunda güçlü bir ortak ses benimseyemedi. Diğer hükümetlerse açıkçası Çin tarafından satın alındı” değerlendirmesinde bulundu. Yaklaşık 100 ülkedeki insan hakları ihlallerinin yer aldığı 652 sayfalık 2020 Dünya Raporu’nda, Türkiye’ye de eleştiriler yöneltildi.

Emniyet'ten mahkemeye Tamince yanıtı: Sanığa ulaşılamadı!

FETÖ'den açılan 2 soruşturmada takipsizlik verilen, bir davada ise beraat eden iş insanı Fettah Tamince, müştekisi olduğu davada hakkında çıkarılan zorla getirme kararına karşın duruşmaya gelmedi. Zorla getirme kararını uygulamayan Emniyet, mahkemeye 'sanığa ulaşılamadığını' bildirdi.

Eski hakim Osman Kaçmaz, sosyal medya hesabından 16 Ekim 2018’de iş insanı Tamince’yi 'Dokunulmayan işadamı Tamince FETÖ’nün her yerindeydi', 'Zimmetine geçirdiğin paraları öde önce' sözleriyle eleştirdi.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, Tamince’nin şikayeti üzerine Kaçmaz hakkında 'hakaret' suçundan dava açtı. Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’ne talimat evrakı göndererek, Tamince’nin müşteki olarak 9 Aralık’ta ifadesinin alınmasını talep etti.
Ancak Tamince, belirtilen tarihte talimat duruşmasına katılmadı. İstanbul’daki mahkeme, Tamince hakkında ifadesinin alınması istendi.

İdlib'te rejim güçleriyle muhalifler arasında çatışma çıktı: 39 ölü

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından bugün yapılan açıklamada, Rusya ve Türkiye’nin girişimiyle varılan mutabakata rağmen Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesinde rejim güçleri ve muhalif gruplardan 39 unsurun öldüğü aktarıldı.

AFP’nin haberine göre SOHR, dün gece Maaret el Numan’ın güneyinde yaşanan ağır çatışmalarda çoğunluğu  Heyetu Tahriru’ş Şam’dan (HTŞ) 22 muhalifin yanı sıra rejim güçlerinden 17 unsurun öldüğünü bildirdi.

Açıklamada, rejim güçlerinin Maaret el Numan’ın 7 kilometre uzağındaki iki köyün kontrolünü sağladığı aktarıldı. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre alınan bu bölgede nüfus bulunmuyor.

Putin: Rusya halkının anayasa değişikliklerini destekleyeceğinden eminim

Anayasa değişikliği önerilerini hazırlayacak çalışma grubuyla ilk toplantısını yapan Putin, değişiklikler için mesleki bilginin yanı sıra siyasi deneyim gerektiğini ve Rusya halkının oylamaya sunulacak anayasa değişikliklerini destekleyeceğinden emin olduğunu vurguladı.

Putin, "Dün önerilen düzenlemeler, Rusya Anayasası'nın temel dayanaklarını etkilemiyor. Bu düzenlemelerin amacı, Rusya'nın yasal, sosyal bir devlet olarak daha fazla gelişmesinin sağlanması, ülkemizdeki kurumların yürüttüğü faaliyetlerin verimliliğinin artırılmasıdır" dedi.
Putin, düzenlemelerle ülkenin kalkınmasına ilişkin en önemli çözümlerin geliştirilmesinde sivil toplumun, siyasi partilerin ve bölgelerin oynadığı rolün artırılmasının hedeflendiğini kaydetti.

'Parlamentonun önemi ve sorumluluğu artacak'

Putin, anayasa değişikliği önerilerinin yürürlüğe girmesi halinde Rusya'nın devlet başkanlığı ülkesi olarak kalmaya devam ederek daha şeffaf bir ülke olacağına, parlamentonun öneminin ve sorumluluğunun artacağına dikkat çekti.

Rus lider, "Devlet başkanlığı olarak kalmaya devam edecek olan Rusya, daha açık hale gelecek, parlamentonun önemi artacak ve parlamento ile hükümet arasındaki işbirliği gelişecek. Parlamento, sadece atanan bakanlar ve yardımcılarından, başbakandan değil, onların yaptıkları çalışmalardan ve hükümetin izlediği politikalardan da sorumlu olacak. Benim düşünceme göre artık parlamento ile hükümet arasında böyle daha sıkı bir bağ kurulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'Parlamenter sisteme geçiş ülkemiz için çok ciddi bir sınav olur'

Rusya Devlet Başkanı'nın bazı yetkililerinin korunması gerektiğinin altını özellikle çizen Putin sözlerini şöyle sürdürdü: "Rusya, devlet başkanlığı ülkesi olarak kalmalı. Devlet Başkanı'nın yasa ihlali yapan, görev yükümlülüklerini iyi niyetle yerine getirmeyen ve güven kaybına yol açan kişileri görevden alma yetkileri korunmalı. Bu, mutlak bir zorunluluk. Aksi takdirde Rusya, tamamen parlamenter bir ülkeye dönüşebilir. Çok sayıda mezhebin ve etnik grubun bir arada yaşadığı, karmaşık bir organizasyon yapısının bulunduğu ve devasa bir yüzölçümüne sahip olan ülkemiz için bu çok ciddi bir sınav olur. Çalışma grubu üyelerinin ve Rusların ezici çoğunluğunun bu görüşte olduğuna inanıyorum."

'Uluslararası anlaşmalardan kaçma amacımız yok'

Putin, anayasada yapılacak düzenlemelerin uluslararası anlaşmaları uygulamaktan kaçınma amacı taşımadığını da belirtti. Bununla birlikte Rus lider, herhangi bir anlaşmanın anayasaya aykırı olması halinde imzalanmayacağını, imzalanmış bir anlaşmanın anayasayı ihlal ettiğinin tespit edilmesi halinde ise, söz konusu anlaşmanın Rusya'da uygulanmayacağını ekledi.

Putin, Rusya Anayasası'nın uluslararası hukuk karşısında üstünlüğünü sağlayacak olan Rusya'nın daha önce benzer kararları alan ülkelerden ayrışmayacağının, söz konusu ülkelerde anayasayla çelişmeyen her şeyin yürürlükte olduğunun altını çizdi.

ÖSO kaynakları Guardian’a konuştu: Libya’da savaşana 25 kat maaş ve Türkiye vatandaşlığı

İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, 2 bin Suriyeli ‘savaşçı’nın Libya’da savaşmak üzere Türkiye üzerinden bu ülkeye gittiğini veya gitmekte olduğunu aktardı.
Guardian gazetesi, 2 bin Suriyeli ‘savaşçı’nın Türkiye üzerinden Libya’ya savaşmak üzere gittiğini veya gitmekte olduğunu yazdı. Haberi Türkiye, Libya ve Suriye’de üç kaynağa dayandıran Guardian bu ‘savaşçı’ların, Türkiye’nin desteklediği Fayez el Sarraj hükümeti için savaşacağını belirtti.

-https://bit.ly/3af6Sml

11 gündür haber alınamayan Gülistan Doku’nun “intihar” mektubu” bulundu haberine ailesinden yalanlama

Dersim’de 5 Ocak’tan bu yana haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun son görüntüleri ortaya çıktı.

Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan elde edilen bilgilere göre, Gülistan Doku’ya ait olduğu iddia edilen bir intihar mektubu bugün yurttaki odasında bulundu. 10 gündür kayıp olan ve her yerde aranan Gülistan’ın yazdığı öne dürülen mektubun bugün ortaya çıkması ise akıllarda soru işareti yarattı.

Gülistan’ın ailesi Tunceli Barosu’nda dün bir basın toplantısı düzenledi. Kardeşi Aygül Doku, “Şimdiye kadar Dinar Köprüsü’nde ona ait olduğu iddia edilen makas ve saat 16.26’da Gülistan ile arkadaşı Zaynar Abarok ile yapılan 4 saniyelik arama dışında elimizde bizi sonuca götürecek delil bulunmamaktadır. Gülistan’ın yüreği yanmış ailesi olarak başka Gülistanların kaybolmaması ve başka ailelerin yüreğinin yanmaması için bütün insanları daha da duyarlı olmaya çağırıyoruz. Kamuoyu, basın ve bütün kurumların kesin, somut, kafa karışıklığı oluşturmayacak bilgi ve belgeleri ailemizle paylaşmasını istiyoruz. Çabası olan gerçek ve tüzel tüm kişilere çabalarından dolayı teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

11 gündür aranan Gülistan ile ilgili örtbas şüphesi

Tunceli’de 5 ocak pazar gününden beri kayıp olan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’yla (21) ilgili soruşturmada erkek arkadaşı olan Zaynal Abarok’tan (22-23) şüpheleniyor. Rus uyruklu Zaynal Abarok’un üvey babası Tunceli’de polisken Abarok’un da Rusya’da harp okulunu bitirdiği kaydedildi. Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku (29), polisin tavrının kendilerini kuşkulandırdığını ve olayın örtbas edilebileceğinden korktuklarını kaydederek, “Zaynal, cumartesi akşamı Gülistan darp ederek zorla araca koyuyor. Polis, Gülistan’ın o an şikâyetçi olmadığını, ondan dolayı bir şey yapmadıklarını söyledi. Pazar günü de en son Zaynal ile görüşüyor. Ve kayboluyor. Kameralarda, Gülistan’ın ardından minibüse bindiği görülüyor. Ama nerede indiğine dair görüntü yok. Polis diğer kayıtların olmadığını söyledi. Oysa Tunceli’nin her yeri kamera” dedi.

Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku, 6 gündür kayıp. Doku’nun son olarak Uzunçayır Baraj Gölü üzerindeki Dinar Köprüsü yakınlarında görüldüğü ihbarıyla bu bölgede arama çalışması yaptı. Gülistan Doku’nun ise en son 1 yıldan fazladır ilişkisi olan Rus erkek arkadaşı Zaynal Abarok’la görüştüğünü, Abarok’un Tunceli’de görevli bir polisin üvey oğlu olduğunu belirtiyor. Gülistan Doku’nun üniversiteden yakın bir arkadaşı, Gülistan’ın Zaynal Abarok tarafından darp edildiğini iddia ederek, “Zaynal’ın annesi Rus ve kendisi de Rusya’da doğup büyümüş. Zaynal, Tunceli’de polis olan üvey babası ve annesiyle kalıyor. Zaynal, Rusya’da evli ve harp okulunda okumuş. Ailesi, Gülistan’a hiç bir şekilde Zaynal’ın Rusya’da resmi nikahlı olduğunu söylememiş. Gülistan, okul harçlığını çıkarmak için kafelerde çalışıyordu. Zaynal’da Hanımeli adında bir kafe de çalışıyordu. Gülistan da 2018’in sonu gibi başlayarak, 2 ay orada çalıştı. Orada tanıştılar. Zaynal, çalıştığı yerde Gülistan’a bir keresinde Kürtçe konuşuyor diye tepki göstermişti. Ağlamıştı. Gülistan, bu yaz da Zaynal tarafından darp edilmişti. Bazen tartışıyorlardı, ayrılma muhabbeti geçiyordu. Zaynal’ın ailesi olayı kapatmaya çalışıyor. Sanki intihar ettiği kesin miş gibi davranıyorlar. Gülistan, bir erkek için intihar edecek biri değil” diye konuştu.

"Neyin üstü örtülmek isteniyor?"

Olaya intihar süsü vermeye çalışıldığını iddia eden aile, olayın örtbas edilmesinden endişe ediyor. Gülistan’ın dayısı Mehmet Kan da (40), “Polis, bize, hastane raporlarına göre Gülistan’ın Ekim ayında hap aldığını ve intihara teşebbüs ettiğini söyledi. Bundan hiç haberimiz olmamıştı. Peki polis bunu niye o dönemde söylemedi? Neyin üstü örtülmek isteniyor?” dedi. Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku ise (29), “Gülistan, Cumartesi günü, Zeyl’in evinin alt katında olan ve daha önce çalıştıkları Hanımeli cafe de işbaşı yapıyor. Akşam, Gülistan ile Zaynal karşılaşıyor. Bir tartışma oluyor. Zaynal, Gülistan’a bu tartışma sırasında evli olduğunu itiraf etmiş. Zaynal’ın annesi ve babası Gülistan’ı eve davet ediyor. Dördü, evde, 1.5 saat görüşüyorlar. Zaynal’ın babası, Zaynal’e Gülistan’ı yurda götürmesini isteyince Gülistan, bunu kabul etmiyor. Gülistan, evlerinden ayrılıp biraz yürüdükten sonra, Atatürk mahallesinde, yol kenarında Zaynal, 06 plakalı bir araçla gelip, tekrar kendisini götürmek istediğini söylüyor. Gülistan araca binmek istemeyince Zaynal, onu darp ederek araca zorla koymaya çalışıyor. Çevredekilerin aramasıyla gelen polis, Gülistan’ın o an şikayetçi olmadığı için bir şey yapmadıklarını söyledi. Bu bizi kuşkulandırdı. Saat 23.00’ı geçtiği ve yurda gidemeyeceği için üniversiteden bir hocasının evine gidiyor” ifadelerini kullandı.

Rabia Naz’ın şüpheli ölümünü duyuran Metin Cihan, Gülistan Doku olayının detaylarını anlattı

Tunceli’de 5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi 2. Sınıf öğrencisi Gülistan Doku hala bulunamadı. Bugün basına servis edilen bir haberde Gülistan’ın odasında Gülistan’a ait bir not bulunduğu öne sürüldü ancak iddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı.

Öte yandan Tunceli’de Gülistan’ın kaybolmasına ilişkin ”Gülistan nedede?” diye eylem yapan vatandaşlar polis müdahalesiyle karşılaşıyor.