Akademi Dergisi
Netenyahu artık gitmeli. Daha fazla direnmesinin, kendi safında olanlara bile hiçbir faydası yok.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İsrail halkı Tel Aviv'de Netanyahu hükumetini protesto etmek için yine toplandı
Tel Aviv'de binlerce kişinin katıldığı protesto gösterilerinde, Boşbakan Binyamin Netanyahu ve hükumetine karşı büyük tepkiler yükselmeye devam ediyor.
Tel Aviv'deki protestoların yanı sıra, Kirya Askeri Üssü'nde düzenlenen bir başka gösteride de binlerce kişi ateş yakarak hükumeti protesto etti. Göstericiler, "Anlaşma hemen" ve "Savaşı durdurun" mesajlarıyla İsrail hükumetine tepki gösterdi.
Tel Aviv'de binlerce kişinin katıldığı protesto gösterilerinde, Boşbakan Binyamin Netanyahu ve hükumetine karşı büyük tepkiler yükselmeye devam ediyor.
Tel Aviv'deki protestoların yanı sıra, Kirya Askeri Üssü'nde düzenlenen bir başka gösteride de binlerce kişi ateş yakarak hükumeti protesto etti. Göstericiler, "Anlaşma hemen" ve "Savaşı durdurun" mesajlarıyla İsrail hükumetine tepki gösterdi.
Akademi Dergisi
Voice message
Şimdi anladım, meğerse tükürdüğünü yalamak deyişi yine rüya tabirinden gelmiş.
Pek çok benzeri şeyler gibi, tavşan bacağı gibi, kuş pislemesi gibi, daha onlarca şey gibi tükürdüğünü yalamak da yani ilminden geri adım atmak, fetvasını geri almak. Çünkü rüyada tükürdüğünü yalıyorsa bir insan ilmi bir meselede ya da söylediği bir ilmi mesele değilse bile herhangi bir konuda söylediği sözde sözünden cayması geri durması demek. Tabir diliyle böyle.
Pek çok benzeri şeyler gibi, tavşan bacağı gibi, kuş pislemesi gibi, daha onlarca şey gibi tükürdüğünü yalamak da yani ilminden geri adım atmak, fetvasını geri almak. Çünkü rüyada tükürdüğünü yalıyorsa bir insan ilmi bir meselede ya da söylediği bir ilmi mesele değilse bile herhangi bir konuda söylediği sözde sözünden cayması geri durması demek. Tabir diliyle böyle.
Akademi Dergisi
Şimdi anladım, meğerse tükürdüğünü yalamak deyişi yine rüya tabirinden gelmiş. Pek çok benzeri şeyler gibi, tavşan bacağı gibi, kuş pislemesi gibi, daha onlarca şey gibi tükürdüğünü yalamak da yani ilminden geri adım atmak, fetvasını geri almak. Çünkü rüyada…
Seyyid Süleyman: Rüyada tükürmek; kötü sözle tabir olunur. Tükürdüğünü gören, şeriate muhalif olarak konuşur. Duvarın üzerine tüküren, haram mal toplar. Yere tüküren, tarla veya çiftlik satın alır. Ağaç üzerine tüküren, yalan konuşur ve sözünde durmaz.
Kirmani demiştir ki: Sıcak tükürük; uzun ömre, soğuk tükürük ise kısa bir hayata işarettir. Siyah tükürük; üzüntüdür. Sarı tükürük; hastalıktır. Ağzındaki tükürüğün kuruduğunu gören, fakir düşer.
Kirmani demiştir ki: Sıcak tükürük; uzun ömre, soğuk tükürük ise kısa bir hayata işarettir. Siyah tükürük; üzüntüdür. Sarı tükürük; hastalıktır. Ağzındaki tükürüğün kuruduğunu gören, fakir düşer.
📎 Meselâ Avrupalı araştırmacılar, Yeni Gine ve çevresindeki halklarda görülen mehdîlik hareketleri için kargo kültü, Kuzey Amerika yerlileri için ghost-danc tabirini kullanmışlardır. Eski Amerika yerlilerinden Aztekler mehdîlerine quetzalcoatl, Eski Mısırlılar ameni demişlerdi. Kavram için Hinduizm kalki, Budizm maytreya (maitreya, mettaya), Mecûsîlik saoşyant, yahudi ve hıristiyanlar mesîh kelimesini kullanırlar.
Mehdî, farklı kültür ve dinlere göre dünya tarihinin sonunda (âhir zaman) Tanrı tarafından yeryüzüne gönderilecek ve yeryüzünü hâkimiyetine alacak bir hükümdar, insanlara doğru yolu gösterecek bir peygamber, dinî bir lider veya Hinduizm’de olduğu gibi bir tanrıdır.
Mehdî, farklı kültür ve dinlere göre dünya tarihinin sonunda (âhir zaman) Tanrı tarafından yeryüzüne gönderilecek ve yeryüzünü hâkimiyetine alacak bir hükümdar, insanlara doğru yolu gösterecek bir peygamber, dinî bir lider veya Hinduizm’de olduğu gibi bir tanrıdır.
Akademi Dergisi
📎 Meselâ Avrupalı araştırmacılar, Yeni Gine ve çevresindeki halklarda görülen mehdîlik hareketleri için kargo kültü, Kuzey Amerika yerlileri için ghost-danc tabirini kullanmışlardır. Eski Amerika yerlilerinden Aztekler mehdîlerine quetzalcoatl, Eski Mısırlılar…
Böyle olması pek tabii, çünkü İsa peygamber de Mehdiyi haber verdi. Ondan önceki hak peygamberler de Mehdiyi haber verdi. Binlerce senedir bu dünyada Ankebut Ağı yani İblis'in teşkilatı yıkılamadı. Yıkacak kişinin Mehdi olduğu binlerce senedir çok sayıda peygambere ve veli zate haber verildi.
Hal böyle iken, çok sayıda millette ve kültürde Mehdi inancı olması, Mehdi inancının başka bir dinden İslam'a bulaştığını göstermez. Aksine olarak İslam dininin geçmişte, başka hak İslam peygamberleri döneminde de dünyanın her yerinde yaygın olduğunu gösterir. Ayrıca, o vakitlerde bile insanlara Mehdinin anlatıldığını gösterir, ispat eder.
Adem babamızdan bu yana dünyada tek hak din olduğunu, o dinin başka başka devirlerde vazifelendirilmiş çok sayıda hak peygamberleri olduğunu, o hak dinin de İslam dini olduğunu gösterir.
"İslam öncesi din ve inançlarda Mehdi" diyerek değerlendirme cümleleri kuranlar veya yazanlar ya çok büyük aldanış içindeler ya da bilerek ve isteyerek müslümanları çok büyük aldanışlara sürükleyen hain kişiler.
İslam öncesinde başka bir hak din yok. Hristiyanlık ve Yahudilik/Musevilik, hak din olan İslam'dan sapmış/saptırılmış ve İblis'in kontrolünde olan bozuk dinler.
Hal böyle iken, çok sayıda millette ve kültürde Mehdi inancı olması, Mehdi inancının başka bir dinden İslam'a bulaştığını göstermez. Aksine olarak İslam dininin geçmişte, başka hak İslam peygamberleri döneminde de dünyanın her yerinde yaygın olduğunu gösterir. Ayrıca, o vakitlerde bile insanlara Mehdinin anlatıldığını gösterir, ispat eder.
Adem babamızdan bu yana dünyada tek hak din olduğunu, o dinin başka başka devirlerde vazifelendirilmiş çok sayıda hak peygamberleri olduğunu, o hak dinin de İslam dini olduğunu gösterir.
"İslam öncesi din ve inançlarda Mehdi" diyerek değerlendirme cümleleri kuranlar veya yazanlar ya çok büyük aldanış içindeler ya da bilerek ve isteyerek müslümanları çok büyük aldanışlara sürükleyen hain kişiler.
İslam öncesinde başka bir hak din yok. Hristiyanlık ve Yahudilik/Musevilik, hak din olan İslam'dan sapmış/saptırılmış ve İblis'in kontrolünde olan bozuk dinler.
Çalıştınız mı konuyu, ben fırsat bulamadım. Her şeyi benden beklemeyin. Bir gün içinde yüzlerce mesele ile ilgileniyorum ben...
İsa peygamber bir zaman sonra bütün dünya insalığına "Ya iman ya da ölüm" diyecek ya...
O cümle "Ya dost olun, bu insani sisteme yani Mehdinin sistemine, onun tesis ettiği dünya düzenine uyun ya da düşman olun" demek mi? "Herkes safını seçsin demek mi?
İsa peygamber Kur'an-ı Kerim'e göre amel edecek, fetvalar verecek, bu kesin... O halde İsa peygamber gayr-i müslimleri İslam'a inanmaya, İslam dinine mensup olmaya zorlayabilir mi?
"Dinde zorlama yoktur" ayeti ve daha pek çok ayet nereye konacak?
İsa peygamber bir zaman sonra bütün dünya insalığına "Ya iman ya da ölüm" diyecek ya...
O cümle "Ya dost olun, bu insani sisteme yani Mehdinin sistemine, onun tesis ettiği dünya düzenine uyun ya da düşman olun" demek mi? "Herkes safını seçsin demek mi?
İsa peygamber Kur'an-ı Kerim'e göre amel edecek, fetvalar verecek, bu kesin... O halde İsa peygamber gayr-i müslimleri İslam'a inanmaya, İslam dinine mensup olmaya zorlayabilir mi?
"Dinde zorlama yoktur" ayeti ve daha pek çok ayet nereye konacak?
İsa peygamber neyi kaldıracak
İsa peygamber cizyeyi kaldıracak. Cizye bir çeşit vergi ve İslam devletinin sınırları içinde müslümanlarla barış içinde yaşayan gayr-i müslimlerden alınan bir vergi... Anlaşmak isterlerse gayr-i müslimler de islam devletinde zimmet, güvence, emniyet içinde yaşayabilirler. Kimse onların can, mal, ırz, vicdan, ifade hürriyetlerini engellemez.
Rüya tabiri diline göre cizye yani vergi, devlet memuru olmak demek. Buna göre, vergiyi kaldırmak, devlet memuru olmayı kaldırmak manasına gelir.
Zaten herkes bilir ki gerçek bir İslam devletinde, cizye ödeyen zımmiler yani o devlette barış halinde yaşayan gayr-i müslimler devlet memuru olamazlar. Orduya da alınmazlar.
Küresel tek bir devlet tesis edilirken hz İsa'nın bütün insanlığa hitap edeceği "Gelin, müslümanların idaresi altında huzur ve barış içinde yaşayabilirsiniz. Hiç zulüm görmezsiniz" diyeceği, ardından da "Bu İslam devletidir, zımmilerin haklarına titizlik gösterilir. Kimseye haksızlık edilmez. Lakin zımmilerin devlet memuru ve asker olma hakları yoktur" diyeceği anlaşılıyor.
Vergi ayrıca sıkıntı, yük, zahmet, zorluk manalarına da gelir.
Verginin kaldırılması, bunların kaldırılması manasına da gelebilir.
İsa peygamber cizyeyi kaldıracak. Cizye bir çeşit vergi ve İslam devletinin sınırları içinde müslümanlarla barış içinde yaşayan gayr-i müslimlerden alınan bir vergi... Anlaşmak isterlerse gayr-i müslimler de islam devletinde zimmet, güvence, emniyet içinde yaşayabilirler. Kimse onların can, mal, ırz, vicdan, ifade hürriyetlerini engellemez.
Rüya tabiri diline göre cizye yani vergi, devlet memuru olmak demek. Buna göre, vergiyi kaldırmak, devlet memuru olmayı kaldırmak manasına gelir.
Zaten herkes bilir ki gerçek bir İslam devletinde, cizye ödeyen zımmiler yani o devlette barış halinde yaşayan gayr-i müslimler devlet memuru olamazlar. Orduya da alınmazlar.
Küresel tek bir devlet tesis edilirken hz İsa'nın bütün insanlığa hitap edeceği "Gelin, müslümanların idaresi altında huzur ve barış içinde yaşayabilirsiniz. Hiç zulüm görmezsiniz" diyeceği, ardından da "Bu İslam devletidir, zımmilerin haklarına titizlik gösterilir. Kimseye haksızlık edilmez. Lakin zımmilerin devlet memuru ve asker olma hakları yoktur" diyeceği anlaşılıyor.
Vergi ayrıca sıkıntı, yük, zahmet, zorluk manalarına da gelir.
Verginin kaldırılması, bunların kaldırılması manasına da gelebilir.
📎 Mehdî devrinin açılış ve başlangıcına bazı olaylar olağan dışı görüntüleriyle katılır. Hindular’ca mehdînin gelişinde güneş ve ay, Tisya ve Jüpiter birbirlerine kavuşacaktır. Mecûsîler’e göre güneş otuz gün otuz gece semanın ortasında duracaktır. Hıristiyanlarca Îsâ Mesîh’in gelişinde gün ortasında hava kararacak, gün ne geceye ne gündüze benzeyecek, gece de hava kararmayacaktır. Yine o gün beklenmedik bir soğuk, arkasından beklenmedik bir sıcak olacaktır. Bu olağan üstü zamanın takvim hesabını yapanlar da vardır. Çeşitli dinlerde yer alan bu hesaplar, inananlarını daima hayal kırıklığına uğratmasına rağmen dar çevrelerde güncelliğini sürdürmektedir. Meselâ eski Şîa rivayetlerine göre mehdî on ikinci imamın gaybı ihtiyar edişinden altmış gün, altmış ay veya altmış yıl sonra, Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye göre 1284’te, Yehova Şahitleri’ne göre mesîh 1975’te görünecektir. Bu hesaplar diğer dinlerin inananları arasında da yaygındır. Mehdîlerin iktidar süreleri Hinduizm, Mecûsîlik ve Hıristiyanlık’ta biner yıl olarak düşünülürken Budizm’de 84.000 yıla kadar çıkarılmıştır. Bu süreç Yahudilik’te kırk, yetmiş veya dört yüz yıl öngörülür, İslâmî rivayetlerde ise iki yılla kırk yıl arasında çeşitli sayılar nakledilir.
Akademi Dergisi
📎 Mehdî devrinin açılış ve başlangıcına bazı olaylar olağan dışı görüntüleriyle katılır. Hindular’ca mehdînin gelişinde güneş ve ay, Tisya ve Jüpiter birbirlerine kavuşacaktır. Mecûsîler’e göre güneş otuz gün otuz gece semanın ortasında duracaktır. Hıristiyanlarca…
Anlaşılan o ki binlerce yıldır İslam dininin hak peygamberleri kendi devirlerinde insanlara Mehdiyi anlatırken hep aynı dili, sembol/rüya dilini kullanmışlar.
Akademi Dergisi
📎 Mehdî devrinin açılış ve başlangıcına bazı olaylar olağan dışı görüntüleriyle katılır. Hindular’ca mehdînin gelişinde güneş ve ay, Tisya ve Jüpiter birbirlerine kavuşacaktır. Mecûsîler’e göre güneş otuz gün otuz gece semanın ortasında duracaktır. Hıristiyanlarca…
Binlerce yıldır Ay, yıldız ve Mehdi...
Daha önce geniş şekilde konu etmiştim. Ay da güneş de gerçek manalarına gelmiyor. Ay tutulmaları ve güneş tutulmaları da gerçek manalarına gelmiyor. Bunlar Mehdiye dair hadislerde de durugörüde de rüyalarda da gerçek manalarına gelmiyor.
Ay zaten Mehdiyi temsil/sembolize ediyor. Çünkü Mehdi gecenin zifiri karanlığında, hiç başka aydınlık kaynağı yok iken insanlığa ışık oluyor, yön gösteriyor, onları aydınlatıyor. Kamer suresindeki Kamer/Ay da Mehdi demek. Tarık suresindeki "Tarık" da mehdi demek. Pek çok surede Mehdi'den başka başka kelimelerle bahsedildi.
Güneş de insanların dünyasını aydınlatıyor ama Ay'ın yeri, kıymeti daha ayrı... Aslında güneş de Mehdi demek oluyor. Lakin güneş ayrıca devlet başkanı olmak, mal ve mülk sahibi, itibar sahibi olmak manalarına geliyor.
Kendilerine "Sümerler" demedikleri halde günümüzde Sümerler denilen o topluluk da müslüman Türklerdi. Anlaşılan o ki onlar da Ay ile yıldızı bu manalarda sembol olarak kullandılar.
Belki onlar bile Mehdi çağına erişmeyi arzuladılar.
Ayla yıldızın bir arada olması, Mehdinin devletin başına geçmesi, hüküm sahibi olması, dünyayı kurtarması demek. Binlerce yıl devam eden karanlık çağın son bulması demek.
Şu aşağıdaki gibi sözde bilimsel değerlendirmeler palavralardan ibaret, çünkü Sümerlerin Türk de müslüman da olduklarına dair çok sayıda somut bilimsel veri/bulgu var:
"Hilâl ve yıldız figürü aynı zamanda Sümer ikonografisinin de en çok kullanılan öğelerinden biridir. Buradaki kullanımlarında ise "Hilâl", "Ay Tanrısı"nı (Sin) temsil etmektedir. Yıldız ise İştar veya Antik Roma mitolojisinde de bulunan Venüs'ü sembolize etmektedir."
Daha önce geniş şekilde konu etmiştim. Ay da güneş de gerçek manalarına gelmiyor. Ay tutulmaları ve güneş tutulmaları da gerçek manalarına gelmiyor. Bunlar Mehdiye dair hadislerde de durugörüde de rüyalarda da gerçek manalarına gelmiyor.
Ay zaten Mehdiyi temsil/sembolize ediyor. Çünkü Mehdi gecenin zifiri karanlığında, hiç başka aydınlık kaynağı yok iken insanlığa ışık oluyor, yön gösteriyor, onları aydınlatıyor. Kamer suresindeki Kamer/Ay da Mehdi demek. Tarık suresindeki "Tarık" da mehdi demek. Pek çok surede Mehdi'den başka başka kelimelerle bahsedildi.
Güneş de insanların dünyasını aydınlatıyor ama Ay'ın yeri, kıymeti daha ayrı... Aslında güneş de Mehdi demek oluyor. Lakin güneş ayrıca devlet başkanı olmak, mal ve mülk sahibi, itibar sahibi olmak manalarına geliyor.
Kendilerine "Sümerler" demedikleri halde günümüzde Sümerler denilen o topluluk da müslüman Türklerdi. Anlaşılan o ki onlar da Ay ile yıldızı bu manalarda sembol olarak kullandılar.
Belki onlar bile Mehdi çağına erişmeyi arzuladılar.
Ayla yıldızın bir arada olması, Mehdinin devletin başına geçmesi, hüküm sahibi olması, dünyayı kurtarması demek. Binlerce yıl devam eden karanlık çağın son bulması demek.
Şu aşağıdaki gibi sözde bilimsel değerlendirmeler palavralardan ibaret, çünkü Sümerlerin Türk de müslüman da olduklarına dair çok sayıda somut bilimsel veri/bulgu var:
"Hilâl ve yıldız figürü aynı zamanda Sümer ikonografisinin de en çok kullanılan öğelerinden biridir. Buradaki kullanımlarında ise "Hilâl", "Ay Tanrısı"nı (Sin) temsil etmektedir. Yıldız ise İştar veya Antik Roma mitolojisinde de bulunan Venüs'ü sembolize etmektedir."
İlk insan ve ilk peygamber olan Adem peygamber, ahir zamanda çıkacak olan Deccal'den kendi devrinde bahsettiğine göre, onu yıkacak olan Mehdi'den kendi devrinde bashetmemiş olabilir mi?
Anlaşılıyor ki insanlık tarihi boyunca Mehdi biliniyor ve bekleniyor.
Belki de daha önceki Adem nesillerinde bile Mehdi'den bahsedilmiştir. Belki de gelecek Adem nesillerinde de Mehdi'den bahsedilecektir.
Anlaşılıyor ki insanlık tarihi boyunca Mehdi biliniyor ve bekleniyor.
Belki de daha önceki Adem nesillerinde bile Mehdi'den bahsedilmiştir. Belki de gelecek Adem nesillerinde de Mehdi'den bahsedilecektir.
Lübnan'daki olumlu gelişmelerin haberlerini alıyorum. En kısa zamanda onlardan somut çıkışlar da bekliyorum.
Size bir iyilik daha yapayım. Rüyada nükleer reaktör görmenin manasını yazayım.
Reaksiyonda, peş peşe gelişmelerin olması, bir şeyin başka şeylere sebep olması manası var. Nükleer reaksiyon veya nükleer reaktör görmek de bunun gibidir. Peş peşe para gelişmeleri yani paranın başka parayı çekmesidir.
Akar suları görmek sürekli, kesintisiz gelir demek ama sürekli gelirin muazzam miktarda, aşırı yüksek meblağda olacağı rüyada ya da durugörüde nükleer reaktörle gösterilir.
Artık biraz rahatlayın. Sizin çapsız, bilgisiz medyumlarınız, astrologlarınız, rüya tabircileriniz hala hiçbir şey bilmiyorlar. Gördükleri reaktör patlamaları da çoğunlukla gerçek manaya gelmiyor.
Zaten tabiri dilinde böyle şeylerin patlaması çoğunlukla hayırlı manaya gelir. Yani patlıyor diye ondan kötü mana çıkartılmaz. Patlamanın manası kötü değildir.
Kamer suresinde Ay'ın patlayacağı haber verilmiş ki o patlama da gerçek manasına gelmediği gibi, kötü bir şeyi de haber vermiyor. Bunları hep anlatmıştım.
Bütün bunlara rağmen, üzülmeyerek yazıyorum ki hak eden diyarlarda gerçekten nükleer patlamalar da olacak.
Reaksiyonda, peş peşe gelişmelerin olması, bir şeyin başka şeylere sebep olması manası var. Nükleer reaksiyon veya nükleer reaktör görmek de bunun gibidir. Peş peşe para gelişmeleri yani paranın başka parayı çekmesidir.
Akar suları görmek sürekli, kesintisiz gelir demek ama sürekli gelirin muazzam miktarda, aşırı yüksek meblağda olacağı rüyada ya da durugörüde nükleer reaktörle gösterilir.
Artık biraz rahatlayın. Sizin çapsız, bilgisiz medyumlarınız, astrologlarınız, rüya tabircileriniz hala hiçbir şey bilmiyorlar. Gördükleri reaktör patlamaları da çoğunlukla gerçek manaya gelmiyor.
Zaten tabiri dilinde böyle şeylerin patlaması çoğunlukla hayırlı manaya gelir. Yani patlıyor diye ondan kötü mana çıkartılmaz. Patlamanın manası kötü değildir.
Kamer suresinde Ay'ın patlayacağı haber verilmiş ki o patlama da gerçek manasına gelmediği gibi, kötü bir şeyi de haber vermiyor. Bunları hep anlatmıştım.
Bütün bunlara rağmen, üzülmeyerek yazıyorum ki hak eden diyarlarda gerçekten nükleer patlamalar da olacak.
Şimdi çözdünüz mü "İsa peygamberin semaya kaldırılması" aslında ne demekmiş?
Tevbe Suresi, 29. ayet: Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü'nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.
Akademi Dergisi
Tevbe Suresi, 29. ayet: Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü'nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.
Daha da iyi kavramaya başladınız mı?
Ayetle açıkça emir edilmiş olan, sünnette/hadislerde de delilleri bulunan cizyeyi yani İslam ülkesinde yaşayan gayr-i müslimlerin ödeyeceği vergiyi, hz İsa nasıl kaldırsın? Böyle yetkisi, hareket sahası var mı? Allah'ın ayetini peygamberleri hiç kaldırır mı?
Hz İsa yeniden peygamberlik vazifesi ile gelmeyecek. Yeniden bir ilahi kitap da gelmeyecek. Hak/gerçek İncil'in hükmünü Kur'an-ı Kerim zaten kaldırdı ve hz İsa gerçek İncil ile de hükmetmeyecek.
O halde Kur'an'a ve sünnete tabi olması gereken hz İsa cizyeyi nasıl kaldırabilir?
Bir ehl-i sünnet alimi çıkarak gerçek manasıyla "Hz İsa cizyeyi kaldıracak" diyebilir mi?
Gelecekten bahsedilen hadis-i şeriflerde, en çok da Mehdiye ve İsa peygambere dair hadis-i şeriflerde şifreli bir dil bulunmadığını iddia edenler, hadisleri ilk/zahiri manalarına anlayanlar, bu işlerin içinden nasıl çıkabilirler?
Bütün islam alemi hemen şimdi bu yanlış gidişten dönmeli.
On beş senedir bu hakikati fark ettirmek istiyordum. Şimdi vakti geldi, türlü türlü kısımlarda aslında manaların neler olduğunu biraz da olsa açtım, anlattım. Herkesin kavramasını sağladım.
Alnında kefere yazan bir Deccal'a hangi müslüman kansın? O hadis metnini kim gerçek manasına, ilk/zahiri manasına anlayabilir ve bunda ısrarcı olabilir. Bunu ne hakla yapabilir.
Peygamberler insanlara her devirde rüya tabiri dilini öğrettiler. Geleceğe dair hadiseler rüyalarda gösterilse bile kaos çıkmıyor, olağan akış bozulmuyor, çünkü Allah geleceği rüyalarda sembol/rüya diliyle gösteriyor.
Peygamberler de rüya tabiri ilmini insanlığa her devirde yeniden yeniden öğreten kişiler. Onlar, kendilerine geleceğe dair sorular sorulduğunda bu dili kullanarak cevaplar verdiler ki İslam ve insanlık düşmanları geleceğe dair açık bilgi sahibi olmasınlar ve hayatın akışını bozamasınlar.
Bu öyle bir mesele ki gelecekten haber veren ayetlerin bazılarında bile bu dil, bu sanat, bu ilim var.
Kamer suresinin ilk ayetinden tutalım, onlarca ayette bu dil ve bu edebi sanat var.
Tarık suresinde de bu var. Bu sanatla Mehdi'den ve Mehdi zamanından bahsedilen onlarca sure, yüzlerce ayet var.
Ayetle açıkça emir edilmiş olan, sünnette/hadislerde de delilleri bulunan cizyeyi yani İslam ülkesinde yaşayan gayr-i müslimlerin ödeyeceği vergiyi, hz İsa nasıl kaldırsın? Böyle yetkisi, hareket sahası var mı? Allah'ın ayetini peygamberleri hiç kaldırır mı?
Hz İsa yeniden peygamberlik vazifesi ile gelmeyecek. Yeniden bir ilahi kitap da gelmeyecek. Hak/gerçek İncil'in hükmünü Kur'an-ı Kerim zaten kaldırdı ve hz İsa gerçek İncil ile de hükmetmeyecek.
O halde Kur'an'a ve sünnete tabi olması gereken hz İsa cizyeyi nasıl kaldırabilir?
Bir ehl-i sünnet alimi çıkarak gerçek manasıyla "Hz İsa cizyeyi kaldıracak" diyebilir mi?
Gelecekten bahsedilen hadis-i şeriflerde, en çok da Mehdiye ve İsa peygambere dair hadis-i şeriflerde şifreli bir dil bulunmadığını iddia edenler, hadisleri ilk/zahiri manalarına anlayanlar, bu işlerin içinden nasıl çıkabilirler?
Bütün islam alemi hemen şimdi bu yanlış gidişten dönmeli.
On beş senedir bu hakikati fark ettirmek istiyordum. Şimdi vakti geldi, türlü türlü kısımlarda aslında manaların neler olduğunu biraz da olsa açtım, anlattım. Herkesin kavramasını sağladım.
Alnında kefere yazan bir Deccal'a hangi müslüman kansın? O hadis metnini kim gerçek manasına, ilk/zahiri manasına anlayabilir ve bunda ısrarcı olabilir. Bunu ne hakla yapabilir.
Peygamberler insanlara her devirde rüya tabiri dilini öğrettiler. Geleceğe dair hadiseler rüyalarda gösterilse bile kaos çıkmıyor, olağan akış bozulmuyor, çünkü Allah geleceği rüyalarda sembol/rüya diliyle gösteriyor.
Peygamberler de rüya tabiri ilmini insanlığa her devirde yeniden yeniden öğreten kişiler. Onlar, kendilerine geleceğe dair sorular sorulduğunda bu dili kullanarak cevaplar verdiler ki İslam ve insanlık düşmanları geleceğe dair açık bilgi sahibi olmasınlar ve hayatın akışını bozamasınlar.
Bu öyle bir mesele ki gelecekten haber veren ayetlerin bazılarında bile bu dil, bu sanat, bu ilim var.
Kamer suresinin ilk ayetinden tutalım, onlarca ayette bu dil ve bu edebi sanat var.
Tarık suresinde de bu var. Bu sanatla Mehdi'den ve Mehdi zamanından bahsedilen onlarca sure, yüzlerce ayet var.
Akademi Dergisi
Tevbe Suresi, 29. ayet: Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü'nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.
📎 Cizye “kâfi gelmek; karşılığını vermek, ödemek” mânasındaki cezâ masdarından türemiş bir isim olup İslâm literatüründe tebaadan olan gayri müslimlerin ödedikleri vergiye, harbî olanlardan ayrı tutulmalarına, can ve mal güvenliğine kavuşturulmalarına karşılık sayıldığı için bu ad verilmiştir. Kelime hem Kur’ân-ı Kerîm’de (et-Tevbe 9/29) hem de hadislerde (bk. Miftâḥu künûzi’s-sünne, “cizye” md.) terim anlamında geçmektedir. Cizyenin “cizyetü’l-arz” (toprak vergisi) ve “harâcü’r-re’s” (baş vergisi) terkiplerinde görüldüğü üzere haraç kelimesi gibi mutlak vergi mânasında kullanıldığı da olmuştur. Ancak müstakil kullanıldıkları zaman cizye ile baş vergisi, haraç ile de arazi vergisi kastedilir.
Akademi Dergisi
Tevbe Suresi, 29. ayet: Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resûlü'nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.
📎 İslâm hukukunda cizye, gayri müslim tebaa (zimmî) ile yapılan zimmet antlaşması sonucunda alınır. Hanefîler’e göre İslâm devleti sınırları içinde bir yıldan fazla ikamet eden gayri müslimlerden de (müste’men) bu verginin tahsil edilmesi gerekir. Bunun karşılığında zimmîlerin can, mal ve inanç hürriyetleri güvence altına alınır. Nitekim Hz. Peygamber, Eyle halkı ile yaptığı zimmet antlaşmasıyla cizye ödemeleri karşılığında onlara bu hakları taahhüt etmiştir. Teymâ’da oturmakta olan yahudilerle yapılan antlaşmada da, “Onları himaye etmek bizim vazifemiz, cizye ödemek de onların vazifesidir” denilmektedir. Benzer hükümleri Yemen halkı ile ve Necranlılar’la yapılan antlaşmalarda da görmek mümkündür. Hâlid b. Velîd, Hîreliler’le yaptığı antlaşmada onları himaye edemezse topladığı cizyeyi geri vereceğini taahhüt etmiştir. Nitekim Ebû Ubeyde b. Cerrâh, ahalisiyle zimmet antlaşması yaparak cizye aldığı Humus’u Bizans’a karşı savunamayacağını anlayıp terketmek zorunda kalınca topladığı cizyeyi geri vermiştir. Aynı uygulamanın Suriye’nin diğer şehirlerinde de yapıldığı bilinmektedir.
Akademi Dergisi
📎 İslâm hukukunda cizye, gayri müslim tebaa (zimmî) ile yapılan zimmet antlaşması sonucunda alınır. Hanefîler’e göre İslâm devleti sınırları içinde bir yıldan fazla ikamet eden gayri müslimlerden de (müste’men) bu verginin tahsil edilmesi gerekir. Bunun karşılığında…
📎 Hz. Peygamber Muâz b. Cebel’i Yemen’e âmil (vali) olarak gönderirken ona her yetişkin erkekten cizye alması tâlimatını vermiştir. Bu tâlimattan, Hz. Peygamber zamanında cizye mükelleflerinin bâliğ erkekler olduğu anlaşılmaktadır. Aynı dönemde yetişkin kadınlardan da cizye alındığına dair bazı örneklere rastlanmaktaysa da (Ebû Ubeyd, nr. 65-66) bunlar barış antlaşmaları yoluyla halktan toplu şekilde alınan cizye ile ilgili olmalıdır. Nitekim Hz. Ömer zamanında çocuk, kadın, fakir ve kilise gelirleriyle geçinen rahiplerin cizyeden muaf tutuldukları bilinmektedir (Ebû Yûsuf, s. 131-132).