Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.7K photos
25.7K videos
370 files
7.58K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesinde yer alan 'Fetih' adlı terör örgütü, dün Suriye'nin Azez kentinde TSK'ya ait Zırhlı araçların önünü kesti. Bölgede gerginlik uzun süre devam etti.
Rusya'da sahte ve yalan haber yapmak yasaklandı. Rusya Devlet Başkanı Putin, internet ve basında sahte haberlerin engellenmesine yönelik kararnameyi imzaladı. Yasa ile gerçeklerin çarpıtılması, sağlığına zarar, tehdit ve hakların ihlali olan yalan haberlere ceza verilecek.
Sahabeden Abdullah b.Mesud radiyallahu anh der ki :

"Bizden biri Kur'an'dan 10 âyet öğrendi mi,öğrendiği âyetlerin manalarını kavrayıp onlarla amel etmeden başka âyetlere geçmezdi."

(Hâkim,Müstedrek,Tahâvi,
Müşkilü'l Âsâr Zehebi,Siyer)
Gerçek halleri iyice gözler önüne çıkıyor ve iyice rezil oluyorlar. Amerikasız bir dünyaya çok çok az kaldı.

Buna "sert geri vites" denmez, daha ötesinde bir tabir kullanmak lazım. Amerika'nın artık Kuzey Kore'ye rest çekebilecek kadar bile gücü yok. Trump öyle bir Kuzey Kore açıklaması yaptı ki bütün dünya şaşırdı. Gerçekte neler döndüğünü bilmeyen hiç kimse, Trump'ın bu çıkışını doğru yorumlayamadı.

Daha dün Çin ve İran'ı tehdit edip savaş çıkartmak isterken bu gün müttefikimiz Japonya'nın ayağına giden ve yalvar yakar olan Trump, sosyal medya hesabı Twitter'dan çok tartışılan bir paylaşım yaptı. Kuzey Kore'nin kısa menzilli füze denemeleriyle ilgili olarak "Kuzey Kore, halkımın bir kısmını rahatsız eden küçük silahlar ateşledi. Ancak bunlar beni rahatsız etmedi." ifadelerini kullandı. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un verdiği sözü tutacağına inandığını belirtti.

Takip edebildiğimiz kadarı ile dünyadaki aklı başında bütün siyasetçiler, Trump'ın söz konusu paylaşımını bizim gibi yorumladılar.
"Allah kahretsin."

Çin lideri Şi, Trump'ın Kuzey Kore'ye dair paylaşımını şu şekilde yorumladı:

"Allah kahretsin. Şunlara bak. Birkaç gün önce sanki bizim bütün işlerimizi berbat eden bunlar değilmiş gibi, şimdi Kuzey Kore'ye karşı seslerini bile çıkartamaz oldular."

Trump şu tavrı birkaç hafta önce sergileseydi Şi keyiften köşe olurdu. Ellerini ovuştururdu. Mutluluktan birkaç gün ayakları yere basmazdı.
Şi'nin çok sıkılarak, öfleyip püfleyek ve kahrederek böyle yorumlar yapmasının sebepleri gözler önünde;

- Böyle bir şey aklından bile geçmezdi, kendisine söyleseler inanmazdı ama ittifakımızın dışında kaldı, çok büyük fırsatları kaçırdı. Üstelik çok kısacık sürede bunlar yaşanınca afalladı.

- Kuzey Kore'nin de Çin'e değil, ittifakımıza yakın durması, ayrıca moralini, düşüncelerini bozdu.

- Dahiyane siyaset yaparak, kendini dev aynasında gören iki tarafa da had bildirmemiz... Bunu, elimizi hiçbir şeye sürmeden, tarafları birbirine katarak yapmamız... Bu kadar kısa sürede iki tarafa da çok güç kaybettirek zayıflatmamız, onların aksine olarak çok güçlenerek bu süreçten çıkmamız da Şi'yi tepetaklak eden sebepler arasında.

Dünyanın önde gelen pek çok lideri gibi Şi de son bir hafta içinde aşırı derecede yoruldu, gerildi, korktu, endişelendi, zorlandı, yalpalandı ve ne kadar liyakatsiz biri olduğunu, dünya siyasetini ve hadiseleri ne kadar isabetsiz şekilde yorumladığını, bundan sonrasında işinin çok zor olduğunu, o koltukta fazla oturamayacağını gördü.
Merkel: Amerika çok zayıfladı, güçsüzleşti.

Trump'ın, Amerika'nın menfaatlerini gözeterek değil de Şeytan'ın Konseyi'nin emirlerini dinleyerek tarihi fırsatları kaçırmasından sonra, karşı cephedeki herkes şaşkın ve kızgındı. Hala bu şaşkınlık ve kızgınlık hali geçmedi.

Trump'ın yanlış kararlar almaması için onunla baştan görüşen ve en açık cümlelerle onu uyaran Macron ve Merkel, korktukları başlarına gelince çok kötü oldular. Trump'a açıkça tavır almadılar ama mesafeliler. Çok rahatsız olduklarını belli ettiler, ediyorlar. Bundan sonrasında Trump'la hatta Amerika ile bu işin yürümeyeceğini düşünüyorlar, bu şekilde değerlendirmeler yapıyorlar.

Merkel, beyin takımına şu şekilde konuştu:

"Amerika çok zayıfladı, güçsüzleşti. Büyük bir deprem yaşadı. Kısa vadede olmasa da uzun vadede çökeceğinin sinyallerini veriyor. Amerikanın yanında bulunan devletlerin de büyük darbeler alacağını düşünüyorum. Yapacak oldukları hamlelerde onlarla birlikte hareket etmek bizi zayıflatır ama karşısında gibi de duramayız. Bizim nötr kalmamız gerekiyor."
Fransa, Amerika'sız bir dünyaya hazırlanıyor

Macron da kendi beyin takımına şu şekilde değerlendirmeler yaptı:

"Trump'ı ikaz ettik ama ikazların hiçbirini dikkate almadı. Şu anda dünyanın gözü önünde bu hale düşmesinin sebebi ikazlarımızı dinlememesidir. Anlaşılan o ki Amerika ile birlikte ilerlemek üzere almış olduğumuz kararları şimdi bir daha gözden geçirmek gerekiyor. Bu durumda size çok iş düşüyor. İyi bir çalışma yapın ve Amerika'nın güçsüzleştiği ve yok olmak üzere olduğu ihtimallerini göz önünde bulundurarak, ileriye dönük atmamız gereken en doğru adımlara dair raporlar hazırlayın."

Amerika'dan geçtiler, bu kadar zor şartlar içinde kalmışlarken Fransa'yı nasıl varlıkta tutacaklarını düşünüyorlar. Bu süreçte hatalı kararlar almak istemiyorlar.

Almanya'nın yöneticileri de Fransa'nın yöneticileri de kendi aralarında "Şu şartlar da yapacağımız bir hata, bizim de yok olmamıza sebep olabilir." diye diye kılı kırk yararak kararlar alıyor.
İranlı Sünni vekillerden Hamaney'e mektup

İran Meclisindeki Sünni milletvekilleri, ülkenin dini lideri gizli Hristiyan ve İngiliz casusu Ali Hamaney'e mektup yazarak devlet televizyonunda Sünnilere yönelik hakaretlerle ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını istedi.

İran Meclisindeki Sünni milletvekilleri, devlet televizyonunda Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'a yönelik hakaretlerle ilgili ülke lideri Ali Hamaney'e mektup yazdı.
İran Meclisindeki Sünni Grubu 17 milletvekilinin imzasıyla Hamaney'e gönderilen mektupta, devlet televizyonunun yayınında Sünnilere hakaret edildiği belirtildi.

Hamaney'in "Kim bilerek ya da bilmeyerek Sünnilere ya da Şiilere hakaret ederse düşmanın paralı askeridir." sözlerinin hatırlatıldığı mektupta, "Hz. Hasan'ın doğum günü için düzenlenen ve devlet televizyonunda canlı yayınlanan programda Ehli Sünnet inancına ve mukaddesatına açık hakaretler içeren ve Müslümanların birliğini bozucu sözler kullanılmıştır." denildi.

Mektupta Hamaney'e hitaben "Zatı alinizin niyet ve tavsiyeleriyle çelişki arz eden bu hakaretler, ülkedeki Ehli Sünnet camiasında büyük endişelere yol açmıştır." ifadeleri kullanıldı.

Sünni temsilciler, Hamaney'den konuyla ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını ve bunun kamuoyuyla paylaşılması için talimat vermesini talep etti.
İran bir şey paylaşmışsa, kırk türlü doğrulamadan inanmamak gerekir.

Acem devlet adamları çoğunlukla son derece yalancı, hileci, kibirli, ahlaksız, utanmaz, meymenetsiz ve alaycı tiplerdir. Ne kadar üzücüdür ki bu halleri binlerce yıldır bir kültür halini almış, normalleşmiştir.

İran'ın paylaştığı şu videoda mekan gerçek ama iddia gerçek değil. Orası savunma amacı ile açılmış bir yeraltı tünel sistemi. Başka da bir şey değil. Orada teknoloji de yok, üretim de yok. Zaten bu nedenle sözde füzenin fırlatıldığı alan bile bomboş. O kadar yalın bir halde. Üstelik füzenin çıkış yapacağı kapak kısmını da gösteremişler. Dünyadaki hiçbir ciddi devlet adamı, ordu komutanları ve gizli servis başkanları şu videoyu ciddiye almamıştır.

İran'da, videoda gördüğünüz o füze de yok. Evet, İran'ın "Şunu yaptık, bunu geliştirdik" dediği yüzlerce şey gerçekte var olmadığı gibi, Qiam füzeleri de gerçekte yok. Qiam projesi kapsamında çalıştılar, denediler ama başaramadılar. 800 km menzilli bir füzeleri yok. Zülfikar ismini verdikleri ve 700 km menzili olan füze teknolojisine gerçekten sahipler. Zülfikar füzelerinin hepsinde ayar tutmuyor. Tam beceremedikleri yanları var. Üretilecek her Zülfikar füzesinin hatasız çalışmayacağını biliyorlar. Bunun sebebi de Zülfikar'ı başkalarının projelerini çalarak yapmış olmaları. Daha mühim bir sorunları daha var ki yeteri kadar Zülfikar füzesi üretecek maddi güçleri yok.
Dost ve kardeş Suriye Ordu birlikleri Hama kırsalı Huveyz Beldesinde “Beyaz Kasklar” adlı teröristlere ait saha hastanesinde kimyasal maddeler İçin koruyucu malzemeler ele geçirdi.
Rusya, Antartika bölgesinin ticari potansiyelinden faydalanabilme yeteneğini geliştirmek için filosunu yenileme ve genişletme programının bir parçası olarak nükleer enerjili yeni buzkıran gemisi Ural’ı suya indirdi.

St. Petersburg'daki Baltık Tersanesi’nde suya indirilen Ural isimli gemi, yapımı tamamlandığında, dünyadaki en büyük ve en güçlü üç buzkıran gemiden biri olacak.

İnşasına su üzerinde devam edilecek Ural'ın 2022 yılında Rusya Donanması'na teslim edilmesi bekleniyor.

Rusya, iklim değişikliği sayesinde yıl boyunca gezilebilir olması beklenen Kuzey Deniz Yolu'ndaki gemi hareketliliğini artırmak için yeni bir altyapı inşa edip, limanlarını elden geçiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin, Nisan ayında yaptığı bir konuşmada, ülkesinin Kuzey Buz Denizi kıyıları boyunca kargo gemilerinin hareketliliğini artırmak için buzkıran gemilerin yapımını arttırdığını dile getirmişti.