Akademi Dergisi
Kaçacaklar Uzun süredir dikkatle takip ettiğimiz, izlediğimiz ve bizi dikkatle takip eden Sabancı ailesi de işlerin sarpa sardığının epeyidir farkında ve kaçma planları hazır. Sabancı ailesi de Ankebut Ağı'nın bir parçası. Hem de büyük ve tesirli bir parçası.…
Sabancı Holding'den bir satış daha
Sabancı Holding, Yünsa Yünlü Sanayi ve Ticaret’te sermayenin yüzde 57.9’una karşılık gelen tüm hisselerinin satışı için yöneticilerine yetki verdi.
Şirketten KAP’a yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Şirketimiz portföyünde yer alan 16.878.507,00 -TL nominal değerdeki 1.687.850.700 adet YÜNSA YÜNLÜ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’ne ait hisse senetlerinin tamamının satılmasına; satış işlemleri ile ilgili olarak hisse alım ve satım anlaşması (“Anlaşma”) ile Anlaşma’ya ek dokümanlar ile belgeleri ve devre ilişkin sair dokümanları HACI ÖMER SABANCI HOLDİNG A.Ş. adına imzalamaya ve devir için gerekli her türlü işlemleri gerçekleştirmeye, Chief Executive Officier Cenk ALPER ile Çimento Grup Başkanı Tamer SAKA’nın diledikleri bedel ve şartlarla, birlikte olmak şartıyla yetkili kılınmalarına karar verilmiştir."
Sabancı Holding geçtiğimiz günlerde Temsa İş Makinaları’nın yüzde 41’ini Japon Marubeni’ye satmıştı.
Sabancı Holding, Yünsa Yünlü Sanayi ve Ticaret’te sermayenin yüzde 57.9’una karşılık gelen tüm hisselerinin satışı için yöneticilerine yetki verdi.
Şirketten KAP’a yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Şirketimiz portföyünde yer alan 16.878.507,00 -TL nominal değerdeki 1.687.850.700 adet YÜNSA YÜNLÜ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’ne ait hisse senetlerinin tamamının satılmasına; satış işlemleri ile ilgili olarak hisse alım ve satım anlaşması (“Anlaşma”) ile Anlaşma’ya ek dokümanlar ile belgeleri ve devre ilişkin sair dokümanları HACI ÖMER SABANCI HOLDİNG A.Ş. adına imzalamaya ve devir için gerekli her türlü işlemleri gerçekleştirmeye, Chief Executive Officier Cenk ALPER ile Çimento Grup Başkanı Tamer SAKA’nın diledikleri bedel ve şartlarla, birlikte olmak şartıyla yetkili kılınmalarına karar verilmiştir."
Sabancı Holding geçtiğimiz günlerde Temsa İş Makinaları’nın yüzde 41’ini Japon Marubeni’ye satmıştı.
Akademi Dergisi
Eski boşbakan gizli hıristiyan Ahmet Davutoğlu, Erdoğan ve Devlet Bahçeli'yi tehdit etti: ''Terör defterini açarsam insan içine çıkamazlar. Neden mi?... 7 Haziran-1 Kasım 2015 arası yaşananlar yüzünden” .Bu bir itiraftır, bu konuşma ihbar kabul edilip, o…
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı: "Davutoğlu açıklamalı"
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arasında artan terör eylemlerini hatırlatarak, “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” şeklindeki çıkışının ardından başlayan tartışmaya eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de katıldı.
7 Haziran – 1 Kasım 2015 tarihleri arasında Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına atıldığını belirten Öneş, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu sürece ilişkin yaptığı açıklamalarla neyi kastettiğini şeffaf biçimde açıklaması gerektiğini söyledi.
Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarını değerlendiren eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, “Bu açıklamalar gerçekten çok ciddi” dedi. O sıcak dönemde başbakanlık yapmış bir kişinin, bu şekilde ifadelerde bulunmasının “meseleye ciddi yaklaşılmasını gerektirdiğine” dikkat çeken Öneş, 7 Haziran seçimleri sonucunda ortaya çıkan siyasi tabloda CHP ile ortak hükümet kurulup kurulmaması meselesi olduğuna da işaret etti.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arasında artan terör eylemlerini hatırlatarak, “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” şeklindeki çıkışının ardından başlayan tartışmaya eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de katıldı.
7 Haziran – 1 Kasım 2015 tarihleri arasında Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına atıldığını belirten Öneş, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu sürece ilişkin yaptığı açıklamalarla neyi kastettiğini şeffaf biçimde açıklaması gerektiğini söyledi.
Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarını değerlendiren eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, “Bu açıklamalar gerçekten çok ciddi” dedi. O sıcak dönemde başbakanlık yapmış bir kişinin, bu şekilde ifadelerde bulunmasının “meseleye ciddi yaklaşılmasını gerektirdiğine” dikkat çeken Öneş, 7 Haziran seçimleri sonucunda ortaya çıkan siyasi tabloda CHP ile ortak hükümet kurulup kurulmaması meselesi olduğuna da işaret etti.
Öneş, şu değerlendirmeyi yaptı: “İktidar cephesinde Davutoğlu tarafından yürütülen bir mesele vardı. Önemli bir konuydu. Bu ittifakın kurulamaması Türkiye’de birçok demokratik kesim tarafından kaçırılan bir fırsat olarak değerlendirilmişti. Ondan sonra artan terör olayları, çok ciddi eylemler ile karşı karşıya kaldık. Gerçekten terörü tırmandıran, Türkiye’deki demokratik gelişime engeller ortaya çıkaran ve Türkiye’nin iç ve dış politikasını etkileyen eylemlerdi.
Türkiye bu süreçte Ortadoğu politikasında farklı adım adımlar atmaya başladı. Ortadoğu ateşine, bataklığına girmek durumunda kaldı. Ve iktidar ile muhalefet arasındaki ilişkiler de zayıfladı. Sanıyorum ki bu olaylar çerçevesinde meseleye baktığımızda Davutoğlu’nun söylemek istediklerine şeffaflık kazandırılması önem kazanıyor. Bunu beklemek bütün vatandaşların hakkı. O tarihte sorumluluğu olan bir siyasetçinin ima ile bu cümlelerini bırakmaması gerekir. Açıklaması gerekir. Böylece Türkiye kamuoyu da aydınlanmış olur.”
Türkiye bu süreçte Ortadoğu politikasında farklı adım adımlar atmaya başladı. Ortadoğu ateşine, bataklığına girmek durumunda kaldı. Ve iktidar ile muhalefet arasındaki ilişkiler de zayıfladı. Sanıyorum ki bu olaylar çerçevesinde meseleye baktığımızda Davutoğlu’nun söylemek istediklerine şeffaflık kazandırılması önem kazanıyor. Bunu beklemek bütün vatandaşların hakkı. O tarihte sorumluluğu olan bir siyasetçinin ima ile bu cümlelerini bırakmaması gerekir. Açıklaması gerekir. Böylece Türkiye kamuoyu da aydınlanmış olur.”
Lavrov: Rus hava güçlerinin desteklediği Suriye ordusu, Türkiye’yle yapılmış hiçbir anlaşmayı ihlal etmiyor
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus hava güçlerinin destek verdiği Suriye ordusunun Han Şeyhun’daki eylemlerinin, Türkiye ile yapılmış olan hiçbir anlaşmayı ihlal etmediğini söyledi.
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov bir basın toplantısında aldığı soru karşısında, "Han Şeyhun ve çevresindeki alan da dahil olmak üzere İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinde yaşananlar gelirsek, desteğimizi alan Suriye ordusu herhangi bir anlaşmayı ihlal etmiyor. Hatırlatmak isterim ki herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığını (Rusya) Devlet Başkanı Vladimir Putin defalarca söyledi" dedi.
Lavrov ayrıca, Türkiye’ye İdlib’de ortak devriye çalışması yürütülmesini önerdiklerini, ancak bu hususta şimdilik bir anlaşma sağlanamadığını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus hava güçlerinin destek verdiği Suriye ordusunun Han Şeyhun’daki eylemlerinin, Türkiye ile yapılmış olan hiçbir anlaşmayı ihlal etmediğini söyledi.
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov bir basın toplantısında aldığı soru karşısında, "Han Şeyhun ve çevresindeki alan da dahil olmak üzere İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinde yaşananlar gelirsek, desteğimizi alan Suriye ordusu herhangi bir anlaşmayı ihlal etmiyor. Hatırlatmak isterim ki herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığını (Rusya) Devlet Başkanı Vladimir Putin defalarca söyledi" dedi.
Lavrov ayrıca, Türkiye’ye İdlib’de ortak devriye çalışması yürütülmesini önerdiklerini, ancak bu hususta şimdilik bir anlaşma sağlanamadığını belirtti.
Guardian: Trump, diğer liderlerle Rusya'nın G7 Zirvesi'ne davet edilmesi konusunda tartıştı
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Fransa'nın Biarritz kentinde yapılan G7 Zirvesi'nde Rusya'nın G7'ye davet edilmesi konusunda diğer liderlerle tartışma yaşadığı belirtildi.
İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Rusya'nın G7'ye yeniden davet edilmesi konusu, bu oluşumun liberal demokrasiler birliği olarak kalması yönündeki argümana karşı çıkan Trump ile diğer liderler arasında tartışmaya yol açtı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Fransa'nın Biarritz kentinde yapılan G7 Zirvesi'nde Rusya'nın G7'ye davet edilmesi konusunda diğer liderlerle tartışma yaşadığı belirtildi.
İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Rusya'nın G7'ye yeniden davet edilmesi konusu, bu oluşumun liberal demokrasiler birliği olarak kalması yönündeki argümana karşı çıkan Trump ile diğer liderler arasında tartışmaya yol açtı.
Diplomatik kaynaklara göre Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in özellikle İran, Suriye ve Kuzey Kore meselelerine çözüm arayışlarında G7 liderleriyle aynı masada olması gerektiğini belirtirken yalnızca İtalya Başbakanı Giuseppe Conte destekledi. Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin çekimser kaldığı masada, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve ev sahibi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Trump'ın önerisine kararlı şekilde karşı çıktı.
Gazeteye konuşan bir Avrupalı diplomat, "Diğer liderlerin büyük bölümü, G7'nin liberal demokrasilerin yer aldığı bir aile, kulüp, topluluk olarak kalmasında ısrar etti ve bu nedenle Trump'a bu değeri taşımayan Putin'i geri çağıramayacağını söyledi" dedi.
Gazeteye konuşan bir Avrupalı diplomat, "Diğer liderlerin büyük bölümü, G7'nin liberal demokrasilerin yer aldığı bir aile, kulüp, topluluk olarak kalmasında ısrar etti ve bu nedenle Trump'a bu değeri taşımayan Putin'i geri çağıramayacağını söyledi" dedi.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Bunun Trump için çok önemli bir şey olmadığını ve onun bu görüşü paylaşmadığını anlatan diplomat, "Trump, İran, Suriye ve Kuzey Kore gibi meselelerde Rusya'nın masada bulunmasının anlamlı olacağını savundu. Bu nedenle, tamamen farklı bir yaklaşım sergiledi" diye konuştu.
Trump, zirve sırasında Rusya'nın G7'ye yeniden katılmasıyla ilgili soru üzerine "Bu devam eden bir çalışma. Bazıları Rusya'yı yeniden G7'de görmek istiyor. Bence bu dünyada pek çok şey için yararlı olurdu. Bence olumlu bir şey olurdu. Bazıları benimle aynı görüşte. Bu, tartışmakta olduğumuz bir konu" yanıtını vermişti.
Trump, gelecek yıl ABD'nin ev sahipliği yapacağı zirveye Rusya'yı davet etmesinin 'mümkün olduğunu' bir kez daha dile getirirken Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da, "Böyle bir davet gelirse Kremlin değerlendirecektir" açıklaması yapmıştı.
Trump, zirve sırasında Rusya'nın G7'ye yeniden katılmasıyla ilgili soru üzerine "Bu devam eden bir çalışma. Bazıları Rusya'yı yeniden G7'de görmek istiyor. Bence bu dünyada pek çok şey için yararlı olurdu. Bence olumlu bir şey olurdu. Bazıları benimle aynı görüşte. Bu, tartışmakta olduğumuz bir konu" yanıtını vermişti.
Trump, gelecek yıl ABD'nin ev sahipliği yapacağı zirveye Rusya'yı davet etmesinin 'mümkün olduğunu' bir kez daha dile getirirken Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da, "Böyle bir davet gelirse Kremlin değerlendirecektir" açıklaması yapmıştı.
Akademi Dergisi
TSK'da istifa depremi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesinde istifa depremi... Beş general Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının hakkaniyetli olmadığını belirterek istifa etti. Generaller şark hizmeti görmemiş isimlerin bile en kritik yerlere…
Milli Savunma Bakanı gizli Yahudi ve mason Hulusi Akar'dan ‘istifa eden generaller’ ile ilgili açıklama geldi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan ‘istifa eden generaller’ ile ilgili açıklama geldi. Akar, TSK'daki general istifaları ile ilgili "2 isim dilekçe verdi emeklilik doğal bir haktır. TSK'da görev asla durmaz. Vazife sancağı devamlı ileri gider." dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan ‘istifa eden generaller’ ile ilgili açıklama geldi. Akar, TSK'daki general istifaları ile ilgili "2 isim dilekçe verdi emeklilik doğal bir haktır. TSK'da görev asla durmaz. Vazife sancağı devamlı ileri gider." dedi.
Akademi Dergisi
43 su markasının analizi: "Resmen zehir, duş bile alınmaz" Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden dört akademisyenin gerçekleştirdiği analiz çalışması kapsamında, 43 markanın içme suyu örneğinde 16…
TÜDEF'ten pet şişe uyarısı: İçilebilir olduğunu düşünmüyoruz
Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Vekili Sinan Vargı, piyasada üretim ve son kullanma tarihleri arasında bir yılı aşkın süre olan pet şişede satılan suların bulunduğunu belirterek, "Pet şişede içme suyu üreten firmalar kontrol yaptıklarını söyleseler de 18 ay iki sıcak yaz geçirmiş, güneş altında bekletilmiş, belki de soğukta donmuş, bu sebeple de petten suya kimyasal maddelerin geçiş yaptığı bir suyun içilebilir olduğunu düşünmüyoruz" dedi.
Vargı, konuya ilişkin Sağlık Bakanlığı'na başvurduklarını ve pet şişe sularında son kullanma tarihinin 1 yıl ile sınırlandırılmasını talep ettiklerini kaydetti.
Tüketicilerin pet şişede satılan sularda üretim ve son kullanma tarihlerini iyi okumaları gerektiğini vurgulayan Vargı, suda plastik bir koku varsa son kullanma tarihi ne olursa olsun tüketilmemesi tavsiyesinde bulundu.
Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Vekili Sinan Vargı, piyasada üretim ve son kullanma tarihleri arasında bir yılı aşkın süre olan pet şişede satılan suların bulunduğunu belirterek, "Pet şişede içme suyu üreten firmalar kontrol yaptıklarını söyleseler de 18 ay iki sıcak yaz geçirmiş, güneş altında bekletilmiş, belki de soğukta donmuş, bu sebeple de petten suya kimyasal maddelerin geçiş yaptığı bir suyun içilebilir olduğunu düşünmüyoruz" dedi.
Vargı, konuya ilişkin Sağlık Bakanlığı'na başvurduklarını ve pet şişe sularında son kullanma tarihinin 1 yıl ile sınırlandırılmasını talep ettiklerini kaydetti.
Tüketicilerin pet şişede satılan sularda üretim ve son kullanma tarihlerini iyi okumaları gerektiğini vurgulayan Vargı, suda plastik bir koku varsa son kullanma tarihi ne olursa olsun tüketilmemesi tavsiyesinde bulundu.
Yol yapamadılar: 45 yıldır devam eden proje var
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yatırım programında, yüzün üzerinde proje yer alırken, bu projelere bütçe ayrılmadı.
Program içeriğinde, yapımına 45 yıl önce başlanmış projelerin yer alması da dikkat çekti. “Ankara-İstanbul Sürat Demiryolu” projesine 1975’te, “Sincan-Çayırhan Altyapı İnşaatı” projesine 1976’da, “Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaat” projesine 1998’de, “Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan Demiryolu” projesine 1999’da başlandığı kaydedildi. Bu projeler için 30 milyar lirayı aşan maliyet belirlendi. “Hakkâri Yüksekova Havaalanı İnşaatı”, “Rize-Artvin Havalimanı”, “Yozgat Havalimanı”, “Karaman Havalimanı” projeleri de “2019’dan sonraya kalanlar” kısmında yer aldı. 2018 programında, Hakkâri Yüksekova Havaalanı İnşaatı projesinin 2019’da bitmesi hedeflenmişti. “Başlanmayan proje” 2022 yılına atıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yatırım programında, yüzün üzerinde proje yer alırken, bu projelere bütçe ayrılmadı.
Program içeriğinde, yapımına 45 yıl önce başlanmış projelerin yer alması da dikkat çekti. “Ankara-İstanbul Sürat Demiryolu” projesine 1975’te, “Sincan-Çayırhan Altyapı İnşaatı” projesine 1976’da, “Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaat” projesine 1998’de, “Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan Demiryolu” projesine 1999’da başlandığı kaydedildi. Bu projeler için 30 milyar lirayı aşan maliyet belirlendi. “Hakkâri Yüksekova Havaalanı İnşaatı”, “Rize-Artvin Havalimanı”, “Yozgat Havalimanı”, “Karaman Havalimanı” projeleri de “2019’dan sonraya kalanlar” kısmında yer aldı. 2018 programında, Hakkâri Yüksekova Havaalanı İnşaatı projesinin 2019’da bitmesi hedeflenmişti. “Başlanmayan proje” 2022 yılına atıldı.
Peskov: İdlib’teki Durumların Sorumlusu Türkiye’dir
Rusya başkanlık sarayı Kremlinin sözcüsü Dmitry Peskov İdlib’te yaşanan gergin durumların tüm sorumluluğunun Soçi anlaşmaları kapsamında tamamen Türkiye rejimine düştüğünü bir kez daha vurguladı.
Peskov bugün basın mensuplarına yaptığı açıklamada; Rusya Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye rejimi başkanı Recep tayyip Erdoğan arasında yapılacak görüşmenin tamamen Suriye konulu olacağını belirtti. Peskov; “öyle ki İdlib’te gerginleşen durumların tüm sorumlusu Türkiye’dir. Dolayısıyla Erdoğan ve Putin arasındaki görüşme tamamen Suriye konulu olacaktır…” ifadelerini kullandı.
Kremlin sözcüsü Peskov; Putin’in İdlib’teki teröristlerin civar bölgelere karşı tekrarlanan terör saldırılarından dolayı gayet endişeli olduğuna dikkat çekerken; dolayısıyla İdlib’te terör varlığının kalmasına izin vermenin mümkün olmadığını birçok kez belirttiğini kaydetti.
Rusya başkanlık sarayı Kremlinin sözcüsü Dmitry Peskov İdlib’te yaşanan gergin durumların tüm sorumluluğunun Soçi anlaşmaları kapsamında tamamen Türkiye rejimine düştüğünü bir kez daha vurguladı.
Peskov bugün basın mensuplarına yaptığı açıklamada; Rusya Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye rejimi başkanı Recep tayyip Erdoğan arasında yapılacak görüşmenin tamamen Suriye konulu olacağını belirtti. Peskov; “öyle ki İdlib’te gerginleşen durumların tüm sorumlusu Türkiye’dir. Dolayısıyla Erdoğan ve Putin arasındaki görüşme tamamen Suriye konulu olacaktır…” ifadelerini kullandı.
Kremlin sözcüsü Peskov; Putin’in İdlib’teki teröristlerin civar bölgelere karşı tekrarlanan terör saldırılarından dolayı gayet endişeli olduğuna dikkat çekerken; dolayısıyla İdlib’te terör varlığının kalmasına izin vermenin mümkün olmadığını birçok kez belirttiğini kaydetti.
Cep telefonları ile ilgili korkutan tehlike! ‘Bilinenden üç kat fazla…’
Yapılan bir araştırmada, cep telefonların yaydığı radyasyon miktarının uluslararası kuruluşların belirlediği ve şirketlerin belirttiği miktardan ortalama üç kat fazla olduğu belirlendi. Araştırma kapsamında iPhone, Samsung ve Motorola'nın çeşitli modelleri Kaliforniya'da bulunan ve Federal İletişim Komisyonu'nun akreditesine sahip laboratuvarda test edildi.
Yapılan bir araştırmada, cep telefonların yaydığı radyasyon miktarının uluslararası kuruluşların belirlediği ve şirketlerin belirttiği miktardan ortalama üç kat fazla olduğu tespit edildi.
Amerikan gazetesi Chicago Tribune'nin 3G ve 4G bağlantıya sahip çeşitli telefon modelleri üzerinde yaptığı araştırmadan derlediği bilgilere göre, cep telefonlarının Federal İletişim Komisyonu (FCC) tarafından belirlenen üst sınırdan daha fazla radyasyon yaydığı ve bu değerlerin şirketlerin açıkladığı miktarların çok üzerinde olduğu belirlendi.
Yapılan bir araştırmada, cep telefonların yaydığı radyasyon miktarının uluslararası kuruluşların belirlediği ve şirketlerin belirttiği miktardan ortalama üç kat fazla olduğu belirlendi. Araştırma kapsamında iPhone, Samsung ve Motorola'nın çeşitli modelleri Kaliforniya'da bulunan ve Federal İletişim Komisyonu'nun akreditesine sahip laboratuvarda test edildi.
Yapılan bir araştırmada, cep telefonların yaydığı radyasyon miktarının uluslararası kuruluşların belirlediği ve şirketlerin belirttiği miktardan ortalama üç kat fazla olduğu tespit edildi.
Amerikan gazetesi Chicago Tribune'nin 3G ve 4G bağlantıya sahip çeşitli telefon modelleri üzerinde yaptığı araştırmadan derlediği bilgilere göre, cep telefonlarının Federal İletişim Komisyonu (FCC) tarafından belirlenen üst sınırdan daha fazla radyasyon yaydığı ve bu değerlerin şirketlerin açıkladığı miktarların çok üzerinde olduğu belirlendi.
Yetkili uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen kılavuza göre, cep telefonlarının en fazla ABD'de 1.6W/kg, Avrupa bölgesinde ise 2W/kg radyasyon miktarına sahip olması zorunluluğu bulunuyor. Telefon üreticileri bu radyasyon değerlerini dikkate alarak üretimlerini gerçekleştiriyor ve telefonların yaydığı radyasyon miktarını kullanıcılara teknik özellikler kısmında açıklıyor.
FCC'ye göre belirlenen limitten fazla radyasyon yayan cihazlar insan sağlığını olumsuz şekilde etkiliyor. FCC ayrıca, piyasaya sürülen herhangi bir telefonun maksimum değerleri aşamayacağını ileri sürse de Chicago Tribune'nin araştırmasına göre araştırmaya konu olan iPhone, Samsung ve Motorola'nın çeşitli modelleri belirlenen üst sınırın çok üzerinde radyasyon yayıyor.
Araştırma kapsamında iPhone'un 7, 8, 8 Plus, X; Samsung'un Galaxy S8, S9, J3; Motorola'nın e5, e5 Play, g6 Play modelleri Kaliforniya'da bulunan ve FCC akreditesine sahip laboratuvarda test edildi. Yapılan testin sonuçlarına göre, cep telefonların yaydığı radyasyon miktarı uluslararası kuruluşların belirlediği miktardan ortalama üç kat daha fazla.
Testte, cep telefonlarının "simülasyon vücuda" farklı uzaklıklardan ne kadar radyasyon yaydığı belirlendi. Araştırmanın sonucuna göre iPhone 7, FCC tarafından belirlenen üst limitin 4 katı fazla radyasyon yayma miktarına sahip olurken, Samsung marka telefonlar da benzer değerlerde radyasyon yayıyor. Samsung'un Galaxy S8 modeli, 8.22W/kg değeriyle FCC'nin belirlediği üst limitin 5 katı fazla radyasyon yayıyor.
FCC'ye göre belirlenen limitten fazla radyasyon yayan cihazlar insan sağlığını olumsuz şekilde etkiliyor. FCC ayrıca, piyasaya sürülen herhangi bir telefonun maksimum değerleri aşamayacağını ileri sürse de Chicago Tribune'nin araştırmasına göre araştırmaya konu olan iPhone, Samsung ve Motorola'nın çeşitli modelleri belirlenen üst sınırın çok üzerinde radyasyon yayıyor.
Araştırma kapsamında iPhone'un 7, 8, 8 Plus, X; Samsung'un Galaxy S8, S9, J3; Motorola'nın e5, e5 Play, g6 Play modelleri Kaliforniya'da bulunan ve FCC akreditesine sahip laboratuvarda test edildi. Yapılan testin sonuçlarına göre, cep telefonların yaydığı radyasyon miktarı uluslararası kuruluşların belirlediği miktardan ortalama üç kat daha fazla.
Testte, cep telefonlarının "simülasyon vücuda" farklı uzaklıklardan ne kadar radyasyon yaydığı belirlendi. Araştırmanın sonucuna göre iPhone 7, FCC tarafından belirlenen üst limitin 4 katı fazla radyasyon yayma miktarına sahip olurken, Samsung marka telefonlar da benzer değerlerde radyasyon yayıyor. Samsung'un Galaxy S8 modeli, 8.22W/kg değeriyle FCC'nin belirlediği üst limitin 5 katı fazla radyasyon yayıyor.
Uzmanlar, araştırmanın "en kötü senaryo" baz alınarak yapıldığını ve elde edilen radyasyon miktarlarının günlük kullanımda nadir durumlarda ortaya çıkabileceğini savunuyor. Bazı kaynaklarda da, FCC'nin yapılan testi geniş kapsamlı olarak değerlendirmediği, gelecek aylarda telefon üreticilerinin yanı sıra kendi testlerini de yapacağı belirtildi.
Uzmanlar ayrıca, FCC'nin ve konuyla ilgili diğer uluslararası kuruluşların, 5G teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte cep telefonlarının sahip olması gereken radyasyon miktarlarında değişim yapmasını öngörüyor.
5G teknolojisiyle ve teknolojik cihazların sayısının artmasıyla birlikte gelecekte alınan radyasyon miktarının artması ve bu durumun insan sağlığına olan etkilerinden dolayı toplumun öncelikli konuları arasında yer alması bekleniyor.
Uzmanlar ayrıca, FCC'nin ve konuyla ilgili diğer uluslararası kuruluşların, 5G teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte cep telefonlarının sahip olması gereken radyasyon miktarlarında değişim yapmasını öngörüyor.
5G teknolojisiyle ve teknolojik cihazların sayısının artmasıyla birlikte gelecekte alınan radyasyon miktarının artması ve bu durumun insan sağlığına olan etkilerinden dolayı toplumun öncelikli konuları arasında yer alması bekleniyor.
"PANTOLON VE GÖMLEK CEPLERİNDE TAŞINMAMALI"
Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Ömer Yazıcı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, cep telefonlarının düşük frekanslı radyasyon yaydığını fakat vücuda yakın mesafede tutulduğunda radyasyona maruziyetin arttığını söyledi.
Cep telefonlarının özellikle beyin kanser riskini artırıp artırmadığına dair birçok çalışma yayınlandığına dikkati çeken Yazıcı, bu çalışmaların bir kısmının cep telefonu kullanımını kanserle ilişkilendirdiğini fakat büyük kısmının böyle bir ilişki tespit edemediğini dile getirdi.
Yazıcı, cep telefonu kullanımı ve kanser arasındaki ilişkiye dair kuvvetli kanıtlar olmasa da tedbirli olmak gerektiğini belirterek, şu önerilerde bulundu:
"Cep telefonları olabildiğinde vücuttan uzak mesafede bulunmalı ve özellikle uyku sırasında vücuttan uzak tutulmalı. Pantolon ve gömlek ceplerinde taşınmamalı. Cep telefonlarıyla kısa görüşmeler yapılmalı, eğer uzun konuşmalar yapılacaksa uzaktan görüşme yapmayı sağlayan 'handsfree' aygıtlar kullanılmalı."
Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Ömer Yazıcı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, cep telefonlarının düşük frekanslı radyasyon yaydığını fakat vücuda yakın mesafede tutulduğunda radyasyona maruziyetin arttığını söyledi.
Cep telefonlarının özellikle beyin kanser riskini artırıp artırmadığına dair birçok çalışma yayınlandığına dikkati çeken Yazıcı, bu çalışmaların bir kısmının cep telefonu kullanımını kanserle ilişkilendirdiğini fakat büyük kısmının böyle bir ilişki tespit edemediğini dile getirdi.
Yazıcı, cep telefonu kullanımı ve kanser arasındaki ilişkiye dair kuvvetli kanıtlar olmasa da tedbirli olmak gerektiğini belirterek, şu önerilerde bulundu:
"Cep telefonları olabildiğinde vücuttan uzak mesafede bulunmalı ve özellikle uyku sırasında vücuttan uzak tutulmalı. Pantolon ve gömlek ceplerinde taşınmamalı. Cep telefonlarıyla kısa görüşmeler yapılmalı, eğer uzun konuşmalar yapılacaksa uzaktan görüşme yapmayı sağlayan 'handsfree' aygıtlar kullanılmalı."