Arabistan Suriye Sınırında İsrail ile İşbirliği Yapıyor
Siyonist haber ajansı Debka İsrail savaş uçaklarının Suudi Arabistan hava kuvvetleri ile işbirliği yaparak Irak ve Suriye ortak sınır bölgesine saldırı düzenleyip İran'la müttefik olan güçlerin kamplarını hedef aldıklarını duyurdu.
Debka'nın iddiası: Bu saldırılarda İran'la müttefik olan güçlere ait içerisinde savaş mühimmatı ve çeşitli füzelerin bulunduğu depolar hedef alınarak yok edildi.
Debka'nın haberinde şu iddiaya da yer verildi: Suudi ve İsrail F-16'larının Suriye-Irak ortak sınırına düzenlediği saldırılarda 100'e yakın asker öldürülmüştür. Batılı askeri kaynaklar, bir müddet önce Suriye-Irak ortak sınırı yakınlarında İran'la müttefik olan güçleri bombalayan kimliği belirsiz uçakların Suudi Arabistan dronları olduğunu duyurdu.
Siyonist haber ajansı Debka İsrail savaş uçaklarının Suudi Arabistan hava kuvvetleri ile işbirliği yaparak Irak ve Suriye ortak sınır bölgesine saldırı düzenleyip İran'la müttefik olan güçlerin kamplarını hedef aldıklarını duyurdu.
Debka'nın iddiası: Bu saldırılarda İran'la müttefik olan güçlere ait içerisinde savaş mühimmatı ve çeşitli füzelerin bulunduğu depolar hedef alınarak yok edildi.
Debka'nın haberinde şu iddiaya da yer verildi: Suudi ve İsrail F-16'larının Suriye-Irak ortak sınırına düzenlediği saldırılarda 100'e yakın asker öldürülmüştür. Batılı askeri kaynaklar, bir müddet önce Suriye-Irak ortak sınırı yakınlarında İran'la müttefik olan güçleri bombalayan kimliği belirsiz uçakların Suudi Arabistan dronları olduğunu duyurdu.
Tank Palet Fabrikası 'hülle' yoluyla Katar ortaklı BMC firmasına devrediliyor
CHPKK Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gizlendiğini söylediği, Erdoğan’ın da CHPKK Liderini “yalan söylemekle” suçladığı Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’na ilişkin 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ortaya çıktı.
Fabrikanın, ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına kiralanmasını içeren karar, 7 maddeden oluşuyor. Fabrikanın üçüncü kişilere yani Katar ordusu ortaklı BMC’ye devrinin önü açılıyor.
CHPKK Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gizlendiğini söylediği, Erdoğan’ın da CHPKK Liderini “yalan söylemekle” suçladığı Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’na ilişkin 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ortaya çıktı.
Fabrikanın, ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına kiralanmasını içeren karar, 7 maddeden oluşuyor. Fabrikanın üçüncü kişilere yani Katar ordusu ortaklı BMC’ye devrinin önü açılıyor.
Sakarya’da özelleştirme kapsamına alınan Tank ve Palet Fabrikası’nın ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına kiralanmasına ilişkin 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı, toplam 7 maddeden oluşuyor. Kararla ASFAT AŞ’ye devredilen fabrikanın üçüncü kişilere kiralanmasına yönelik ayrıntılar yer alıyor.
Sendika yetkilileri tarafından aslından metne geçirilen karar hakkında konuşan CHPKK Grup Başkanvekili Engin Özkoç, 1105 sayılı kararla Tank ve Palet Fabrikası’nın “hülle” yoluyla ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına BMC’ye devredildiğini söyledi. Özkoç, “Cumhurbaşkanlığı kararları milleti ilgilendiriyorsa, devletin geleceğini ve bekasını ilgilendiriyorsa milletten kaçırılamaz” dedi.
Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’nın, 20 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmasından sonra gelen tepkilerin ardından bu kez “Resmi Gazete’de yayımlanmayan” 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla fabrikanın ASFAT AŞ’ye devredildiği ortaya çıkmıştı. Özelleştirme kapsamına almasına ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlanırken, ikinci kararın yayımlanmaması ise akılları karıştırmıştı. CHPKK ile AKPKK arasında da varlığı konusunda tartışmalara neden olan 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı, toplam 7 maddeden oluşuyor. Söz konusu kararla Tank Palet Fabrikası ASFAT AŞ’ye devrediliyor.
Sendika yetkilileri tarafından aslından metne geçirilen karar hakkında konuşan CHPKK Grup Başkanvekili Engin Özkoç, 1105 sayılı kararla Tank ve Palet Fabrikası’nın “hülle” yoluyla ASFAT AŞ üzerinden 25 yıllığına BMC’ye devredildiğini söyledi. Özkoç, “Cumhurbaşkanlığı kararları milleti ilgilendiriyorsa, devletin geleceğini ve bekasını ilgilendiriyorsa milletten kaçırılamaz” dedi.
Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’nın, 20 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmasından sonra gelen tepkilerin ardından bu kez “Resmi Gazete’de yayımlanmayan” 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla fabrikanın ASFAT AŞ’ye devredildiği ortaya çıkmıştı. Özelleştirme kapsamına almasına ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlanırken, ikinci kararın yayımlanmaması ise akılları karıştırmıştı. CHPKK ile AKPKK arasında da varlığı konusunda tartışmalara neden olan 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı, toplam 7 maddeden oluşuyor. Söz konusu kararla Tank Palet Fabrikası ASFAT AŞ’ye devrediliyor.
Hollanda, artan ham madde açığını kullanılmayan telefonlarla kapatacak
Hollanda, giderek artan ham madde açığını, artık kullanılmayan ve bir kenara atılmış cep telefonların geri dönüştürülmesi ile karşılamaya hazırlanıyor.
Dünya genelinde hammadde açığı giderek büyürken, cep telefonlarının, altın, lityum ve kobalt gibi yaklaşık 30 farklı madde içerdiği ve bunlardan 6’sının nadir bulunan maddeler olduğu belirtildi.
Bayındırlık Bakanlığı, halen çekmecelerde bekleyen 3 milyon cep telefonunu geri dönüşüm merkezlerine bırakmaları için halka çağrı yapıyor.
Hollanda, giderek artan ham madde açığını, artık kullanılmayan ve bir kenara atılmış cep telefonların geri dönüştürülmesi ile karşılamaya hazırlanıyor.
Dünya genelinde hammadde açığı giderek büyürken, cep telefonlarının, altın, lityum ve kobalt gibi yaklaşık 30 farklı madde içerdiği ve bunlardan 6’sının nadir bulunan maddeler olduğu belirtildi.
Bayındırlık Bakanlığı, halen çekmecelerde bekleyen 3 milyon cep telefonunu geri dönüşüm merkezlerine bırakmaları için halka çağrı yapıyor.
Bakanlık: Potansiyel altın madeni
Hollanda Bayındırlık Bakanlığı, “potansiyel altın madeni” diye adlandırılan atık cep telefonlarının, boş yere çekmecelerde tutulması yerine, geri dönüştürülmesi için harakete geçti.
Bayındırlık Bakan Yardımcısı Stientje van Veldoven halka, “çekmecelerindeki kullanılmayan cep telefonlarını geri dönüşüm merkezlerine iletmeleri” çağrısında bulundu.
Hollanda, her yıl elektronik atıkların en az yüzde 65’inin geri dönüştürülmesini hedefliyor. Ancak geri dönüşüm merkezlerine yeterli oranda eski telefon ve elektronik eşya gelmediği için, bu oran yüzde 49’da kaldı.
Bakan yardımcısı van Veldhoven, “Birlikte daha fazla kaynak yaratmalıyız. Aksi halde yakında dünyamız büyüklüğünde üç tane daha farklı kaynağa ihtiyacımız olacak” dedi.
Hollanda Bayındırlık Bakanlığı, “potansiyel altın madeni” diye adlandırılan atık cep telefonlarının, boş yere çekmecelerde tutulması yerine, geri dönüştürülmesi için harakete geçti.
Bayındırlık Bakan Yardımcısı Stientje van Veldoven halka, “çekmecelerindeki kullanılmayan cep telefonlarını geri dönüşüm merkezlerine iletmeleri” çağrısında bulundu.
Hollanda, her yıl elektronik atıkların en az yüzde 65’inin geri dönüştürülmesini hedefliyor. Ancak geri dönüşüm merkezlerine yeterli oranda eski telefon ve elektronik eşya gelmediği için, bu oran yüzde 49’da kaldı.
Bakan yardımcısı van Veldhoven, “Birlikte daha fazla kaynak yaratmalıyız. Aksi halde yakında dünyamız büyüklüğünde üç tane daha farklı kaynağa ihtiyacımız olacak” dedi.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Bu mont, tüm motosiklet kullanıcıları, ve inşaat işçileri için zorunlu tutulmalı..
Akademi Dergisi
Ayrıca kamplara götürülenlerin küçük yaştaki çocuklarının ellerinden alındığını ifade eden Uygurlar, çocuklarından bir daha haber alamadıklarını dile getiriyor. Kamplardan kurtulmayı başaranların travma yaşadıkları, kimilerinin kamplardan çıktıktan kısa süre…
HRW: Ailelerinden koparılan Doğu Türkistanlı çocuklar teslim edilsin
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Çin yönetimine, ailelerinden zorla kopardığı Uygur ve Doğu Türkistanlı diğer Türk kökenli azınlıklara mensup çocukları derhal teslim etmesi çağrısında bulundu.
HRW'nin çağrısında "Pekin hükümeti, Uygur ve diğer Müslüman Türk çocukları ailelerinden ayırmaktan vazgeçmelidir" ifadesi yer aldı.
Doğu Türkistan'da yaşayan Kazak, Kırgız, Tatar ve diğer Türk kökenli toplumlara atıfla İnsan Hakları İzleme Örgütü, Çin'in 2017'den bu yana 'Terörizmle sert mücadele' adı altında en az 1 milyon Uygur ve Türk kökenli diğer Müslümanları gözaltına aldığı ve yasa dışı siyasi eğitim kamplarında tuttuğu belirtildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Çin yönetimine, ailelerinden zorla kopardığı Uygur ve Doğu Türkistanlı diğer Türk kökenli azınlıklara mensup çocukları derhal teslim etmesi çağrısında bulundu.
HRW'nin çağrısında "Pekin hükümeti, Uygur ve diğer Müslüman Türk çocukları ailelerinden ayırmaktan vazgeçmelidir" ifadesi yer aldı.
Doğu Türkistan'da yaşayan Kazak, Kırgız, Tatar ve diğer Türk kökenli toplumlara atıfla İnsan Hakları İzleme Örgütü, Çin'in 2017'den bu yana 'Terörizmle sert mücadele' adı altında en az 1 milyon Uygur ve Türk kökenli diğer Müslümanları gözaltına aldığı ve yasa dışı siyasi eğitim kamplarında tuttuğu belirtildi.
Eli Cohen: Netflix'in The Spy dizisinde Mossad adına Suriye'de çalışan casusun gerçek öyküsü nedir?
İsteğe bağlı video yayın platformu Netflix'in bu ay başında yayınlamaya başladığı altı bölümlük The Spy adlı mini dizide, Orta Doğu'daki istihbarat savaşları tarihinin en önemli isimlerinden Eli Cohen'in öyküsü konu ediliyor.
Mısırlı bir Yahudi olan Cohen, 1960'lı yılların başında İsrail istihbarat teşkilatı Mossad adına çalışmaya başladı ve Suriye'de çok önemli istihbarat çalışmaları yaptı. Daha sonra Suriye tarafından yakalanan Cohen, 1965 yılında idam edildi.
Başrolünde komedi filmleriyle tanınan Sacha Baron Cohen'in oynadığı The Spy dizisi, Eli Cohen'in masabaşı bir işte çalışırken Mossad'ın en önemli ajanlarından birine dönüşmesi sürecini ve yaptığı istihbarat çalışmalarını anlatıyor.
İsteğe bağlı video yayın platformu Netflix'in bu ay başında yayınlamaya başladığı altı bölümlük The Spy adlı mini dizide, Orta Doğu'daki istihbarat savaşları tarihinin en önemli isimlerinden Eli Cohen'in öyküsü konu ediliyor.
Mısırlı bir Yahudi olan Cohen, 1960'lı yılların başında İsrail istihbarat teşkilatı Mossad adına çalışmaya başladı ve Suriye'de çok önemli istihbarat çalışmaları yaptı. Daha sonra Suriye tarafından yakalanan Cohen, 1965 yılında idam edildi.
Başrolünde komedi filmleriyle tanınan Sacha Baron Cohen'in oynadığı The Spy dizisi, Eli Cohen'in masabaşı bir işte çalışırken Mossad'ın en önemli ajanlarından birine dönüşmesi sürecini ve yaptığı istihbarat çalışmalarını anlatıyor.
Sacha Baron Cohen'in canlandırdığı Eli Cohen kimdir?
Mısırlı bir Yahudi olan Eliyahu (Eli) Cohen, 1924 yılında İskenderiye'de dünyaya geldi.
Gençliğinde, Mısırlı Yahudilerin İsrail'e göçlerine yardımcı olan gizli bir grubun içinde çalışmalar yaptı.
Daha sonra İsrail'in Mısır'da kurduğu casus ağının üyeleri arasına girdi. Ancak bu ağ, Mısır tarafından 1954 yılında ortaya çıkarıldı.
1956 yılındaki Süveyş Krizi'nin ardından İsrail'e yerleşen Cohen, askeri istihbarata girmek istedi ancak kabul edilmedi.
Daha sonra bir sigorta şirketinde dosya memuru olarak çalışmaya başladı.
1960 yılında ise Mossad tarafından ajan olarak işe alındı.
The Spy dizisi de dosya memuru olarak çalışırken Mossad'a katılma süreciyle birlikte, bundan sonra yaşanan olayları ele alıyor.
Mısırlı bir Yahudi olan Eliyahu (Eli) Cohen, 1924 yılında İskenderiye'de dünyaya geldi.
Gençliğinde, Mısırlı Yahudilerin İsrail'e göçlerine yardımcı olan gizli bir grubun içinde çalışmalar yaptı.
Daha sonra İsrail'in Mısır'da kurduğu casus ağının üyeleri arasına girdi. Ancak bu ağ, Mısır tarafından 1954 yılında ortaya çıkarıldı.
1956 yılındaki Süveyş Krizi'nin ardından İsrail'e yerleşen Cohen, askeri istihbarata girmek istedi ancak kabul edilmedi.
Daha sonra bir sigorta şirketinde dosya memuru olarak çalışmaya başladı.
1960 yılında ise Mossad tarafından ajan olarak işe alındı.
The Spy dizisi de dosya memuru olarak çalışırken Mossad'a katılma süreciyle birlikte, bundan sonra yaşanan olayları ele alıyor.
Cohen Mossad'a nasıl katıldı?
Cohen'in Mossad'a katıldığı 1960'ların başında İsrail, Suriye ile sınır konusunda ciddi uzlaşmazlıklar yaşıyordu. Mossad da Suriye yönetiminin niyetleriyle ilgili istihbarat sağlayacak bir casusu yetiştirip, yerleştirmeye karar verdi.
Cohen'in Mossad'a katılmasında Genel Direktörü Meir Amit önemli rol oynadı.
Suriye konusundaki istihbarat çalışmaları için uygun bir casus adayı ararken, reddedilen başvuru dosyalarına bakan Amit'in dikkatini Cohen'in dosyası çekti.
Cohen, iki hafta boyunca yakın takibe alındı. Hakkında geçmişi ve o dönemde yaptığı işler de dahil olmak üzere çok kapsamlı bir dosya hazırlandı.
Mossad, bu süreç içerisinde hem istihbarat teşkilatına hem de kendisine verilecek olan göreve uygun olup olmadığını inceledi.
Daha sonra Cohen ile temasa geçilerek, Mossad'ın kendisini işe almaya kabul ettiği bilgisi verildi.
Cohen, daha sonra altı ay boyunca yoğun eğitim programına alındı.
Eğitimi tamamlamasının ardından hazırlanan raporda, sahada casus olarak çalışabilmek için gereken tüm özellikleri karşıladığı yazıldı.
Kendisine Suriyeli bir işadamı kimliği verildi ve bu kimliğinin oturması için de Güney Amerika'ya gönderildi.
Cohen'in Mossad'a katıldığı 1960'ların başında İsrail, Suriye ile sınır konusunda ciddi uzlaşmazlıklar yaşıyordu. Mossad da Suriye yönetiminin niyetleriyle ilgili istihbarat sağlayacak bir casusu yetiştirip, yerleştirmeye karar verdi.
Cohen'in Mossad'a katılmasında Genel Direktörü Meir Amit önemli rol oynadı.
Suriye konusundaki istihbarat çalışmaları için uygun bir casus adayı ararken, reddedilen başvuru dosyalarına bakan Amit'in dikkatini Cohen'in dosyası çekti.
Cohen, iki hafta boyunca yakın takibe alındı. Hakkında geçmişi ve o dönemde yaptığı işler de dahil olmak üzere çok kapsamlı bir dosya hazırlandı.
Mossad, bu süreç içerisinde hem istihbarat teşkilatına hem de kendisine verilecek olan göreve uygun olup olmadığını inceledi.
Daha sonra Cohen ile temasa geçilerek, Mossad'ın kendisini işe almaya kabul ettiği bilgisi verildi.
Cohen, daha sonra altı ay boyunca yoğun eğitim programına alındı.
Eğitimi tamamlamasının ardından hazırlanan raporda, sahada casus olarak çalışabilmek için gereken tüm özellikleri karşıladığı yazıldı.
Kendisine Suriyeli bir işadamı kimliği verildi ve bu kimliğinin oturması için de Güney Amerika'ya gönderildi.
Cohen Mossad'a katıldıktan sonra neler yaptı?
Cohen'in Kemal Amin Thabet adına hazırlanan sahte kimliğiyle ilk durağı Arjantin'in başkenti Buenos Aires oldu.
Thabet'in Suriye siyasetinin önemli isimlerine erişmesi için burada yaşayan Suriyelilerin arasına girmesi ve bağlantılar kurması amaçlanıyordu.
Thabet, Arjantin'de kendini zengin bir işadamı olarak tanıttı ve bu dönemde Suriye diasporası içerisinde çok ciddi bir çevre edindi. Bu çevredeki önemli isimlerden aldığı referans mektuplarıyla 1962 yılında Şam'a yerleşti.
Arjantin'de edindiği bağlantılarla Şam'da da ekonomi ve siyaset dünyasının önemli isimleriyle hızlı bir şekilde bağlantı kurmayı başardı ve partiler ile gece hayatının aranan isimlerinden birine dönüştü.
Sosyal hayatı sayesinde tanıştığı isimler arasında yer alan üst düzey Suriyelilerden çok kritik bilgiler topladı.
Bu dönemde dizide de gösterildiği gibi, Suriye'nin Arjantin'deki askeri ataşesi olan ordunun en etkili isimlerinden Albay Emin el Hafız ile tanışması casusluk kariyeri açısından bir dönüm noktası oldu.
Cohen'in Kemal Amin Thabet adına hazırlanan sahte kimliğiyle ilk durağı Arjantin'in başkenti Buenos Aires oldu.
Thabet'in Suriye siyasetinin önemli isimlerine erişmesi için burada yaşayan Suriyelilerin arasına girmesi ve bağlantılar kurması amaçlanıyordu.
Thabet, Arjantin'de kendini zengin bir işadamı olarak tanıttı ve bu dönemde Suriye diasporası içerisinde çok ciddi bir çevre edindi. Bu çevredeki önemli isimlerden aldığı referans mektuplarıyla 1962 yılında Şam'a yerleşti.
Arjantin'de edindiği bağlantılarla Şam'da da ekonomi ve siyaset dünyasının önemli isimleriyle hızlı bir şekilde bağlantı kurmayı başardı ve partiler ile gece hayatının aranan isimlerinden birine dönüştü.
Sosyal hayatı sayesinde tanıştığı isimler arasında yer alan üst düzey Suriyelilerden çok kritik bilgiler topladı.
Bu dönemde dizide de gösterildiği gibi, Suriye'nin Arjantin'deki askeri ataşesi olan ordunun en etkili isimlerinden Albay Emin el Hafız ile tanışması casusluk kariyeri açısından bir dönüm noktası oldu.
İsrail adına hangi istihbaratları topladı?
Tanıştığı kişiler aracılığıyla Suriye'nin askeri üslerine erişim olanağı elde ederken, İsrail ile en çatışmalı yerlerden biri olan Golan Tepeleri'ndeki Suriye ordusunun karargâhlarını sık sık ziyaret etme olanağı elde etti.
Faal olarak istihbarat çalışmasında bulunduğu 1961 ile 1965 yılları arasında topladığı bilgileri, evinde gizlediği telsiz vericisiyle Mors alfabesi kullanarak İsrail'e ulaştırdı; elde ettiği belgeleri de Avrupa üzerinden kendisiyle ilgilenen Mossad ajanslarına verdi.
Ayrıca Cohen'in bu dönem içerisinde en az üç kere İsrail'i ziyaret ettiği söyleniyor.
Cohen, Golan Tepeleri'nde güneşin altında nöbet tutan askerlerin gölgesinde durabilmeleri için belli yerlere ağaçlar diktirdi.
Bu ağaçlar daha sonra 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları sırasında İsrail ordusu tarafından askerlerin yerini belirlemede kullanıldı ve hedef olarak vuruldu.
Ayrıca Suriye ordusunun konuşlandığı noktaları da bildirdi. İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle sonuçlanan savaşın gidişatında özellikle Suriye'nin tek kademe değil, üç kademeli bir savunma hattı kurduğu yönündeki istihbaratı kritik rol oynadı.
Tanıştığı kişiler aracılığıyla Suriye'nin askeri üslerine erişim olanağı elde ederken, İsrail ile en çatışmalı yerlerden biri olan Golan Tepeleri'ndeki Suriye ordusunun karargâhlarını sık sık ziyaret etme olanağı elde etti.
Faal olarak istihbarat çalışmasında bulunduğu 1961 ile 1965 yılları arasında topladığı bilgileri, evinde gizlediği telsiz vericisiyle Mors alfabesi kullanarak İsrail'e ulaştırdı; elde ettiği belgeleri de Avrupa üzerinden kendisiyle ilgilenen Mossad ajanslarına verdi.
Ayrıca Cohen'in bu dönem içerisinde en az üç kere İsrail'i ziyaret ettiği söyleniyor.
Cohen, Golan Tepeleri'nde güneşin altında nöbet tutan askerlerin gölgesinde durabilmeleri için belli yerlere ağaçlar diktirdi.
Bu ağaçlar daha sonra 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları sırasında İsrail ordusu tarafından askerlerin yerini belirlemede kullanıldı ve hedef olarak vuruldu.
Ayrıca Suriye ordusunun konuşlandığı noktaları da bildirdi. İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle sonuçlanan savaşın gidişatında özellikle Suriye'nin tek kademe değil, üç kademeli bir savunma hattı kurduğu yönündeki istihbaratı kritik rol oynadı.
Tanıştığı kişiler aracılığıyla Suriye'nin askeri üslerine erişim olanağı elde ederken, İsrail ile en çatışmalı yerlerden biri olan Golan Tepeleri'ndeki Suriye ordusunun karargâhlarını sık sık ziyaret etme olanağı elde etti.
Faal olarak istihbarat çalışmasında bulunduğu 1961 ile 1965 yılları arasında topladığı bilgileri, evinde gizlediği telsiz vericisiyle Mors alfabesi kullanarak İsrail'e ulaştırdı; elde ettiği belgeleri de Avrupa üzerinden kendisiyle ilgilenen Mossad ajanslarına verdi.
Ayrıca Cohen'in bu dönem içerisinde en az üç kere İsrail'i ziyaret ettiği söyleniyor.
Cohen, Golan Tepeleri'nde güneşin altında nöbet tutan askerlerin gölgesinde durabilmeleri için belli yerlere ağaçlar diktirdi.
Bu ağaçlar daha sonra 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları sırasında İsrail ordusu tarafından askerlerin yerini belirlemede kullanıldı ve hedef olarak vuruldu.
Ayrıca Suriye ordusunun konuşlandığı noktaları da bildirdi. İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle sonuçlanan savaşın gidişatında özellikle Suriye'nin tek kademe değil, üç kademeli bir savunma hattı kurduğu yönündeki istihbaratı kritik rol oynadı.
Tanıştığı kişiler aracılığıyla Suriye'nin askeri üslerine erişim olanağı elde ederken, İsrail ile en çatışmalı yerlerden biri olan Golan Tepeleri'ndeki Suriye ordusunun karargâhlarını sık sık ziyaret etme olanağı elde etti.
Faal olarak istihbarat çalışmasında bulunduğu 1961 ile 1965 yılları arasında topladığı bilgileri, evinde gizlediği telsiz vericisiyle Mors alfabesi kullanarak İsrail'e ulaştırdı; elde ettiği belgeleri de Avrupa üzerinden kendisiyle ilgilenen Mossad ajanslarına verdi.
Ayrıca Cohen'in bu dönem içerisinde en az üç kere İsrail'i ziyaret ettiği söyleniyor.
Cohen, Golan Tepeleri'nde güneşin altında nöbet tutan askerlerin gölgesinde durabilmeleri için belli yerlere ağaçlar diktirdi.
Bu ağaçlar daha sonra 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları sırasında İsrail ordusu tarafından askerlerin yerini belirlemede kullanıldı ve hedef olarak vuruldu.
Ayrıca Suriye ordusunun konuşlandığı noktaları da bildirdi. İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesiyle sonuçlanan savaşın gidişatında özellikle Suriye'nin tek kademe değil, üç kademeli bir savunma hattı kurduğu yönündeki istihbaratı kritik rol oynadı.