Araç zaten çok büyük ihtimalle yüz kattan daha yüksek olacak. Zaten hep açık denizde ya da sahilde olacak. Yani hava akımının yüksek olduğu yerlerde bulunacak. Gece de gündüz de bu birkaç tane dikine rüzgar türbini sayesinde bu dev deniz aracı temel ihtiyaç seviyesinde elektrik üretebilir.

Yıllardır anlattığım gibi, o temel seviyedeki elektrik gücü, büyük su kazanlarını kaynatmada kullanılır. Su kazanı buhar üretir, buhar da jeneratörlere bağlı olan çarkları döndürür. Böylece temel ihtiyaç seviyesindeki elektrik gücü, binlerce katına bile yükseltilebilir.

Hepsi uygulanabilir olan o kadar çok farklı alternatif var ve bu dev deniz aracı yaz ya da kış, gündüz ya da gece, asla elektriksiz ve susuz kalmaz.

Bu da temsili bir resim...

Bu resimdekine benzer şekilde bir dizilme olabilir.

Onlarca dikine rüzgar türbini bir çember şeklinde dizilirler. Resimde olduğu gibi bunların üstten bağlanacağı, sabitleneceği kolonlar da olur. Bu da sağlamlığı artırır, arızaları ve kazaları azaltır. Rüzgar türbinlerinin gerektriğinde tek tek değiştirilmesini veya tamir edilmesini kolaylaştırır. Hatta belli bir hızdan sonrasında tepeden otomatik ve mekanik frenleme/sınırlama da yapılabilir.

Gerekiyorsa sert fırtınalarda türbinlerin hepsi birden tam olarak frenlenerek korumaya alınabilir.

Zaten aracın o kısmında hiç dış ve iç duvar olmayacak. Normal havalarda her an her yönden esen her rüzgardan istifade edilmiş olur.

Evet sert fırtınalar sırasında kapanan yan duvarlar da olabilir. Lakin aracın en yüksek noktasına yakın bir veya birkaç kat tamamen elektrik ve su üretmeye ayrılabilir.

Aracın katları, yükseldikçe daralan/küçülen katlar halinde... En tepeye yakın katlar zaten çok geniş olmayacaklar. Buralara yüksek sayıda rüzgar türbini, jeneratör, sıcak su kazanı konabilir. Ayrıca sıcak buharı aniden soğutarak yoğuşturan ve böylece içilebilir suya çeviren sistemler konulabilir.

👆👆Denize konulan altıgen şekilli parçalardan oluşan şu projemi hatırladınız mı?

Ben rafinerileri karadan uzaklaştırmak için yol ararken böyle bir fikri tartışmaya açmak istemiştim. Ayrıca bu bakış açısıyla denizlerde balık çiftlikleri yapılabileceğini, aynı anda elektrik de üretilebileceğini vs anlatmıştım.

Şimdi bir de buna bakın...

Ne zamandır bu anlattıklarımı yapmaya çabalıyorlar bilemiyorum, hiç araştırmadım ve soruşturmadım ama daha önce pek çok projemi yapmaya çabalamış olan Çin'in CGTN kanalı, bu videoyu bu gün paylaşmış...

Bu Çinlerin kafasını anlamak mümkün değil. Normal çalışmıyor kafaları...

Bu kadar şey anlattım da bunu mu anlamışlar...
Yapa yapa bunu mu yapmışlar.

Hani eş zamanlı olarak çok sayıda farklı fayda?
Hani geniş ufuklu bakış açısı?
Hani yüksek verimlilik?
Hani imal ederken ve kullanırken tasarruf etme?

O koca parçayı üretmişler, o kadar vakit ve malzeme harcamışlar, taşırken ve yerine yerleştirirken de uğraşmışlar. Sonra?

Hepsi, çağ dışı kalmış, çok verimsiz ve üzerine yatırım yapmak mantıksız olan güneş enerjisi panellerinden birkaç tane daha kullanmak için miydi?

Bu kadar emek ve masraf bunun için miydi?

Dalgalı ve rüzgarlı deniz...

Her zaman o altıgen parçalar az da olsa sallanacaklar. O halde altıgen parçaları çok sayıda yerinden birbirlerine neden bağlamamışlar?

Aradaki bağlama parçalarının esnemesi ve gerilmesi üzerinden de neden elektrik enerjisi üretmemişler? O çok faydalı ve sürekli hareketi neden elektriğe çevirmemişler?

Neden bu altıgen parçaların üzerine 5-10 adet ve verimli olan modellerinden dikine rüzgar türbinleri koymamışlar?

Bunlar üzerinden gece ve gündüz elde edecekleri elektrik gücü ile, yine bu altıgen parçalar üzerine konulmuş su kazanlarını kaynatabilirlerdi. Aynı elektrik gücüyle, kazanlara su çeken gerekli pompa motorlarını da besleyebilirlerdi.

Kazanlarda üretilecek buhar gücü ile de yine altıgen parçanın üzerine korunaklı şekilde yerleştirilmiş olan bir ya da daha fazla elektrik jeneratörünü çevirebilirler, o sayede yüksek güçte elektrik gücü üretebilirlerdi.

Hala şu güneş enerjisi panelleriyle neden oyalanıyorlar, anlamak mümkün değil.

Üstelik kırk kere anlattım, gündüzleri mercekler sayesinde de yüksek ısı oluşturup kazanları kolayca kaynatabilirlerdi.

Güneş paneli döşenmiş bin tane altıgen parça yerine, anlattığım şekilde yapılmış belki elli tane altıgen parça yetecek. İşte tasarruf budur. Aklı kullanmak budur. Verimlilik budur.

Zaten altıgen parçalar asla yan yatmaz, ters dönmez, savrulup gitmez, parçalanmaz, yanmaz hale getirilmişken, üzerine çoktan anlattığım bu gibi sistemleri eklememek, yanlışta ısrar etmek demek.

Böyle bir zihniyette/kabullenişte olan taraflar, kaybetmeye ve yok olmaya mahkumdur.

Hiçbir şey yapmamışlar, bari altına balık çiftliği yapsalarmış. Çoktan çöpe çıkmış güneş panelleri ile döşenmiş o üst kısmın ortasını delik yapınca zaten balıklar gerekli ışığı alırmış. Ya da altıgen şeritler şeklinde bir ışık boşluğu şeridi, bir güneş paneli şeklinde yerleştirme olurmuş, ışığı daha da bol alırmış alttaki balıklar.

Aşağıdaki dalga hareketini bile elektriğe çevirmeyi hiç düşünmemişler. Bu güneş enerjisi paneli işine çoktan büyük çapta girdikleri için, ben dünya genelinde kabullenişleri değiştirdikçe mahvoldular. Bu mantıksız işi dünya terk etmesin diye kendilerini kandırıyorlar, dünyadaki bütün tarafları dan kandırmaya çabalıyorlar.

İsrail denilen şey koca Türkiye için askeri bir tehdit oluşturmuyor.

İsrail denilen şey, Türkiye'de her yere yerleştirilmiş kripto kimlikli, kara paracı ve çoğu mason olan hainler sayesinde karşımızda ses çıkartabiliyor.

İsrail denilen şeyin danışıklı olmayan hiçbir ülkeyle hatta danışıklı olmayan hiçbir terör örgütüyle "gerçek" bir askeri çatışmaya girecek imkan ve kabiliyetleri yok.

İsrail denilen şey, bu son seferinde de İran ile danışıklı dövüştü. Buna rağmen ABD ve başka ülkeler çok sayıda İsrail yanlısı açıklamalar yapmak zorunda kaldılar. Üstelik bu yaşananlar bir savaş değildi, değil ve buna rağmen İsrail bir anda yok olmasın diye onlarca emniyet tuşuna birden bastılar.

İsrail gerçek bir devlet değil. Bir terör şebekesi... Onun gerçek bir ordusu yok. Ordusunun mensupları denilen kişilerin çoğu cephe şartlarına daha giriliyorken bile kaçıyorlar, korkudan titriyorlar, intihar ediyorlar, cinnet haline giriyorlar. Zaten alkolikler, cinsi sapıklar, uyuşturucu müptelası kişiler. Aralarında kötü alışkanlıklardan ve cinsi sapıklıktan uzak kalabilmiş çok çok az kişi var.

Bunlar mı İsrail'in gireceği gerçek bir savaşta İsrail'in galip olmasını sağlayacaklar?

Görmedi mi bütün dünya, canlı yayınlarda Netanyahu'nun ellerinin nasıl titrediğini?

Askeri sahada İsrail, Türkiye'nin düşmanı olsa ne olur, olmasa ne olur.

Onu kollayacak ABD, İngiltere, Almanya ve benzeri ülkeler olmadıktan sonra İsrail ezilip geçilecek bir böcek...

Zaten o ülkeleri de çökerttim ve İsrail bu nedenle de şu anda çökük. Onlarca senedir Türkiye ve o ülkeler İsrail'in yükünü taşıdılar. Masraflarını karşıladılar. Neler neler yaptılar.

Şimdi İsrail neredeyse tek başına... Üstelik demir kubbe diye aşırı övündükleri ve güvendikleri hava savunma sistemini bile yıllardır metafizikle delik deşik ettik. Sürekli bozduk ve bozmaya da devam ediyoruz.

İsrail, son haftalarda şehir merkezlerinde yaşanan yangınlarla ve patlamalarla bile sarsılmış, bunlara karşı bile çaresiz kalmış, bunların neden yaşandığını bulamamış bir sözde devlet.

TR'den ve başka ülkelerden İsrail karşıtı açıklamalar yapanlar, İsrail'in son nefeslerini alıp vermekte olduğunu çok iyi bilen ve aynı zamanda İsrail tarafından tasmaları tutulan hain piyonlar...

Bunlar, daha önce benzerleri sergilenmiş olduğu gibi, yeniden bir kontrollü savaş ortamı oluşturmak ve İsrail denilen şeyin güya kazandığı ve güçlendiği sonuçlar oluşturmak, bu süreçte kara para gelirlerini de çokça artırmak peşindeler. Bu yönde talimatlar aldılar.

Şu şartlarda Türkiye'de ve İran'da her kim İsrail'i tehdit ediyor ve İsrail ile askeri çatışma içinde olmak istiyorsa, kendini ifşa ediyor demektir. Şu şartlarda, İsrail ile savaşmak isteyenler ancak İsrail dostu olan kişilerdir.

Çünkü çok kısa süre daha İsrail bölgede o kaosu, kara para gelirlerinin artacağı karışık şartları, danışıklı savaşları çıkartamazsa, gizlenemez surette, herkesin açıkça göreceği şekilde çöküp yok olacak.

İsrail denilen ve fazlasıyla şişirilmiş o sözde devlet, senelerdir memurlarına ve bürokratlarına maaş ödemekte bile aşırı seviyede zorlanıyor.

Son senelerde askeri sahada gerekli harcamaları da yapamıyor, beklediği askeri desteği/yardımı malum ülkelerden de alamıyor. Çünkü onlar da İsrail ile aynı şartlar içindeler.

Bu İsrail mi bizimle savaşacakmış? Malum ülkeler mi İsrail denilen şeyi koruyacak ve destekleyecekmiş?

Herkes aklını başına alsın, ne dediğini, ne yazdığını bilsin. Sonuçlarını hesaplasın.

İsrail denilen terör şebekesi Türkiye'ye masonlar, satanistler, gizli Ermeniler, gizli Yahudiler, Ankara çetesi, genel kurmay çetesi gibi gibi hainler üzerinden zarar verebilir. Bizi sadece içimizden vurabilir. İçimizdeki hain unsurların oyundan düşürüldüğü bir Türkiye'ye İsrail yan gözle bile bakamaz.

Bunlar oyundan düşürüldüğünde ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Çin ve başka ülkeler de Türkiye'ye yan gözle bile bakamaz. TR karşısında sert açıklamalar bile yapamazlar. Daha şimdiden Rusya'nın, Çin'in, ABD'nin, Almanya'nın, Fransa'nın, İspanya'nın, Japonya'nın, İngiltere'nin, Kanada'nın ve benzerlerinin İstanbul merkezli Türkiye karşısındaki acizlikleri, açıkça gözler önünde değil mi?

Bizim acilen yok etmemiz gereken yer İsrail değil, Ankara ve İzmir...