Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.6K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Çin yüksekten düşecek.

Çin, oluşan yeni dengeler içinde, söz konusu ticaret savaşını kazanamaz. Pek çok ülkede, pek çok sektörde sahip olduğu büyük pazar paylarını ani bir kırılma ile kaybetmeye başlayacak. Bu, Çin'i büyük bir krize sokacak. Üçüncü kattan düşenin hali ile kırkıncı kattan düşenin hali aynı olmaz. Yüksekten düşenler, hızlı düşerler, sert çarparlar, ağır yaralanır ya da ölürler. Kısa süre içinde Çin'in Afrika açılımı ve "Kuşak ve yol" projesi çökecektir.
"İran bir savaş istemiyor. İran, Körfez bölgesinde barış ve istikrarın sürmesi, Hürmüz Boğazı'nın uluslararası taşımacılık kanalı statüsünü sürdürmesini görmeyi umuyor." ifadelerini kullanan Zarif, Çin ile çok taraflı koordinasyonu güçlendirmeye ve ikili çıkarları ile çok taraflılığı korumak için çaba harcamaya hazır olduklarını kaydetti.

Zarif, ayrıca Çin'i kapsamlı ortağı olarak gördüklerini vurgulayarak, Kuşak ve Yol çerçevesinde Pekin hükümetiyle pragmatik iş birliğini güçlendirmek istediklerini aktardı.
Kriz var, kriz...

Rüzgar dinmek bilmiyor, uçaklar inemiyor. Seferler aksıyor, inemeyen uçaklar ta uzak havalimanlarına iniyor. Zarar büyüyor.

3. dünya savaşında Rusya ve müttefiklerine karşı kullanılmak için askeri maksatla yapılan, yapılırken vurgun vurmaktan ötürü eksik, aksak hatta iş göremez halde yapılan o havalimanı bir çöp olacak, çöp...

Artık orası İstanbul'un yeni çöp toplama merkezi mi olur yoksa kurban kesim merkezi mi olur, öyle olursa kesilen ilk kurbanlar, devletin/milletin bunca parasını oraya gömdüren siyasi ve idari yetkililer mi olur ve onları denetlemeyen hukuki yetkililer mi olur, orasını Allah bilir.
Avrupa Birliği, Suriye'ye karşı uyguladığı yaptırımları 17 Mayıs tarihli Avrupa Konseyi kararı ile, sivillere karşı uygulanan baskı ortamının halen devam etmesi nedeniyle 1 Haziran 2020 tarihine kadar uzattı.
Gerçek sahibi CIA üzerinden Ankebut Ağı olan Google, bu gün Ömer Hayyam'ı doodle yaptı.

Oysa bu gün, büyük vatan haini, gizli Ermeni, gizli Hıristiyan, gizli Misyoner, sinsi Türk ve İslam düşmanı Türkan Saylan'ın ölüm yıl dönümü. Google, Türkan Saylan'ı bir kere doodle yaptı ve Google'u bunu yaptığına çok pişman olduğu bir hale getirdik. Google, buna sebep olurken yaptığımız yayınları yıllardır sansürlüyor ve nerede ise kimsenin önüne çıkartmıyor. Bu derece bir sansüre mecbur kalacağı kadar büyük bir şok geçirmişti.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Orta oyunları devam ediyor

Venezüela devlet başkanı Maduro, Ankebut Ağı ile yeniden anlaştıktan sonra meydanı boş buldu. Ankebut Ağı'nın ABD üzerinden kendisi karşısında örgütlediği muhalifler de ABD'nin talimatı icabı Maduro'ya yarayan çıkışlar yapınca, Maduro boş kalan meydanda hızını alamaz ve orta oyunlarını abartır oldu.

Maduro, geçtiğimiz gün ordu ile birlikte bir yürüyüş düzenledi. Ordu'nun elit gücü İç Savunma Kuvvetleri de yürüyüşe tam kadro katıldı.

Maduro "Bu yürüyüşe gelme sebebim, ordunun devlete olan bağlılığını göstermektir. Mesajımız açıktır: Ordu'nun birlik ve beraberliği Cumhuriyet'in varlığı ve refahı içindir" şeklinde konuştu.

Yürüyüşe 6 bin ordu personeli katıldı. Bu yürüyüş 30 Nisan'daki darbe tiyatrosundan sonra ülkedeki sözde darbecilere, özde Maduro gibi ABD piyonu olan kesimlere güçlü bir mesaj şeklinde yorumlandı.
ABD'nin kontrolündeki Venezuela hükumeti ile ABD'nin kontrolündeki sözde muhalifler masaya oturdular.

Venezuela'da, Maduro'nun önce ABD'ye ve Ankebut Ağı'na sırtını döndükten sonra tekrar onlarla anlaşması, dengeleri değiştirdi. ABD'nin Maduro karşısında örgütlediği muhalefet, ABD'nin emirleri icabı danışıklı dövüşmeye devam ediyor.

Venezüela'da ABD piyonu sözde muhaliflerin darbe tiyatroları devam ederken, Venezuela hükumeti ile sözde muhalifler Norveç’in başkenti Oslo’da masaya oturdu.

Norveç medyasının önceki gün ortaya attığı “barış görüşmeleri” iddiası Venezuela hükümeti tarafından da doğrulandı. Maduro yönetimi derinleşen siyasi krize çözüm için Norveç’te “demokrat” muhaliflerle masaya oturulduğunu açıkladı.

İş gerçekten komik bir hal aldı ve Venezuela’nın Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Jorge Valero, “Hükümetin diyaloğa her zaman açık olduğunu, yalnız bunun ABD ile bağlantısı olmayan ‘demokrat’ muhaliflerle mümkün olabileceğini” duyurdu.
Çinlilere göre "Amerika'nın Huawei'ye ihtiyacı var"
Suriye devlet televizyonu: ‘Şam yakınları İsrail tarafından hedef alındı’

Suriye devlet televizyonu başkent Şam yakınlarında birden fazla patlama sesi duyulduğunu, “İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri tarafından ateşlendiği tespit edilen düşman hedeflerinin vurulduğunu” bildirdi.

Devlet televizyonuna konuşan askeri bir kaynağa göre hava savunma sistemi bu hedeflerin bazılarını etkisiz hale getirdi. Kanal, o ana ait olduğunu iddia ettiği görüntüleri yayınladı. Haberde can ya da mal kaybı olduğuna ilişkin bir bilgi yer almadı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama'nın ülkeye girişinin yasaklanmadığını söyledi.

Putin, yaptığı açıklamada "Dalay Lama'nın Rusya'ya girmesi yasaklanmadı. Ancak Rusya'da çok fazla sayıda Budist yok" dedi.

Rusya Devlet Başkanı, ülke makamlarının ayrımcılığa Hıristiyan, Müslüman ya da Yahudi, farklı dinlere mensup insanlara karşı ayrımcılık yapmadığını vurguladı.

"Budist nüfusu fazla olan ülkeler var ve onların Dalay Lama ile ilişkileri iyi olarak tanımlanamaz. Bununla birlikte, bunu düşüneceğiz."

Dalay Lama, Çin'de ulusun birliğini tehdit eden bir ayrılıkçı olarak görülüyor ve geçtiğimiz kasım ayında Moğolistan'ı ziyaret ederek Pekin tarafından olumsuz tepkiyle karşılaştı.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Sahte diplomalı cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhtarlara: Silah dediniz silah da verdik

Erdoğan'ın, katıldığı iftar programında muhtarlık seçimlerinin ayrı yapılması gerektiğini belirtirken, muhtarlara "Özlük haklarının yanında silah dediniz silah da verdik. Hem de iade edilmemek üzere" demesi dikkat çekti.
İran'ın kara parası kesiliyor

Sahadaki vatanseverler İran'ın kara para işlerine hücuma kalktılar. İran, Türkiye'de çevirdiği kara para işlerinde art arda büyük darbeler almaya başladı. Ankebut Ağı da bu operasyonlarımızdan rahatsız değil ve zaman zaman destekliyor.
Ben "Savaş çıkacak, İran perişan olacak. Bölünecek, belki de yok olacak" dedikçe bunlar üst üste ve panik haliyle "savaş çıkmayacaktır" açıklaması yapıyorlar. Adımı anamadıklarından "Trump'ın çevresindekiler, Trump'ı savaşa zorluyorlar" diyorlar.

Trump'ın çevresinden hiç kimse Trump'ı savaşa sevk etmiyor. Trump, şatların müsait olduğunu gördüğünde zaten bir dakika bile durmaz, İranla savaşır. Trump'ı savaşa sevk eden, önünü açan benim, mesajları gün içinde çok net verdim. Onlar da akıllılık yaptılar ve aldılar mesajlarımı... Kendi aralarında neler konuştuklarını da biliyorum. Her şeyi yayınlarım etrafında değerlendiriyorlar. Yine de her şeyin bu kadar hızlı gelişmesinden endişeli ve şüphelilerdi ama bu gün de Sayın Putin peşim sıra somut hamleler yapınca, önce şaşırdılar ve sonra coştular. Yüzleri çok güldü, keyifliler ve İran'ı mahvedecekler.

Şimdiden yazayım, ABD ve müttefikleri, en kısa zamanda İran'ın ve Çin'in etrafındaki askeri güçlerini artıracak eylemler sergileyecekler.
Korku hakim, panik ve kaygı hakim...

İran kamuoyunu sağlıklı şekilde takip edip değerlendirebiliyoruz.

Ankebut Ağı'na dahil ülkelerle İran arasında bir savaş çıkması ihtimali bile onları çok sarsıyor. Hiç savaşacak maneviyata, morale ve maddi güce sahip değiller. İran halkı gerçekte içinde bulundukları şartları da biliyor ve bir harp halinde pek varlık gösteremeyeceklerdir.
Şi duygu ve düşünce karmaşası yaşıyor.

Öfke krizleri artık duygusal çöküntüye dönüşüyor. Öfke krizleri yerine aşırı derecede düşünceye daldığı krizlere giriyor. Kendisine bir şey sorulduğunda hemen cevap veremiyor. "Tamam siz çıkın, ben size bildireceğim" deyip gönderiyor veya "Siz bir şeyler bulun, düşünün bana aktarın, uygun görürsem ben onaylarım" diyor. Bir anda dengelerin bu kadar alt üst olduğuna, başına gelenlere inanamıyor.

Şu mealde konuşuyor: "Nasıl ben bunlara kandım. Nasıl bu tuzağa düştüm. Bu oyunu nasıl göremedim. Aslında Putin'in hamlelerinden bunu anlamalıydım. Bu adamın da (beni kastediyor) zaten Sünni olmasından bilmeliydim bana bir gün ihanet edeceğini, benimle gerçek müttefik olmayacağını. Türklük üzerinden, ırk üzerinden daha önce çok bölgelere bu kadar vurduğunu biliyordum zaten. Nasıl inandım."

Şi, doğru konuşmuyor. Kendini de kandırmaya çalışıyor. Bu güne kadar bizimle bir müttefiklik davranışı içinde olmadı. Sadece müttefik olduğumuzu ilan ettiğimde sessiz kaldı, yalanlamadı. Uzunca süre verdiğim halde bunun ötesinde somut tek bir hamle bile yapmadı. Oysa biz Çin'e çok ama çok büyük faydalar sağladık. Japonya ile arasını bile düzelttik. Bütün dünya gibi, o da şaşırdı Japonya ile arasının bu kadar kısa sürede ve hızlıca düzeltildiğine... Ve Şi benim duruşum gibi dursaydı, ben ona oyun da kurmuyordum, gerçekten müttefik olup sorunları masada çözmek isteyecektim. Doğu Türkistan yine sorun olacaktı ama bu şekilde olmayacaktı. O kibir dağlarında geziyordu, gözü beni ve Türkiye'yi görmüyordu bile. İkaz ettim ettim anlamadı. Olacağı buydu. Kimse ona ihanet etmedi, oyun kurmadı. Daha önce de dediğim gibi, kendisi her şeyi berbat etti. Böyle bir sonu o kendisi tercih etti.

Şi şimdilerde çalışma odasında bazen elini kafasına vuruyor ve "Ah aptal kafam" diyor. Laf gelimi yazmadım, gerçekten elini kafasına götürüp vuruyor ve bu şekilde kendi kendine konuşuyor.
Ben açıkça ve tekrarla yazdım "Çok kısa zamanda çok büyük hadiseler olacak" diye... Yazıyorum, ikaz ediyorum anlamıyorlar, kibirli kibirli yorumlar yapıyorlar hatta bazıları, daha önce nelere sebep olduğumu da gözleri ile gördükleri halde hala dalgaya alabiliyorlar... Şimdi yine yazdıklarım yaşanınca da şoklar geçiriyorlar.

Boş adamlar... Şu dünyanın devletlerinin çoğunu, bomboş adamlar yönetiyor. Sığır çobanlığı yapacak kadar vasfı olmayan adamlar, şu demokrasi ya da parti denen rezil sistemler sayesinde devletlerin başına geçip 80 milyon, 100 milyon hatta bir milyar insanı yönetiyorlar.
Yazayım da isteyen inansın, isteyen de alabiliyorsa dalgaya alsın.

Dünyanın gözünde devleştirdiği şu Çinli bilgisayar korsanları (Hacker'lar) var ya, bu saat oldu benim bilgisayarıma bile sızamadılar. 😄

Hoş, sızabilselerdi de aradıkları gibi bir şeyler yoktu, yok. Bu aptalları dinledik "Hiç değilse özel hayatına dair bir şeyler buluruz, paylaşır, rezil ederiz." dediler ama öyle şeyler de yoktu ve yok.

Dahası da var, bunların metafizik herifleri var ya, varlık bile gösteremediler. Dün sabahla öğlen arası üç kere beynimle bağlantı kurabildiler, ağır küfürler ettiler ve ötesi yok, izin vermedim, ötesine geçemediler, geçemezler.

Büyütmeyin şunları gözünüzde, bir hiçler...