Peskov: Rusya’nın güçlendiği konusunda hiçbir şüphem yok
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Basın sözcüsü Dmitriy Peskov, 2019’da ülkenin güçlendiğini belirtti.
“Pervıy kanal” da yayınlanan “Büyük oyun” programında bu konu hakkında yaptığı açıklamada “Rusya’nın güçlendiği konusunda elbette hiç bir şüphem yok” diye konuştu.
Kremlin sözcüsü aynı zamanda , son yıllarda diplomasi, uluslararası hukuk ve devletlerarası ilişkilerde köklü dönüşümlerin yaşandığını belirterek açıklamalarında “Rusya için şimdi değişim zamanı. Rusya böyle bir türbülans okyanusunda bir istikrar olmaya devam ediyor. Bundan eminim” ifadelerine yer verdi.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Basın sözcüsü Dmitriy Peskov, 2019’da ülkenin güçlendiğini belirtti.
“Pervıy kanal” da yayınlanan “Büyük oyun” programında bu konu hakkında yaptığı açıklamada “Rusya’nın güçlendiği konusunda elbette hiç bir şüphem yok” diye konuştu.
Kremlin sözcüsü aynı zamanda , son yıllarda diplomasi, uluslararası hukuk ve devletlerarası ilişkilerde köklü dönüşümlerin yaşandığını belirterek açıklamalarında “Rusya için şimdi değişim zamanı. Rusya böyle bir türbülans okyanusunda bir istikrar olmaya devam ediyor. Bundan eminim” ifadelerine yer verdi.
BM: Golan, Suriye'ye ait topraktır
BM Genel Kurulu'nda dün onaylanan kararnamede Siyonist rejimin Suriye'nin Golan Tepeleri üzerinde işgalini pekiştirmeye yönelik girişimlerinin uluslararası kurallar ve Cenevre Sözleşmesi'nin açık ihlali sayıldığı ifade edilerek, kınandı.
"Suriye'nin işgal edilmiş Golanı" başlığıyla Genel Kurul'da oylanan kararname taslağı 20 çekimsere karşı 157 evet oyu ile kabul edildi. Sadece ABD ve Siyonist rejim, taslağa karşı çıktı.
BM Genel Kurulu bir kez daha işgalci taraf olarak Siyonist rejimden, işgal altındaki Golan ile ilgili kararnamelere uymasını ve bölgenin nüfus dokusunu değiştirme ve bölge sakinlerine yasak koyma ve de yerleşim faaliyetlerinde bulunma gibi çabalarına son vermesini istedi.
İşgal rejimi 1967 yılında Golan Tepeleri'nin bir kısmını işgal etti ve sir süre sonra diğer işgal bölgelerine ilave etti. Ancak uluslararası camia hiçbir zaman bu işgali tanımadı.
BM Genel Kurulu'nda dün onaylanan kararnamede Siyonist rejimin Suriye'nin Golan Tepeleri üzerinde işgalini pekiştirmeye yönelik girişimlerinin uluslararası kurallar ve Cenevre Sözleşmesi'nin açık ihlali sayıldığı ifade edilerek, kınandı.
"Suriye'nin işgal edilmiş Golanı" başlığıyla Genel Kurul'da oylanan kararname taslağı 20 çekimsere karşı 157 evet oyu ile kabul edildi. Sadece ABD ve Siyonist rejim, taslağa karşı çıktı.
BM Genel Kurulu bir kez daha işgalci taraf olarak Siyonist rejimden, işgal altındaki Golan ile ilgili kararnamelere uymasını ve bölgenin nüfus dokusunu değiştirme ve bölge sakinlerine yasak koyma ve de yerleşim faaliyetlerinde bulunma gibi çabalarına son vermesini istedi.
İşgal rejimi 1967 yılında Golan Tepeleri'nin bir kısmını işgal etti ve sir süre sonra diğer işgal bölgelerine ilave etti. Ancak uluslararası camia hiçbir zaman bu işgali tanımadı.
Akademi Dergisi
Türkiye'de paralel devlet, terör örgütü, suç çetesi arayan hakim ve savcılar, ilk önce Doğu Perinçek ve çevresindeki suç, terör, ihanet örgütüne odaklanmalıdır. Şu pislik herif bir an önce ters kelepçe ile tutuklanmalıdır. https://goo.gl/yXHtXu
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
‘Erdoğan böyle değildi, Perinçek bizi savunuyor, böyle bir şey olabilir mi?’
Eski AKPKK’li Mustafa Yeneroğlu eski partisi AKPKK’ye ve Erdoğan’a sert eleştiriler yöneltti.
Gizli Yahudi, Ankebut Ağı'nın mensubu ve Cia ajanı Yeneroğlu, Erdoğan’ın sık sık kullandığı söylediği “Dünya beşten büyüktür” söylemine gönderme yaparak “BM’de ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyenler, birileri de ‘Türkiye 1’den büyüktür’ diyince kızıyor” dedi. Ardından da “Tayyip Erdoğan bambaşka bir insan oldu. Böyle bir insan değildi. Doğu Perinçek gibi adamlar bizi savunuyor. Böyle bir şey olabilir mi?” diye sorarak hayal kırıklığını ifade etti.
Eski AKPKK’li Mustafa Yeneroğlu eski partisi AKPKK’ye ve Erdoğan’a sert eleştiriler yöneltti.
Gizli Yahudi, Ankebut Ağı'nın mensubu ve Cia ajanı Yeneroğlu, Erdoğan’ın sık sık kullandığı söylediği “Dünya beşten büyüktür” söylemine gönderme yaparak “BM’de ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyenler, birileri de ‘Türkiye 1’den büyüktür’ diyince kızıyor” dedi. Ardından da “Tayyip Erdoğan bambaşka bir insan oldu. Böyle bir insan değildi. Doğu Perinçek gibi adamlar bizi savunuyor. Böyle bir şey olabilir mi?” diye sorarak hayal kırıklığını ifade etti.
Akademi Dergisi
AKPKK’nin 23 Haziran seçim finansmanı Çin’den gelmiş: 1 milyar dolar 23 Haziran seçimlerinin öncesinde Çin Merkez Bankası'nın Türkiye’ye 1 milyar dolar değerinde fon aktardığı ortaya çıktı. Çin Merkez Bankası, haziran ayında Türkiye’ye 1 milyar dolar değerinde…
Doğu Türkistan 3-5 milyar dolarlık anlaşmalara terkedilecek bir yer değildir.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Ben buradan bir Doğu Türkistanlı olarak Türk kardeşlerime ve İslam alemine sesleniyorum. Ben onlara sesleniyorum; biz İslam aleminin bir parçasıyız."
Davutoğlu’nun partisinin kurucusu terör örgütü ÖSO’nun lideri çıktı: Suriye'de terör suçlamasıyla aranıyor
AKPKK'li eski Başbakan gizli Hristiyan Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'nin kurucular kurulu listesinde yer alan Suriyeli Halid Hoca’nın (Alptekin Hocaoğlu), Suriyeli teröristlerin çatı örgütü Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu'nun (SMDK) eski başkanı olduğu ve Suriye devleti tarafından terör suçlamasıyla arandığı ortaya çıktı.
AKPKK'li eski Başbakan gizli Hristiyan Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'nin kurucular kurulu listesinde yer alan Suriyeli Halid Hoca’nın (Alptekin Hocaoğlu), Suriyeli teröristlerin çatı örgütü Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu'nun (SMDK) eski başkanı olduğu ve Suriye devleti tarafından terör suçlamasıyla arandığı ortaya çıktı.
Suriye'de terör suçlamasıyla aranıyor
Listede Suriye Devleti tarafından aranan ve terör örgütü ÖSO'nun siyasi çatısı konumunda olan SMDK eski lideri Halid Hoca yer aldı. SMDK eski başkanı Halid Hoca'nın Suriye devleti tarafından terör suçlaması nedeniyle arandığı ortaya çıktı.
9 yıldan beri Türkiye'de yaşayan ve ardından Türkiye vatandaşlığını alarak ismini Alptekin Hocaoğlu olarak değiştiren Suriye Türkmenlerinden Dr. Halid Hoca, 2015 yılında SMDK başkanlığı görevinde bulundu. 2016 yılında SMDK başkanlığından istifa eden Şam doğumlu Hoca, Ahmet Davutoğlu ile Suriye krizi nedeniyle defalarca görüşmüştü. Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde birçok kez görüşmeler yapmıştı.
Listede Suriye Devleti tarafından aranan ve terör örgütü ÖSO'nun siyasi çatısı konumunda olan SMDK eski lideri Halid Hoca yer aldı. SMDK eski başkanı Halid Hoca'nın Suriye devleti tarafından terör suçlaması nedeniyle arandığı ortaya çıktı.
9 yıldan beri Türkiye'de yaşayan ve ardından Türkiye vatandaşlığını alarak ismini Alptekin Hocaoğlu olarak değiştiren Suriye Türkmenlerinden Dr. Halid Hoca, 2015 yılında SMDK başkanlığı görevinde bulundu. 2016 yılında SMDK başkanlığından istifa eden Şam doğumlu Hoca, Ahmet Davutoğlu ile Suriye krizi nedeniyle defalarca görüşmüştü. Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde birçok kez görüşmeler yapmıştı.
Akademi Dergisi
Bolivya darbesi, Morales'in lityum anlaşmasını durdurmasından sonra gerçekleşti Bolivya'da ABD destekli darbenin arkasında lityum şirketinin olduğu ortaya çıktı. Darbenin ardından lityum pili kullanan Tesla isimli şirketin hisselerinde hızlı bir artış gözlemlendi.…
Bolivya'da Morales için yakalama emri
Bolivya'da ABD destekli darbe ve ordunun baskısıyla istifa eden Devlet Başkanı Evo Morales için yakalama emri çıkarılacak.
Bolivya'da geçici devlet başkanlığına getirilen sağcı Senatör Jeanine Anez, ABD destekli darbe ve ordunun baskısıyla istifa eden Devlet Başkanı Evo Morales hakkında isyana teşvik ve terörizm iddiasıyla yakalama emri çıkarılacağını duyurdu.
Ülke basınındaki haberlere göre, Savunma Bakanı Fernando Lopez'in bu yöndeki ifadelerini hatırlatan Anez, siyasi sığınmacı olarak Arjantin'de bulunan Morales'in ülkeye geri dönmesi durumunda adalet karşısına çıkması ve hesap vermesi gerekeceğini söyledi.
İstanbul'da uyuşturucu satıcılarına operasyon: 103 gözaltı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucuyla mücadele kapsamında 11 ilçede 115 adrese düzenledikleri eş zamanlı operasyonda 103 şüpheliyi gözaltına aldı.
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kağıthane, Beyoğlu ve Bağcılar merkezli 11 ilçede 130 şahsa yönelik belirlenen adreslere operasyon gerçekleştirdi.
Özel harekat polislerinin de destek verdiği operasyonda, bazı adreslerde kapılar kırılarak içeri girildi. Operasyonda çok sayıda uyuşturucu madde, tabanca ve merminin ele geçirildiği bildirildi.
Operasyonda gözaltına alınan 103 kişi emniyete götürüldü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucuyla mücadele kapsamında 11 ilçede 115 adrese düzenledikleri eş zamanlı operasyonda 103 şüpheliyi gözaltına aldı.
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kağıthane, Beyoğlu ve Bağcılar merkezli 11 ilçede 130 şahsa yönelik belirlenen adreslere operasyon gerçekleştirdi.
Özel harekat polislerinin de destek verdiği operasyonda, bazı adreslerde kapılar kırılarak içeri girildi. Operasyonda çok sayıda uyuşturucu madde, tabanca ve merminin ele geçirildiği bildirildi.
Operasyonda gözaltına alınan 103 kişi emniyete götürüldü.
ABD savaş gemisi Karadeniz'e girdi, Rusya füze gemisiyle karşıladı
Rusya Ulusal Savunma Yönetim Merkezi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Donanmasına ait USS Ross destroyerinin Karadeniz'in güneybatı kısmına giriş yaptığını bildirdi.
Merkezden yapılan açıklamada, Amerikan savaş gemisine Rus Karadeniz Filosuna ait Vışniy Voloçek küçük füze gemisinin refakat ettiği belirtildi.
Böylelikle Amerikan gemileri bu yıl içinde Karadeniz sularına sekizinci kez girmiş oldu. ABD daha önce güdümlü füze taşıyan USS Porter (DDG 78) destroyerini Karadeniz'e göndermişti.
Rusya Ulusal Savunma Yönetim Merkezi ise Amerikan savaş gemisinin Rus Karadeniz Filosuna bağlı Amiral Essen firkateyni ile Vışniy Voloçek ve Orehovo-Zuyevo küçük füze gemileri tarafından takip edildiğini duyurmuştu.
ABD ordusu, Karadeniz'de Montrö Anlaşması ve uluslararası hukuk uyarınca bulunabiliyor. 1936 tarihli Montrö Antlaşması gereği Karadeniz'e kıyısı bulunmayan ülkelerin savaş gemileri burada 21 günden fazla kalamıyorlar.
Rusya Ulusal Savunma Yönetim Merkezi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Donanmasına ait USS Ross destroyerinin Karadeniz'in güneybatı kısmına giriş yaptığını bildirdi.
Merkezden yapılan açıklamada, Amerikan savaş gemisine Rus Karadeniz Filosuna ait Vışniy Voloçek küçük füze gemisinin refakat ettiği belirtildi.
Böylelikle Amerikan gemileri bu yıl içinde Karadeniz sularına sekizinci kez girmiş oldu. ABD daha önce güdümlü füze taşıyan USS Porter (DDG 78) destroyerini Karadeniz'e göndermişti.
Rusya Ulusal Savunma Yönetim Merkezi ise Amerikan savaş gemisinin Rus Karadeniz Filosuna bağlı Amiral Essen firkateyni ile Vışniy Voloçek ve Orehovo-Zuyevo küçük füze gemileri tarafından takip edildiğini duyurmuştu.
ABD ordusu, Karadeniz'de Montrö Anlaşması ve uluslararası hukuk uyarınca bulunabiliyor. 1936 tarihli Montrö Antlaşması gereği Karadeniz'e kıyısı bulunmayan ülkelerin savaş gemileri burada 21 günden fazla kalamıyorlar.
"Rabia Naz'ın hastaneye getirilişi ve oradaki süreç karanlık"
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Tümer, Giresun’un Eynesil ilçesinde 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın ölümüne ilişkin hazırlanan raporlarda dikkat çeken 13 eksik tespit etti. Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’na gelen belgelerin de “eksik olduğunu” ifade eden Tümer, “Rabia Naz Vatan’ın hastaneye ne şekilde getirildiğinin de ‘karanlık’ olduğuna” dikkat çekti;
"Eksikliklerin bazıları şu şekilde:
Hastanedeki süreç biraz karanlık. Hastanenin kapısından bu çocuk nasıl girmiş? Oradaki tıbbi belgelerden biz anlayamadık. “Ex” dediğimiz ölü mü girmiş, içeride mi canlandırma yapılmış? Orada yaşıyorken acaba bir tüp kan alındı mı, bir idrar sondası takıldı mı, bir grafi istendi mi, bilmiyoruz. Elimdeki bulgularda yok. Bu kız çocuğunun neden öldüğü halen benim kafamda bir soru işaretidir.
Diyor ki İhtisas Kurulu’nun raporu: “Meydana gelen yaralanmaların özellikleri itibarıyla ayaklar üzerine yüksekten düşmeye bağlı spesifik bulgular olması dikkate alındığında...” Burada, tekrar, bu bir yüksekten düşme değildir, ya atlamadır ya da trafik kazasıdır; yüksekten düşme için bu hız sağlanamaz veya başka bulguların olması lazımdı.
Rabia Naz’ın üzerinde bulunan elbiselerin incelenmesi eksiktir. Eğer çöpe atıldıysa çok büyük bir eksikliktir. Kan nerede? Bu kız çocuğunu öldürecek kanama nerede? Olay yerinde yok, retroperitonda yok. Bu çocuk niye öldü?
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Tümer, Giresun’un Eynesil ilçesinde 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın ölümüne ilişkin hazırlanan raporlarda dikkat çeken 13 eksik tespit etti. Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’na gelen belgelerin de “eksik olduğunu” ifade eden Tümer, “Rabia Naz Vatan’ın hastaneye ne şekilde getirildiğinin de ‘karanlık’ olduğuna” dikkat çekti;
"Eksikliklerin bazıları şu şekilde:
Hastanedeki süreç biraz karanlık. Hastanenin kapısından bu çocuk nasıl girmiş? Oradaki tıbbi belgelerden biz anlayamadık. “Ex” dediğimiz ölü mü girmiş, içeride mi canlandırma yapılmış? Orada yaşıyorken acaba bir tüp kan alındı mı, bir idrar sondası takıldı mı, bir grafi istendi mi, bilmiyoruz. Elimdeki bulgularda yok. Bu kız çocuğunun neden öldüğü halen benim kafamda bir soru işaretidir.
Diyor ki İhtisas Kurulu’nun raporu: “Meydana gelen yaralanmaların özellikleri itibarıyla ayaklar üzerine yüksekten düşmeye bağlı spesifik bulgular olması dikkate alındığında...” Burada, tekrar, bu bir yüksekten düşme değildir, ya atlamadır ya da trafik kazasıdır; yüksekten düşme için bu hız sağlanamaz veya başka bulguların olması lazımdı.
Rabia Naz’ın üzerinde bulunan elbiselerin incelenmesi eksiktir. Eğer çöpe atıldıysa çok büyük bir eksikliktir. Kan nerede? Bu kız çocuğunu öldürecek kanama nerede? Olay yerinde yok, retroperitonda yok. Bu çocuk niye öldü?
Google'dan Türkiye için lisans durdurma uyarısı
Google, Rekabet Kurulu'nun haksız rekabet cezası üzerine iş ortaklarına mektup yazarak durumun düzeltilmemesi durumunda Türkiye'deki android telefonlara lisans verilmeyeceğini bildirdi.
Rekabet Kurumu'nun ABD devi Google hakkında 'haksız rekabete yol açtığı' gerekçesiyle kestiği cezanın ardından Google iş ortaklarına mektup yazdığı ortaya çıktı. Google'ın mektupta bu durumun düzeltilmemesi durumunda Türkiye'de piyasaya sürülecek android telefonlara kendi programlarını kullanabilmeleri için lisans vermeyeceği iddia edildi.
Google, Rekabet Kurulu'nun haksız rekabet cezası üzerine iş ortaklarına mektup yazarak durumun düzeltilmemesi durumunda Türkiye'deki android telefonlara lisans verilmeyeceğini bildirdi.
Rekabet Kurumu'nun ABD devi Google hakkında 'haksız rekabete yol açtığı' gerekçesiyle kestiği cezanın ardından Google iş ortaklarına mektup yazdığı ortaya çıktı. Google'ın mektupta bu durumun düzeltilmemesi durumunda Türkiye'de piyasaya sürülecek android telefonlara kendi programlarını kullanabilmeleri için lisans vermeyeceği iddia edildi.
Esad: Türk rejimi, önce Nusra, sonra IŞİD, bugün de ABD ile suç ortağı
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Fırat'ın doğusundaki petrolün ABD tarafından çalınarak Türkiye'ye satıldığını iddia etti. Esad, "Türk rejimi, önce Nusra, sonra IŞİD ve bugün de ABD ile bölgenin petrolünün satışı konusunda doğrudan bir rol oynuyor" ifadelerini kullandı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Çinli Phoenix televizyonuna verdiği röportajda Suriye petrolüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
ABD'nin 'Fırat'ın doğusundaki petrol kuyularının korunacağı' açıklaması kendisine hatırlatılan ve söz konusu kuyularla ilgili "Ele geçirdikleri petrolü ne yapacaklar?" sorusunu yanıtlayan Esad, söz konusu petrolün ABD tarafından çalınarak Türkiye'ye satıldığını açıkladı.
Esad'ın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
"Amerikalılardan da önce, IŞİD gelip bölgeyi ele geçirmeden -daha doğrusu bölgedeki kuvvetler IŞİD'le birleşmeden- önce söz konusu petrol kuyuları Nusra Cephesi tarafından kullanılıyordu. Petrolü çalıp doğrudan Türkiye üzerinden sattılar. Şimdi de ABD bölgedeki petrolü çalıp Türkiye'ye satıyor. Türkiye petrol satışında suç ortağı, sürece ilişkin bir sorunu yok ve hazır. Türk rejimi, önce Nusra, sonra IŞİD ve bugün de ABD ile bölgenin petrolünün satışı konusunda doğrudan bir rol oynuyor."
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Fırat'ın doğusundaki petrolün ABD tarafından çalınarak Türkiye'ye satıldığını iddia etti. Esad, "Türk rejimi, önce Nusra, sonra IŞİD ve bugün de ABD ile bölgenin petrolünün satışı konusunda doğrudan bir rol oynuyor" ifadelerini kullandı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Çinli Phoenix televizyonuna verdiği röportajda Suriye petrolüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
ABD'nin 'Fırat'ın doğusundaki petrol kuyularının korunacağı' açıklaması kendisine hatırlatılan ve söz konusu kuyularla ilgili "Ele geçirdikleri petrolü ne yapacaklar?" sorusunu yanıtlayan Esad, söz konusu petrolün ABD tarafından çalınarak Türkiye'ye satıldığını açıkladı.
Esad'ın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
"Amerikalılardan da önce, IŞİD gelip bölgeyi ele geçirmeden -daha doğrusu bölgedeki kuvvetler IŞİD'le birleşmeden- önce söz konusu petrol kuyuları Nusra Cephesi tarafından kullanılıyordu. Petrolü çalıp doğrudan Türkiye üzerinden sattılar. Şimdi de ABD bölgedeki petrolü çalıp Türkiye'ye satıyor. Türkiye petrol satışında suç ortağı, sürece ilişkin bir sorunu yok ve hazır. Türk rejimi, önce Nusra, sonra IŞİD ve bugün de ABD ile bölgenin petrolünün satışı konusunda doğrudan bir rol oynuyor."