Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.7K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
BM uyardı: Nükleer silahların kullanılması riski 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en üst seviyede

Birleşmiş Millletler Silahsızlandırma Araştırmaları Enstitüsü (UNIDIR) direktörü Renata Dwan, nükleer silahların kullanılma riskinin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek seviyede olduğu uyarısında bulundu ve tüm dünyayı konuyu 'acilen' daha ciddiye almaya çağırdı.
Çalıntı Lamborghini yoksullar için müzayedede

Meksika hükümeti, aralarında Lamborghini marka bir spor aracın da olduğu lüks çalıntı malları açık arttırma yöntemi ile satarak gelirini ihtiyaç sahipleri için kullanacak. 'Robin Hood' ismiyle anılan program, organize suç grupları ve yolsuzluğa karışmış eski politikacıların el konulan lüks malları müzayedeye çıkarılarak satış geliri ülkenin en yoksul bölgelerine aktarmayı amaçlıyor.
Gerçek sahibi CIA olan Facebook'ta büyük kriz

Facebook’un yaşadığı güvenlik skandalları sonrası, şirketin güvenirliliğinin azalmasıyla, yetenekli eleman bulmakta artık zorlandığı bildirildi.

CNBC’nin haberine göre, şirketin yazılım mühendislerine yaptığı iş tekliflerinde 2019 yılında yaklaşık yüzde 50 oranında azalma görüldü.

Ayrıca üniversiteden yeni mezunlara iş teklifleri oranı da 2017-2018 yılları arasında yüzde 85 iken bu oran 2018 yılının aralık ayında yüzde 35 ile 55’e düştü.
Kan ağlarken Türkistan, nasıl sefa sürer ki Müslüman
Harp kaçkını Suriyelilerle doluyken bu vatan
Affet bizi, sana yer bulamadık ey Doğu Türkistan!
The New York Times ve Bloomberg gibi kuruluşlarca yayınlanan haberlere göre ABD, Çinli telekomünikasyon devi Huawei'nin ardından Çin'in iki büyük video gözetim ürünleri üreticileri Hikvision ile Dahua'yı da kara listeye alacak.
Amerika'nın Hikvision ve Dahua ürünlerini kara listeye alması da çok isabetli olacak. Çünkü ahlaksız Çinliler, Hikvision ve Dahua ürünleri üzerinden de her yeri izliyorlar. Casusluk faaliyeti yapıyorlar. Bu markaların bazı ürünleri Çin gizli servisine bağlanıyor.
Eski Boşbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Dostları Platformu’nun iftarında konuştu. Davutoğlu, "Her şey kaybedilir, yeniden kazanılır. İktidar kaybedilir yeniden kazanılır. Ümidi kaybedenin yarını olmaz. Konuşmaktan korkmayın" dedi.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
İzahı olmayanın, mizahı olur.

Yandaş Seçim Kurulu (YSK), gerekçeli karar yazamıyor.
Yeni hamle geldi...

Şair burada "Ben sınır bölgesinde gezinip duruyorum. Bundan mana çıkartanlar var ama kale almayın. Ben sınır bölgesinde sınır ticaretinin ve bunun için gerekli olan otobanların geliştirilmesi için dolanıyorum" mu demek istemiş?

Bunca senedir o bölgeyi kasten fakir düşür, işsizliği yüksek oranda tut... Oradaki Türklerin dilini, dinini, kültürünü, kıyafetini, sanatını, her şeyini baskı altına al... Şimdi sıkışınca, oranın elinden çıkacağını görünce, İran'ın tamamı tehdit altında olmasına rağmen oraya koş, orada insanlara yalan vaadlerde bulun ve "Siyasete yeni girenler" diyerek mesajlar vermeye çabala...

Beyhude manevralar bunlar... Orası çok çok yakın bir tarihte ana vatan Türkiye'ye bağlanacak. Bu bir işgal olmayacak. Bu, uluslar arası hukuka da aykırı olmayacak. Bunun için harp etmeye bile gerek kalmayacak.
Putin: Dünyayı sarsacak dengeler oluşuyor

Müttefikimiz Rusya, birlikte oluşturduğumuz yeni dengeleri "resmi" olarak onaylayan hamlelerine devam ediyor. Dünyadaki önemli bütün ülkelerin yöneticilerine somut açıklamalar yapılıyor.

İran ve Çin'i ittifak dışında bırakmamızdan sonra gerçekleştirilen Şoygu-Akar telefon görüşmesinden sonra, şimdi de Putin, Merkel ve Macron ile konferans telefon görüşmesi yaptı. Görüşmeye "tarihi bir kırılma noktası" diyebiliriz.
Görüşmede sayın Putin'in dikkat çekici cümlelerinden bazıları şu şekilde:

▪️ Çin'in ve İran'ın sadece bir ülkeye değil birçok ülkeye zarar vereceğinin biz de farkındayız. Bu yüzden artık onlarla birlikte adım atmıyoruz. Çin de İran da kendi başlarına birer devlet. Kendi kararlarını kendileri verirler. Sonuçta her devlet siyasette nerede nasıl duracağını bilip ona göre davranmalı. Gerekirse savaşmalı, gerekirse diplomasi yapmalı. Biz, kimsenin arkasında değiliz.
▪️ Türkiye iç muhalefetinin, başta da Akademi ve Mehmet Fahri Sertkaya'nın, Türkiye'deki yöneticileri ve dünyadaki önemli siyasetçileri doğru yönlendirmesi sayesinde şu oluşan yeni dengelerde, Türkiye ile aynı çizgiye geldik. Türkiye ile Suriye konusunda da aynı karardayız, aynı çizgiye geldik. Amerikanın da Suriye'den elini çekmesinin artık vakti geldi. Çünkü bütün dünya ülkelerinde dengeler değişiyor ve dünyayı sarsacak dengeler hızla oluşuyor. Sonuçta bu dengeler arasında yok olmak istemeyen, yeri geldiği zaman işbirliğine, yeri geldiği zaman da karşı durup savaşmaya hazır olmalı.
▪️ Bu dengeler arasında en çok değişen yer de Türkiye... Zan ediyorum ki bunun farkında olmayan hiçbir büyük lider yoktur. Türkiye kardeşlerini kaybetmiş bir ülkeydi ve şimdi ayağa kalktı, kardeşlerini arıyor. Biz, şu anda Türkiye ile aynı çizgideyiz. Dengeler daha da değiştikçe biz Türklerle aynı çizgide kalacağız.

(Burada Sayın Putin, Türkiye ve Türkler derken de mevcut yönetici siyasi kadroyu değil, bizi kastediyor.)
Macron da Merkel de Putin'i onaylayan sözler söylediler.

"Amerika'nın değişen dengeleri görüp de ona göre hareket ettiğinin biz de farkındayız. İran ve Çin gibi tehlikeli ülkelerin gelecekteki hamlelerine karşılık şimdiden yaptırımlar yapmasını ben kendi ülkem adına destekliyorum" dedi Merkel...
"Nükleer ve kimyasal saldırıların yaşanmasını istemeyiz. Bu yüzden öncelikle iki tarafın da bu işi diplomasi ve müzakere ile halletmesini isteriz. Fakat böyle bir ihtimal yoksa da bu savaşın en hafif şekilde atlatılması için biz de Almanya olarak üzerimize düşen her şeyi yapmaktan kaçınmayız." diye devam etti Merkel...
"Bir savaş, ne kadar küçük ve güçsüz bir ülkede olursa olsun bütün dünyayı etkileyecek bir şeydir. Olumlu ya da olumsuz olarak dünya ülkelerini etkiler. Fakat, burada nükleer silahlarını kullanabilecek iki ülke var. Bu sorunun en hafif şekilde atlatılması için biz de elimizden gelen her şeyi yapacağız." dedi Macron...
Ruhani son yayınlarımı görünce çok kızdı "Yok, hayır, bu şekilde konuşulmamıştır. Kendileri abartıyordur. Olamaz böyle bir şey." dedi. Oturup sakinleşmeye, düşünmeye çabalıyor.
Şi ise masasında oturuyordu. Kalktı ayağa... Karşısındaki sandalyede oturup da paylaşımlarımı anında sesli çeviren adamını dinlemeye başladı ve saniyeler sonra, yerinde duramadı, ayağa kalktı.

Daha tercüme bitmeden adamının sözünü kesti ve Putin dahil herkesi sözlerine katarak veryansın etti:

"Biz siyasetin ne olduğunu bilmiyor muyuz. Sizden mi öğreneceğiz. Siz kimsiniz. Bizim arkamızda kimsenin olmasına ihtiyacımız yok. Bu ülkeyi bu hale getiren benim. Biz, sizden çok çok öndeyiz. Siz bir avuç ahmaksınız, ne kadar iş çevirmeye çalışırsanız çalışın hiçbir şey beceremeyeceksiniz. Biz, ne yok olacağız, ne parçalanacağız. Bundan sonra görürsünüz. Daha sert oynayacağız."
Macron'un, Merkel'in o diplomatça lisanındaki cümleleri, değerlendirmeleri bir yana da gerçekler başka... Aslında Tıpkı Trump gibi Merkel'in de Macron'un da zaten istediği buydu. Rusya'nın ve bizim bu şekilde durmamızdı. Bu duruşu resmi olarak, somut surette gördüklerine çok çok sevindiler.

Lakin ufak tefek pürüzler var. Onlardan biri de İdlib...