NATO’nun korkmasını gerektiren silahlar...

Putin: Rusya daha fazla lazer silahı geliştiriyor

Aralık ayı başlarında, Rus ordusu bir video yaydı. Görülecek çok şey yoktu. Sadece bu kadar... Silah ağır bir römork üzerine monte edilmiş ve etrafı büyük bir koruyucu manto ile çevrili. Gerisi mi? Çok gizli... Uzmanlar, lazerin füzeleri, roketleri ve uçakları yakalayabileceğine inanıyor. Belki düşman uydularına karşı bile kullanılabilir. Rusya'nın Savunma Bakan Yardımcısı Yuri Borisov, Rus haber ajansı Tass'a bu silahın "bir saniye içinde" hedeflerini imha edebileceğini söyledi. NATO’nun elindeki savaş teknolojisi Rusların Peresvet ismini verdiği bu lazer silahına karşı çok çaresiz kalıyor.

Gücü hissedin...
Rus donanması 2019...

İranlı Komutan: ABD gemileri hedefimizde

İran Devrim Muhafızlarının üst düzey komutanlarından Amiral Ali Fedevi, Fars haber ajansına yaptığı açıklamada, “Hürmüz Boğazı’nın kuzeyindeki her şey bizim kontrolümüz altında” ifadelerini kullandı.

Fedevi, ABD’nin bölgeye gönderdiği savaş gemileri hakkında ise, “Bölgedeki Amerikan savaş gemileri, İran ordusunun ve İran Devrim Muhafızları’nın kontrolü altında” dedi.

İstanbul'da özellikle Anadolu yakasında etkili olan sağanak yağışla İstanbul Boğazı'na çamur aktı. Anadolu Hisarı açıkları akan çamurla kahverengi oldu.

ABD Adalet Bakanlığı, İngiltere'de tutuklu bulunan Wikileaks kurucusu Julian Assange'a 17 yeni suçlama yöneltti. Bu suçlamalar arasında gizli kaynakların isimlerini edinmek ve yayımlamak da buluyor.

Julian Assange da bir Yahudi...

Ankebut Ağı'nın mensubuydu. Sonradan şahsi sebeplerle aleyhlerine döndü. Onlara zararlar vermek istedi. Zaten türlü türlü kirli işin içindeydi. Bu ağın gizli servislerinin neler çevirdiğini içeriden biliyordu. Hem şahsı adına intikam almak hem de büyük paralar kazanmak için bu yolu seçti. Belgelerin önemli bir kısmını para karşılığında sattı.

Assange'ın hiçbir zaman iyiliğe hizmet, insanlığa hizmet, adaleti temin etmek, zulümleri ortadan kaldırmak gibi insani/vicdani hedefleri olmadı.

Kendisi art niyetli olsa da yaydığı bilgiler, belgeler insanlığın çok faydasına oldu, oluyor. İyilerin gözünde Assange, iyilerden durmuyor. Kıymet verilecek, sahiplenilecek biri olarak durmuyor.

Antalya Havalimanı'nda yapılan uyuşturucu operasyonunda 824 gram skunk ele geçirilirken, biri İranlı 2 şüpheli gözaltına alındı.

İstanbul'dan uçakla gelen yolculardan İranlı H.P. ve onu karşılamaya gelen M.R.A. polis ekiplerince durduruldu. Narkotik Madde Arama köpeğinin H.P.'ye ait valize tepki vermesi üzerine arama yapıldı.

Aramada valiz içerisinde 824 gram skunk maddesi ele geçirildi. H.P.'yi karşılamaya gelen M.R.A.'nin üst aramasında ise kablosuz mause şeklinde hassas terazi ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler işlemleri için polis merkezine götürüldü

Aylardır çok tartışılan bu yayında Buket Aydın'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu sıkıştırması, zora düşürmesi istenmişti. Buket de öyle yapacaktı ama içinden bir ses "Aksini yap" diyormuş ve kendisini çok baskı altına alıyormuş gibi tavırlar da yaptı.

Böyle yaptı, çünkü Buket Aydın Sabetaycı bir gizli Yahudi olsa da soyunun bir yanı gizli Ermeni/Hıristiyan... Yani içinin bir yanı hep gizli Hıristiyan cemaatinden yana tavır alıyor.

Buket Aydın krizinin bu kadar zamandır anlatılmayan arka planı bu... Buket, kendisinden istenenin tam aksini yaptığı için kovuldu. Kovulduğu iddiası gerçek. Bağlantılarını kullanıp tekrar işine geri döndü. Sonrasında ise kovulduğu anlarda kendisini stüdyoya almayan güvenlik görevlilerini kovdurduğu iddiası da gerçek.

Sözde Türk basın ve medyası, gizli Ermeni, gizli Yahudi, gizli Rum, gizli Ezidi ve aynı zamanda yalancı, ahlaksız, utanmaz, müfteri, kural tanımaz hain insan şeytanları ile dolu. Bunların arasında ciddi oranda dişi şeytanlar da var ve çok zaman dişi şeytanlar çok daha tehlikeli oluyor. Bu memleketi bunlar kasten bu hale getirdiler ve şimdi suçu bir de İslam düşmanlarına atmaya çalışacak kadar kahpeler. Sanki memleket gülistana dönmüş, her şey mükemmel de sadece İslam cemaatinin arasından suçlu tipler çıkıyor. Türkiye'nin yönetiminde, basın ve medyasında, sanayisinde, bürokrasisinde böyle gizli kimlikli hain insan şeytanları olduktan sonra, düşman işgaline ne gerek var...

Sabetaycı gizli Yahudi Buket Aydın da gizli Yahudi Fatih Altaylı gibi bir MİT personeli... Böyle tiplerin resmi kayıtları yoktur ama personeldir. Buket ile Fatih birbirlerinin aslında ne olduğunu biliyorlar. Gerçek kimlikleri ile davrandıkları şekilde oturup görüştükleri, mevzuları konuştukları oluyor.

Kovulmasından sonra Buket'in işe tekrar dönmesini sağlayan MİT ve MİT personeli Fatih Altaylı bu görevde aracılık yaptı.

"Bunu alacaksın, ayinlerde kullanacaksın ama ..."

Daha önce de şu dişi şeytan Buket Aydın'ı ifşa eden paylaşımlar yapmıştım.

Buket onları görünce kendinden geçti, yüksek sesle söylendi. Ağzını bozdu, bana küfürler etti. Hepsi burada yazılacak gibi değil ama şu kadarını aktarmış olayım:

"Geri zekalı, aptal, seviyesiz. Kendini bilmez ahmak. Sen kendini ne zan ediyorsun. Kimsin. Şuna bak ya, neler yazmış. Bunu alacaksın, ayinlerde kullanacaksın ama öldürmeyeceksin. Bu yazıları yazan parmaklarını kıtır kıtır doğrayacaksın. Bakalım bir daha neyle yazıyor."

O anlarda yanında olan, bu krizine şahit olan Fatih Altaylı ise hemen müdahale etti ve ona "Tamam, sus. Biraz aklını başına topla. Saçmalamayı kes, bu şekilde konuşarak hiçbir yere varamazsın. Zaten o iş de öyle kolay değil. Sen bu delice düşüncelerle hiçbir şey yapamazsın. Otur sakinleş, hiçbir şey yapma. Ben senin işini (işe geri alınmanı) halledeceğim." dedi.

Buket biraz sakinleşince de Fatih tekrarla "Kafandaki bu delice düşüncelerle sen hiçbir şey yapamazsın. O yüzden sus, sakinleş. Hiçbir şeye de karışma, sessiz kal. Hiçbir yerde bunları konuşma, ben bu işi halledeceğim (Bana bir karşılık vermeyi düşünemiyorlar bile... Fatih burada tekrar Buket'in işe alınması işini kastediyor)." dedi.

O günden sonra Buket, Fatih'in "Sus, konuşma" tavsiyesine hep uymaya çalıştı. Son günlerde "Yeter, artık konuşacağım" demesinin böyle bir arka planı var.

Eyvah, eyvah! Aman biz ne hallere düştük. Tüh, tüh çok kötü oldu. 😂

Trump: Huawei konusu ticaret anlaşması çerçevesinde çözülebilir

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada, çok tehlikeli olarak değerlendirdiği Huawei şirketinin Çin ile gerçekleşmesi planlanan ticaret anlaşmasına dahil edilebileceğini belirtti.

Truımp gazetecilere yaptığı açıklamada, “Huawei'nin ne yaptığına, genel güvenlik durumu, askeri durum açısından baktığınızda, çok tehlikeli olduğunu görüyorsunuz. Eğer Çin ile bir anlaşma yaparsak, Huawei de bir şekilde anlaşmanın içine dahil edilebilir” dedi.

"Kesinlikle anlaşma, uzlaşma, müzakere yok" ayarında duran Trump, birden 180 derece döndü ve kendisi anlaşma yolunu açtı. "Çin ile bir anlaşma yaparsak" dedi...

Son derece basit duran şu manevrayı yapmadan önce Trump adamlarına "Bunlarla (bizim ittifakımızı kastediyor) diyaloğumuz yine aynı hale döndü. Kendilerinden vazgeçemeyeceğimizi düşünüyorlarsa, görsünler bakalım, biz de Çinle diyalog kurarız, Çinle anlaşırız." dedi.

Etrafındaki adamları Trump'ın bu gibi sözlerine pek karşılık vermediler. Anladılar yine boş konuştuğunu, hayal aleminde yaşadığını. Nefsi, inadi, kibirli, ahmakça değerlendirmeler yaptığını...

Trump'ın böyle bir konuşma yapmasının "ikinci ve asıl sebebi" diyebileceğimiz bir sebebi var. Biz meydanı bırakmazsak hatta biz sahayı buna hazırlamazsak, biz uluslar arası siyaseti yönlendirmezsek ABD ve müttefikleri İran'ı ve Çin'i vuramazlar. İnat edip mantıksızca vursalar bile netice alamazlar. Zaten dün yazdım ve hepsi de anında ciddiye aldılar. "ABD rezil olacak, o gemiler, o askerler rezil olacak. Alay konusu olacaklar. Bundan sonra İran ve Çin savaşı olmaz, dünya savaşı yaşanır" derken ne kadar mantıklı, gerçekçi, isabetli yazdığımı gördüler.

Bu şartlarda ileri hamle yapamayacaklarını biliyorlar. Geri adım atsalar da rezil olurlar. Bizle yeniden anlaşmaya çalışsalar, İdlib'ten çıkmayı kabul etmiyorlar. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık. Çok kötü kilitlendiler ama şu perişan hallerine rağmen güçlü görünmeye çalışıyorlar. Oysa bize her yol zafer... Şu şartlarımızı kabul etseler de etmeseler de biz aynı neticeyi elde ediyoruz. Sadece süre ve yöntemler değişiyor.

Trump, ABD'nin son devlet başkanı olabilir.

Daha kötüsü var: Şu Trump zan ediyor ki Çin'i bu kadarcık sıkıştırdıktan sonra şimdi böyle konuşursa, anlaşmadan bahsederse ve bu kartı Çin'e uzatırsa, Çin de fırsat bilir ve ezilir. Oysa gerçekler öyle değil. Trump'ın bu hamlesi karşısında Çİn sadece ABD karşısında devleşir. Azmi, inancı, kararlılığı artar ve üste çıkar. Çünkü Çin, ABD ile anlaşamayacağını, yol alamayacağını, bunun imkansız kere imkansız olduğunu biliyor, görüyor. Arazinin gerçek şartları buna mani... Ya Çin ABD'nin hakkından gelecek, ya ABD ve müttefikleri Çin'in hakkından gelecek. Aksi türlü tıkanmış haldeki siyasi ve ekonomik krizler aşılamaz. Çin ile ABD'nin anlaşabilmesi eşyanın tabiatına aykırı. Öyle ise Trump'ın bu kartının sonrasında Çin, kendisinden bekleneni yapacak. Bu da zincirleme bir reaksiyon misali ABD ekonomisinin temel direkleri olan büyük şirketlerin peş peşe iflasına sebep olur. Zaten batak halde olup şu rüzgarı fırsat görüp riske girerek manevralar yapan o şirtkerler yok olurlar.

Biz de zaten böyle bir fırsatı kaçırmayıp ABD'ye bu dar zamanında tam ayarında ve tam yerinde darbeler vuracağız. Öyle ise herkes ABD'siz bir dünyaya hazır olsun. Daha önce de söylemiştim ki Trump, ABD'nin son devlet başkanı olabilir.

En büyük balonları bile bir iğne patlatabilir.

Amerika, aslında dünyanın en batak, en borçlu, en riskli ülkesi...

Amerika'yı aldığı borçlar, kara para geliri ve başka devletlere attığı kazıklardan, onlardan haraç kesmesinden gelen paralar ayakta tutuyor. Aslında ayakta da tutmuyor, vaziyeti şimdilik kurtarıyor. Aslında Amerika çoktan batak ve bundan sonra kimse Amerika'yı ayakta/varlıkta tutamaz.

İçinden geçen berrak nehri, tarihî köprüsü, camisi, mahalle kültürü, kabristanı ve çarşısıyla...

Balkanlarda klasik bir İslâm şehri:

Koniçe [Konjic] / Bosna Hersek.

"Dediğimiz gibi... Bütün Griler geri çekilecek."

derken, üstüne iki ay geçti ve Theresa May, istifa etmek zorunda olmadığı şartlar içinde iken bir anda istifa etti.

Ne olacak şimdi? Haydi tartışalım, May gerçekten de istifa etmek zorunda kaldı mı? Şartları o kadar ağır oldu mu? Yeni bir kabine kuracak mı, bundan sonrasında ne yapacak, zamana yayarak kendini iyice geri mi çekecek? Takip ediyor musunuz, İngiltere'deki siyasetçiler bu istifayı tuhaf buluyorlar mı, nasıl yorumluyorlar?

May'in kılığına girmiş biri değil de gerçek May olsaydı, şu şartlarda istifa eder miydi?