Akademi Dergisi
2.13K subscribers
61K photos
26K videos
370 files
7.59K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Lakin Kadir ve Aynur için mesele başkadır. Arka planda dönen ise şudur: Hamidullah da Kadir ve Aynur gibi İngiliz gizli servisi ile bağlantılıdır.

Belgeselde izlediniz. Aynur, Kadir'e sözünü geçirmiş, Almanya'da kalmayıp İngiltere'ye yerleşmişler. Ve yine belgeselde gördünüz, İngilizlerin okullarını ve Hıristiyanları yere göğe sığdıramıyor.

Aslında bunların hepsi bir silsile halinde birbiri ile bağlantılı kararlar, eylemler, söylemler... Aynur'un babası Sabetaycı gizli Yahudi Vasıf, askerdi. Türk ordusunda bir Topçu Yüzbaşı olsa da hakkında İngiliz casusu olduğuna dair söylentiler çıkmıştı, bu epeyi duyulmuştu ve hatta bu bazı yazılı kaynaklara geçmişti. Zaten o dönemde ordumuzdaki Sabetayistler, sonraki dönemde olduğu gibi ABD ile değil İngiltere ile paslaşıyorlardı. Onları o dönemde İngiltere arkalıyordu. 1945'ten sonra, Hitler Amcanın ezip geçtiği İngiltere'nin yerini, Ankebut Ağı tarafından yeni süper güç yapılmak istenen ABD aldı. Zaten münafık Kadir, ahir ömründe ABD'ye, CIA'ya da çalıştı. BOP'u olduğundan farklı anlatması için ve bir CIA projesi olan AKPKK'yi olduğundan farklı göstermesi için, Türk milletini felakete sürükleyen konuşmalar, yönlendirmeler yapması için CIA'dan çok paralar aldı.
Kadir ve Aynur Mısıroğlu çiftinin üç çocuğundan biri olup 1963 doğumlu olan Abdullah Sünusi, Aslı Güner ile evlendi ve sonra boşandı.

Bu Sabetaycı hain çiftin Fatıma Mehlika ve Mehmet Selman isimli diğer iki çocukları gibi Abdullah da Sabetaycı gizli Yahudi olduklarını biliyordu. Abdullah, evlendiği Aslı Güner'in de Sabetaycı gizli Yahudi olduğunu biliyordu. Aslı'nın gerçek kimliğini, Kadir dahil bütün aile fertleri biliyordu.

Abdullah ile Aslı, geçinemediler, ayrıldılar. İstanbul Özel Alman Lisesi'nden mezun olan Aslı Güner, Abdullah'tan boşandıktan sonra Alexander Bierstedt isimli bir Evanjelist Alman ile evlendi. Zaten Müslüman değildi, rol yapıyordu. Özüne döndü, gayr-i Müslim olduğunu gözler önüne serdi. Alman vatandaşı oldu ve Almanya'ya yerleşti. Halen Almanya'da ikamet ediyor.

Aslı Güner, Aynur'un Sabetaycı çevresinden tanıdığı bir ailenin kızı olduğu için tercih edilmişti.
Belgeselde Aynur Mısıroğlu'nun bahsettiği Salih Tuğ da herhangi birisi değil.

Marmara İlahiyat Fakültesi'nin kurucu dekanı Salih Tuğ da bir Sabetaycı gizli Yahudi. Hem de Aynur ve Kadir gibi Salih Tuğ da Sabetaycıların Kapani kolunun bir mensubu.

Salih Tuğ da bu millete/devlete çok büyük ihanetler yaptı. Salih Tuğ meselesi de ayrıca konu edilmesi gereken geniş bir mevzu...
Hamidullah aslında gizli bir Hıristiyandı. Hamidullah üzerine detaylı çalışan çok sayıda kişi bu gerçeğe ulaştı. Bu gerçeği, çokça araştırmadan/soruşturmadan bilenler de vardı ki bunlar gizli Hrıstiyanlar ve gizli Yahudilerdi. Kendi aralarında bu gerçek hep biliniyordu. Gizli Yahudiler olan Kadir ve Aynur da bu gerçeği baştan beri biliyordu. Böyle hain olduklarından, elli yıl önce bile gerçek yüzü somut deliller ile meydana dökülmüş olan Hamidullah'ı, bir ömür savunup Müslümanlara örnek gösterdiler.
Gizli bir Hıristiyan ve Misyoner olduğunu kesin surette bildikleri Nazım Kıbrısi'yi de inatla bir ömür savundular ve desteklediler.

Gerçek yüzü, münafıklığı, itikadi ve cinsi sapıklığı, yalancılığı, aldatıcılığı somut delillerle onlarca senedir meydanda olan Nazım Kıbrısi'yi bir de göklere/semalara çıkartan haince bir kitap yayınladılar.

Kadir'in kızı Fatıma Mehlika Mısıroğlu imzası ile neşredilen bu kitabı, aslında Kadir kendisi yazdı. Kızının, kitap yazabilecek bir vasfı yok.

2010 ve 2011 yılında, Nazım üzerine çok oynadılar. Nazım projeleri neredeyse tutacaktı. Sosyal medyada çok büyük bir rüzgar/akım oluşturdular. Akıl almaz büyüklükte bir ihanet projesine giriştiler. Yeniden Osmanlı, Son Osmanlı Şehzadesi Selim Han, Nakşibendi Hakkani ve daha muhtelif söylemlerle, hem Osmanlıyı ve şanlı tarihimizi alet ederek hem de dinimizi alet ederek Müslümanları yoldan çıkartmaya ve BOP'a hizmetkar etmeye oynuyorlardı. Ben Akademi Dergisi üzerinden bunların bu ihanetlerine büyük darbeler vurdum diye Kadir, kızının imzası ile "Semamızda bir yıldız" isimli şu haince kitabı yazdı ve neşretti.
Her şeyi baştan beri biliyordu.

Kadir, Mut'a nikahına bile cevaz verip Müslümanları küfre düşüren "İslam Aile Hukuku" isimli kitabı, on sene boyunca inatla yayından çekmedi.

Bu kitap hakkında onu defalarca en güzel şekilde ikaz ettik, 2004 yılında bir kitap fuarında mut'a nikahına bile cevaz verilen kısmı açtık, kendisine gösterdik. O da "Aaa gözden kaçmış bu..." deyip geçiştirdi. Üstüne on sene geçtiği halde bile umursamamıştı, hala satıyordu. Benim de artık sosyal medya paylaşımlarım çok tesirli oluyordu. Bir de sosyal medyadan ve gerektiği gibi çok sert şekilde vurdum.

Eski takipçilerim bilir. O gün geldiğinde ben artık büyük gürültü çıkarttım. "Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl ehl-i sünnet olmak. Bu nasıl bir duruş, bu nasıl bir samimiyetsizlik" diye çok sert vurdum. Sonra da hemen gereğini yapmak yerine Facebook'taki Akademi sayfamı, kendilerinin bir milyon takipçili sayfalarında hedef gösterdiler. Üstelik yalanlarla, iftiralarla ve fitnecilikle hedef gösterdiler. Bana "Akademi sayfasının Kudurmuşçasına saldıran yöneticisi" dediler. Şikayet yağmuruna tutturdukları için sayfam hemen kapatıldı. Gerçek sahibi CIA olan Facebook'un işine geldi. Kim haklı, kim haksız diye bakmadı bile... Daha ötesi de oldu ve binlerce kişi tarafından tehdit edildim. Küfür ve hakaretlere maruz bırakıldım. Silahına sarılıp üzerime gelmeye teşebbüs edenler bile çıktı. Bu kadarına sebep olsa olsa ancak bir pislik insan şeytanı sebep olabilirdi.

Kadir, İslam Aile Hukuku isimli bu kitabın baştan ayağa bozuk olduğunu zaten hep biliyordu. Benim ya da başkalarının ikaz etmesine gerek bile yoktu. Onlarca sene önce de biliyordu. Biz ikaz ederken de biliyordu ve rolünü oynadı. Sonra gürültü çıkartıp baskı altına aldım, yine de direndi ve yayından kaldırmadı. Son nefesine kadar da kaldırmadı.

Bu kadar inatla direnirken hedefi, para değildi. Kitabın yazarı olan Ömer Ferruh'un Lübnanlı bir gizli Hıristiyan olduğunu biliyordu. Hatta bu gizli Hıristiyan Ömer Ferruh'un bir de Misyonerlere dair kitap yazıp sözde Müslümanları ikaz ettiğini, rolünü kendisi gibi çok iyi oynadığını da biliyordu.
İslam Aile Hukuku isimli bu haince kitabın tercümanı Yusuf Ziya Kavakçı'nın da gizli Hıristiyan ve gizli Yahudi karışık soydan ve bağlantılardan geldiğini de kesinlikle biliyordu Kadir Mısıroğlu...

Daha önceki senelerde, Merve Kavakçı'nın babası olan Yusuf Ziya Kavakçı'nın ve Kavakçı ailesinin gerçek kimliğine ve bağlantılarına dair yayınlar yapmıştım.
Forwarded from Akademi Dergisi
Mehmet_Fahri_Sertkaya_Şiir_Bizim.m4a
7.7 MB
Kim demiş, vatanımız Edirne'den Kars'a kadar?
Delhi Cuma Camii avlusundan insan manzaraları...

Bâbür İmparatorluğu'nun beşinci hükümdarı Şah Cihan tarafından 1650-1658 arasında inşa ettirilen cami, günümüzde Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'nin en çok ziyaret edilen mekânlarındandır.
İşsizlik rakamları zirve yapabilir: 114 bin sanayi işçisi işini kaybetti

SPM araştırmacısı, işsizlikteki artışın devam ederek 2008-2009 krizi sonrası zirve yapan oranlara çıkmasını beklediklerini söyledi. Aaçıkladıkları rakamlarsa korkutucu bir gelecek tablosu çiziyor.

- https://bit.ly/2Hf9Ue9
Rusya'dan Suriye açıklaması

Rusya Savunma Bakanlığı, Rusya’nın Suriye’ye 33 tondan fazla insani yardımda bulunduğunu, teröristlerin ise, saldırılarıyla İdlib mutabakatını ihlal ettiğini savundu.

Rusya Savunma Bakanlığı Rusya'nın Suriye'deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi tarafından hazırlanan bir bildiri yayınladı. Bildiride Rusya'nın savaş mağdurlarına olan yardımlarının devam ettiği belirtilerek, “Geçtiğimiz gündem itibaren toplam 2 bin 113 faaliyet gerçekleştirildi. Bu faaliyetler kapsamında 33 tondan fazla insani yardımlar savaş mağdurlarına teslim edildi. İdlib mutabakatının savaşın sonlandırılma çabalarına rağmen yasadışı silahlı örgütler tarafından Suriye'nin Lazkiye, Cubb Ez Zarur (2 kez), Rueyset İskender ve El Hammam kasabalarındaki yerleşim alanlarına bombalı saldırılar gerçekleştirildi” denildi.
"Kazanacaklarını bildikleri için değil, yüzde 1 de olsa şanslarını tekrar denemek için iptal ettirdiler."

CHPKK'li Canan Kaftancıoğlu, "AKP’nin yaptığı şey bir strateji değil, sandık darbesidir. Henüz elime ölçüm sonuçları ulaşmadı ama sahadan edindiğim izlenime göre AKP’nin seçimi iptal ettirmesi İstanbul halkında beklenenden daha fazla kararlılığa, 'bunu bile yaptılar' duygusuna evrildi. Daha önce yaptırdığımız bazı ölçümlerde, 'Ekrem İmamoğlu kazanmıştır ve bunu daha fazla uzatmanın manası yoktur' duygusu öne çıkıyordu. Seçimin iptal ettirilmesi İmamoğlu’nun daha fazla sahiplenilmesiyle, bu sahiplenmedeki kararlılıkla vücut buldu" dedi.