Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.4K photos
25.5K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Şi'nin çok sıkılarak, öfleyip püfleyek ve kahrederek böyle yorumlar yapmasının sebepleri gözler önünde;

- Böyle bir şey aklından bile geçmezdi, kendisine söyleseler inanmazdı ama ittifakımızın dışında kaldı, çok büyük fırsatları kaçırdı. Üstelik çok kısacık sürede bunlar yaşanınca afalladı.

- Kuzey Kore'nin de Çin'e değil, ittifakımıza yakın durması, ayrıca moralini, düşüncelerini bozdu.

- Dahiyane siyaset yaparak, kendini dev aynasında gören iki tarafa da had bildirmemiz... Bunu, elimizi hiçbir şeye sürmeden, tarafları birbirine katarak yapmamız... Bu kadar kısa sürede iki tarafa da çok güç kaybettirek zayıflatmamız, onların aksine olarak çok güçlenerek bu süreçten çıkmamız da Şi'yi tepetaklak eden sebepler arasında.

Dünyanın önde gelen pek çok lideri gibi Şi de son bir hafta içinde aşırı derecede yoruldu, gerildi, korktu, endişelendi, zorlandı, yalpalandı ve ne kadar liyakatsiz biri olduğunu, dünya siyasetini ve hadiseleri ne kadar isabetsiz şekilde yorumladığını, bundan sonrasında işinin çok zor olduğunu, o koltukta fazla oturamayacağını gördü.
Merkel: Amerika çok zayıfladı, güçsüzleşti.

Trump'ın, Amerika'nın menfaatlerini gözeterek değil de Şeytan'ın Konseyi'nin emirlerini dinleyerek tarihi fırsatları kaçırmasından sonra, karşı cephedeki herkes şaşkın ve kızgındı. Hala bu şaşkınlık ve kızgınlık hali geçmedi.

Trump'ın yanlış kararlar almaması için onunla baştan görüşen ve en açık cümlelerle onu uyaran Macron ve Merkel, korktukları başlarına gelince çok kötü oldular. Trump'a açıkça tavır almadılar ama mesafeliler. Çok rahatsız olduklarını belli ettiler, ediyorlar. Bundan sonrasında Trump'la hatta Amerika ile bu işin yürümeyeceğini düşünüyorlar, bu şekilde değerlendirmeler yapıyorlar.

Merkel, beyin takımına şu şekilde konuştu:

"Amerika çok zayıfladı, güçsüzleşti. Büyük bir deprem yaşadı. Kısa vadede olmasa da uzun vadede çökeceğinin sinyallerini veriyor. Amerikanın yanında bulunan devletlerin de büyük darbeler alacağını düşünüyorum. Yapacak oldukları hamlelerde onlarla birlikte hareket etmek bizi zayıflatır ama karşısında gibi de duramayız. Bizim nötr kalmamız gerekiyor."
Fransa, Amerika'sız bir dünyaya hazırlanıyor

Macron da kendi beyin takımına şu şekilde değerlendirmeler yaptı:

"Trump'ı ikaz ettik ama ikazların hiçbirini dikkate almadı. Şu anda dünyanın gözü önünde bu hale düşmesinin sebebi ikazlarımızı dinlememesidir. Anlaşılan o ki Amerika ile birlikte ilerlemek üzere almış olduğumuz kararları şimdi bir daha gözden geçirmek gerekiyor. Bu durumda size çok iş düşüyor. İyi bir çalışma yapın ve Amerika'nın güçsüzleştiği ve yok olmak üzere olduğu ihtimallerini göz önünde bulundurarak, ileriye dönük atmamız gereken en doğru adımlara dair raporlar hazırlayın."

Amerika'dan geçtiler, bu kadar zor şartlar içinde kalmışlarken Fransa'yı nasıl varlıkta tutacaklarını düşünüyorlar. Bu süreçte hatalı kararlar almak istemiyorlar.

Almanya'nın yöneticileri de Fransa'nın yöneticileri de kendi aralarında "Şu şartlar da yapacağımız bir hata, bizim de yok olmamıza sebep olabilir." diye diye kılı kırk yararak kararlar alıyor.
İranlı Sünni vekillerden Hamaney'e mektup

İran Meclisindeki Sünni milletvekilleri, ülkenin dini lideri gizli Hristiyan ve İngiliz casusu Ali Hamaney'e mektup yazarak devlet televizyonunda Sünnilere yönelik hakaretlerle ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını istedi.

İran Meclisindeki Sünni milletvekilleri, devlet televizyonunda Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'a yönelik hakaretlerle ilgili ülke lideri Ali Hamaney'e mektup yazdı.
İran Meclisindeki Sünni Grubu 17 milletvekilinin imzasıyla Hamaney'e gönderilen mektupta, devlet televizyonunun yayınında Sünnilere hakaret edildiği belirtildi.

Hamaney'in "Kim bilerek ya da bilmeyerek Sünnilere ya da Şiilere hakaret ederse düşmanın paralı askeridir." sözlerinin hatırlatıldığı mektupta, "Hz. Hasan'ın doğum günü için düzenlenen ve devlet televizyonunda canlı yayınlanan programda Ehli Sünnet inancına ve mukaddesatına açık hakaretler içeren ve Müslümanların birliğini bozucu sözler kullanılmıştır." denildi.

Mektupta Hamaney'e hitaben "Zatı alinizin niyet ve tavsiyeleriyle çelişki arz eden bu hakaretler, ülkedeki Ehli Sünnet camiasında büyük endişelere yol açmıştır." ifadeleri kullanıldı.

Sünni temsilciler, Hamaney'den konuyla ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını ve bunun kamuoyuyla paylaşılması için talimat vermesini talep etti.
İran bir şey paylaşmışsa, kırk türlü doğrulamadan inanmamak gerekir.

Acem devlet adamları çoğunlukla son derece yalancı, hileci, kibirli, ahlaksız, utanmaz, meymenetsiz ve alaycı tiplerdir. Ne kadar üzücüdür ki bu halleri binlerce yıldır bir kültür halini almış, normalleşmiştir.

İran'ın paylaştığı şu videoda mekan gerçek ama iddia gerçek değil. Orası savunma amacı ile açılmış bir yeraltı tünel sistemi. Başka da bir şey değil. Orada teknoloji de yok, üretim de yok. Zaten bu nedenle sözde füzenin fırlatıldığı alan bile bomboş. O kadar yalın bir halde. Üstelik füzenin çıkış yapacağı kapak kısmını da gösteremişler. Dünyadaki hiçbir ciddi devlet adamı, ordu komutanları ve gizli servis başkanları şu videoyu ciddiye almamıştır.

İran'da, videoda gördüğünüz o füze de yok. Evet, İran'ın "Şunu yaptık, bunu geliştirdik" dediği yüzlerce şey gerçekte var olmadığı gibi, Qiam füzeleri de gerçekte yok. Qiam projesi kapsamında çalıştılar, denediler ama başaramadılar. 800 km menzilli bir füzeleri yok. Zülfikar ismini verdikleri ve 700 km menzili olan füze teknolojisine gerçekten sahipler. Zülfikar füzelerinin hepsinde ayar tutmuyor. Tam beceremedikleri yanları var. Üretilecek her Zülfikar füzesinin hatasız çalışmayacağını biliyorlar. Bunun sebebi de Zülfikar'ı başkalarının projelerini çalarak yapmış olmaları. Daha mühim bir sorunları daha var ki yeteri kadar Zülfikar füzesi üretecek maddi güçleri yok.
Dost ve kardeş Suriye Ordu birlikleri Hama kırsalı Huveyz Beldesinde “Beyaz Kasklar” adlı teröristlere ait saha hastanesinde kimyasal maddeler İçin koruyucu malzemeler ele geçirdi.
Rusya, Antartika bölgesinin ticari potansiyelinden faydalanabilme yeteneğini geliştirmek için filosunu yenileme ve genişletme programının bir parçası olarak nükleer enerjili yeni buzkıran gemisi Ural’ı suya indirdi.

St. Petersburg'daki Baltık Tersanesi’nde suya indirilen Ural isimli gemi, yapımı tamamlandığında, dünyadaki en büyük ve en güçlü üç buzkıran gemiden biri olacak.

İnşasına su üzerinde devam edilecek Ural'ın 2022 yılında Rusya Donanması'na teslim edilmesi bekleniyor.

Rusya, iklim değişikliği sayesinde yıl boyunca gezilebilir olması beklenen Kuzey Deniz Yolu'ndaki gemi hareketliliğini artırmak için yeni bir altyapı inşa edip, limanlarını elden geçiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin, Nisan ayında yaptığı bir konuşmada, ülkesinin Kuzey Buz Denizi kıyıları boyunca kargo gemilerinin hareketliliğini artırmak için buzkıran gemilerin yapımını arttırdığını dile getirmişti.
Rusya: İran'la ticaret için ABD'nin iznine ihtiyacımız yok

Rusya’nın Tahran Büyükelçisi Levan Jagarian yaptığı açıklama, "Rusya’nın bağımsız bir ülke olduğu için, İran’la ticari işbirliğini sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda ABD’nin iznine ihtiyacı yok. Bu nedenle ABD, bağımsız devletlerle bağımsız dış politikaya sahip olan ülkelere karşıdır. Bağımsız bir ülke olarak ABD’nin tehditleri ve yaptırımlarına karşın İran’la işbirliğimizi sürdüreceğiz.” dedi.

Jagarian, Suriye’nin yeniden inşa edilmesi konusunda ABD’nin tutumunu eleştirerek, “Suriye’yi ve eknomisini yeniden yapılandırmak için birleşmemiz gerekiyor. İran, Suriye ve Türkiye, bu doğruluda önemli rol oynamaktadır. ABD’nin eylemlerine bakmaksızın Suriye’ye insani yardım gönderme çalışmaları devam etmeli.” ifadelerini kullandı.
Maliki: ABD-İran savaşında tarafsız olamayız

ABD-İran arasındaki gerilime ilişkin açıklamada bulunan Irak eski Başbakanı ve Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki, ABD ile İran arasında yaşanan gerginlikte tarafsız kalmalarının mümkün olmayacağını ifade etti.

Nuri el-Maliki’nin ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre, Maliki ile Irak Parlamentosu Başkanı Muhammed Halbusi ile bir görüşme gerçekleştirdi.

İkilinin görüşmesinde, Maliki’nin ABD ile İran arasında yaşanan gerginlikte tarafsız kalmalarının mümkün olmadığını ve İran’ı kastederek; “Savaşı istemeyen tarafın yanında olacağız” dediği ifade edildi.

Maliki, saldırı ve silah dilinden uzak durulması gerektiğini belirterek, Irak’ın Washington ile Tahran arasındaki gerginliği düşürmek için gösterdiği çabaların başarılı olmasını umut ettiğini kaydetti.
Çeçenistan Devlet Başkanı Kadirov:

"Theresa May, Rusya ile uğraşacağına Brexit ile uğraşsaydı şimdi Downing Caddesi'nde oturuyor olurdu. Teresalar gelir ve gider, ama Rusya ve İngiltere kalır. Ve ortak bir dil bulacaklar."
Gaziantep Valisi Davut Gül, Ramazan Bayramı için ülkesine giden Suriyelilerle ilgili olarak, "Gidenler yıl sonuna kadar orada kalabilirler. Şu ana kadar 35 bin kişi gitme işlemini yapmak için randevu aldı." dedi.
Rusya'nın Türkiye’ye iade ettiği 60 ton domates biber üzerinde canlı larva, 23 ton portakal üzerinde karantina haşereli, 19 ton elmanın standartlara uygun olmadığı 20 ton çilek, kayısıda zararlı böcek türü ve 550 ton mandalinada da Akdeniz meyve sineği tespit edildi.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İskoçya 2020'de tamamlanması plananan denizin altında gel-git etkisiyle çalışan yenilenebilir enerji türbinlerinin projesinin temelini attı.269 türbin ile 175.000 eve enerji sağlanması planlanıyor.
Yalan rüzgarı

Savaş rüzgarı durdu, yalan rüzgarı başladı. Şuna kim inanır?

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, ABD ile ara bulucular üzerinden görüşmelere başladıkları yönündeki açıklamaları reddederek, "İran ile ABD arasında doğrudan veya dolaylı yoldan hiçbir görüşme olmamıştır" ifadelerini kullandı.

ABD ile İran'ın yetkililerinin görüştüğünü herkes biliyor, görüyor. ABD ve İran dışişleri bakanları bile görüştüler.

Biz bu yüzden kovduk bunları zaten... Mesele İran ise aklınıza ilk olarak yalancılık, hilecilik ve kahpelik gelsin. Bunların dinleri bile numaradan. İslam'la bir bağları hiçbir zaman olmadı ve şimdi de yok. Gerçekte Şii de değiller. Zaten samimi birisi, gerçek dini, gerçek kurtuluşu arayan birisi, birkaç hafta iyice bir araştırır bakar, Şii'liğin baştan ayağa bozuk, tezatlarla dolu bir akım olduğunu hemen kavrar. Sonrasında kafasına silah dayasanız bile samimi birini Şii'likte tutamazsınız.