Peskov, Sayın Putin’in G20’deki ilk gününü anlattı

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Osaka’da gerçekleşen G20 zirvesindeki ilk gününü anlattı. Rus lider, G20’nin ilk gününde Trump, May, Modi ve Şi ile bir araya geldi.

Peskov’a göre, G20’nin resmi açılışından önce BRICS ülkeleri (Rusya, Brezilya, Güney Afrika, Çin ve Hindistan) liderleri gayri resmi bir görüşme gerçekleştirdi.

Putin diğer katılımcıları beklerken, ilk kez Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ile tanışıp konuşma imkanı buldu.

BRICS’e üye beş ülkenin liderleri küresel ticaretteki istikrarsızlık konusunu ele alarak, WTO’da reformların gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Terörle mücadelede işbirliği konusuna da değinildi.

Seçim iptaline karşı çıkan YSK üyesinin eşine ilginç atama

İstanbul seçiminin iptal edilmemesi yönünde oy kullanan YSK üyesinin hâkim eşi, talep etmediği halde başka bir mahkemeye atandı.

YSK, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini 6 Mayıs’ta, 4’e karşı 7 oyla iptal etmişti. Karşı oy kullanan üyelerden Kürşat Hamurcu’nun hâkim eşinin talep etmediği halde 31 Mayıs’taki HSK yaz kararnamesiyle görev yerinin değiştirilmesi yargı çevrelerinde dikkat çekti.

Yüksek Seçim Kurulu'nda (YSK), İstanbul seçiminin iptal edilmesine karşı çıkan üyelerden Kürşat Hamurcu’nun hâkim eşi Şahizer Hamurcu, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yaz kararnamesiyle Urla hâkimliğinden, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi üyeliğine atandı.

Okan Üniversitesi'nde akademik ve idari personel çıkarıldı

İstanbul Okan Üniversitesi, işten çıkardığı akademisyenleri ve idari personelleri ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi gerekçe göstererek yasal haklarını vermeden işten çıkardı.

İstanbul Okan Üniversitesi, bünyesindeki işten çıkardığı akademisyenlere Rektör Prof. Dr. Mustafa Koçak'a ait e-imzalı bir iletiyle ülkenin ve kurumun içinde bulunduğu ekonomik kriz bahane edilerek, 30 Haziran'da iş akidlerinin sona ereceği, bunun için 27 Haziran'a kadar İnsan Kaynakları Müdürlüğü'ne gelmeleri gerektiği bildirildi.

İş akitleri sona erdirilen öğretim üyelerine üniversite yönetiminin daha öncesinde 1 Haziran 2019 tarihinden başlamak üzere 31 Mayıs 2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere bir yıllık yeni iş sözleşmeleri gönderdiği ve öğretim üyelerinin de bu sözleşmeleri imzalayarak ilgili fakülte/yüksekokul yönetim birimlerine teslim ettiği öğrenildi.

İmamoğlu'nun başkanlığını kabul etmiyorum' diyen İSPARK şefi istifa etti

31 Mart seçimlerinin ardından "İmamoğlu'nun başkanlığını kabul etmiyorum" diyen İSPARK şefi, İmamoğlu'nun 2. kez İBB Başkanı seçilmesinin ardından istifa etti.

Yüksek Seçim Kurulu'nun iptal kararının ardından yenilenen seçimlerde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı koltuğuna ikinci kez oturmasının ardından İBB’den peş peşe istifa haberleri geliyor.

İBB Genel Sekreteri ve 8 personelin istifasının ardından İSPARK Marina Bakım ve Onarım Şefi olan Hüseyin Hacıoğlu'nun da görevinden istifa ettiği öğrenildi.

RT Arabic'e göre Halife Hafter güçleri, Türkiye'ye ait bir savaş uçağını düşürdüklerini açıkladı.

Libya Ulusal Ordusu, Türkiye ve Katar'ı Libya'daki silahlı terörist grupların arkasında olmakla suçlayarak, Trablus yakınlarındaki Ulusal Anlaşma hükümeti tarafından bir Türk uçağının düşürüldüğünü açıkladı.

İlgili bağlamda, "Libya Ulusal Ordusu", hem Türkiye hem de Katar'a ülkedeki silahlı grupları "terörist" olarak desteklemekle ilgili suçlamaları yeniledi.

Furkan Vakfı Başkanı Kuytul'un telefon görüşmelerine 'dışarıya talimat verdiği' gerekçesiyle süresiz engelleme

Furkan Vakfı'na yönelik dava nedeniyle cezaevinde bulunan vakfın başkanı Alparslan Kuytul'un telefon görüşmelerine 'dışarıya talimat verdiği' gerekçesiyle kısıtlama getirildiği belirtildi. Kuytul'un eşi Semra Kuytul, "Arkadaşlarımın iyi bir İslam davetçisi olduğunu duyduğumda kurban keseceğim" ifadesinin talimat sayıldığını söyledi.

Erdoğan: "Türkiye'nin mültecilere harcadığı para 37 milyar doları aştı."

Bu nasıl mümkün oldu?

1933'te Almanya'nın yüz binlik kişilik bir ordusu vardı. Versailles anlaşması gereğince bu ordunun uçak, zırhlı araç, ağır silah, savaş gemisi sahibi olması yasaktı.

1939'da Hitler Polonya'ya saldırdığında, Alman ordusunun 4,2 milyon askeri vardı. Bu, ordunun 42 misli büyümüş olduğu demek oluyor. Bununla birlikte, tam donanımlı hale getirildiler.

Videonun tercümesi aşağıdaki paylaşımlarda devam edecek...

Devamı...

Aynı zamanda hayat standardı da durmaksızın büyüdü. Bu nasıl bir ekonomi mucizesi?

Bize, Hitlerin otobanlar yaparak ekonomiyi canlandırdığı söylendi. Bir düşünün! Hazineniz boş. Yol yapmaya başlıyorsunuz. Gerekli parayı nereden alıyorsunuz? Boş hazineden mi?

Tabi, beton prodüksiyonu, kürek, işcilerin maaşı ekonomiyi canlandırır. Ama bunların kaynağı nereden geliyordu eğer hazine boş ise!

Bu kaynağı Almanya'nın bir yerden almış olması gerekiyor. Bir bakalım nereden...

Sırayla ABD ve Büyük Britanya (İngiltere) iki plan gerçekleştirdi:

- Dawes planı ve
- Young planı.

Devamı...

Almanya'ya devasa finansal destek pompalandı.
Versailles anlaşmasına göre Almanya mağlup ülke olarak 1. Dünya savaşından ötürü tazminatları ödemek zorundaydı. Ama tam da Hitler başa gelmeden önce bu tamirat/tazminat ödemeleri tamamıyla durdurulup donduruldu.
Bunun yerine paralar Almanya'dan akacağına, Almanya'ya aktı.

Almanya'da fabrikalar kuruldu ve endüstriyel silahlar üretimi hazırlandı. Ve bir zaman sonra en modern teknolojinin nakilleri başladı. İngilizlerin çoğu şaşırmıştı, 1940'da üzerlerine atılan ve patlamamış bombaların üzerinde "Made in England" yazısını gördüklerinde...

Devamı...

Ancak burada şaşırılacak bir şey yok. Almanya kendisine ait bir uçak geliştirememişti. Bundan dolayı ilk uçak serilerinin modellerinde, İngiltere yapımı Rolls Royce motorları takıldı. Alman mühendisleri bilahare kendi motorlarını geliştirdiler.

Hitler, Versailles anlaşmasını bozarak ordusunu 42 kat nasıl dünya birliği farkına varmadan büyüttü? Elbette Dünya birliği bunu fark etti. Ama herhangi bir sebepden dolayı bunu protesto etmedi. Ve celallenip ordusuyla Almanya'ya girip bu ülkenin silahlanmasını engellemedi.

Niye ve nasılına girmeden, Almanya 1. Dünya savaşında Rusya ve Fransa'ya savaş açmış ve dolayısıyla savaşa sebep olan bir ülke...
Ve bu ülke tekrar silahlanıyor ve başında öyle bir adam var ki, Versailles'i düzelteceğini açık açık ifade etmekte. Başka bir deyişle: Almanya'nın kaybettiği bölgeleri tekrar geri almak...

Galip ülkelerin bu durumda ne yapması gerekir?
Doğal olan bu adamı sahneden silip, faaliyetlerine son vermek. Ancak bu yapılmadı.
Hitlerin sırasıyla yaptığı: zorunlu askerliği yürürlüğe koydu, Alman hava kuvvetini kurdu, silahlandırılmış olan Rhein bölgesine ordusuyla girdi ve dahası...

Ve buna ya çok zayıf protestolar aldı veya hiç bir şey... Neden? Hitlerin tüm çevresi bunu yapmamasını söyledi. Uluslar arası anlaşmaların aksine olan emirler verdiğinde askeriye titriyordu korkudan. Ama hiç bir şey olmadı. Niye? Çünkü Hitler kendisine birşey olmayacağını biliyordu.

Tüm bu basamaklar onunla ve o zamanın politik alanına hükmedenler arasında belirlenmişti. Yani Büyük Britanya ile...