Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.7K photos
25.7K videos
370 files
7.58K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Venezüela halkı gıda yerine ilaç mı tüketiyor?

Çin başta olmak üzere birkaç ülke Venezüeala'ya çok sık ve çok yüksek miktarda "ilaç" sevkiyatı yapıyor. Bir menfaati olmasa babasına bile selam vermeyecek kadar ahlaksız tipler tarafından yönetilen ülkelerin, bu kadar yardımsever olması, bu kadar sık yardım etmesi, üstelik her seferinde çok yüksek miktarda yardım yapması, sizce normal mi?

Size, kesinleştirdiğimiz gerçeği yazayım; bu seferlerde ilaç taşınmıyor. Bu uçaklar Venezüelaya giderken şeker, incik, boncuk şeyler taşıyor. Aralarında az miktarda ilaç da bulunuyor ve görüntüye bunlar yansıtılıyor. Basına ve medyaya bu görüntüler servis ediliyor. Geri dönüşte ise bu uçaklar boş dönmüyor ve onlarca ton uyuşturucu ile geri dönüyor. Dünyadaki en büyük uyuşturucu üretim merkezlerinden birine dönüştürülmüş olan Venezüela'dan her seferinde çok yüksek miktarda olmak üzere sürekli olarak uyuşturucu satın alıyorlar. Bu nedenle bu uçakların yükü arasında bazı zamanlar yüksek miktarda uyuşturucu parası/ödemesi de taşınıyor.
"Sistem bizim sistemimiz. O paralar bizim paralarımız. Bize bu yanlışı yapmana izin vermeyiz"

Söz konusu 5 milyar dolar ve benzeri diğer paralar da ilaç parası değil. Uyuşturucu satışından elde edilen paralar...

Ankebut Ağı'nın mensubu olduğu için hızla yükseltilen ve ağı yöneten konseylerin kararı ile Venezüela'nın başına getirilip orada tutulan Maduro, sonra onlarla arayı açmıştı. Gelişmeleri yazdım, okudunuz ve şimdilerde kerhen de olsa arayı tekrar buldu, onlarla geçinmeye çabalıyor.

Maduro'nun Ankebut Ağı ile arasının açık olduğu zamanda restleşmeler yaşandı ve ABD'yi yöneten Şeytan'ın Konseyi'nin kararı ile ABD'nin Venezüelaya nasıl davranacağı belirlendi. Bu sırada Ankebut Ağı Maduro'ya ABD üzerinden "Sistem bizim sistemimiz. O paralar bizim paralarımız. Bize bu yanlışı yapmana izin vermeyiz" tavrı sergiledi. Koca devletler, idaresini ele geçirmiş insan şeytanları sebebiyle yüksek meblağdaki uyuşturucu parası için çatışmaya başladı ama dünyaya yine orta oyunları oynandı.

Yoksa Venezüela halkının gıda yerine ilaç tükettiği falan yok. Her şeye rağmen Çin'in Maduro ile arayı bozamamasının ve hep Venezüela yanlısı bir siyaset yapmasının sebebi de bu: kara para işlerindeki ortaklık...
Şimdi derhal araştırılması, soruşturulması gereken hususlar var.

Bu gördüğünüz gerçekten sadece bir yüzen hastahane mi? Devlet gücü ile ve uluslar arası çapta uyuşturucu ve organ işi yaptıran Şi ve çetesi, bu gemiyi Venezüeala'ya gerçekten de insani yardım için mi gönderdi? Bu gemi orada insanlık dışı suçlara bulaştı mı?
Sabetaycı gizli Yahudi Genco Erkal, Tayyip'in "İnşallah hırsızlara bu işi bırakmayacağız” sözlerine, "Hırsız halkın verdiği mazbatayı seçilmiş başkanın elinden çalandır” şeklinde cevap verdi.
"Bu mu?"

Çin lideri Şi, Şeytan'ın Konseyi'nin yedinci üyesi haham Yahuda Glick'i ifşa eden paylaşımımı görünce "Bu mu?" dedi ve güldü.

"Bu mu yani, böyle bir ağın en tepesindeki isimlerden biri bu mu? Ben bundan daha iyi duruyorum. Şuna bak, ahmağın teki olduğu görülüyor" mealinde tepkiler sergiledi.

Üstüne biraz zaman geçince "Bir daha aç bakayım şunu" dedi. Sonra bir daha baktı Glick'in resmine ve "Hih hihh hii" şeklinde sesli sesli ve abartılı şekilde gülmekten kendini alamadı. "İyi ki haham falan olmamışım" dedi.
"Üst akıl da üst akıl" deyip durdular, görünce şok oldular

Avrupa'dakiler başta olmak üzere, dünyada, Ankebut Ağı'nın kontrolünde olan çok sayıda ülkenin yönetiminde bulunan siyasetçiler, bakanlar, bürokratlar da "Bizi en tepeden yöneten konseyin içinde böyle biri mi var? Bu Yehuda Glick konseyin yedi üyesinden biri değildir, olamaz. Bu tam bir alık ve ahmak" mealinde cümleler kurdular. Çok ama çok şaşırdılar.

Alık: akılsız, aptal, bön, budala, salak, sersem, şaşkın
Çıldırmışçasına büyüler yapmaktan başka, ellerinden hiçbir şey gelmiyor.

Yehuda Glick, kendisini ifşa ettiğim paylaşımlarımdan, emrindeki cinlerini kullanarak kısa sürede haberdar oldu. Çıldırdı, çıldırmışçasına tepkiler verdi.

Küfürler, lanetler, sinir krizleri, tehditler savurmalar bitmek bilmedi. Nispeten biraz sakinleştiğinde hiç zaman kaybetmeden bana en ağır büyüleri üst üste yapmaya başladı. Hala durmadan yapıyor. Zaten aylardır durmadan böyle yapan hahamlardan biriydi Yehuda...

Konseyindeki diğer üyelerle konuştu ve onlarla konuşurken da liyakatsiz ve alık birinden bekleneceği gibi krizler geçirdi. Onlara da beni kastederek "Vuralım, öldürelim, hakkından gelelim" dedi. Onlar bile Yehuda'nın tavırlarını çok basit buldular. Kale almadılar. Ona fazlaca cevap bile vermediler. Anladı ve "Ben durmadan büyüler yapmaya devam edeceğim, sizler de yapın" dedi ama bu talebini de fazlaca kale almadılar. Çünkü zaten Ankebut Operasyonu başlayalı beri hepsi durmadan büyü yapıyor.
Trump, Yehuda Glick'i ifşa eden yayınlarımı görünce "Hah, şimdi seni görelim bakalım." dedi ve güldü geçti.

Trump, hep göz önünde olan konsey üyesiydi. Çok ağır yükün altında kendisinin kaldığını, diğer üyelerin nispeten çok rahat şartlar içinde bulunduğunu, şartları kabullenmeden kendisine çok yüklendiklerini, hep akıl verip durduklarını düşünüyor. Şimdi Yehuda da bilinecek ve hedef olacak, baskı altında kalacak hatta belki bir suikastle öldürülecek ve Trump'ın umurunda bile olmayacak.
Çok tesirlidir.

Sihir/büyü yapılmış insanlara niyetlenerek yetmiş kere okunur: "Fe lemmâ elkav kâle mûsâ mâ ci’tum bihis sihru, innallâhe se yubtiluhu, innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn."

Yunus Suresi 81. ayet-i kerimesidir.

Ağır büyü yapılmışsa yetmişerden birkaç tekrarla okunur.

Meali: Onlar, atacaklarını atınca Musa: "Sizin bu yaptığınız sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Allah, bozguncuların işini düzeltmez." dedi.
Bir düzeltme yapmak gerekiyor.

Uzun bir süredir Şeytan'ın Konseyi'nin yedinci üyesini tespit edemiyorduk. İşin aslı, Yehuda Glick gibi ezik, alık, liyakatsiz birinin yedinci üye olabileceğine ihtimal vermiyorduk.

Çok zahmetli, çok uğraştırıcı, vakit alıcı bir araştırma/inceleme sürecinden sonra onu çözebildik. Buna bir de Yehuda'nın Şeytan'ın Konseyi'nin oturumlarına her zaman katılmaması da sebep oldu.

Yedinci üyenin o olduğunu kesin surette anladıktan sonra, geçmişte verdiğimiz birkaç detay bilgide hata olduğu anlaşıldı.

Düzeltilmesi gereken kısım şurası: Yehuda Glick de bir haham ve Haham Ben Abrahamson gibi o da iki konseyin ortak üyesi. Yani hem bir Sanhedrin hahamı, hem Şeytan'ın Konseyi'nin üyesi hem de daha üstteki 13'ler Meclisinin/konseyinin üyesi. Bu güne kadar iki konseyin sadece bir ortak üyesi olduğunu, onun da haham Ben Abrahamson olduğunu düşünüyorduk.
Bu, dünyayı sarsacak bir skandal

Kesinleştirilmiş bilgiyi yazıyorum; Yener Yermez'in ölüsü de dirisi de ortada yok.

Ceza evinde değil ama öyle bir sistem kurmuşlar ki resmi kanaldan ilk yoklamalar yapıldığında bile evraklar üzerinde ceza evinde imiş gibi bir sonuç elde ediliyor. Sonra detaylı bakılınca, yıllar önce firar etmiş gibi resmi evraklar hazırlandığı görülüyor.

Öyle ise iddialar doğru ve Yener Yermez, 2009 yılında, "Cinayeti üstüme yıktılar. Bana cinayetin görüntülerini on gün izlettiler. Rolümü ezberlettiler. 1,5 milyon dolar teklif ettiler ve ailemle tehdit ettiler" dedikten hemen sonra öldürülmüş.
Trump Japonya'da

ABD Başkanı ve Şeytan'ın Konseyi'nin şeytanlaşmış bir üyesi olan Donald Trump, son zamanlarda Ankebut Ağı'na sırtını dönmüş olan Japonya'ya gitti. Trump'ın, yeni imparator Naruhito için yapılacak törene katılmak üzere başkent Tokyo'ya gittiği bilinse de şu kritik süreçte bu vesile ile Japonya'ya gidip dört gün kalacak olması, dikkat çekici...

Son derece liyakatsiz, yeteneksiz ve ahlaksız biri olmasına rağmen, Ankebut Ağı sayesinde ABD'nin Başkanı olabilen ve kalabilen Trump, Uluslararası Tokyo Havalimanı’nda Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono tarafından karşılandı. Trump'a eşi melania Trump da eşlik etti.

Donald Trump’ın dört gün sürecek ziyareti kapsamında Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile ABD-Japonya ikili ticari ve güvenlik ilişkilerini, İran ve Kuzey Kore meselelerini görüşmesi bekleniyor.

Başbakan Abe’nin de, Trump’ın ziyareti kapsamında imparatorluk sarayında bir akşam yemeği vereceği belirtildi.