O sözde siyasi partinin adını Anahtar Parti değil, Kilitlenmiş Parti koymalıydılar. Ya da hiç değilse Piyon Parti de konabilirdi. Başlamadan bitti...
Şu saatten sonra hiçkimse sözde siyasi partiler üzerine oynamasın. Vakit, emek, para ziyan etmesin. Ben bu çağ dışı, dayatma, sömürmeci, lanetli, zalim, şeytani, masonik rejimi değiştireceğim. Siyasi partiler ve seçimler olmayacak.
- Görüşüme sade insan ile kendini beğenmiş egolu bir insan geliyordu. Sonra egolu kişi sade insana laf atıyordu. Egolu insan,sade insana diyordu ki "boşuna çabalama dünyayı biz kötü insanlarla doldurduk". Sade insanda diyordu ki "sizin ekonominizi başınıza yıkacağım başka ülkelerle yaptığınız anlaşmaları bozacağım." Sonra bazı yerlerde depremler, patlamalar oluyordu. Sade insan, egolu insanın ağzını açıp, ağzına silah sıkıyordu.Sade insan öldürdüğü egolu insanı mahallenin ortasında kolon gibi bir duvara çivi ile asıyordu. Oradan geçip giden herkes egolu insanın yüzüne tükürüyordu.
Yeni sinsilikleriniz olarak sözde siyasi partiler kurarken... Adını "a" değil, "Akademi" bile koysanız hatta "mfs" bile koysanız... Hiçbiri ile işim olmayacak. Bu ülkede demokrat ve cumhuriyetçi olmak suç olacak hem de çok çok kısa süre sonra...
Siz hala hayal aleminde dolaşın...
Siz hala hayal aleminde dolaşın...
Akademi Dergisi
Gagavuzlar, Türkler, Çingeneler, Adıtürkçü Çingeneler, mübadele, nüfusu değiştirme/dönüştürme oyunları, gen sorunları, sürgünler
📎 Gagavuzların kökenleri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır: Zanetov, İvanov ve Zaşuk gibi kimi Bulgar tarihçiler, Gagavuzların aslen Bulgar kökenli olduklarını savunurken; Amantos ve Lissof gibi Yunan araştırmacılar ise Gagavuzların Rum kökenli olduklarını savunmuşlardır.
📎 Diğer taraftan Bulgar tarihçi Balasçev, Gagavuz halkının Anadolu Selçuklu Sultanı II. Keykavus'un peşinden giderek Bizans İmparatoru VIII. Paleolog'ın koruması altına giren Türkler olduğunu belirtmiştir. Balasçev, bu tezini Seyyid Lokman Oğuznamesi'ne ve Bizans kaynaklarına dayandırmaktadır (Güngör & Argunşah, 1998, ss. 17-18).
📎 Öte yandan Wittek de Gagavuz halkının kökeninin II. Keykavus'un ardından Dobruca bölgesine yerleşen Türklere dayandığını ileri sürmektedir (Wittek, 1952, pp. 639-668).
📎 Karpat, Wittek'in Gagavuz halkının Anadolu kökenli olduğunu kesin biçimde kanıtladığını kaydederek, Keykavus'un Moğollar'ın baskısından kaçarak anne tarafından akrabası olan Bizans İmparatoru Mihail Paleolog'un koruması altına girdiğini ve bir süre İstanbul'da ikamet ettikten sonra da kendisine Dobruca'da bir toprak tahsis edildiğini belirtmektedir. Keykavus'un Dobruca'ya yerleşmesinin ardından İznik bölgesinde yaşayan Sarı Saltuk ve beraberindeki yaklaşık 20 bin Selçuklu Türkü'nü de 1263 senesinde Dobruca'ya getirttiğini kaydetmektedir. Karpat, Bizans'ın Keykavus'u ve beraberindekileri Dobruca'ya yerleştirmesindeki temel amacın Bulgar devletine karşı Türkleri bir denge unsuru şeklinde değerlendirme niyetinin belirleyici nitelik arzettiğine vurgu yapmaktadır (Karpat, 1970, ss. 168-172).
Akademi Dergisi
📎 Karpat, Wittek'in Gagavuz halkının Anadolu kökenli olduğunu kesin biçimde kanıtladığını kaydederek, Keykavus'un Moğollar'ın baskısından kaçarak anne tarafından akrabası olan Bizans İmparatoru Mihail Paleolog'un koruması altına girdiğini ve bir süre İstanbul'da…
Hep dediğim gibi, Bizans dedikleri şey de zamanla Çingeneleştirilmiş Türklerin üzerinden oynadıkları bir oyun. Birbirlerini de çok iyi biliyorlar ve Gagavuzları da kendilerini görmüşler.
📎 Öte yandan bazı tarihçiler ise, Gagavuzların kökenini Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlara gelen Uzlara dayandırmaktadır. Bu bağlamda Cami Baykurt, Cumhuriyet'in ilanından önce 1922 yılında kaleme aldığı Osmanlı
Ülkesinde Hristiyan Türkler başlıklı eserinde Gagavuzlar'dan söz etmekte ve "bunların Uz (Uğuz)lardan, (Gök Uğuzlar)dan olduklarını ve Karadeniz şimalindeki steplerden gelerek Balkanlara yerleştiklerini" belirtmektedir (Baykurt, 1932, ss. 21-22).
Ülkesinde Hristiyan Türkler başlıklı eserinde Gagavuzlar'dan söz etmekte ve "bunların Uz (Uğuz)lardan, (Gök Uğuzlar)dan olduklarını ve Karadeniz şimalindeki steplerden gelerek Balkanlara yerleştiklerini" belirtmektedir (Baykurt, 1932, ss. 21-22).
📎 Kendi halkının tarihini yazan ilk Gagavuz olarak kabul edilen din adamı Mihail Ciachir da Gagavuzların Karadeniz'in kuzeyinden göç eden Oğuz Türklerinin soyundan geldiklerini, Selçukluların veya Kumanların soyundan gelmediklerini ifade etmekte, ayrıca Gagavuzların kökeninin Rum veya Bulgar
olduğu yönündeki iddiaları reddetmektedir (Ciachir, 1934, ss. 12-23).
olduğu yönündeki iddiaları reddetmektedir (Ciachir, 1934, ss. 12-23).
"Tiurc-Uzlaran bircaci biolmesi erleşmiş Cara Deniz hem Tunanan semtlerindea Silistra, Mangalia, Cavarna, Balcic, Varna viliatlaranda, neredea onlara derlearmiş: Tiurc-Uzlar-Oguzlar" (Ciachir, 1934, s. 12).
Akademi Dergisi
"Tiurc-Uzlaran bircaci biolmesi erleşmiş Cara Deniz hem Tunanan semtlerindea Silistra, Mangalia, Cavarna, Balcic, Varna viliatlaranda, neredea onlara derlearmiş: Tiurc-Uzlar-Oguzlar" (Ciachir, 1934, s. 12).
İşte sahte mürşid-i kamil olan sahte Süleyman Hilmi Tunahan da bu soydan ve baskın yanı Çingenelik...
📎 Bulgar tarihçi Atanas Manov da Gagavuzların Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlara gelen Oğuz Türklerinden olduklarını savunmaktadır: "1224 yılında Ruslarla Kumanlardan oluşan ortak ordunun Moğollarca yok edilmesi üzerine, Rus sınırları üstünde yaşamakta bulunan Uz-Türkler, kitle halinde, aileleriyle birlikte göçe zorlanarak Tuna'yı geçmişler, Türk kavimlerinden Peçenekler'le İlk-Bulgarların yaşamakta bulundukları Dobruca'ya gelip yerleşmişlerdir. Bunlardan Hristiyan olanlar Karadeniz kıyılarında ve Silistre, Mankalya, Kavarna, Balçık, Varna vb. gibi daha iç yörelere yerleşmişler, buralarda bugüne değin Uzlar ya da Oğuzlar halinde kalarak milliyetlerini, dilleri olan Türkçeyi korumuşlar; ancak, Hristiyanlığı kabul ettikten sonra Gagauzlar adını almışlardır" (Manov, 2001, s. 8).
Trump, daha önceki başkanlığı sırasında Türkiye maliyesini çökertmedi. Zaten çöküktü. Tayyip ile beraber, iki ülkenin de hukukuna göre suç, ihanet hatta terör kapsamında faaliyetler yapıyorlardı. Ben rahip Brunson meselesinin üzerine çok gitmiştim, mevzu dallanıp budaklanacaktı ve acilen bir tiyatro çevirerek, tamamen kanunsuz bir şekilde o terörist Brunson'ı kaçırdılar yurt dışına. Bu sırada zaten çökük olan Türkiye maliyesinin güya bu restleşme sırasında Trump tarafından çökertildiği gibi bir görüntü oluşturdular. Tek rahip Brunson meselesinden bile hem Tayyip ile çetesinin hem de Trump ile çetesinin milletler arası mahkemelerde terör ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında yargılanmaları ve asılmaları gerekiyor.
Brunson'ın misyonerliğine, casusluğuna, bölücülüğüne, terör işlerinin içinde bulunduğuna dair klasör klasör evraklar ve yüzlerce ayrı maddi delil var.
Brunson'ın misyonerliğine, casusluğuna, bölücülüğüne, terör işlerinin içinde bulunduğuna dair klasör klasör evraklar ve yüzlerce ayrı maddi delil var.
Türkiye ve Rusya arasında imzalanan sözde şehircilik anlaşması tamamen gayr-i meşru ve geçersiz.
Çünkü Ankara çetesi hem de Moskova çetesi gayr-i meşru. İlan edilmiş kanunlara ve rejimlere göre bile gerçekten meşru hükumetler değiller. İkisinin de iktidarı elde tuttuğu sözde seçimler, orta oyunlarından ibaret ve bunların binlerce maddi delilleri var.
Çünkü Ankara çetesi hem de Moskova çetesi gayr-i meşru. İlan edilmiş kanunlara ve rejimlere göre bile gerçekten meşru hükumetler değiller. İkisinin de iktidarı elde tuttuğu sözde seçimler, orta oyunlarından ibaret ve bunların binlerce maddi delilleri var.
Akademi Dergisi
Türkiye ve Rusya arasında imzalanan sözde şehircilik anlaşması tamamen gayr-i meşru ve geçersiz. Çünkü Ankara çetesi hem de Moskova çetesi gayr-i meşru. İlan edilmiş kanunlara ve rejimlere göre bile gerçekten meşru hükumetler değiller. İkisinin de iktidarı…
Ayrıca bu sözde şehircilik anlaşması, Türkiye'yi kendilerinin sömürgesi olarak görmekte inat eden pislik Rusların, Türkiye'den hızla ve çok yüksek sayıda toprak ele geçirmek istedikleri bir hamle...