Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.6K photos
24.9K videos
370 files
7.51K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
İsrail bir devlet değil, bütün dünyayı, bütün insanlığı kasten fesada veren, insanlığın kötülüğü için her şeyi yapmayı ibadet sayan uluslar arası bir satanist sistemin merkezidir.

İsrail'in, içimizdeki İsrail ile organize şekilde ve Türkiye'nin egemenliğini de takmayarak ceza evinden kaçırdığı Cem Garipoğlu, sadece Münevver Karabulut'u değil, çok sayıda kişiyi ayin cinayetlerinde katletti. Bir süre Cem Garipoğlu'nun ve arkadaş çevresinin arasında görülen ama sonra izahı yapılamayacak şekilde ölen ya da kaybolan çok sayıda TC vatandaşı var.

Bunların bir kısmından bir daha hiç haber alınamadı. Bir kısmı saldıraya uğrayıp öldürülmüş gibi görünen bir halde bulundu. Bir kısmının cesedi ise denizde bulundu. Bunların hepsi cinayetti ve daha kötüsü Şeytan'a tapınan bu Satanist pisliklerin ayin cinayetlerine kurban gitmiş olmaları...
Dünya, bu pisliklerden derhal kurtulmalı

Münevver Karabulut'u önce yatırıp ellerinden ayaklarından bağladılar. Sonra çırılçıplak soydular. Sonra sadistçe işkencelere başladılar ve tecavüz de ettiler. Sadece Cem değil, yanındaki diğer erkekler de tecavüz etti. O sırada yanlarında kız arkadaşları da vardı.

Sonra işkence başladı. Daha sonra işkencenin şiddeti artırıldı. Sonra sert darbeler vurup öldürdüler.

Kendilerini Şeytan'ın çocukları olarak gören bu sadist gizli Yahudiler, bu insan şeytanları, bu dünyayı bu hale kasıtlı olarak getirmiş olan Deccal'in ordusu, Münevver Karabulut'u ve Yahudi olmayan herkesi zaten "Şeytan'ın çocuklarına hizmet etmek zorunda olan bir köle" olarak görüyorlar/dı

Yahudi olmayanlara goyim diyorlar ve bir kır hayvanından daha fazla değer vermiyorlar, bir kır hayvanından daha fazla hakka sahip olduğunu düşünmüyorlardı.

Onların, Cem Garipoğlu'nun ve o gün orada yanında olan diğer gizli Yahudilerin inançları, işte bu kadar insanlık dışı... Netenyahu'nun inançları da tıpkı onlar gibi... Sanhedrin hahamlarının inançları da tıpkı onlar gibi... "Gerçek" Trump'ın inançları da... ABD'yi ve İsrail'i yöneten, ABD ve İsrail üzerinden dünyayı fesada veren Ankebut Ağı'nın mensuplarının çoğunun inançları da onlar gibi...

Bunlar, ayinlerinde Şeytan'a yani Azazil'e ya da nam-ı diğer İblis'e insan kurban ederken "Sen Şeytan'ın çocuklarına hizmet etmek için yaratılmış bir varlıksın. Yaratatılış sebebine hizmet edeceksin. Şimdi hizmetini gerçekleştiriyorsun ve seni özgürleştiriyorum." diyebiliyorlar.
24 TV'nin genel yayın yönetmeni Murat Çiçek, Rabia Naz’ın fotoğrafını tanımadı. Rabia Naz Vatan davasında aileyi desteklemek için profil fotoğraflarını değiştiren duyarlı vatandaşları "troll ekibi" olarak nitelendirdi. Sonra da twiti sildi.
Murat Çiçek, gizli Ermeni ve gizli Hrıstiyan bir vatan haini ve türlü türlü kirli işin içinde. Rahip Brunson'ın uluslar arası terör şebekesine dahil olarak Sri Lanka'da vahşice bombalı saldırılar yapan TC vatandaşı iki gizli Ermeni'den biri Selçuk Nariçi ile de akraba... Yakın akraba olan Murat Çiçek ile Selçuk Nariçi birlikte de çok kere kirli işler çevirdiler. Türkiye'de bir Türk basın ve medyası yok.
Eklemedir Koca Konak
Eklemedir Koca Konak
Müttefikimiz Japonya hala müttefikimiz. Bizim vesilemizle Çinle arayı bulmuştu ve şimdi bizimle birlikte Çinle arasını açıyor.

Panasonic'in ardından Toshiba'dan da Huawei kararı: Sevkiyatlar durduruldu

Kyodo News’da yer alan habere göre Toshiba, ABD’nin Huawei yasağına paralel olarak, Çin’e yapılan sevkiyatlarda aralarında ABD yapımı parçalar olup olmadığını kontrol etmek için söz konusu sevkiyatları durdurdu.

Toshiba açıklamasından saatler önce yine Japonya merkezli Panasonic, ABD’nin Huawei yasağı sonrası şirketle yapılan bütün işlemleri durdurduğunu açıklamıştı.
Birleşik Krallık merkezli Vodafone da, şirketin geleceğe yönelik sahip olduğu belirsizlikler sebebiyle Huawei’den 5G teknolojili akıllı telefon alımlarını durdurduğunu açıkladı. Birleşik Krallık’ta Vodafone’a ek olarak yarı iletken parça üreticisi Arm Holdings, SoftBank’ın yeni Huawei telefonları satışlarını süresiz olarak durdurma kararının ardından Huawei’yle yapılan bütün operasyonlarını askıya aldığını duyurdu.
"Ben, Canikli'ye 'sayın' demiyorum"

Rabia Naz'ın babası Şaban Vatan, millet vekili Barış Atay'ın desteği ile Meclis'te basın açıklaması yaptı.

Şaban Vatan şunları söyledi:

"Uzun yıllarca hizmetini yaptığımız, gönülden desteklediğimiz ve aynı zamanda eşimin yönetici ve genel sekreterlik yaptığı AKP teşkilatı Rabia Naz Vatan cinayetinde suskunluğunu korumuş ve aynı zamanda ailemize baskı yapmıştır. Bir baba, evladının adaletini aramak için, evladının faillerini aramak için 1500'e yakın kişinin katıldığı 'evlat mitingi' yaptı. Bu, adaleti temsil eden kişiler için utanç verici bir durumdur. Sıradan bir vatandaş, evladının adaletini aramak için miting yapıyor...

Devletimizin yöneticileri buna bile bile duyarsız kaldı. Neticede 26 Şubat'ta sosyal medyada Rabia Naz Vatan cinayeti etkili bir şekilde gündemde durdu ve gündemde Nurettin Canikli ismi söylendi. Ben Canikli'ye 'sayın' demiyorum, çünkü çocuk cinayetinin örtbasında adı geçen, parmağı olan bir şahsiyetin benim nezdimde 'sayın' niteliği yoktur ve kendini aklayana kadar da bu böyle olacaktır."
"Suçlu olan kişiler, suçlu arıyor"

Baba Şaban Vatan, gazeteci Zehra Özdilek'e yaptığı değerlendirmede ise şunları söyledi:

"Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) müfettişleri incelemelerini devam ettiriyor. Benimle görüşme yaptılar. 5 sayfalık durum sundum kendilerine. Henüz bir gelişme yok. Polisler görevine devam ediyorlar. Ve aynı polisler olayı araştırıyor. Nasıl bir cinayet araştırmasıysa suçlu olan kişiler suçlu arıyor. 60 tanık olayı var. Bu durum dosyayı sulandırmak içindir. En fazla polis memurları dahil 18 tanık olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
"Eyvah şimdi patladık"

Dünden beri çok sayıda etkili siyasetçi ve patron Trump'ı aradı ve "Sorun istemiyoruz. İyi bir rüzgar yakalamıştık. Ne karar alacaksan al ama bu dengeyi bozma" dediler. Trump bunların çoğuna "Haklısınız" dedi.

Aslında Trump dün akşamki paylaşımlarımı hemen görmedi. Kendisine mesaj attılar ama yine de bir süre görmedi. İlerleyen saatlerde görünce de ilk tepkisi "Eyvah şimdi patladık" şeklinde oldu. Ara ara ellerini yanaklarına götürdü, derin nefesler verdi, sıkıldı, daraldı. Sonra bildiğimiz Trump ayarına dönmeye başladı. Kibirli, mantıksız, liyakatsiz bakış açıları hakim oldu ve değerlendirmelerini bu şekilde yaptı. Bizim güçsüzleştiğimiz, kendilerine mani olamayacağımız şeklinde değerlendirmeler yaptı.

Sonra bir ara "Tamam geri adım atacağız ama biraz ağırdan alalım" ayarına geçti. Sonra yine kararı değişip durdu ve hala değişiyor.
Buraya kadardı, artık çok başka bir dünya siyaseti olacak.

Ben Trump'ın bu saatten sonra olumlu bir hamle yapmasını beklemiyorum. Bu kadar liyakatsiz herifler tarafından yönetilen devletlerin/milletlerin başlarının beladan kurtulmayacağını görüyorum. İflas erteleme aşamasındaki ABD için AB ülkeleri için bu karar bir yıkım demekti ve anlaşılan o ki bunu seçtiler.

Bu fırsatı kaçırmasını meseleden bile saymıyorum. Sadece birazcık süreç uzayacak ve yöntemlerimiz değişecek.
Tercihlerini yaptılar, beklemeyin, artık kısa süre içinde Çin ve İran savaşı çıkmayacak. Bundan böyle büyük bir dünya savaşına ve batının toptan batmasına hazırlanın.

Bu kısma dair çok tekrarla yazdım. Tekrar edecek değilim, neyin nasıl gelişeceğini biliyorsunuz. Düşmanlarının etrafında devriye gezmeye benzinleri olmayan, askerlerinin talimi sırasında tüfek veremeyip fırça sapı kullandıran, aylardır vatandaşlarının hak/maaş arayışlarını bastıramayan, acınacak halde bir batı dünyası var. Şimdi toptan bir harbin içinde bulacaklar kendilerini. 1. ve 2. dünya savaşından çok çok beter acılar yaşanacağı şimdiden görülebiliyor. Bu sefer batının sivil insan kaybı birkaç yüz milyon kişi olacaktır. Dünya savaşı bittikten sonra bile yıllarca ölümler, acılar devam edecektir.
Hazır olun, dünyanın merkezi olan Türkiye'de, kısa sürede büyük hadiseler yaşanacak.

Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Çok kısa süre içinde kasıtlı olarak Türkiye'de kaos çıkartacağız. Önce somut deliller paylaşmaya başlayarak çok çok büyük polis operasyonları yaptıracağız. Koç'lara kadar her kim varsa, delili ortaya koyup toplayıp alacağız. Bunlar yaşanırken devlet sistemi içinde engellenmeyi fırsat bileceğiz. Hatları kasten gereceğiz ve infaz timlerimiz ile yüzlerce büyükbaş haini birkaç gün içinde vuracağız.

Sonra kısacık süre içinde ortalık iyice karıştıkça biz ateşe benzin dökmeye devam edeceğiz. Milyonlarca kişi olarak sokaklara da ineceğiz. Sokaklara inmeye başladığımız anda Emniyet ve Ordu içinde resmi kimlikli olup da Ankebut Ağı'na çalışan hainleri vuracağız ya da ters kelepçeleyip alacağız. Hepsini isim isim, cisim cisim biliyoruz zaten.

Çok uzun bir süreç olacağını ve çok kan döküleceğini zan etmiyorum. Hepsinin zaten çözülmek üzere olduğunu, korkudan titrediklerini, son bir darbelik işleri kaldığını da biliyorum.

Devletimizi elimize aldıktan sonra Güney Azerbaycan'ı sınırlarımıza dahil etmek bir günlük, kuzey Irak denilen yerdeki Türk şehirlerini ve nüfusunu almak iki günlük iş... Zaten kaos çıktığı gibi İdlib diye bir mesele kalmaz.

Her zaman her hususta olduğu gibi bu hususlarda da ayaklarımın yere bastığını, ne kadar ciddi yazdığımı, kısacık süre içinde görecekler. İçimizdeki İsrail çöktüğünde, hiç kimse o İsrail denen sembolik devleti varlıkta tutamaz. Hazır olun, Türkler yeniden dünya lideri oluyor. Çevremizdeki 500 milyon Türk de bizi bekliyor.
Forwarded from Akademi Dergisi
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Düşman geçemeyecek

"Bizim anavatanımız düşmanın saldırısı altında. Ben (de) aynı senin gibiyim. Biz (beraber, müttefik olarak) savaşacağız ve birçok tankı tanklarla vuracağız. Toprağımız çocuklarımız için korunmalı. Kemiklerimiz paslanana/körelene kadar savaşacağız. Sana katılıyorum: SAVAŞ! (SAVAŞALIM!)"